Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanPinar Akbulut Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
2. Felsefe İle Mezcedilmiş Kelâm Devri TANIM: Gazzâlinin öncülüğünü yaptığı müteahhirin kelamaları, felsefe ile meşgul olma işini daha ileri safhalara götürmüşlerdir. Bu sebeple bu döneme “felsefe ile mezcedilmiş kelâm devri” denir.
2
2. Felsefe İle Mezcedilmiş Kelâm Devri Gazzâlî'nin açtığı ve “felsefi bahislere kelâm ilminde yer verme” diye ifade edebileceğimiz bu dönemi, kendisinden sonra gelen Şehristânî (v. 548/1153) devam ettirmiş, eserlerinde pekçok felsefi meseleye ve delile yer vermiştir. Daha sonra Fahruddin er-Râzî (v. 606/1210) Gazzâlînin metodunu tamamlamış, bu konuda hacimli eserler meydana getirmiştir. Râzîden sonra gelen Âmidî (v. 631/1233) ise onun yoluna uymuş, hatta kelâmda felsefi bahislere Râziden çok yer vermiştir. Bu dönemin bir diğer alimi olan Kadı Beyzâvî (v. 685/1286), kelâm ile felsefeyi yekdiğerinden ayırdedilemeyecek derecede mezceden bir kişi olarak kabul edilir. Beyzâvîden sonra gelen alimler de, Beyzavinin metoduna uyarak, kelâm ile felsefeyi kaynaştırmışlar ve mezcetmişlerdir. Öyleki nakle dayalı olan sem'iyyât bahisleri olmasa idi, kelâmı felsefeden ayırdetmek mümkün olmayacaktı.
3
KAYNAKLAR VE ÖZELLİKLERİ Daha Önce de belirttiğimiz gibi 6 iman esası, Allah'a iman, nübüvvete iman ve âhirete iman olmak üzere üç asla (usûl-i selâse) irca' edilir. Bu üç asıl umumiyetle ehl-i sünnete ait kelâm eserlerinin bünyesinde üç ana bölümü teşkil etmiştir. Bunlar: İlâhiyyât, nübüvvât (nebeviyyât) ve sem'iyyât (âhiret ve ahvâli) bölümleridir. Kelâm kitaplarımızda bu üç ana konunun dışında şu ilâve bahisler de yer alır: Başta bir giriş. Bu girişte bilgi ve varlık konuları ele alınır. Müteahhir devirlere ait kelâm eserlerinde giriş diyebileceğimiz bu kısımda uzun felsefî bahisler yer almıştır. Öyle ki bu kısım bazan kitabın yarısından fazlasını istîâb eder. Kelâm eserlerinin sonunda bir de hatime bulunur. Burada umumiyetle, Şia'yı red için imamet (devlet reisliği) konusu işlenir.
4
A. Başlangıç Devri Eserleri 1) Selef ulemâsından ehl-i sünnet ilm-î kelâmına doğru ilk adımı atan zâtın İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe (v. 150/767) olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü onun fıkh-ı ekber diye isimlendirdiği akaide dair risaleleri ve ehl-i bid'at ile yaptığı münazaralar fıkıhta olduğu gibi akla rol verici bir karakter taşır. Hatta bazıları Mâtürîdiyye fırkasının asıl kurucusu olarak Ebû Hanîfe'yi gösterirler. Osmanlı ulemâsmdan, Rumeli Kazaskeri Kemâleddîn el-Beyâzî (v. 1098/1687), İmam-ı A'zam'ın akaide dair beş risalesini el- Fıkhu’l-ekber, el-Fıkhu'l-ebsat, er-Risâle, el-Âlim ve'l-muteallim, el- Vasıyye şeklinde toplayıp yeniden tertibetmiş ve el-Usûlu‘l-munîfe li'l- İmam Ebî Hanîfe adlı eserini meydana getirmiştir. Sonra da «İşârâtu'l- merâm min ıbârâti'l-İmâm adı altında bu eseri şerh etmiştir. (Mısır'da 1368/1949 yılında basılmıştır). İmâm-ı A'zam'ın akaid risaleleri incelendiği takdirde göze çarpan özellikler şunlardır: Akaid meselelerinin çoğu bahis konusu edilmekte beraber belirli bir tertip mevcûd değildir. Mevzu'lar kısa olarak ele alınır, genellikle delil serdedülmez. Risalelerde hâkim olan üslûp Mürcie, Mu'tezile ve Kaderiyye gibi fırkaların yanlış görüşlerini reddetmek ve sahih akideyi beyan etmekten ibarettir.
5
A. Başlangıç Devri Eserleri 2) Ehl-i sünnet ilm-i kelâmının kurucularından olan Ebu'l-Ha-san el- Eş'arî'nin (v. 324/936) nübüvvet ve âhiret mevzularını ilâve ederek kelâm ilminin bahislerini tamamladığı söylenir. Eş'arî de, Ebû Hanîfe'de olduğu gibi, daha çok bid'at ehlinin reddini hedef almıştır. Bize kadar vâsıl olan eserlerinden İslâm mezhepleri sahasında te'lif ettiği «Makaalâtu'l-İslâmiyyîn» adlı kitabının hacimli olmasına rağmen kelâma dair te'lifatı risaleler halindedir. Allah taâlânın varlığı, ba'zı sıfatlan, halk-ı Kur'ân meselesi, kader ve irade, ru'yetullah, âhirete müteallik ba'zı meseleler, imamet, bid'at fırkalarının ba'zı görüşlerine cevap. Görüldüğü üzere bu mevzu'lar kelâmın ilahiyat ve âhiret bölümlerine ait meselelerdir. Buna mukabil nübüvvete dair bir şey yoktur.
6
A. Başlangıç Devri Eserleri 3) Ehl-i sünnet kelâmının Mâtürîdiyye kolunun müessisi Ebû Mansûr el- Mâtürîdî'den (v. 333/944) bize vâsıl olan kelâm eseri Kitâbu't-Tevhîd'dir. Dünyada tek yazma nüshası bilinen bu hacimli kitabın İhtiva ettiği ana konular şunlardır: Bilgi bahsi, Allah'ın varlığı, sıfatları, ru'yetullah, risâlet bahsi, irade, kaza ve kader, mürtekib-i kebîre, şefaat, imanın ta'rîfi ve sınırı. Görüldüğü üzere Kitâ-bu't-Tevhîd, kelâm ilminin ana bölümlerinin her üçüne dair önemli meseleleri ihtiva etmektedir. Kıtâbu't-Tevhîd, bize kadar vâsıl olan başlangıç devri kelâm eserlerinin en mütekâmil ve dolgun olanıdır.
7
B. Mütekâmil Eserler 1) el-Kaadî Ebû Bekr el-Bâkıllâni (v. 403/ 1013) ehl-i sünnet ilm-i kelâmının mesailini tevsik, tanzim ve tertîb ederek kelâm ilmini ikmal etmiştir. Onun Kîtâbu’t-Temhîd'ine baktığımızda şu bablardan teşekkül ettiğini görürüz : a) Giriş mahiyetinde : Bilgi bahsi, rna'lümat ve mevcudat. b) Allah'ın varlığı ve sıfatları. Tabiatçıları, müneccimleri (güneş, ay, merih... gibi yedi yıldızın kâinatın yaratıcısı ve idare edicisi olduğunu söyliyenler), hıristiyanlan ve brahmanları red. c) Muhammed aleyhisselâmın nübüvvetinin ispat. İ'câzu'l-Kur'-an. Hz. Muhammed'in nübüvveti mevzuunda yahûdileri red. d) Sıfat bahsi : Sıfat mevsûf, isim müsemmâ, halku'l-Kur'an'ın nefyi, sıfât-ı haberiyye, ru'yetullah, irade, kaza ve kader... e) «îman, İslâm, küfr» terimleri ve sınırları. f) Şefaat bahsi. g) İmamet (hatime olarak). Bilâhare daha da inkişaf edecek olan îlm-i kelâmın mesaili ve kelâm eserlerinin muhteviyatı ile Bâkıllânî'nin bu kitabının muhteviyatı mukayese edilecek olursa Bâkıllânî'nin eserinde şu noktalar göze çarpar: a) Kelâmın üç ana bölümünden sem'iyyât üzerinde az durmuştur. b) Gayr-ı İslâmî fırkalarla çok meşgul olmuştur. c) İmamet bahsine çok ehemmiyet vermiştir (kitabın üçte biri kadar).
8
B. Mütekâmil Eserler 2) Bâkıllânı'den sonra ehl-i sünnet jlm-i kelâmının mümtaz siması olarak İmâmu'l-Haremeyn el-Cüveynî'yi (v. 478/1085) görmekteyiz. Kelâmcıların mütekaddimini ile müteahhîrîni arasında köprü vazifesi gören, hacimli ve vukuflu eserleri kendisinden sonra gelen kelâm âlimleri için kaynak teşkil eden ve ünlü mütefekkir, mütekellim ve mutasavvîf, Huccetu'l-İslâm el- Gazzâlî'ye de hocalık yapan el-Cüveynî'nin kelâm sahasındaki eserlerinden pek hacimli olduğu anlaşılan eş-Şâmil maalesef eksik olarak mevcuddur. eş-Şâmil'in muhtasarı olan el-İrşâd ise klâsik kelâm meselelelerini en güzel bir tertip ile ihtiva eder. a) (Giriş): Nazar bahsi (Aklî tefekkür), İlmin hakikati. b) (Birinci bölüm): İlâhiyyât: Allah'ın varlığı, sıfatları, ru'yetullah, kader ve irade. c) (İkinci bölüm): Nübüvvât, peygamber efendimizin nübüvveti, i'câzu'l- Kur'an v.s. d) (Üçüncü bölüm) : Sem'iyyât, âhiret ahvâli, mürtekib-i kebîre, şefaat, tevbe. e) (Hatime): İmamet meseleleri.
9
B. Mütekâmil Eserler 3) Huccetu'l-İslâm İmâm Gazzâlî'ye (v. 505/1111) ait el-İktisâd fî'l-i'tikad’ın tertibi ise başka bir güzellik arzeder: a) Giriş: Kelâm ilminin önemi ve onunla iştigal etmenin, hükmü, deliller. b) Birinci bölüm: Allah'ın varlığı, sıfât-ı zâtiyyesi. c) İkinci bölüm: Sübûtiyye sıfatları. d) Üçüncü bölüm: fiilî sıfatlar. e) Dördüncü bölüm dört bâbdır: 1) Peygamber efendimizin nübüvvetinin isbati; 2) Sem'iyyât; 3) İmâmet; 4) Tekfir bahsi.
10
B. Mütekâmil Eserler 4) Mütekâmil kelâm eserlerinin muhtevasına ait son örnek, Mâtürîdiyye kelâmcılarından Ebu'l-Muîn en-Nesefî'nin (v. 508/1115) Tebsiratu'l-edille’si teşkil etsin. Aynı zamanda Hanefiyye fukahâsından sayılan Ebû'l-Maîn en-Nesefî'nin bu hacimli eseri klâsik kelâm kitaplarının tertibini taşır: a) İlim ve varlık bahsi. b) Allah'ın varlığı ve sıfatları (bilhassa tekvin bahsi), ru'yetullah. c) Nübüvvet bahsi. d) Âhiret ve ahvâli. e) İmamet.
11
C. Memzüc Eserler Akaid ilminin geçirdiği merhalelerin tedkîkinden de anlaşılacağı üzere, Gazzâlî'nin, bir mütekellim olarak felsefe ile temasından sonra felsefenin kelâma idhâl edilmesi an'anesi başlamıştır. Fahreddîn er-Râzî (v. 606/1210) ile bu meze işi ileri dereceye varmış, Âmidî de (v. 631/1233) Râzî'yi ta'kîb etmiştir. Âmidî'den sonra Kaadı Beydaavî (v. 685/1286), daha sonra da Teftâzânî (v. 793/1390) ve Seyyid Şerîf Cürcânî (v. 816/1413) gelir. 1) Memzûc devrin mümessillerinden Râzî'nin kelâm eserleri henüz eski şekil ve plânı muhafaza eder mahiyettedir. Râzî'nin oldukça hacimli olan ve kırk meseleden ibaret bulunan K. el-Erbaîn'inde göze çarpan plân değişikliği âhiret bahsini nübüvvetten önce ele alması ve yer yer felsefî bahislere müstakil bölümler (mes'eleler) tahsis etmesidir. 2) Muhtevalarında felsefî meselelere bol bol yer veren memzûc eserler, asıl yeni tertip ve şekillerini, Âmidî'nin Ebkâru'I-efkâr'ı ve Beyzaavî'nin Tavâli’ul-envâr'ı ile almıştır.Teftâzânî'nin Şerhu'l-Mâkâsıd'ı ile Curcânî'nin Şerhu'l-Mevâkıfı bu yeni tertibin dolgun örneklerini teşkil ederler. Son iki eser tertip ve muhteva bakımından hemen hemen birbirinin aynıdır.
12
C. Memzüc Eserler Her biri 6 bölüm üzerinde tertîb edilmiştir a) Prensipler: Kelâm ilminin taVîfİ, mevzuu, gayesi..., bilgi bahsi, nazar ve delil bahisleri. b) Umûmî meseleler: Varlık ve yokluk, mahiyet, varlık ve mahiyete bağlı meseleler (taayyün, vucûb-imtinâ'-imkân, kıdem-hudûs, birlik-çokluk, illiyyet, ma'lûliyyet. c) Arazlar: Arazların külli bahisleri ve nevi'leri. d) Cevherler: Ta'rîf ve taksim, cismler, gayr-ı maddî varlıklar : nefis ve akıl (107 s.). e) İlahiyyât: Zâtullah, tenzîhî sıfatlar, vücûdî (sübûtî) sıfatlar, ru'yetullah, fi'lî sıfatlar, esmâ-i husnâ. f) Sem'iyyât: Nübüvvet, âhiret ve ahvâli, esma' ve ahkâm (iman-islâm-küfür terimleri v.s.), imamet. Curcânî'nin Şerhu'I-Mevâkıf'ı, farklı olarak, bir ek (tezyît) ile sona erer. 15 sahifelik bu ekte Mu'tezile, Şîa, Havâric, Mürcie, Neccâriyye, Cebriyye, Müşebbihe ve ehl-i sünnet (fırka-ı nâciye) fırkaları hakkında kısaca bilgiler verilir Görüldüğü üzere asıl mevzuları İslâm dininin iman esasları olan ve ana bahislerini altı iman esasının üçe irca edilmiş şekliyle usûl-i selâse (ilâhiyyât, nübüvvât, âhiret) teşkil eden bu hacimli kelâm kitapları, sahîfelerinin yarısından fazlasını (%63ünü) felsefî mahiyetteki talî bahislere (vesâil'e) tahsis etmiş bulunmaktadır. Gerçi bu vesileler asıl maksadlara (makaasıd ve mesâii) müstened teşkil etmektedir. Fakat ne olursa olsun hem hacım, hem de anlaşılma güçlüğü bakımından vesileler asıl maksadlara baskın gelmektedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.