Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Öğr. Gör. Osman ALBAYRAK RTEÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Öğr. Gör. Osman ALBAYRAK RTEÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ"— Sunum transkripti:

1 Öğr. Gör. Osman ALBAYRAK 2016- RTEÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ Öğr. Gör. Osman ALBAYRAK 2016- RTEÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ

2 ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ NE İŞLE UĞRAŞIR ?
Bireylerde öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan bilim dalıdır

3 ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TEMEL KAVRAMLAR
Öğrenme : Bireyin çevresiyle geçirdiği yaşantı sonucunda davranışlarında gözlenen nispeten kalıcı izli değişiklikler. Ör: Limon görünce ağzımızın ulanması. Polis görünce korkmamız v.s öğrenme ürünü davranışlardır. 2. Davranış : Bireyin ortaya koyduğu her türlü ( Bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor) eylemlerdir. BİR DAVRANIŞIN ÖĞRENME OLABİLMESİ İÇİN ŞU ÖZELLİKLERİ TAŞIMASI GEREKİR 1-Davranışta gözlenebilir bir değişme meydana gelmeli. 2-Davranışta değişme nispeten kalıcı izli olmalı. 3-Davranışta değişme yaşantı sonucu meydana gelmeli. 4-Sakatlık, hastalık, yorgunluk, ilaç, alkol, uyuşturucu kullanımı sonucu ortaya çıkmamalı. 5-Refleksif ve içgüdüsel davranışlar olmamalı. Doğuştan getirilmemiş olma.

4 ÖĞRENME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
3. İçgüdü : Doğuştan getirilen türe özgü davranış örüntüleridir. Ör: Bir çocuğun annesini emmesi. 4. Refleks : Doğuştan getirilen, belli bir uyarıcıya gösterilen, oldukça hızlı, tutarlı ve basit davranışlardır. Tüm canlılar için ortaktır. ( Ör: Yüksek ses duyunca tüm canlıların irkilmesi v.s ) 5. Türe Özgü Hazıroluş ( Doğuştan Donanım) : Bir canlının ancak fizyolojik donanımının el verdiği ölçüde bazı şeyleri başarabilmesidir. Ör: Kedilerin ağaca tırmanması, ama köpeklerin tırmanaması. 6. Güdü: Organizmayı uyaran ve harekete geçiren güç, enerji. 7. Güdülenme (Motivasyon) : Uyarılma, algı, dikkat, pekiştirme ve geri bildirim gibi süreçlerle bireyin öğrenmeye istekli olma durumudur. GÜDÜLENME SÜRECİ İHTİYAÇ DÜRTÜ GÜDÜ GÜDÜLENME

5

6 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI
Davranışçı kuramcılar öğrenmeyi, uyarıcıyla davranış arasında bir bağ kurma işi olarak ele almışlardır. Davranışçı Kuramların Temel İlkeleri Sadece gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlar, davranış olarak kabul edilebilir. Organizma zihni boş olarak doğar Tüm öğrenmeler aynı basit kurallara göre işler İnsan ve hayvan öğrenmeleri birbirine benzer Öğrenmede uyarıcı – tepki bağı önemlidir Daha çok duygusal davranışları ; ( sevgi, endişe, korku vs.) tepkisel koşullanma sonucu kazanırız.

7 KLASİK ( TEPKİSEL ) KOŞULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME ( İVAN PAVLOV )

8 KLASİK ( TEPKİSEL ) KOŞULLANMA ( İVAN PAVLOV )
İvan Pavlov yılları arasında yaşamış Rus Fizyoloğudur. Köpeklerin sindirim sistemleri ile ilgili yapmış olduğu bir araştırmada köpeklerin henüz yiyecekler gelmeden önce salya salgıladıklarını görmüş, bu durumun bir başka uyarıcıdan dolayı gerçekleştiğini fark etmiştir. Daha sonra bu durumu kontrollü bir ortamda gözlemeye karar vermiş ve klasik öğrenme kuramını geliştirmiştir.

9 KLASİK KOŞULLANMA SÜRECİ
DİKKAT! BU SÜREÇTE ZİL SESİ, BAŞLANGIÇTA NÖTÜR UYARICI İKEN, ETLE ( KOŞULSUZ UYARICI) EŞLEŞMESİ SONUCUNDA KOŞULLU UYARICI HALİNE DÖNÜŞMÜŞ OLUP ÖĞRENME (KOŞULLANMA) GERÇEKLEŞMİŞTİR

10 KLASİK KOŞULLANMA SÜRECİ ÖRNEK
KLASİK KOŞULLANMA SÜRECİ ÖRNEK

11 Tepkisel Koşullanma İlkeleri
Bitişiklik Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki zaman. Kısa olmalı Pavlova göre yarım ya da bir saniye ara ile verilmeli Zil + ( yarım saniye) Et = salya Zil = salya Habercilik ( Uyarıcıların Sırası ) Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcıyı çağrıştırması , haber vermesi durumu Zil etin geleceğini haber verecek eşikte olmalı Olumlu Habercilik ( İleriye Doğru Koşullanma ) ( Robert Rescorla) Koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının geleceğini haber verir. Zil , etin geleceğini haber verir Olumsuz Koşullanma ( Geriye Doğru Koşullama ) ( Robert Rescorla) Koşullu uyarıcının , koşulsuz uyarıcının sonlandığını, bittiğini haber vermesi Zil, dersin bittiğini haber verir

12 Tepkisel Koşullanma İlkeleri
Pekiştireç Doğal ( koşulsuz Uyarıcı ) “Et” = Birincil pekiştirec “zil” = İkincil pekiştirec Sönme ( Deneysel çözülme ) Doğal uyarıcının uzun süre verilmemesi sonucunda, koşullu uyarıcıya karşı tepkinin zaman içinde ortadan kalkması Zilin ardından uzun süre et verilmez ise, zaman içinde “zile” salya akıtılmaz Kendiliğinden Geri Gelme Uzun süre sonra koşullu uyarcıyla karşılaşan organizmanın azda olsa tepki vermesi Sönmenin gerçekleşmesinden sonra , verilen zilin salya akıtılması. Ömrü uzun değildir Uyarıcı Genellemesi ( Genelleme ) Bir uyarıcıya verilen tepkinin, ona benzer diğer uyarıcılara da verilmesi durumudur Hemşireden korkan çocuğun, tüm beyaz önlüklülerden korkması Ayırt Etme Uyarcı genelmesinin tersidir Çocuğun tüm beyaz önlüklüler içinde , sadece hemşireden korkması durumu Gölgeleme Koşulsuz bir uyarıcıyla aynı anda eşleşen İki nötr uyarıcıdan sadece birisine koşullanma. Daha çok şiddetlisine koşullanılır Zil ile ışığın aynı anda verilip peşinden etin sunulması sonucunda , köpeğin sadece zile tepki vermesi durumu, zira zil daha güçlü çaldığı için

13 TEPKİSEL KOŞULLANMAYI ORTADAN KALDIRMA YÖNTEMLERİ
Sönmesini Bekleme Uzun süre koşullu uyarıcıdan sonra koşulsuz uyarıcı verilmez ise davranış gittikçe azalır ve söner. - Oyuncak elde etmek için sürekli ağlayan çocuğa hiçbir seferinde oyuncak vermezseniz zaman içinde davranış söner Sistematik duyarsızlaştırma Korkuların giderilmesinde uygulanır. Organizmanın korku duyduğu uyarıcıya kademe kademe yaklaştırılmasıyla gerçekleştirilir. Daha çok uzmanlar tarafından terapi şeklinde yapılır. Sistematik duyarsızlaştırma karşıt koşullanmayı içerir Denizden korkan Ali denize aşama aşama alıştırılır. Karşı karşıya getirme ( maruz bırakma – taşırma) Organizma korku duyduğu nesneyle aynı ortamda tutularak dav davranış söndürülmeye çalışılır Karanlıktan korkan çocuk karanlık odada tutularak karanlığa alıştırılması sağlanır. Karşıt Koşullama Kişinin istemediği bir durumla istediği durumun aynı anda verilmesiyle , istemediği duruma alıştırılması sağlanır Matematik dersinden nefret eden öğrenci, çok sevdiği öğretmeninin bu derse girmeye başlamasından sonra matematiği de sevmeye başlamıştır    İtici Uyarıcıya Koşullama ( İtici Uyarıcıyla Davranış Kontrolü ) Organizmanın olumlu tepki gösterdiği uyarıcıyla birlikte, rahatsızlık veren bir uyarıcının ilişkilendirilmesi sonucunda olumlu tepkinin ortadan kalkması durumu Sigara içen birisinin, sigarayla birlikte mide bulantısına yol açan bir ilaç verilmesi sonucunda, sigaradan vazgeçmesi Sevdiği bir kızın yanında nefret ettiği bir delikanlıyı birkaç kez gören kişinin artık kızı da sevmemeye başlaması Yaşı geçmiş olmasına rağmen hala emzik emen çocuğun emziğine acı biber sürülmesi

14 EDİMSEL ( OPERANT ) KOŞULLANMA ( SKİNNER )

15 EDİMSEL ( OPERANT ) KOŞULLANMA
( SKİNNER ) Edimsel Davranışta , organizma önce bir davranışta bulunur. Bu davranış herhangi bir uyarıcı olmadan, kendiliğinden yapılır, ardından yapılan davranışa göre uyarıcı verilir. Organizma davranışın ardından gelen uyarıcıyı beğenirse davranışı tekrar eder, beğenmezse tekrarlamaz. Yani davranışı ortaya çıkarttığı sonuçları kontrol eder. Ör: Bir gün okula giderken saçınıza jöle sürdünüz. Bütün arkadaşlarınız saçınıza sürdüğünüz jölenin size çok yakıştığını söyledi. O günden sonra ne yaparsınız?

16 Klasik ve Edimsel Koşullanma Arasındaki Farklar
Klasik Koşullanma - Önce uyarıcı, sonra tepki vardır. - Refleks davranışlara yöneliktir. - Organizma pasiftir. - Öğrenme istem dışıdır. - Uyaran (pekiştireç) belirgindir. -Pekiştirme, davranıştan bağımsızdır Edimsel Koşullanma - Önce tepki, sonra uyarıcı vardır. - Bilinçli davranışlara yöneliktir. - Organizma aktiftir. - Öğrenme bilinçlidir. - Uyaran (pekiştireç) belirgin değildir. - Pekiştirme davranışa bağlıdır.  

17 PEKİŞTİRME VE PEKİŞTİME ŞEKİLLERİ
KAVRAM TANIM ÖRNEK Edimsel koşullanma Davranışın arkasından olumlu uyarıcı verilerek yapılan koşullanmaya edimsel koşullanma denir Sınıfta parmak kaldırarak doğru cevap veren öğrenciye öğretmeni aferin der. Öğrenci almış olduğu bu pekiştireç sayesinde her soru sorulduğunda parmak kaldırır. Pekiştireç Davranışı izleyen ve organizma üzerinde olumlu etkiye sebep olan uyarıcıdır Alkış, çikolata , para Pekiştirme Pekiştireç verme işi ( eylemi ) Alkışlama, çikolata verme Olumlu Pekiştireç Ortama konulduğunda belirli bir davranışın yapılma olasılığını arttıran uyarıcılardır.  Doğru cevap veren öğrenciye verilen yüksek not Olumsuz Pekiştireç Ortamdan çıkarıldıklarında belirli bir davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcılardır. Takdir alan çocuğun , eski bisikletini değiştirme ( Eski bisiklet olumsuz bir durumdu, yenisini alınca olumsuzluk giderildi )

18 BAZI PEKİŞTİRME ÇEŞİTLERİ
KAVRAM TANIM ÖRNEK Simgesel Ödüllü ( Sembolik ) Pekiştirme İstenilen tepkileri ortaya koyan öğrencilere aferin, şeker, oyun gibi uyarıcılar yerine öğrencileri pekiştirecek puan, marka para gibi sembolik nesnelerin verilmesi Öğretmen öğrencilerine istenilen davranışı gösterdiğinde marka verir. Markalar biriktiğinde ödül verir. 5 yıldıza ulaşan öğrenciye puan verme Sosyal pekiştireçler Kişiyi yaşadığı sosyal ortamda, mutlu kılan , motive eden pekiştireçlerdir Gülümseme, övgüde bulunma, alkışlama

19 PEKİŞTİRME TARİFLERİ Sürekli Pekiştirme
Eğer konu yeni ve karmaşıksa bir süre her doğru davranış pekiştirilir. Sönmeye karşı direnci düşüktür. Dış fırçalama alışkanlığının kazandırılması için ilk başlarda her fırçalamaya pekiştireç verilir. Sabit zaman aralıklı pekiştirme Pekiştirecin ne zaman geldiği bellidir. 45 dakikada bir teneffüse çıkma, ayda bir maaş alma GİBİ Değişken zaman aralıklı pekiştirme Ne zaman geleceği bilinmez sürprizdir. Öğrenci davranışa devam eder. Öğretmenin ilk onbeş dakika fıkra anlatması daha sonra 10, 20 dk. Gibi değişken aralıklı fıkra anlatması. Sabit oranlı pekiştirme Kaç davranışından sonra pekiştirileceği bellidir. Parça başına ücret verme, yaptığı her ödev için ücret verme Değişken oranlı pekiştirme Kaç doğru davranışa pekiştireç vereceği belli değildir. En güçlü pekiştirme tarifesidir. İlk önce 5 probleme hediye verme , daha sonra kaç probleme hediye vereceği belli değildir

20 EĞİTİMDE PEKİŞTİRME İLKELERİ
Pekiştirme verilirken öğretmen aşağıdaki ilkelere dikkat etmelidir Öğretmen ilk derslerde her doğru yanıta pekiştireç vermelidir. Öğretmen özellikle çekingen, içe dönük öğrencilere onları yüreklendirmek ve derse katılımlarını sağlamak için uygun yer ve zamanda pekiştireç vermelidir. Bu pekiştireçler öğrencinin seviyesine uygun olmalıdır. Dersler ilerledikçe her doğru yanıta değil zihinsel açıdan daha üst düzeydeki yanıtlara pekiştireç verilmelidir. Pekiştireçler öğrencinin içinde yaşadığı kültürel ortama, yaşına, cinsiyetine, kişiliğine uygun olarak yeri ve zamanı gelince verilmelidir. Pekiştireçler hedef davranışlarla ilgili olmalıdır. Yani istendik davranışları gösterenlere pekiştireç verilmelidir.

21 EĞİTİMDE PEKİŞTİRME İLKELERİ
Öğretmen hep aynı tür pekiştireçler kullanmamalıdır. Öğretmen geç ve güç öğrenen öğrencilere her zaman yani her doğru yanıttan sonra pekiştireç vermelidir. Bu onların olumlu yönde kişilik geliştirmelerine katkıda bulunur. Öğretmen ilk derslerde her doğru yanıta pekiştireç vermeli daha sonraki derslerde sabit oranlı dersler ilerledikçe de değişken oranlı pekiştireç tarifelerini kullanmalıdır.

22 Ceza uygularken dikkat edilmesi gereken hususlar
Ceza ve Ceza Çeşitleri Ceza Organizmanın rahatsız edici uyarıcı ile kaşı karşıya getirilmesi yada hoş bir uyarıcıdan mahrum bırakılmasıdır Ödevini yapmayan öğrenciye kızma 1. tip ceza Ortama verilmesi sonucunda davranış devam etmez. Geçici olarak durur.  Gürültü yapan öğrencilere bağırma. 2. tip ceza Organizma için hoş olan bir uyarıcıyı ortamdan çekme Ders çalışmayan öğrencinin elinden, elindeki dokunmatik telefonu alarak yerine eski bir telefon verme Ceza uygularken dikkat edilmesi gereken hususlar ● Ceza geciktirilmeden verilmelidir ● Hatalı davranışların ne tür cezayı gerektirdiği önceden belirlenmelidir ● İstenmeyen davranış gösterilmeden ceza verilmemelidir ● Ceza, korkutma amacıyla kullanılmamalıdır ● Bireyin kişiliğine olumsuz etkide bulunacak türde olmamalıdır ● Ceza yanlış olan davranışa verilmeli, kişiliği hedeflememelidir ● Ders çalışma gibi istenilen özellikler ceza olarak verilmemelidir.

23 (Umursamama, karşılık vermeme) Olumsuz Pekiştireç Kullanma
EDİMSEL KOŞULLANMA SONUCU KAZANILAN DAVRANIŞLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BAZI TEKNİKLER Sönme Organizmanın davranışına herhangi bir karşılık verilmemesi sonucunda davranışta zaman içinde sönme gerçekleşir Yatmadan önce dişlerini fırçalayan çocuğun davranışına uzun süre tepkisiz kalınırsa davranış sönebilir. Görmezden Gelme (Umursamama, karşılık vermeme) Davranış görmezden gelinerek sönmesi sağlanabilir. Hem parmak kaldırıp, hem bağıran öğrenciye söz hakkı vermemek istemediğimiz bu davranışını söndürebilir. Olumsuz Pekiştireç Kullanma Ceza yerine olumsuz pekiştireç kullanılabilinir. Dersini dinlemeyen öğrencileri, teneffüse çıkarmayacağını söylemek, işe yarayabilir. Ortamı Değiştirme Olumsuz ortam değiştirilir Eğer masanın üzerindeki vazonun kırılmasında endişe ediliyorsa vazo masadan kaldırılmalı

24 Görev ve Sorumluluk Verme Zıt Tepki ( Karşıt Tepki )
EDİMSEL KOŞULLANMA SONUCU KAZANILAN DAVRANIŞLARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BAZI TEKNİKLER Görev ve Sorumluluk Verme Kişiye ilgi ve yetenekleri doğrultusunda görev verilebilir Dersten sıkılan çocuklara konuyla ilgili resim yapmaları istenebilir. Bıktırma (Yorma) İstediği bir davranışı bıkıncaya kadar yaptırmaktır. Çocuğun kibritle oynamaması isteniyorsa, annenin denetiminde yüzlerce kibrit ortama konup çocuk kibrit yakmaktan bıkana dek tek tek bütün kibritler yaktırılmalıdır. Bastırma Organizmanın cezalanmamak için davranışı yapmaması. Geçici tedbirdir Fare şoktan kurtulmak için manevelaya basmaz. Ara Verme (Time Out Kişinin olumsuz davranış sergilediği ortamdan başka bir ortama geçici olarak alınmasıdır Ahmet, annesinin tüm uyarılarına rağmen oturma odasında bağırarak şarkı söylemeye devam etmiştir. Bunu üzerine annesi Ahmet`i mutfağa göndererek 5 dakika orada oturmasını söyler. Zıt Tepki ( Karşıt Tepki ) İki zıt uyarıcının aynı anda verildiği durumlarda, olumlu uyarıcıya gösterilen tepkinin , olumsuz uyarıcıya da gösterilmesi eğilimi. Yaş pasta yemekten nefret eden birisinin, sırf sevgilisi ısmarladı diye yemesi.

25 SOSYAL ÖĞRENME ( GÖZLEM YOLUYLA - MODEL ALARAK ÖĞRENME ) KURAMI ( ALBERT BANDURA )

26 SOSYAL ÖĞRENME Sosyal Öğrenme; Bir başka modeli gözleyerek öğrenmedir. Ancak ; Bandura’ya göre gözleyerek öğrenme; sadece bir kişinin diğer kişilerin etkinliklerini Miller ve Dollard’ın dediği gibi basit olarak taklit etmesi değil, bununla birlikte çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir. Gözlem yoluyla öğrenme, taklidi içerebilir de, içermeyebilir de. Ör: Sınavda yanındaki arkadaşının kopya çekerken yakalandığını ve cezalandırıldığını gören bir öğrenci, böyle bir duruma düşmemek için soruları kendisi cevaplamaya çalışır. Bu durumda öğrenci gözlemleri yolu ile öğrenmiş ancak taklit etmemiştir. Birey herhangi bir duruma tepki vermeyi, uygun davranımı yapmayı, başkalarını gözlemleyerek öğrenir ve kişiliği böylece şekillenir Bandura’ya göre davranışlarımızn çok büyük bir kısmı, diğer insanların gözlenmesi, yani davranışı gösteren bireylerin model alınması sonucu öğrenilir. Öğrenmenin etkili olmasında, gözlenen davranışların taklit edilmesi ve bunun sonucunda alınan ödül veya ceza etkilidir.

27 ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR
ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR 1. Dolaylı Pekiştirme Davranışı pekiştirilen modeli izleyen bireylerin, modelin davranışlarını daha kısa sürede ve sıklıkla taklit ettiği görülür. Ör: Derse katılan öğrenciyi öğretmenin övmesi ona yüksek sözlü notu vermesi diğer öğrencileri de derse katılması için cesaretlendirir. 2. Dolaylı Ceza Modelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması, gözleyenlerin benzer davranışlarda bulunmalarını engellemekte veya azaltmaktadır. Bir gruptaki bireylerin, kurallara uymalarını sağlamada ve istenmeyen davranışları engellemede önemli role sahiptir. Ör: Yalan söyleyen bir öğrencinin cezalandırıldığına şahit olan arkadaşları aynı durumla karşılaşmamak için yalan söylemezler.

28 ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR
ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR 3. Dolaylı Güdülenme Gözlenen ürünler, bireyi sadece bilgilendirmez, aynı zamanda onu elde etmeye de güdüler. Gözlenen davranış, değer verilen bir ürünle sonuçlanırsa, birey davranışta bulunmaya istek duyar. Ayrıca gözlemci o davranışı yapabileceğine inanmalıdır. Başkalarının başarılarını ya da başarısızlıklarını gözlemek, belli bir davranışı yapmak için, bireyin kendi yeteneğini değerlendirmesine yardım eder. Ör: Sınıfta ödül kazanan bir öğrenciyi gören ve kendi düzeyinin de ödül kazanmaya uygun olduğunu gören birey harekete geçer. Sınıfında burs kazanan ve kendi düzeyinin de bu bursu kazanmaya uygun olduğunu gören öğrenci, bursu kazanmak için harekete geçebilir. 4. Dolaylı Duygu (Dolaylı Duygusallık) Birçok duygu gözlem yoluyla kazanılır. Birçok insan doğrudan zarar görmedikleri halde ölüden, periden, fareden, köpekten, yılandan, öğretmenden, sınavdan, uçaktan korkmaktadırlar. Bu korkuların nedeni söz konusu korkulara sahip modellerin gözlenmesidir. Ör: Fare gördüğü zaman çığlık atan annesini gören kız çocuğu, annesini taklit eder ve farenin korkulacak bir “yaratık” olduğu sonucuna ulaşır.

29 SOSYAL ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETMENLER
1.Gözlemcinin Özellikleri Gözlemcinin ihtiyacı, dikkati, güdülenmişliği, beklentisi, yetenekleri, öngörü kapasitesi, öz düzenleme ve yargılama kapasitesi, dolaylı öğrenme kapasitesi ve sembolleştirme kapasitesi gibi özellikleri sosyal öğrenmeyi etkiler 2.Davranışın Özellikleri Davranışın işe yarar olması, anlamlı ve güdüleyici olması, gereksinmeleri ve amacı karşılayabilir olması gibi özellikler sosyal öğrenmeyi etkiler 3. Modelin özellikleri Sadece modelin davranışlarının sonuçları değil, aynı zamanda modelin özellikleri de model almayı etkilemektedir. Yapılan çalışmalar sonucunda çocukların daha çok çizgi fil karakterlerini model aldıklarını ortaya koymuştur. Model Almayı Etkileyen Modelin Özellikleri ; Yaş: Model alınan kişinin yaşı gözleyene ne kadar yakınsa model alma davranışı o kadar artacaktır. Cinsiyet: Gözlemci kendi cinsinden kişilerin davranışlarını daha çok model alır. Özellikle çocukluğun ilk yıllarında bireylerin cinsiyet kavramını öğrenmeleri için önlerinde kendi cinslerinden bir modelin olması gereklidir. Karakter: Bulunduğu grup içerisinde büyük bir güce sahip, karar verme ve uygulama açısından baskın karakterlerin davranışlarının model alınması daha yüksektir. Benzerlik: Gözleyen kendisine benzeyen ortak noktaya sahip olduğunu düşündüğü kişilerin davranışlarını daha çok model alır. Statü: Model almayı etkileyen bir diğer özellikte modelin sahip olduğu statüdür. Eğer model toplumda yüksek bir statüye sahipse, bu modelin davranışlarının model alınması daha yüksek bir ihtimaldir.

30 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

31 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI Öğrenmeyi bilişsel acıdan inceleyen kuramlardan biri de Bilgiyi İşleme Kuramıdır Bu kuram temel olarak; Yeni bilgi dışardan nasıl alınmaktadır? Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir? Bilgi uzun süreli nasıl depolanmaktadır? Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır? Sorularına cevap aramaktadır.

32

33 Şemada verilen bilgiyi işleme modelinde görülen yapılar ve öğrenmeyi sağlayan süreçler aşağıda maddeler halinde özetlenmiştir: Çevredeki uyarıcıların alıcılar (duyu organları) yoluyla alınması Duyusal kayıt yoluyla bilginin kaydedilmesi (Duyusal kayıt) Dikkat ve seçici algı süreçleri harekete geçirilerek duyusal kayıta gelen bilginin seçilmesi ve kısa süreli belleğe aktarılması Bilginin bir müddet kısa süreli bellekte kalabilmesi için zihinsel tekrarın yapılması (Kısa süreli bellek / işleyen bellek) Bilginin uzun süreli bellekte depolanabilmesi için kısa süreli bellekte (işleyen bellek) anlamlı kodlamanın yapılması Kodlanan bilginin uzun süreli bellekte depolanması Bilginin uzun süreli bellekten işleyen belleğe geri getirilmesi Bilginin işleyen bellekten yani kısa süreli bellekten tepki üreticiye gönderilmesi Tepki üreticinin bilgiyi vericilere (kaslara) göndermesi Öğrencinin performansını göstermesi Yürütücü kontrol sistemi tarafından tüm bu süreçlerin kontrol edilmesi, düzenlenmesi.

34 1.DUYUSAL KAYIT Kapasitesi sınırsızdır. Bilgiler 1-4 saniye arasında yer alır. Duyusal kayıta gelen sınırsız uyarıcıdan sadece dikkat edilen, öğrencinin beklentilerine, amaçlarına uygun olan az sayıdaki uyarıcı seçilerek kısa süreli belleğe gönderilir. Bilginin duyusal kayıttan, kısa süreli belleğe geçişinde, DİKKAT ve SEÇİCİ ALGI süreçleri süzgeç görevi yapar.

35 2.KISA SÜRELİ BELLEK ( İŞLEYEN BELLEK)
Kapasite si sınırlıdır. Düşünen bellektir. Bilgiler 25 sn kadar kalır. Kısa süreli belleğin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle, sadece sözlü sunuya dayalı derslerde öğrencinin öğrenmesi büyük ölçüde engellenmektedir. BİLGİNİN KISA SÜRELİ BELLEKTEN UZUN SÜRELİ BELLEĞE GÖNDERİLMESİNDE KULLANILAN SÜREÇLER ÖRTÜK ve AÇIK TEKRAR Tekrar ya da ezberleme Çocukların çok kullandığı bir öğrenme stratejisi olmakla birlikte, bilgiyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada en ilkel ve yüzeysel bir yoldur. KODLAMA / ANLAMLANDIRMA Kodlama ya da anlamlandırma, kısa süreli bellekteki bilginin, uzun süreli bellekte halihazırda var olan bilgilerle ilişkilendirilerek uzun süreli belleğe transfer edilme sürecidir.

36 3. UZUN SÜRELİ BELLEK Kapasitesi sınırsızdır. Kısa süreli bellekte tekrar edilerek ya da anlamlandırılarak(kodlanarak) gönderilen bilgiyi sürekli olarak sakladığımız depo, uzun süreli bellektir. Uzun süreli bellek, gerektiğinde, kullanılmaya hazır olarak saklanan, düzenlenmiş, organize edilmiş bilgilerin depolandığı bir kütüphaneye benzetilmektedir.

37 SON


"Öğr. Gör. Osman ALBAYRAK RTEÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları