Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ERKEN VE GEÇ BAŞLANGIÇLI ALKOL BAĞIMLILIĞINDA

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ERKEN VE GEÇ BAŞLANGIÇLI ALKOL BAĞIMLILIĞINDA"— Sunum transkripti:

1 ERKEN VE GEÇ BAŞLANGIÇLI ALKOL BAĞIMLILIĞINDA
BAĞLANMA STİLLERİ Zeynep Elyas1, Dilek Yeşilbaş2, Burhanettin Kaya3, Defne Tamar Gürol2, Süheyla Ünal1 1 İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Malatya 2 Dr. Mazhar Osman Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul 3 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Ankara GİRİŞ Cloninger (1981) İsveç evlat edinme çalışmasına dayanarak geliştirdiği tiplendirmede genetik etkinin şiddetine göre iki alt tip önermiştir. Tip 1 alkolizm 25 yaşından sonra başlayan, kişilik yapıları pasif-bağımlı kişilik yapısına uygun, alkol kullanımına suçluluk duygusunun eşlik ettiği, seyir ve sonlanımının daha olumlu olduğu tiptir. Tip 2 alkolizm ise erkeklerde 25 yaşından önce başlayan, ebeveynde de bağımlılık öyküsü bulunan, seyir ve sonlanımın olumsuz olduğu, daha çok antisosyal kişilik bozukluğu ile beraber görülen kontrolü yitirme davranışları ve alkole bağlı sosyal sorunları daha fazla gösteren tiptir (Devor ve Cloninger, 1989). Bebeğin doğuştan getirdiği biyolojik özellikler ve annenin bakım verme tarzı gelişim sürecinde önemli rol oynamaktadır. Yaşamın ilk yıllarında anneye ve bebeğe ait özelliklerin karşılıklı etkileşimi, bireyin kendini ve çevre ile ilişkilerini düzenleme biçimini belirleyen zihinsel bir modeli yapılandırmaktadır (Bowlby 1988). Bu model birçok psikopatolojiye zemin hazırlamaktadır. Örneğin ebeveynden yeterince bakım alamamak, madde bağımlılığı için en büyük risklerden birisi olarak bildirilmektedir. Rhesus maymunlarında “ihmalkar yetiştirme biçimi” modeli ile yapılan deneysel çalışmalar insandaki yıkıcı sosyal davranış sorunları, aşırı alkol alımı, düşük serotonin dönüşümü oranı ile seyreden erken başlangıçlı alkol bağımlılığı ile benzerlik taşıdığı ileri sürülmektedir (Higley ve ark, 1996; Heinz ve ark, 1998). Bu çalışmada alkol bağımlılığının erken ve geç tiplerinde, bağlanma stillerinin farklı gelişeceği, erken başlangıçlı tipte güvenli bağlanmanın daha az sıklıkla görülüyor olacağı hipotezi test edilmiştir. YÖNTEM Çalışmaya seçkisiz, ardışık örneklemle Bakırköy AMATEM servisi ve Turgut Özal Tıp Merkezi Psikiyatri kliniğinde DSM-IV tanı ölçütlerine göre alkol bağımlılığı tanısı ile tedavi görmekte olan 42 erkek hasta alınmıştır. Hasta grubu ile benzer sosyodemografik özelliklere sahip, herhangi bir madde bağımlılığı ya da kötüye kullanımı olmayan sağlıklı 42 erkek bireyden kontrol grubu oluşturulmuştur. Başka bir Eksen-I tanısı olanlar, nörolojik hastalığı olanlar, okuma yazma bilmeyenler ve alkol dışında başka bir madde bağımlılığı ya da kötüye kullanımı olanlar çalışma dışı bırakılmıştır. Katılımcılara araştırmayı yapan hekim tarafından çalışma hakkında bilgi verilmiş ve bilgilendirilmiş onamları alınmıştır. ARAÇLAR Sosyodemografik veri formu: Araştırıcılar tarafından hazırlanan bu form katılımcıların sosyodemografik özellikleri, yetiştirilme biçimleri ve alkol kullanma örüntüleri hakkındaki 39 sorudan oluşmaktadır. Hasta grubu Cloninger’in alkol bağımlılığı sınıflandırmasına dayanılarak tip–1 ve tip–2 olarak iki gruba ayrılmıştır. Alkol kullanmaya başlama yaşı 25 ve üstü olanlar tip–1, 25 yaş altı olanlar tip–2 olarak tanımlanmıştır. İlişki Ölçekleri Anketi (İÖA): Bartholomew (1994) tarafından tanımlanan bağlanma boyutlarını ölçen 17 maddeden oluşmaktadır ve 17. maddelerin ortalamaları güvenli bağlanma skorunu; ve 14. maddelerin ortalamaları korkulu bağlanma skorunu; 5. (ters yüklü), ve 15. maddelerin ortalamaları saplantılı bağlanma skorunu ve ve 16. maddelerin ortalamaları da kayıtsız bağlanma skorunu verir. Ölçek 1999 yılında Sümer ve Güngör tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir. BULGULAR Alkol bağımlılarından oluşan denek grubunun, sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek oranda güvensiz bağlanma stili gösterdiği, parçalanmış aileye sahip olduğu izlenmektedir. Erken başlangıçlı grupta güvenli bağlanma %20,6, geç başlangıçlı grupta %25,0, güvensiz bağlanma erken başlangıçlı grupta %79,4, geç başlangıçlı grupta %75. 0 olarak bulunmuştur. Her iki grubun bağlanma örüntüleri arasında fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. İstatistiksel olarak anlamlı olmamakla beraber erken başlangıçlı grupta alkol almaya öğleden önce başlama eğilimi geç başlangıçlı gruba göre daha fazla bulunmuştur( %52,9, % 37,5). Erken başlangıçlı tipte babada (%47,1) ve kardeşlerde (%23,5) alkol kullanımı geç başlangıçlı gruba (%37,5, %12,5) göre daha yüksek oranda bildirilmiştir. Erken başlangıçlı grupta yeterince ilgi ve aşırı kontrolle büyütülme geç başlangıçlı gruba göre daha yüksek düzeyde olma eğilimindedir. Erken tipte çocuklukta anneden ayrı kalma, anneanne ve babaanne tarafından bakım verilmiş olma, şimdi tek başına yaşıyor olma daha sıklıkla bildirilmiştir. TARTIŞMA Erişkin bağlanma stili ve alkol kullanımı arasındaki bağlantıyı araştıran birçok çalışmada olduğu gibi, bizim çalışmamızda da güvensiz bağlanma ile alkol bağımlılığı arasında bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Bu ilişki güvensiz bağlanan bireylerde alkol kullanımının stresle baş etme ve duygusal gerilimi düzenleme amacına hizmet ettiği şeklinde yorumlanmaktadır (McNally ve ark., 2003). Her iki alkol bağımlılığı tipinin farklı seyir göstermesi, farklı genetik etki ve farklı erken yaşantıların, farklı sosyalizasyon süreçlerine yol açıyor olduğunu düşündürmektedir. Denek sayısının düşüklüğü nedeniyle anlamlı düzeye ulaşamamakla birlikte çalışmamızın birçok bulgusu bu ilişkiye dair ipuçları vermektedir. Erken başlangıçlı grupta geç başlangıçlı gruba göre yeterince ilgi ve aşırı kontrolle büyütülme oranının daha yüksek bildirilme eğilimine rağmen, güvenli bağlanma düzeyinin düşük olması bu gruptaki bireylerin dürtüsel davranışları nedeniyle olumsuz ilgi topluyor olabilecekleri şeklinde açıklanabilir. Erken tipte çocuklukta anneden ayrı kalma, anneanne ve babaanne tarafından bakım verilmiş olma, şimdi tek başına yaşıyor olma gibi özelliklere daha fazla sahip olmaları da güvensiz bağlanma stillerinin oluşumu ve sonuçları ile bağlantılandırılabilir. SONUÇ Bağlanma stilinin bireyin kendini ve çevre ile ilişkilerini düzenleme kapasitesinde önemli bir rolü olduğu, güvensiz bağlanmanın psikopatolojiye zemin hazırladığı ve süreci olumsuz etkilediği dikkate alınarak, annenin bebeğe uzun süreli ve kaliteli bir bakım vermesinin sağlanmasının koruyucu bir faktör olacağı söylenebilir. KAYNAKLAR Bowlby J (1988) A secure base: Clinical applications of attachment theory. London: Routledge. Cloninger CR, Bohman M, Sigvardsson S (1981) Inheritance of alcohol abuse. Archives of General Psychiatry 38, 861–868. Devor EJ, Cloninger CR (1989) Genetics of alcoholism. Annual Review of Genetics 23, 19–36. Griffin DW, Bartholomew K (1994). The Metaphysics of Measurement: The Case of Adult Attachment. In K. Bartholomew & D. P. Perlman (Eds.), Advances in Personal Relationships: Attachment Processes in Adult Relationships (Vol. 5). London: Jessica Kingsley. Heinz A, Higley JD, Gorey JG ve ark (1998) In vivo association between alcohol intoxication, aggression, and serotonin transporter availability in nonhuman primates. American Journal of Psychiatry 155, 1023–1028. Higley JD, Suomi SJ, Linnoila M. (1996) A nonhuman primate model of type II alcoholism? Part 2. Diminished social competence and excessive aggression correlate with low cerebrospinal fluid 5-hydroxyindoleacetic acid concentrations. Alcoholism: Clinical and Experimental Research 20, 643–650. McNally AM, Palfai TF, R.V. Levine RV, Moore BM (2003) Attachment dimensions and drinking-related problems among young adults. The mediational role of coping motives, Addictive Behaviors 28: 1115–1127


"ERKEN VE GEÇ BAŞLANGIÇLI ALKOL BAĞIMLILIĞINDA" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları