Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

GRT283 Kitle İletişim Kuramları hafta 13

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "GRT283 Kitle İletişim Kuramları hafta 13"— Sunum transkripti:

1 GRT283 Kitle İletişim Kuramları hafta 13

2

3

4 GRT 283 KİTLE İLETİŞİM KURAMLARI
Hafta 11 B

5 HAYATI, GÖRÜŞLERİ ve ÇALIŞMALARI
STUART HALL HAYATI, GÖRÜŞLERİ ve ÇALIŞMALARI HAZIRLAYAN MEVA KURT

6 HAYATI Stuart Hall, 3 Şubat 1932 ‘de Kingston (Jamaika)’ da dünyaya geldi. 1951 ‘den bu yana İngiltere ‘de çalışmalarını sürdüren teorist ve sosyologtur. Stuart Hall, Richard Hoggart ve Raymond Williams ile birlikte, Kültürel Çalışmalar Birmingham Okulu olarak bilinen düşünce okulunun kurucuları arasındadır.

7 1964 yılında Birmingham Üni
1964 yılında Birmingham Üni. Çağdaş Kültürel Araştırmalar Merkezi’ne katıldı. Hall, 1968’de merkezin müdürlüğünü Hoggart’tan devralarak 1979’a kadar orada kaldı. Stuart Hall, aynı zamanda İngiliz Sosyoloji Derneği- nin yılları arasında başkanlığını yapmıştır. Stuart Hall, burada ırk ve cinsiyet ile başa çıkmak için kültürel çalışmaların kapsamını genişleterek, Fransız teorisyenlerinden aldığı fikirlerle teorisini geliştirdi. Hall, Open Üniversitesi ‘nde sosyoloji profesörü olmak için 1979 yılında merkezi bıraktı.

8 Stuart Hall,1997 yılında Open Üniversitesi ‘nden emekli oldu.
İngiliz gazetesi The Observer, S. Hall ‘ı “Ülkenin önde gelen kültür kuramcılarından biri” olarak nitelendirir.

9 Ayrıca Stuart Hall, akademisyen olmadan önce ortaokul öğretmenliği yapmıştır.
1964’te ilk kitabı “The Popular Arts” yayınlanmıştır.

10 Stuart Hall’ın tüm kültürlerin ayrı ayrı özel değerleri olduğuna ve kültürler arası mukayesenin son derece anlamsız olduğuna dair görüşleri vardır. Çingene ve siyah kültürüne özel bir ilgisi olmakla beraber, “ayaklı ansiklopedi” olarak nitelendirilir.

11 GÖRÜŞLERİ Stuart Hall çalışmalarında kültürelci yaklaşımı sunar.
Hall, Althusser ’i takip ederek medyanın gerçeği inşa etmesine rağmen gerçeği yansıtıyormuş gibi yaptığını belirtir. Hall ’a göre medya egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden yorumları yeniden üretme eğilimindedir.

12 Buna göre medya kamunun bilincini biçimlendiren ve ona etki eden güçlü bir araç olarak görülür. Kültürelcilik, ekonomizmi reddederek Althusserci yapısalcılığı izler. Fakat yapısalcılığın aksine alt grupların toplumdaki gerçek deneyimlerine vurgu yapar ve medyanın toplumsal bağlamını kurarak medyayı kompleks bir yapısal bütünlük olarak görür.

13 İNGİLİZ KÜLTÜREL ÇALIŞMALARI
Kültürel çalışmalar, ekonomi, politika, sanat tarihi, iletişim, sosyoloji eleştirileriyle, edebiyat, toplum ve medya kuramlarını içeren disiplinler arası çalışma alanıdır. Dil, cinsiyet, ırk, sınıf, milliyet, etnik köken, ideoloji gibi unsurlar yapılan çalışmalarda başlıca kriterlerdir. Althusser’in “Devletin İdeolojik Aygıtları” ve Gramsci’nin “Hegemonya” kavramları Kültürel Çalışma kuramcılarını oldukça fazla etkilemiştir.

14 İngiliz kültür okulu kültür yaklaşımda 1980 den sonra önemli bir değişikliğe gitti. Daha önce negatif yüklü ideolojik “kitle kültürü” kavramını oluşturan okul ortaya yeni bir kavram attı. Bu kavram “popüler kültür” oldu.

15 İNGİLİZ KÜLTÜREL ÇALIŞMALARINA STUART HALL’IN KATKISI
Stuart Hall, İngiliz Kültürel Çalışmaları içerisinde medya çalışmalarında “hegemonya” düşüncesinin en ünlü destekçisidir. Hegemonya:Bir sistemde bir elemanın diğerlerine karşı üstünlük kurmasıdır. Hall’a göre medya güçlülerin çıkarlarına hizmet eder. Bir metnin kodlanmasıyla, okurun bu kodları çözmesi arasında her zaman bir farklılık vardır. Bu nedenle medya kültürü tarafından ortaya konan ürünler farklı okumalara açıktır.

16 Hall’a göre bağımlı sınıflar kültürel aptallar değildirler
Hall’a göre bağımlı sınıflar kültürel aptallar değildirler. Kendi hayatlarıyla ilgili, temsil açısından farkındalık gösterip yeni bir düzey oluşturabilmektedirler. Hall bu yeni düzeyi “popüler” olarak adlandırmış ayrı bir kültür olarak görmüştür.

17 Hall diyor ki: “popüler kültür iktidarda olanların kültürüne karşı ya da onun adına mücadelenin alanlarından biridir. O mücadele içinde aynı zamanda, kaybedilecek yada kazanılacak olan şeydir. Boyun eğme ve direnme alanıdır. Kısmen hegemonyanın yükseldiği ve güvenlik altına alındığı yerdir. Popüler kültürün önemli olması bu nedenledir.” (Hall 1981: 239)

18 Başka bir bakış açısı: Fiske, “popüler kültür” anlamına Hall’ın yaklaştığı anlamda bir direniş noktası olarak yaklaşmaz. Fiske’ye göre: evet popüler kültür bağımlı sınıflara belirli açılımlar sağlamaktadır. Fakat bu popüler kültürün tamamen iktidardan bağımsız oluşturulmuş yeni özerk bir kültür olduğu anlamına gelmez. Popüler ne tam olarak iktidarın istediği bir kültür tarzıdır ne da halka ait olarak görülebilecek tarzda özgün bir kültürdür.

19 Televizyon mesajın bir etki oluşturabilmesi, bir ihtiyacı karşılayabilmesi ve bir kullanıma hizmet edbilmesi için, söylem olarak gösterene uygun hale getirilmeli ve anlamlı biçimde kodlanmalıdır.

20 Stuart Hall televizyon mesajlarının çok karmaşık yapıya sahip olduğunu söyler.
Mesaj, sessel ve görüntüsel olarak ikiye ayrılır. Görüntüsel söylem, üç boyutlu bir dünyayı düz bir ekrana taşır. Filmde köpek havlayabilir ama ısıramaz. Gerçeklik, dilin dışında var olur ama dilin yönlendirilmesine bağlıdır.

21 Hall televizyon mesajlarını üçe ayırır.
Dominant Hegemonik Pozisyon Müzakereci Okuma Pozisyonu Muhalif Okuma Pozisyonu

22 DOMİNANT HEGEMONİK POZİSYON
Bu pozisyonda izleyici, durumu önerilen anlamına uygun biçimde okur. Televizyonda çalışan kişilerin bir mesajı kodlarken aldıkları pozisyondur. Yani bu durumda izleyici mesajları görünen yüzüyle algılar.

23 MÜZAKERECİ OKUMA POZİSYONU
Halkın büyük kısmı medya mesajlarının içinden çıkarılması istenen hakim anlamın ne olduğunu ayırt edebilir. Hall, müzakereci okumaya, grev yapma hakkını sınırlayan bir yasa veya ücret artışının durdurulması ile karşı karşıya kalan işçinin tepkisini örnek verir. İşçi, daha iyi bir ücret için grev yapabilir.

24 MUHALİF OKUMA POZİSYONU
Bu pozisyonda izleyici, metnin içerdiği bütün anlam ve yan anlamları çözer ve bunlara karşı tutum alır. Hall, bu pozisyona, televizyonda maaşları en yüksek noktaya vardırmak konusunda bir tartışmayı izleyen kişinin, ulusal çıkarları, sınıf çıkarları olarak okumasını örnek verir.

25 SONUÇ İngiliz kültür okulu temsilcileri bir bakıma Frankfurt okulu ekolünün devamı niteliğindedir. Frankfurt Okulu Almanya’da meydana gelen Nazi oluşumu sonrasında ömrünü tamamlamıştır. Bundan sonra İngiliz Kültür Okulunun kuruluş temelinde karşımıza çıkan isim Raymond Williams olmuştur. Williams kültür kavramını yeniden tanımlamış ve kültür endüstrisinden bahsederek “kitle kültürü” gibi bir kavramı ortaya atmıştır.

26 SONUÇ İngiliz Kültür Okulu çalışmalarına bu temel üzerinden başlayarak 80 li yıllara kadar iktidar sahiplerinin oluşturduğu hegemonya’nın bir kültür endüstrisi haline geldiğini savunmuştur. Bu şekilde boş zaman mefatorları ile “kitle kültürü” oluşturulmuş bağımlı kitleler sisteme bu şekilde eklemlenmiştir.

27 SONUÇ Stuart Hall’ın, Kültür Okulunun başında olduğu döneme kadar kitle kültürüne negatif bir anlam yüklenmiştir. Bu anlamda işçi sınıfın “kitle kültürü’ne” karşı kendini koruması ve sistem içerisinde kaybolmaması üzerinde durulmuştur. Fakat Hall kitle kültürünün bağımlı sınıflara yeni açılımlar sağladığı üzerinden “popüler kültür” adlı bir kavram türetmiştir.

28 SONUÇ Hall bu konuda fazlaca iyimser kalarak oluşturulan tüm kültürün yani popüler olanın halk tarafından bilinçli oluşturulduğunu; “popüler kültür” ün bir direnme alanı olduğunu söylemiştir.


"GRT283 Kitle İletişim Kuramları hafta 13" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları