Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ADİL YARGILANMA İLKESİ BÜTÜNLÜĞÜNDE HAKKANİYETE UYGUN YARGILANMA GARANTİSİ - Gerekçeli Karar Hakkı Doç. Dr. Selami DEMİRKOL Danıştay Üyesi.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ADİL YARGILANMA İLKESİ BÜTÜNLÜĞÜNDE HAKKANİYETE UYGUN YARGILANMA GARANTİSİ - Gerekçeli Karar Hakkı Doç. Dr. Selami DEMİRKOL Danıştay Üyesi."— Sunum transkripti:

1 ADİL YARGILANMA İLKESİ BÜTÜNLÜĞÜNDE HAKKANİYETE UYGUN YARGILANMA GARANTİSİ - Gerekçeli Karar Hakkı Doç. Dr. Selami DEMİRKOL Danıştay Üyesi

2 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6. maddesinde “ 1- Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda açıklanır; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar davanın tamamı süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir. 2- Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. 3- Her sanık başlıca aşağıdaki haklara sahiptir:

3 (a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; (b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak; (c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir savunmacının yardımından yararlanmak ve eğer savunmacı tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek; (d) İddia tanıklarını sorguya çekmek ve çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağırılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek; (e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşmadığı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmak” kuralına yer verilmiştir.”

4 Sözleşme’nin 6. maddesinde düzenlenmiş olan “Adil Yargılanma Hakkı” başlığı içerisinde, bir ilke olarak yargılamanın hakkaniyete uygun olarak gerçekleştirilmesi gerektiği vurgusu yapılmıştır. Sözleşmeyi yorumlayan AİHM yargıçları hakkaniyete uygun yargılamanın gerekliliği olarak kararların gerekçeli olması garantisini geliştirmişlerdir. Bu çerçevede; Gerekçe denetimi yapılırken; 1-) Gerekçenin bulunmaması 2-) Gerekçenin yetersizliği 3-)Savunmaların anlamsız kılınması hususları üzerinde durmaktadır. Sözleşme' nin 6. madde 1. fıkrası okunduğunda kararların uygun biçimde gerekçelendirilmesi yükümlüğü çıkmaktadır. Bunun kapsamı, kararın niteliğine göre farklılık göstermektedir. Ulusal Mahkemenin taraflarca sunulan tüm iddia ve savunmaları kararda değerlendirilmiş olması zorunluluğu yoktur.

5 Gerekçe denetiminin belli başlı iki dayanağı vardır. 1-) Mahkeme tarafından dinlenme hakkı 2-) Tarafsız bir mahkeme hakkı Hakimler, kararlarının gerekçelerini yeterli açıklıkla belirtmek zorundadırlar. Gerekçe, hukuka uygunluğu denetleme imkanı verir. Adil yargılanma hakkı, davanın taraflarına, davalar için önemli buldukları gözlemleri sunma hakkı da verir. İçeriği açıklanmamış belirsiz kavramlara dayandırılan gerçekler, subjektif tarafsızlığın ihlali sayılmıştır. Gerekçelerin belirsizliği, söz konusu kararlara ilişkin bir keyfilik riski yaratır. Kararın gerekçeli olması, kanun yoluna başvurma olanağını etkili kullanabilmek bakımından davanın taraflarının menfaatini ilgilendirdiği gibi, mahkemelere güveni sağlayarak kamumun menfaatini de ilgilendirmektedir.

6 Gerekçeli Karar Hakkı Mahkemeler "kararlarını hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtme" yükümlülüğü altındadırlar. Bu yükümlülük, tarafların temyiz hakkını kullanabilmeleri için gerekli olmasının yanı sıra, tarafların, muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddiaların kurallara uygun bir biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, toplumun kendi adına verilen yargı kararlarının sebeplerini öğrenmelerinin sağlanması için de gerekli olduğu vurgulanmaktadır. (Hadjtanassıou/Yunanistan) Bu nedenlerle, muhakeme sırasında, açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması halinde, davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekmektedir.

7 Makul gerekçe, davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır. Gerekçelendirme, davanın sonucuna etkili olay, olgu ve argumanları açıklamak yükümlülüğü olmakla birlikte, bu şekilde gerekçelendirmenin mutlaka detaylı olması şart değildir. Ancak gerekçelendirmenin, iddia ve savunmadan birinin diğerine üstün tutulma sebebinin ve bu kapsamda davanın taraflarınca gösterilen delillerden karar dayanak olarak alınanların mahkemelerce kabul edilme ve diğerlerinin reddedilmesi hususunda makul dayanakları olan bir bilgilendirmeyi sağlayacak ölçü ve özene sahip olması önem arz etmektedir. Mahkemelerin yargılama sürecinde kendilerine iletilen her iddia ve talebi gözetme zorunda olmadıkları biçimindeki serbest, kararın verilmesine neden olan temellere asgari açıklıkta değinilmesi görevini ortadan kaldıracak şekilde yorumlanamaz.

8 Bunların yanı sıra gerekçeli karar hakkı ilkesine pratikten bir azlık oyu taslağını örnek olarak aynen aktardığımızda; Alt derece Mahkemesince hukuka aykırı karar verildiği temel iddiası ile temyiz eden taraf, dosyasının temyiz incelemesine tabi tutulmasını Dairemizden istemektedir. Bu temel iddianın yanı sıra, temyiz dilekçesinde, davanın esasına yönelik olmak üzere kararın bozulması isteminde bulunma için haklı sebepleri olduğunu belirten diğer iddialarda yer almaktadır. Temyiz eden taraf, temyiz dilekçesinde vurgu yapmış olduğu iddiaların kabul göreceği veya en azından karşılanacağı ihtimaline güvenmekte olup bu çerçevede haklı bir beklenti içerisindedir. Kaldı ki, bu beklentisinin gerçekleşmesi uğruna temyiz giderlerini karşılamış ve bir maliyete de katlanmıştır. Dairemiz de bu beklentiyi karşılamak yükümlülüğü içinde olup “İDDİALARIN ÖZETİ” başlığı altında temyiz iddialarının neler olduğu mutlaka kararda yazılmalı ve iddiaların neden kabul edilmediği belirtilmelidir.

9 KARARLARIN GEREKÇELİ OLMASINI ZORUNLU KILAN HUKUKİ MEVZUAT AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ KURALLARI “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6. maddesinde özetle, herkesin, davasının makul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahip olduğu ilkesi yer almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ile davaların hakkaniyete uygun olarak görülmesi ilkesi çerçevesinde kararların gerekçeli olması ve gerekçeli karar hakkı alt ayrıntı ilkesini geliştirmiştir.

10 ANAYASA KURALLARI 2709 kanun numaralı Anayasa’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak İDDİA VE SAVUNMA ile ADİL YARGILANMA hakkına sahiptir.” kuralı öngörülmüştür. “D. Duruşmaların Açık ve Karaların Gerekçeli Olması” başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” kuralı vurgulanmıştır. Anayasa yapıcı yargı yeri önüne gelen tarafa, iddiada bulunma ve bu iddialarının adil ve hakkaniyete uygun bir yargılanma gerçekleştirerek karşılanması hakkını tanımaktadır. İlk derece yargılaması itiraz/temyiz, karar düzeltme kanun yolu aşaması yargılaması için herhangi bir ayrım getirilmemiştir. Bununla yetinmeyen Anayasa ya pıcı yargı yerlerinin ilk derece, itiraz/temyiz, karar düzeltme gibi ayrım yapmaksızın her türlü kararları vurgusu ile bütün kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiği ifadesini ve öngörüsünü yazmıştır.

11 YASA KURALLARI 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlarda Bulunacak Hususlar” başlıklı 24. maddesinde özetle, kararlarda davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti, istem sonucu ile davalının savunmasının özeti yer alır denilmektedir. Bu yasa kuralının da anlamı, davacı tarafın iddiaları ile yetinilmeyip, dahası olayların ve davacı tarafın dayandığı hukuki sebeplerin özetinin ve davalının da savunmasının özetinin kararlarda yer alması gerektiğidir.

12 GEREKÇE AİHM gerekçeli karar hakkını Sözleşme 6. madde 1. fıkrasında yer verilmiş olan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamı içerisinde değerlendirmektedir. Ulusal mahkemelerde taraflarca ileri sürülen hususların yine bu mahkemelerce kararlarında yer verilmemesi veya yer verilipte değerlendirilmemesinin hangi koşullarda gerekçeli karar-adil yargılanma ilkelerinin ihlali sonucunu doğuracağı AİHM’ce tartışılmıştır. 09/12/1994 tarihli Case of Hiro Balani / İspanya kararı temyiz mahkemelerinin yargılamalarında temyiz eden tarafın iddialarının karşılanmamasının gerekçeli karar hakkı ihlali konusunda önemli bir referans oluşturmaktadır. Başvuran, temyiz aşamasında ileri sürdüğü hususların İspanya temyiz mahkemesince değinilmemesini AİHS 6/1 maddesi ihlali olduğunu belirtmiştir. AİHM, başvuranın bu görüşünü benimsemiş ve İspanya Yüksek Mahkemesinin bu konuda sessiz kalmasının şüphelere yol açabileceğine kanaat getirmiştir.

13 Sözleşme’nin 6. maddesi 1. fıkrası, mahkemeleri, hükümlerini gerekçeli olarak vermekle yükümlü kılmaktadır hatırlatmasını yapan AİHM, bunun ileri sürülen her türlü iddiaya detaylı bir cevap verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılmaması uyarısını da kararında yapmaktadır. Gerekçeli karar verme yükümünün kapsamının, kararın doğasına göre farklılıklar gösterilebileceği, bu anlamda bir ulusal mahkemenin 6. maddenin 1.fıkrasından kaynaklanan gerekçeli karar verme yükümlülüğünü ihlal edip etmediği sorununun ancak, sözleşmeci devletlerde var olan yasal koşullar, geleneksel kurallar, hukuki bakış açısı, hükümlerin kaleme alınmasına ve açıklanmasına ilişkin farklılıklar gibi davaya özgü koşulların varlığı ayrıntılarıyla belirlenebilecektir demektedir. Temyiz iddiaları yazılı ve yeterince açık ve kesin bir şekilde ortaya konulmuşsa ilk derece mahkemesi kararını bozma yetkisine sahip olan temyiz mahkemesi, uyuşmazlığın konusunu oluşturdukları takdirde ve yargılama süresince ileri sürülen tüm hususları, -ki bunlar temyiz başvurusunda tekrar değinilmese dahi- incelemek zorunda oldukları vurgulanmıştır.

14 Davanın esası ile ilgili temyiz iddialarının kesin bir dille cevaplandırılması gerektiğini belirten AİHM, bu başvuru ile ilgili olarak Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiği tespitinde bulunulmuştur. AİHM, kararın sonucunda da; Sözleşmeye taraf olan devletlerin ulusal mahkemelerinde görülmekte olan davalarda taraflarca açık, kesin, somut bir şekilde ileri sürülen ve kabul edildiği takdirde davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olan iddiaların ulusal mahkemeler tarafından ayrıca ele alması ve gerekçe gösterilerek değerlendirilmesi gerektiği vurgusu yapılmıştır. Aksi takdirde Sözleşmeci Devletin gerekçeli karar hakkını dolayısıyla da Sözleşme 6. maddesinin 1. fıkrası kapsamında yer alan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağı ifadelerinde bulunulmuştur. Bütün bunlar bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda: Temyiz Mahkemesi olan Dairemiz önündeki uyuşmazlık ile ilgili olarak temyiz eden tarafın davanın esasını ilgilendiren açık, kesin ve somut bir şekilde ileri sürülmüş olan ve Dairemizce kabul edildiği takdirde davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olan iddialarının Dairemiz kararında “İDDİANIN ÖZETİ” başlığı altında mutlaka yer verilmesi gerekmektedir.

15 Yine “İDDİANIN ÖZETİ” başlığı altında belirtilmiş olan bu nitelikteki iddiaların heyetçe tartışıldığı ve kararın temyiz edenin aleyhine sonuçlandırılması sürecinde neden kabul edilmediğinin de yazılması, diğer bir deyişle temyiz iddialarının gerekçeli olarak karşılanması adil yargılanma ilkesinin alt ayrıntı ilkesi olan hakkaniyete uygun yargılanma –gerekçeli karar hakkı ilkesi gereğidir. SONUÇ AİHS 6. madde 1. fıkra ilkesi AİHM içtihatları Anayasa’nın 36. maddesi ve 141 maddenin 3. fıkrası hükmü 2577 sayılı Yasa’nın 24. maddesi kuralı göz önünde bulundurularak Dairemiz temyiz ret-onama kararında, Temyiz eden tarafın yukarıda belirtilen nitelikteki iddialarının iddianın özeti başlığı altında kararda yazılması, Bu iddiaların heyette tartışıldığına dair sonuçların kararın gerekçesinde gösterilmesi ve neden kabul edilmediğinin de gerekçeli olarak aktarılması gerekirken bu belirttiğim hususlara yer verilmeden kurulan karara gerekçeli karar hakkı ihlali oluşturduğu görüşüyle usul bakımından azlık oyu kullanmaktayım.


"ADİL YARGILANMA İLKESİ BÜTÜNLÜĞÜNDE HAKKANİYETE UYGUN YARGILANMA GARANTİSİ - Gerekçeli Karar Hakkı Doç. Dr. Selami DEMİRKOL Danıştay Üyesi." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları