Sunuyu indir
1
Toplumsal cinsiyet rolleri ve sağlık
Tacettin İnandı Doç,. Dr. Halk Sağlığı
2
Kavramlar Cinsiyet Toplumsal cinsiyet rolleri
Toplumsal cinsiyette eşitlik Toplumsal cinsiyette hakkaniyet Eşitlik ve farklılık Cinsiyet, cinsiyet rolleri ve sağlık
3
Cinsiyet Genetik Fizyolojik Biyolojik özellikler XX XY HORMONLAR
ÜREME ORGANLARI
4
Cinsiyet :Bireyin kadın ya da erkek olarak mevcut genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri olarak tanımlanmaktadır. Bu özellikler kadın ve erkek arasında bir eşitsizlik değil, sadece bir cinsiyet farkı yaratmaktadır.
5
Cinsiyet Bazı hastalıklar sadece kadında, bazıları da erkekte
Over kanseri, eklamsi, Prostat kanseri Bazı hastalıklar kadında daha az Kalp damar hastalıkları, östrojen Bazı hastalıklar ise erkekte daha az gözükür Psiko-somatik hastalıklar
6
TOPLUMSAL CİNSİYET Cinsiyetlere toplumun yüklediği roller
Erkek gibi kadın İşte, evde Kız kısmı … İş ve trafik kazası Erkek dediğin … Elinin hamuru ile … Çocuk bakımı Ev işleri Erkek işi Kadın işi
7
Toplumsal cinsiyet ve sonuçları
Kadının statüsü Karar alma Gelir Eğitim Sağlık
8
Toplumsal Cinsiyet (Gender)
Farklı kültürde, tarihin farklı anlarında ve farklı coğrafyalarda kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen roller ve sorumluluklar Toplumsal cinsiyet kısaca, sosyal yönden kadın ve erkeğe verilen roller, sorumluluklar Ancak daha doğum öncesinde kız bebeklerin eşyaları için pembe, erkek bebeklerin eşyaları için mavi rengin tercih edilmesiyle başlayan süreç, erkeklerin ve kadınların yapabileceği işler konusunda da yapay ayrımlar üretir. Bu çerçevede erkek cinsiyeti ile kadın cinsiyeti arasında toplumsal yaşama katılma düzeyi açısından farklılıklar oluşur. Sayısal bakımdan eşit olmakla beraber iki cinsin toplumsal alanda temsiliyetleri farklılaşır. Kadın cinsiyeti daha çok ev gibi özel alandan kalırken, erkek cinsiyeti dışarıda her türlü kamusal alanda kendini ifade eder.
9
Toplumsal Cinsiyette Eşitlik (Gender Equality)
Fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve kullanımında, hizmetlere ulaşmada bireyin cinsiyeti nedeni ile ayrımcılığa maruz kalmaması/ayrımcılık yapılmamasıdır
10
Toplumsal Cinsiyette Hakkaniyet (Gender Equity)
Kadın ve erkek arasında sorumlulukların ve gelirin dağılımında adalet ve hakkaniyet olmasıdır. Bu kavramda kadın ve erkeğin farklı gereksinimlerinin ve gücünün olduğu kabul edilmektedir. Bu farklılığın belirlenerek, iki cinsiyet arasındaki dengeyi düzeltecek şekilde, gerekenlerin yapılması benimsenmektedir. Kadın ve erkeğin farklı özellikleri ve gereksinmeleri vardır. Sorumluluk, görev ve rollerin dağılımında adalet ve hakkaniyet olması gerekmektedir. Toplumun kadın ve erkeğe biçtiği “toplumsal cinsiyet rolü” pek çok mekanizma aracılığıyla her iki biyolojik cinsiyetin de sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kadın ve Erkeğe toplum tarafından biçilen roller, oluşturulan kalıplar mevcuttur; Türkiye’de kadın ve erkek geleneksel olarak daha doğmadan başlayıp ölümüne dek farklı bir sosyal kalıba konulmaktadır. Toplumun kadın ve erkekten farklı beklentileri ve bununla ilgili inançları, bireylerin de bu yönde, yani cinsiyetlerine uygun davranışlar geliştirmesine yol açmaktadır.
11
Kadın ve Toplumsal cinsiyet eşitliği
1. Kadınlara yüklenen en önemli toplumsal rol, analıktır. Kadınlar, toplumsal olarak desteklenmediklerinde ve güçsüz kaldıklarında, annelik rollerini de gereği gibi yerine getiremezler. 2.Kadınlar, anneliğin yanı sıra, evin idaresinden de sorumludurlar. Ev işleri, yapıldığı sürece farkına varılmayan, ancak yapılmadığında görülebilen, bu nedenle de “görünmez” denen işlerdir. Ev işlerinin bir özelliği de maddi bir karşılığının olmaması, “çalışma” tanımına girmemesidir. Ev kadını, çocuk sayısına ve yaşına da bağlı olarak günde ortalama on-on iki saat çalışır. Ancak herhangi bir sosyal güvencesi olmadığı gibi, geçinmek için de kocasına bağımlıdır. 3. Kadınların çoğu çalışma hayatına yeterince katılamamaktalar. Kadınlar, toplumsal olarak “ev kadınlığı” ve “analık”ın uzantısı olan işlevleri yerine getirirler. Kadınlar ücretli çalışmaya katıldıklarında da, asıl sorumluluklarının ailelerine karşı olduğu düşünülür, bu nedenle de çalışma hayatında erkeklerle eşit kabul edilmeleri zordur. Aile sorumluluklarının ve anneliğin bir uzantısı gibi sayılan işler yaparlar: hemşirelik, hastabakıcılık, öğretmenlik, sekreterlik gibi. 4. Kadınlar, ailenin namusu olarak görülürler. Kadınların hareket alanları erkeklerden çok daha dardır. Çünkü yakın akrabalar ve komşular dışındaki ilişkilerin onların namusuna zarar verebileceği düşünülür. Bu nedenle de eğitime ve çalışmaya katılmaları, toplumsal faaliyetlerde bulunmaları engellenir, engellenmediğinde de çok sıkı bir denetim altında tutulurlar.
12
Kadınların Toplumsal Cinsiyet eşitliğini sağlamada önemli mesajlar
· Kızların okutulmasını sağlamak. Yapılan araştırmalar ve istatistikler göstermektedir ki, kadınlar, eğitim olanaklarından erkeklere göre eşit biçimde yararlanamamaktadırlar. Okumaz yazmazlık oranı kadınlarda %20, erkeklerde ise %8 civarındadır. · Töre ve namus gibi gerekçelerle okuyamayan kız çocuklarının okula gönderilmesini sağlamak. Eğitimsiz bir kız çocuğu, büyüdüğünde eğitimsiz bir kadın olacaktır. Bu da onun bağımsız ve eşit bir yurttaş olarak toplumsal yaşama katılımını sınırlayacak, şiddete uğrama ihtimalini artıracaktır. · Kız kardeşleri, anneleri ve eşleri okuma-yazmaya yönlendirmek. Yaşam boyu eğitim yaklaşımıyla yürütülen pek çok eğitim programında görülmüştür ki, kısa dönemli bile olsa bu eğitimlere katılan kadınların aileleriyle, çocuklarıyla ve yakın çevreleriyle ilişkilerinde olumlu değişimler yaşanmakta, kadınların öz güven ve öz saygısı yükselmekte, sorun çözme becerileri artmaktadır. · Resmi nikah yapmak. Resmi nikah yapılmadığında evlilik yasal olarak geçerli olmayacağından hem kadın hem de çocukların durumu güvencesiz olur.
13
Kadınların ev dışında da çalışmalarını desteklemek
Kadınların ev dışında da çalışmalarını desteklemek. Çalışmak, kadının dünyaya bakışını genişletecektir. Böylece, aile ve toplumdaki statüsü yükselecek, erkeğin arkasında değil, yanı başında, onunla eşit bir eş olarak yerini alacaktır. · Çocukların sorumluluklarını annelerle birlikte paylaşmak · Ailedeki kız ve erkek çocuklara eşit davranmak · Aile içinde kararları birlikte almak · Şiddet uygulamamak · Kadınların toplumda görevler almasını desteklemek · Çocuk sahibi olma kararını ortak almak · Kadının hamilelik öncesi, hamilelik ve sonrasında sağlık hizmetlerinden yararlanması için destek olmak
14
Erkeklerin Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanmasındaki Rolü
Erkekler, her şeyden önce, ailenin geçiminden sorumlu kabul edilirler. Erkeklerin böylesine güç bir rolü üstlenmeleri, onların hayatın güçlükleri karşısında endişeye kapılsalar bile bunu başkalarıyla paylaşamamalarına yol açar. Çünkü ailenin geçindirilmesi, bir erkeğin cinsiyet rolünün bir parçasıdır ve bu rolü üstlenmeyle ilgili sorunlar, onun cinsiyet rolünü gereği gibi yerine getirememesi anlamına gelebilir. Erkekler, hem aile düzeyinde hem de toplumsal düzeyde, karar verici olarak görülmektedir. Ailenin geleceğini etkileyecek türde kararların verilmesi, son derece güç ve ağır bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun ailedeki tüm bireylerle, özellikle de eşle paylaşımı, hem daha doğru kararların alınabilmesini hem de erkeğin yükünün hafifletilmesini sağlayacaktır. Ayrıca aile içi iletişimi de artıracağından, anne-baba- çocuklar arasındaki ilişkilerde olumlu değişmeler beklenebilir.
15
TOPLUMSAL CİNSİYET VE SAĞLIK
Toplumsal Cinsiyet Kavramı ve onun sağlık üzerindeki etkileri her iki cinsiyet, yani, kadın ve erkek yönünden ele alınmalı ve irdelenmelidir. Bir hastalığın doğal seyri kadın ve erkeklerde farklı olabilmektedir. Toplumsal Cinsiyet etkisi ; Ø Hastalıkların erken tanı ve tedavisinde, Ø Sağlık hizmetlerine ulaşım ve kullanımında, Ø Sağlık hizmeti sunanların kadın ve erkeklere yaklaşımlarında farklılıklar yaratabilmektedir.
16
Çocukluk Dönemi Cinsiyeti nedeniyle kız çocukları sağlıklarını etkileyen daha fazla olumsuzluk yaşamaktadırlar. Cinsiyet seçimi Gebeliğin istenilmemesi İsteyerek düşükler Genital mütilasyon Malnutrisyon Enfeksiyonlar İhmal, hizmetten yararlanamama Ölüm ve hastalık hızlarının artması ( Özellikle 2-5 Yaş)
17
Adölesan Dönemi Bu dönem her iki cinsiyet için de önemli ancak kız adölesanlar için daha fazla risk bulunmaktadır. Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Anemi / Malnutrisyon Madde Bağımlılığı (Sigara, Alkol, Uyuşturucu) Şiddet Menarş Toplumsal Baskı Cinsel Taciz/istismar İstenmeyen Gebelikler İsteyerek Düşükler Paralı Seks
18
Erişkin Dönemi Kadınların Üreme sağlığı sorunlarını en yoğu yaşadığı dönemdir. Gebelik, doğum, doğum sonu komplikasyonlar İstenmeyen gebelikler İsteyerek düşükler CYBE Anemi / malnutrisyon Paralı seks Cinsel taciz - istismar Şiddet Anne ölümü
19
Menopoz ve Sonrası Menopozal Semptomlar Malignensiler KVH Osteroporoz Malnutrison Desensüs / Prolapsus Şiddet
20
Toplumsal Cinsiyet ayrımcılığının bir sonucu olarak kadınların bazı insan haklarından yararlanamaması Ø Eğitim Ø Çalışma/Fırsat Eşitliği Ø Karar verme/Seçme Özgürlüğü Ø Eşit işe eşit ücret Ø Toplumsal Statü Eşitliğidir. Kadın sağlığının yükseltimesinde; bu alanlardaki eşitsizliklerin düzeltilmesi çok önemlidir.
21
Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığının Üreme Sağlığına Etkileri
Üreme sağlığı, hem bireysel hem de toplumsal boyutları olan bir konudur. Kadınların toplumsal ve aile içindeki konumları, onların sağlıklarını belirler. Bu nedenle, cinsiyet eşitsizliğinin ve şiddetin yaşandığı toplumlarda, üreme sağlığının da istenen düzeyde olması beklenemez. Dolayısıyla, üreme sağlığında topluma düşen bir görev de cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması, kadınların toplumsal konumlarının(statü) yükseltilmesidir. Kadınların toplumsal statüsünün yükseltmek için; · Doğar doğmaz kız çocuklarına nüfus kağıdı çıkartılması, · Kız çocuklarını okula gönderilmesi, · Ailedeki erkek ve kız çocuklara eşit davranılması, · Ailedeki kadınlara şiddet uygulanmaması, · Ailedeki kızların küçük yaşta istemedikleri kişilerle (akrabalarla) evlenmeye zorlanmaası, · Kadınların ev dışında da çalışmalarına izin verilmesi, · Ailede alınacak kararlara katılmalarının desteklenmesi · Ev dışında toplumsal sorumluluklar almalarının desteklenmesi önemlidir.
22
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)
Ülkemiz, kadın-erkek eşitliği alanında uluslararası düzeyde yasal açıdan bağlayıcı olan Birleşmiş Milletlerin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini (CEDAW) 1985 yılında imzalayarak taraf olmuş ve Sözleşme 1986 yılında yürürlüğe girmiştir Kadın Hakları Bildirgesi olarak da tanımlanan bu sözleşmenin yürürlüğe girmesi ülkemiz açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur
23
Kadına özgü durumlar Kadın sağlığı duygusal, sosyal ve fiziksel iyiliği kapsamakta ve biyolojik, sosyal, siyasal ve ekonomik koşullar tarafından belirlenmektedir. Kadınlara ilişkin önem arz eden sağlık konuları üreme sağlığı ve aile planlamasıdır. Ancak, kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşaması, erkek ve kadın arasındaki sağlık konularına farklı bir yaklaşım getirilmesini gerektirir. Kadın sağlığı, aile ve toplumdan kaynaklanan psiko-sosyal etkenler, kadının bireysel sağlık durumu, kadının üremedeki rolü ve sağlık hizmetlerinin erişilebilirliği ve durumu gibi çeşitli faktörlerin etkisi altındadır. Sağlık sorunları sağlıksız çalışma koşulları sonucunda oluşabileceği gibi, istismara ve şiddete maruz kalma etkeninden de kaynaklanabilir. Aile içi şiddetin mağdurları çoğunlukla kadınlardan oluşmaktadır. Ayrıca, kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde bölgesel farklılıklar da mevcuttur.
24
Erkeğe özgü durumlar Üreme organları ve hastalıkları Abartılı güç
Evi geçindirme sorumluluğu
25
Cinsiyet eşitliği
26
Cinsiyet eşitliğinin önemi
Toplumsal Kadın açısından Erkek açısında
27
Kaynaklar
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.