Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SOSYAL ÖĞRENME KURAMI."— Sunum transkripti:

1 SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

2 Sosyal öğrenme kavramı ilk defa 1947 yılında Julian Rotter tarafından kullanılmıştır. İnsan hayatına tesir edebilen yaşam deneyimlerini etkileyebilme yeteneğine sahip bilinçli bir varlıktır.Fakat dış uyarıcılar ve pekiştireçler insan davranışlarını etkilemektedir. İnsanlar pekiştireci iç ve dış denetim odaklı olmak üzere iki şekilde algılamaktadırlar.İç denetim odaklıda insanlar pekiştirmenin kendi davranışlarına bağlı olduğunu düşünerek kendi yaşamlarından sorumlu olduklarını düşünürler ve buna uygun davranış ortaya koyarak başarılı olurlar.

3 Dış denetim odaklı olanlar ise, pekiştirmenin dışsal güçlere bağlı olduğunu düşünerek sahip oldukları yetenekleri ve davranışlarıyla çok az şeyi değiştirebileceklerine inanırlar. Bu yüzden hiç çaba göstermezler.

4 Albert Bandura tarafından geliştirilen sosyal öğrenme kuramı bilişsel öğrenme kuramı ile analitik davranışçı kuramın birleştirilerek ortaya konulduğu bir orta yol kuramıdır. Uyarıcı ile tepki arasında aracı mekanizma kişinin bilişsel süreçleridir. Düşünme süreçlerinin (inançlar, beklentiler ve yorumlar) dışa ait pekiştirme tarifeleri üzerinde etkili olduğu düşünülür. Örneğin, bireyler, cinsel kimlik rollerini sosyal öğrenme kuramına göre, öncelikle anne-babasını gözleyip taklit ederek öğrenir. Ancak giderek kendi değerleri, inançları, beklentileri doğrultusunda bu rol modellerini değerlendirir ve kendini bu düşünme sürecine göre biçimlendirir.

5 Sosyal öğrenme kuramı, davranışçı yaklaşıma üç temel eleştiri getirmiştir. Bunlar;
-Davranışçı yaklaşım doğal ortamda olanları temsil edemez. -Davranışçı yaklaşım yeni tepkileri dikkate almaz. -Davranışçı yaklaşım sadece uyarıcıya verilen tepkiyi dikkate alırken gelecekteki tepkileri dikkate almaz. Sosyal öğrenme kuramı üç önemli farklılığı ortaya koymuştur: 1.Davranış öğrenilir fakat hemen gösterilemeyebilir. Gözlem sonunda kazanılan davranışların hemen gösterilmesi daha sonraki yaşantısında gösterebilir. 2.Öğrenme her zaman pekiştirece bağlı değildir. 3.İnsan uyarıcıya karşı tepki veren pasif bir organizma değildir.

6 Sosyal öğrenme kuramı araştırmalarında, etkileşim içerisindeki insan deneklerin davranışlarının gözlenerek davranış repertuarına kazandırılması ve değiştirilmesinde pekiştirmenin rolü temel alınmıştır. Albert Bandura 1969 yılında davranış değiştirmenin ilkelerini (principle of behavior modification) yazdığında sosyal öğrenme kuramının öğrenme olgusu ile ilgili temel kavramlarına açıklık getirmiştir.

7 Davranış değişikliği kişinin davranış ile ödül arasındaki ilişkiyi anlamada meydana gelen değişikliktir. Bazı zamanlarda kişinin zihninde meydana getirilen basit değişiklikler onun davranış değiştirmesini sağlar. Bandura'ya göre davranışı değiştiren pekiştirme tarifesi değil, kişinin bu tarifenin ne olduğuna dair düşünce ve değerlendirmesidir.

8 Sosyal öğrenmede temel faktör, bireyin başkalarını gözlemleyerek öğrenmesidir. Birlikte öğrenme ortamında öğrenen ile öğretenlerin etkileşim içinde olması, öğrenene; gözleme, taklit etme, ve zihinsel fonksiyonlar geliştirmede gerçek fırsatın sağlanması gereklidir. Öğrenmenin etkililiği, öğrenenin modelden gözlemlediği davranışı taklit edebilme kabiliyetine bağlıdır.Gözlemlenen davranışın sonunda modelin almış olduğu olumlu pekiştireç (ödül) veya ceza gözlemleyenin o davranışı taklit edip etmeme kararını etkiler.

9 Modellerden öğrenme: Sosyal öğrenme kuramının en önemli öğesi modeldir
Modellerden öğrenme: Sosyal öğrenme kuramının en önemli öğesi modeldir. İnsanların bir davranışı öğrenebilmeleri için, o davranışın başkaları (model) tarafından nasıl yapıldığını görmeleri gerekmektedir. Model olan kişi gözlemlenerek neler öğrenilebilir? 1. Yeni bilişsel beceri ve davranışlar öğrenebilir. 2. Öğrenilenleri güçlendirir veya söndürür. Modelin yapmış olduğu davranışlar ve sonuçlarını gözlemleyerek neyin yapılabileceğini ve neyin yapılmaması gerektiğini öğrenir.

10 3. Model gözlemlenerek sosyal güç ve motivasyon sağlanabilir.
4. Model gözlemlenerek çevrenin ve nesnelerin nasıl kullanılacağı öğrenilebilir. 5. Model gözlemlenerek duygusal tepkilerin nasıl ortaya konulacağı öğrenilebilir.

11 Model ile gözlemleyenin karakter benzerlikleri veya özellikleri davranışın taklit edilmesi oranını artırır. Model ile gözlemleyen arasındaki bazı temel özellikler : Yaş- İnsanlar kendi yaşlarına yakın modeller seçerler. Cinsiyet- İnsanlar kendi cinslerinin davranışını daha çok model alırlar. Karakter- İnsanlar çoğu zaman toplumda öne çıkmış iyi karakterli ve insan ilişkileri iyi olan kişileri örnek alırlar. Okullarda, öğrenciye değer veren öğretmenler diğer öğretmenlerden daha çok model alınırlar.

12 Benzerlik-İnsanlar kendilerine uygun ve benzeyen kişileri daha çok model alma eğilimindedirler. Ortak noktaların olması model alınmayı olumlu etkiler Statü-Yüksek statülü modeller düşük statülü modellerden daha çok etkilidirler. Okullarda öğretmenler öğrencilerden daha çok model alınırlar veya lider öğrenciler (spor veya sosyal faaliyetlerde başarılı olan) daha çok model alınır.

13 Davranışın özelliği: İnsanlar basit davranışları karmaşık davranışlardan daha çok model alır. Bir başka açıdan ise, bazı araştırma sonuçlarına göre: çocuklar, düşmanca ve saldırgan davranışları taklit etmeye daha meyillidirler. Dolayısıyla, aileler çocuklarının televizyonda şiddet içeren filmleri seyretmemelerine dikkat etmelidirler.

14 Model alınan davranış sonuçlarının öğrenmeye etkisi: Öğrencilerin yapmış olduğu istenmeyen davranış, öğretmen tarafından onaylanmadığı veya kabul edilemez olduğuna dair tepki almalıdır. Eğer almıyorsa bunu diğer öğrencilerin taklit etme durumu ortaya çıkabilir. Yani cezasız kalan her istenmeyen davranış diğer öğrencilerin de aynı istenmeyen davranışı gösterme cesaretlerini artırabilir. Fakat istenmeyen davranışa karşı verilen tepki veya ceza bir başka istenmeyen davranışa model oluşturacak şekilde olmamalıdır. Örneğin, arkadaşlarına karşı fiziksel güç kullanan bir çocuğa fiziksel ceza verilmesi, insanlara karşı fiziksel güç kullanılabileceğine ilişkin bir model oluşturur.

15 Olumsuz davranışların, eğer başkasına zarar verici nitelikte değilse, görmezden gelinmesi ve olumlu davranışların pekiştirilmesi daha tercih edilen bir yoldur. Böylece diğer öğrencilerin olumlu davranışları model alması teşvik edilmiş olur. Aksi takdirde sürekli olumsuz davranışlar üzerinde duran ve ceza veren bir öğretmen, sınıf atmosferinin bozulmasına ve olumsuz davranışların pekiştirilerek tekrarlanmasına neden olabilir.

16 Deney Bandura, insanların pekiştireç almadan da öğrenebildiği ve bir davranışın öğrenilmesi ile davranışın uygulanmasının ayrı şeyler olduğunu göstermek için 33 kız 33 erkek olmak üzere toplam 66 anaokulu öğrencisi üzerinde araştırma yapmıştır. Çocuklar 22'şerli olarak üç gruba ayrılarak aynı filmi seyretmişlerdir. Filmin sonunda birinci grubun izlediği filmin sonunda saldırgan davranış ödüllendirilmiş, İkinci grup ise, filmin sonunda saldırgan davranışın cezalandırıldığını izlemiş. Üçüncü grubun seyrettiği filmin sonunda saldırgan davranışa herhangi bir tepkide bulunulmamış. Sonuçlar: -Saldırgan davranışın ödüllendirildiğini izleyen çocuklarda saldırgan davranışlar ortaya çıkmış ya da artmıştır. -Çocuklar oyuncaklarına kaba davranmışlardır. Böylece, modelin istenmeyen davranışı cezalandırılsa dahi çocuklar aynı davranışı gözleyip öğrenmişlerdir. -Çocuklar modelin davranışının pekiştirilmemesine rağmen (3.grup) saldırganlık davranışını öğrenmişlerdir.

17 Sosyal Öğrenme Kuramının Dayandığı Temel İlkeler
Bandura'nın sosyal öğrenme kuramı altı temel ilkeye dayanmaktadır. Bu ilkeler aşağıda açıklanmaktadır. 1.Karşılıklı Belirleyicilik: Öğrenmeyi; birey, çevre ve davranış olarak üç temel faktör birlikte oluşturur. Bireyin karakteristik özellikleri, kişiliği, düşünceleri, beklentileri ve inançları üçgenin bir köşesinde yer almaktadır. Diğer köşede ise davranış yer almakta. Kişi kendi davranışı ile hem kendi kararlarını etkilemekte, hem de diğerlerinin kişiye göstereceği tepkiye neden olmaktadır. Üçüncü köşede ise; çevre yer almaktadır. Bir yandan çevresel faktörler bireyin kararlarını etkilerken, diğer yanda çevrede olan olaylar, bireye nasıl davranması gerektiği ile ilgili olarak yol gösterici olabilmektedir.

18 2.Sembolleştirme Kapasitesi:Bandura'ya göre, insanlar dünyada gördüklerini zihinlerinde sembolleştirirler. Semboller insanların zihninde dünyadaki gördüklerinin temsilcileridir. Bu durum, insanlara düşünme ve düşüncelerini ifade etmede dili kullanma gücünü sağlar. Geçmişte yaşadıklarının ışığında geleceği değerlendirmeye çalışır. İnsan için gerçek olan o anda sadece gördüğü ve duyduğu varlıklar ve olaylardır. Diğerleri ise deneyim ve düşünce olarak zihnindeki sembollerdir. İnsanın beyninde kendi kapasitesine uygun sanki bir kayıt cihazı her şeyi kaydeder, kaydettiklerini hatırlamak için ise sembollerle kodlama yapar. Gelecekle ilgili beklentileri, kaygıları ve umutlarını yine bu zihnindeki semboller ışığında değerlendirir.

19 3.Öngörü Kapasitesi: İnsanlar geçmişte yaşadıklarını, düşünce ve sembollerle zihinlerine kodlayarak ileriye dönük plânlar yapma gücüne sahiptirler. İnsanlar beklentilerini karşılama durumunu dikkate alarak hedefler oluştururlar ve gelecekle ilgili planlar yaparlar. Gelecekte başkalarından göreceği olası davranışlara nasıl davranması gerektiği ile ilgili ön hazırlık yaparlar.

20 4.Dolaylı Öğrenme Kapasitesi: İnsanlar başkalarının davranışlarının sonuçlarını gözlemleyerek öğrenirler, kendi davranış ve sonuçlarından da deneyim kazanırlar. Başkalarının yaşantılarından öğrenilmesi insanların öğrenme kapasitesi ve hızını yükseltir.

21 5. Kendini Düzenleme Kapasitesi: Sosyal öğrenme kuramının temel ilkelerinden biri de bireyin kendini biçimlendirme potansiyeli olduğunu kabul etmesidir. Çünkü insanlar kendi hayatlarını kontrol etme ve düzenleme gücüne sahiptirler. Beslenme, çalışma durum ve şekilleri, toplumda yaşayış biçimleri, dinlenme ve eğlenme biçimleri gibi tüm kişisel işlerde insanlar kendi yaşantılarını başkalarına göre değil kendilerine göre ayarlayabilirler. İnsanlar bir faaliyet veya iş için kendilerine göre içsel standartlar ve motivasyon oluşturarak çalışırlar, yaptıkları işlerdeki sorumluluk kendilerine aittir.

22 6. Kendini Yargılama Kapasitesi: Sosyal öğrenme kuramının son ve en önemli ilkesidir. İnsanlar kendileri hakkında düşündüklerini açıklayabilir. Bireyler kendi düşüncelerini uyguladıktan sonra sonuçları değerlendirir ve kendisini yargılayabilir. İnsanın kendinin farkında olması ve kapasitesi ile yapacağı iş arasında değerlendirme yapması, bireyin öğrenme sürecinde önemli bir durumdur. Bu olgu öz-yeterlik (self-efficacy) kavramıyla açıklanmıştır.

23 Öz-yeterlik, Sosyal öğrenme kuramının temel kavramı olup kişinin kendinin farkında olmasıdır. Bireyin yapması gereken performans ile kendi kapasitesini karşılaştırıp duruma göre harekete geçmesidir. Bireyin karşılaşmış olduğu güçlüklerde nasıl başarılı olabileceğine ilişkin kendisi hakkındaki inancıdır. Kısaca, kişinin kendini bilmesi olarak da tanımlanabilir. Öz-yeterliğin gelişmesini sağlayan kaynaklar: 1.Yaşantı; bireyin kendi yaptığı başarılı ya da başarısız etkinlikler sonucunda elde ettiği bilgiler, 2.Dolaylı yaşantılar; bireyin kendine benzer başka kişilerin başarılı, ya da başarısız etkinlikleri, bireyin aynı etkinlikleri kendinin de başarabileceğine ya da başaramayacağına ilişkin yargısını güçlendirir.

24 3.Sözel ikna;bireyin başarabileceğine ya da başaramayacağına ilişkin mesajlar değişik ölçülerde öz-yeterlik yargısını etkiler. 4.Psikolojik durum;bireyin belli görevi başarma ya da başarısız olma beklentisi öz-yeterlilik algısını etkiler.

25 Öz yeterliğin gelişmesinde bireyin şu üç boyuttaki yaklaşımı belirleyici olur:
1. Yeterlik beklentisi: Bireyin yapılacak işin kolay-zor-çok zor...olarak algılaması ve başarıp başaramayacağına ilişkin değerlendirmesi (ön kestirim). 2. Genelleme: Bireyin öğrendiği bir davranışı benzer durumlarda transfer edebilmesi ve uygun durumlarda kullanabilmesi. 3. Güçlendirme: Bireyin bir davranışı yapabileceğine güçlü bir şekilde inanması. Bu inancı güçlü olanlar, başarısız kaldıkları deneyimlerde dahi görüşlerini değiştirmezler.

26 Gözlem Yoluyla Öğrenmenin Süreçleri
1-Dikkat Etme Süreci: Gözlem yaparak öğrenmenin temel koşulu dikkat etmektir. Gözlem yoluyla öğrenmenin gerçekleşebilmesi için; bireyin modelin yaptıklarını dikkatli izleyip algılaması gerekmektedir. Dikkatin oluşmasında,model davranışı yapan kişi, davranışın özelliği ve bu davranışı öğrenen kişinin özelliği olmak üzere üç faktör etkilidir.Model davranışın özellikleri basit, açık, ilgi çekici ve işlevsel değerinin olmasıdır.Model davranışı gözlemleyen kişinin algılama kapasitesi,duygusallık düzeyi gözlemlenen davranışa dikkat etmeyi etkiler. Örneğin,bir ailenin birlikte haber programını seyrettikten sonra, haberlerde neler vardı? sorusuna herkesin dikkatini verdiği konunun ayrı olmasından dolayı farklı cevapların verilmesi gibi.

27 2.Hatırlama Süreci: Geçmişte başkalarından gördüğümüz davranışlardan yararlanabilmek için hatırlamak zorundayız. Başkalarından gözlemlediğimiz davranışları beynimize kodlarız. Bu kodlama işleminde semboller, resimler, hayali ve soyut nesnelerden yararlanırız. Gözlemleyerek kazanılan ve beyne kodlanan bilgilerin uygulanması ve zihinsel olarak deneme ve pratik yapılması unutmayı engeller. Gözlemlenen davranışın hatırlanmasında, bireyin zihinsel yapısı ve kapasite durumu etkilidir.

28 3.Davranışa Dönüştürme Süreci: Gözlemlenen davranışların bellekte kodlandıktan sonra birey tarafından davranışa dönüştürülmesidir. Kişi istenilen davranışı gördükten sonra kendisi yaparsa öğrenme olur. Davranışa dönüştürme sürecinde model, öğretmen veya diğer kişilerin geri bildirimde bulunması davranışın istenilen düzeye getirilmesinde önemlidir. İstenilen düzeyde olmaması durumunda eksikliklerin görülerek giderilmeye çalışması gereklidir.

29 4.Güdüleme Süreci: İnsanlar dışarıdan her gördüğü davranışı gözlemleyerek öğrenmezler. Gözlemlenen davranışın sonunda modelin çevreden almış olduğu tepki o davranışın gözlemleyen tarafından taklit edilip edilmeyeceği kararını vermede etkilidir. Modelin cezalandırıldığı durumlarda gözlemleyen aynı davranışı tekrarlamamaya özen gösterecektir. Genel olarak insanlar ödüllendirilen davranışı yapma eğilimindedirler.


"SOSYAL ÖĞRENME KURAMI." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları