Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ENDOKRİN SİSTEM FİZYOLOJİSİ. Vücudun iç dengesinin korunması, yaşamsal fonksiyonlarının vücudun gereksinimlerine göre düzenlenmesi, hayatın devamı için.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ENDOKRİN SİSTEM FİZYOLOJİSİ. Vücudun iç dengesinin korunması, yaşamsal fonksiyonlarının vücudun gereksinimlerine göre düzenlenmesi, hayatın devamı için."— Sunum transkripti:

1 ENDOKRİN SİSTEM FİZYOLOJİSİ

2

3 Vücudun iç dengesinin korunması, yaşamsal fonksiyonlarının vücudun gereksinimlerine göre düzenlenmesi, hayatın devamı için şarttır.

4 Vücuttaki bu düzenlemeler, endokrin sistem ve sinir sistemi tarafından koordine ve kontrol edilir.

5

6 Hormonların fizyolojik fonksiyonları İç ortamın değişen dış koşullara uygun şekilde optimal düzeyde sürdürülmesi (su- elektrolit dengesi, kan basıncı, kemik kitlesi gibi) Enerji üretimi, kullanımı ve depolanması Üreme Büyüme ve gelişme

7

8 Hormonları ne zaman kullanırız? Endokrin bezlerin hipofonksiyonu (yerine koyma tedavisi) Bazı klinik durumların tedavisi için (Glukokortikoidler ve glukagon gibi hormonların fizyolojik veya suprafizyolojik etkilerinden yararlanılabilir) Tanı testleri (Endokrin bezlerin, hipotalamus ve ön hipofizin fonksiyonunu incelemek için) Hormonomimetik ilaçlar: hormon benzeri etki gösterir, ancak vücutta doğal olarak bulunmaz.

9 Hormonların Sınıflandırılması Kimyasal Yapılarına göre Peptid Hormonlar (Hipotalamus ve hipofiz hormonları, insülin, glukagon, PTH, kalsitonin gibi) Steroid hormonlar (Seks hormonları, kortizol ve aldosteron gibi) Aminoasit yapılı hormonlar (Tiroid hormonları ve adrenal medulla hormonları adrenalin ve noradrenalin gibi katekolaminler)

10 Hormonların Sınıflandırılması Fizikokimyasal Özelliklerine göre Suda-çözünür hormonlar (Peptidler ve katekolaminler) Lipitte-çözünür hormonlar (Steroidler ve tiroid hormonları)

11 Hormonların biyosentezi Steroid hormonların biyosentezinin ilk basamakları ortaktır. Sentez adrenal korteksi, overler ve testislerde olur. İlk madde kolesteroldür. Kolesterol, düşük dansiteli lipoprotein (DDL) şeklinde, reseptör aracılı endositoz yoluyla, dolaşımdan hücre içine alınabilir. Hız kısıtlayan basamak, kolesterolün pregnolon’a dönüştüğü ilk basamaktır.

12 Hormonların biyosentezi Peptid hormonların da ortak sentez basamakları vardır. Endokrin bez hücresinde pürüzlü endoplazmik retikulum üzerine yerleşmiş olan ribozomlarda pre- hormon ya da pre-prohormon şeklinde sentez edilirler.

13

14 Hormonlar nasıl salgılanır? Hormon salgısı monoton bir seyir göstermez! Bazal salgılanma: Hormon salgısı, endokrin bez uyarılmadan da devam eder. Buna bazal salgılanma denir. GnRH, FSH, LH: Pulsatil ritm ve menstrüel ritm ACTH, kortizol: Gün-içi (diurnal veya sirkadiyen) ritm Tiroksin: Mevsimsel ritm

15 Negatif feedback kontrol: Hormonun kendi salgılanmasını inhibe etmesi Pozitif feedback stimülasyon: Hormonun kendi salgılanmasını artırması (ovulasyon esnasında olduğu gibi) Parakrin fonksiyonu: Kural dışı olarak hormonun salgılandıkları hücrenin yakınındaki hücreleri etkilemesi Otokrin fonksiyonu: Kendi salgılandıkları endokrin hücreleri salgılanma anında etkileyebilmeleri

16

17 Hormon reseptörleri Kan dolaşımı içine salgılanan hormonlar, duyarlı olan çeşitli hücrelerde kendilerine özgü reseptörleri aktive ederek etki oluştururlar. Bazı hormonların hedef hücreleri efektör hücreler değil, sadece diğer endokrin hücrelerdir. Bazı hormonlar ise nöronlar tarafından salgılanırlar; bunlara nörohormon denir.

18 Hormon reseptörleri Hedef hücrenin hormona verdiği yanıtın şiddetini etkileyen faktörler: 1. Reseptör sayısı (dansitesi) 2. Reseptör afinitesi 3. Hormonun intrinsik etkinliği RESEPTÖR: Hormon moleküleri tarafından aktive edilen, yüksek afiniteli bağlanma noktası

19 Hormon-hormon etkileşmeleri Bir hormon, diğer bir hormonun sentezini artırabilir: Kortizol… Adrenalin Bir hormon, diğer bir hormona olan duyarlılığı artırabilir. Buna priming denir: Estrojenler, miyometrium ve endometriumdaki progesteron reseptörlerinin sayısını artırır. Tiroid hormonu kalpte beta-adrenoseptörlerin sayısını artırır. Glukokortikoidler insülin reseptörlerinin sayısını azaltırlar

20 Hormon-hormon etkileşmeleri Bir hormon, bir diğerinin metabolizmasını değiştirebilir: Tiroid hormonu kortizol ve testosteronun karaciğerde yıkımını artırır. Bir hormon bir diğerinin salgılanma hızını değiştirebilir: Pankreasta insülin salgılanması glukagon tarafından artırılır, somatostatin tarafından azaltılır. Birbirlerine zıt etkilerde bulunan hormonlar arasındaki dengenin bozulması ile patolojik durumlar ortaya çıkabilir: Addison hastalığında insüline karşı aşırı duyarlılık oluşur ve hipoglisemi gözlenebilir.

21 Hipotalamus, beyinde talamusun altında bulunan ön beyin bölgesidir.beyindetalamusun Memelilerde beyin merkezleri arasında ilinti sağlar. Vücut sıcaklığı mekanizmasını, sempatik sinir sistemini ve hipofizin çalışmasını denetler.hipofizin

22 Hipotalamus aslına bakarsanız boyutlarıyla yaptığı iş ters orantılı olan çok önemli ve hayati bir organdır. Hipotalamus hem vejetatif sinir sisteminin hem de endokrin sistemin bunlarla birlikte limbik sistemin organizasyonunu yapar ve bunlara yardımcı olur.

23 Kabaca örnek vermek gerekirse, Sirkadyen (günlük) ritimlerin düzenlenmesi, besin alımı ve açlık, tokluk durumu denetimi, seksüel davranışlar, hormon üretimi ve salınımı ayrıca kontrolü, öğrenme ve duygu-duruma yardım, iç organların vejetatif kontrolü gibi birçok fonksiyon Hipotalamus işlevlerine örnek verilebilir

24 Hipofiz, alt uç kısmında küçük bir yuvarlak durumundadır. Hipofiz arka lobunun salgıladığı antidiüretik hormon ile oksitosin denen madde hipotalamusta yapılıp hipofize aktarılmaktadır. hormonoksitosin Duyguların fiziksel temeli de hipotalamus tarafından oluşturulmaktadır.

25 Hipofiz bezinin kesiti

26

27 Hipotalamusun işlevleri, beyinden bağımsız bir organ olduğunu düşündürücek niteliktedir. o Isı düzenleme. Ön hipotalamusta sıcaklık artışından, arka hipotalamusta ise sıcaklığın düşmesinden koruyan birer merkez vardır. o Besin alımının düzenlenmesi. Açlık merkezi besin almaya yöneltir, tokluk merkezi besin alımını durdurur.

28

29 o Kalp - damar sisteminin düzenlenmesi; Arka ve yan hipotalamusun uyarılması kan basıncı ve kalp hızını artırırken, preoptik alanın uyarılması sıklıkla zıt etki yapar. o Su alımının düzenlenmesi. Îki yolla düzenlenir 1- Susama duyusu yaratarak su içitilmesini sağlar. 2- İdrarla su atılımını denetler. Susama merkezi yan hipotalamustadır.

30 Uterus kasılmalarının ve süt boşalmasının düzenlenmesi; Salgıladığı oksitosin hormonu uterus kasının kasılabilirliğini artırır ve meme keseceklerini çevreleyen hücrelerin kasılmasını sağlar. Bu salgı, doğum sancılarını kuvvetlendirerek çocuğun çıkışını kolaylaştırır ve doğumdan sonra sütün meme başından çıkışını sağlayan mekanizmayı harekete geçirir.

31 Savunma-saldırma tepkilerinin düzenlenmesi, Bir zamanlar arka hipotalamusta olduğu varsayılan uyku-uyanıklık merkezlerinin artık hipotalamusta bulunmadığı düşünülmektedir; bunun gibi, cinsel davranış hipotalamus tarafından denetlense de ruhsal ve kültürel etkenlerin de önem taşıdığı bilinmektedir.

32

33 Ayrıca hayvan deneyleriyle de gösterildiği gibi hipotalamusun belirli bölgelerinin uyarılması davranış değişikliklerine yol açmaktadır. Örneğin yan hipotalamusun uyarılması ile genel etkinlik düzeyi artarak bazen belirgin hiddet ve kavga tepkisi görülür.

34

35 Orta bölümde yer alan (ventromedial)çekirdeklerin uyarılması sakinlik, periventriküler (karıncıklar çevresindeki) bölgenin uyarılması ise korku ve cezalandırma tepkilerini doğurur.

36

37

38 “Hormon” lar biyokimyasal moleküllerdir. Hormonlar, vücudun iç salgı bezlerinde üretilerek kana giren ve bu yolla çeşitli organ ve dokulara götürülerek bunların yapı ve fonksiyonlarını vücudun gereksinimlerine göre değiştiren kimyasal maddelerdir.

39 TÜM HORMONLAR ENDOKRİN BEZLER TARAFINDAN SALGILANIR. Bunlara “İç Salgı Bezleri” denir ve salgılarını doku sıvısına verirler. Doku sıvısına verilen bu hormonlar daha sonra kana geçerler.

40 Hormonlar etkilerini kan ve doku sıvısında dolaşırken doku hücrelerinin yüzeyinde bulunan özgün reseptörler ile birleşerek o hücreyi aktive ederek gösterirler. Sadece kendine ait olan reseptörler ile birleştikleri için hormonların miktarlarının az olması etkilerini azaltmaz.

41 Hormonların etki iletme hızı, sinirlerden daha yavaştır. Ancak etki süreleri saniyeler ile yıllar arasında değişiklik gösterir.

42 Hormonların görevi; organizmadaki birçok aktivitenin düzenlenmesi, hücrelerdeki kimyasal fonksiyonları, hücrelerin salgılama ve büyüme gibi işlevlerini kontrol ve koordine etmektir.

43 Hormonlar esas olarak iki gruba ayrılmaktadır. Peptid Hormonlar (Oksitonin, Vazopressin, ACTH gibi) Steroid Hormonlar (Östrojen, Progesteron, Testesteron, Aldosteron gibi)

44 Bu iki hormon grubu etkilerini birbirlerinden farklı mekanizmalarla gösterirler. Molekül ağırlığı açısından peptid hormonlar, steroid hormonlardan daha ağırdır. Bu nedenle peptid hormonlar büyük molekülleri yüzünden hücre içine giremezler.

45 Etkilerini hücre yüzeyindeki reseptörler ile birleşerek gösterirler. Steroid hormonlar ise daha küçük moleküllere sahip olduklarından, hücre içine girebilirler ve etkilerini sitoplazma içindeki reseptörler ile birleşerek gösterirler.

46 Kandaki hormon miktarının fazlaca artması sonucunda “Negatif Feedback” denen (Geri bildirim) olayı ile hormon salgısı durdurulur. Kandaki hormon miktarının azalması sonucunda ise “Pozitif Feedback” olayı ile hormon salgısı arttırılır.

47 Hormonların sentez edilme ve depo edilme biçimleri de birbirlerinden farklıdır. Fakat çoğu hormon, hücre içindeki veziküller içerisinde bulunur. Steroid hormonlar ise veziküller içinde bulunmazlar, bu hormonlar molekül olarak salınıverirler.

48 Peptid ve protein yapıdaki hormonlar, tıpkı protein sentezinde olduğu gibi, m-RNA yolu ile ribozomlu (granüllü) ER’da sentezlenirler. Etrafları derhal bir membran ile çevrilerek vezikül içerisine alınırlar. Oluşan bu veziküller, doğruca Golgi kompleksine gelir.

49 Burada bazı değişikliklere uğrarlar. Örneğin; yapısına glikoz eklenerek glikoproteine dönüşebilir. Daha sonra golgi kompleksinin içindeki su dışarı çekilir ve bu sayede hormon konsantre edilir. Bu hale gelen veziküller gerekli oldukları zaman ekzositoz yolu ile hücre dışına verilir.

50 İşte bu olaya “Sekresyon” (Salgılama) denir. Tabii ki sekresyon olabilmesi için, endokrin bezin uyarılması gerekir. Gereken bu uyarı başka bir hormon veya sinir impulsu tarafından sağlanır.

51 Daha önce de belirttiğim gibi steroid hormonlar ise vezikül içine alınmazlar. Bunun nedeni, steroid hormonların zaten küçük moleküllü olmalarıdır. Zira bunlar kendiliğinden difüzyon ile hücre içine geçebilirler. Kana giren hormonların çoğu, proteinlere bağlı olarak ve inaktif şekilde dolaşırlar. Bu hormonlar proteinlerinden ayrılınca aktif hale geçerler.

52 BAZI HORMONLARIN VÜCUDA FARKLI ETKİLERİ

53 BÜYÜME HORMONU (Somatotropin Hormon (STH), Growth Hormon (GH): Büyüme hormonunun hedef dokusu, adından da anlaşılacağı gibi, büyümeye katkısı olan tüm dokulardır. Büyüme hormonunun etkisini anlamak için eksikliğinde veya fazlalığında vücutta ne gibi değişiklikler olduğunu görelim.

54 Hipofiz bezi çıkarılmış ya da hipofiz bezinin görev yapmadığı insanlarda büyümenin durduğu gözlenmiştir. Tersi olarak eğer çok salgılanırsa bu sefer de aşırı büyüme görülmektedir.

55 Gigantizm (Jigantizm): Küçük yaşlardan beri bu hormonun gereğinden fazla salgılanması “Gigantizm” denilen anormal büyüme olarak karşımıza çıkar.

56

57

58

59 Büyüme durduktan sonra yani ergenlikten sonra bu hormon fazla salgılamaya başlarsa bu sefer de “Akromegali” denen kafa, el ve ayak kemiklerinin büyüyerek kabalaşması ile belirgin bir durum ortaya çıkar.

60

61

62

63

64

65 Akromegali nedir? Akromegali, erişkinlerde ortaya çıkan ; vücudun büyümesi ve organ gelişmesi için anahtar bir faktör olan büyüme hormonunun (GH) aşırı salgılanmasına bağlı gelişen sinsi bir hastalıktır. Fazla GH salgılanması, aşırı büyümeye ve iç organlardaki genişlemeye bağlı olarak da vücutta şekil bozukluklarına neden olur.

66

67

68 Akromegali Beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin ön bölümünün aşırı çalışmasına bağlı bir durumdur. hipofiz Büyüme tamamlanmadan, kemiklerin uzaması sona ermeden erken çağlarda baş gösterirse jigantism adı verilen dev görünüm oluşur.jigantism

69 Akromegali hastalığının %90 ı hipofiz bezindeki tümörden kaynaklanır.hipofiz tümörden Bu tümör görme ile ilgili yere baskı yaptığı için görmede darlık ve bozukluk(çift görme gibi)olur. Ayrıca bu tümör beynin sağlıklı kısımlarına baskı yaptığı için baş ağrısı görülür.

70 Erkek ve kadınlarda eşit oranda görülür. 10 milyonda bir görülür bu akromegali hastalığı ve ölüm riskini 2-4 kat arttırır.

71 Büyüme hormonunun küçük yaşlardan beri gereğinden az salgılanması sonucunda ise, “Dwarfizm” denilen cücelik görülür. Erişkinlerdeki yetersizliğinde ise, sadece büyüme hormonunun metabolik etkilerinin ortadan kalkmasına neden olur.

72

73 Büyüme hormonunun metabolik etkileri nelerdir? 1.Dokulardaki protein sentezini arttırmak ve doku büyümesini sağlamak, 2. Glikojenolizisi (Glikojenin glikoza parçalanması) azaltmak ve bu sayede glikojen depolarını korumak,

74

75 3. Lipolizisi arttırmak, yağ asitlerinin metabolizmasını arttırmak. 4. Kaslarda yağ asitinden glikoz sentezlenmesini arttırarak glikojen depolarını korumak, ayrıca glikoz kullanımını azaltmak (Yalnız bu etki diyabet hastalarının durumunu kötüleştirir) 5. Hiperglisemiyi ayarlar.

76

77 6. Büyümekte olan dokuların gereksinimi olan sodyum ve potasyumun böbrekler tarafından atılmasını azaltır. Kalsiyumun bağırsaklardan emilmesini arttırır. 7. Uzun süre büyüme hormonu kullanan kişilerde şeker hastalığı ortaya çıkabilir, bu da sürekli kontrol edilmesi gereken bir durumdur.

78

79

80

81

82

83

84

85

86

87

88 TİROİD BEZİ HORMONLARI Tiroid bezi, boynun ön bölümünde, larenksin alt, trakeanın üst bölümünde yerleşmiş, sağ ve sol loptan oluşan bir bezdir. Vücudun en büyük bezidir.

89

90 İki lobu birleştiren parçaya İstmus denir. Çok zengin bir kan damar ağına sahiptir. Küre şeklindeki foliküllerden oluşmuştur ve içleri kolloid denilen bir madde ile kaplıdır.

91 Tiroid bezinden 3 tip hormon salgılanır. Triiyodotronin (T3) Tetraiyodotronin (T4, Tiroksin) Kalsitonin

92 Triiyodotronin hormonu 3, Tetraiyodotronin hormonu ise 4 iyot taşıyan aminoasit yapısında hormonlardır. Kalsitonin ise, tiroid bezi folikülleri arasında bulunan parafoliküler hücreler (C hücresi) tarafından yapılır. Kalsiyum metabolizmasında etkili olan bir hormondur.

93 Tiroid hormonları, metabolizmayı, büyümeyi, gelişmeyi ve sinir sisteminin aktivitelerini düzenlemekle görevlidir.

94 Tiroid bezinin çalışmasındaki düzensizliklerin sebep olduğu hastalıklardan biri Grave's hastalığıdır. Bu hastalıkta gözler dışarı doğru çıkar. (sağda) Bir diğer hastalık ise guatr olarak bilinen, tiroid bezinin büyümesidir. (solda)

95

96 Tiroid hormonlarının yetersizliği ya da eksikliğinde çocuklarda “Kretinizm” yetişkinlerde “Miksödem” denen patolojik durumlar ortaya çıkar. Tiroid hormonlarının gereğinden fazla salgılanması Graves hastalığı (Tirotoksikozis) denen hastalığa yol açar.

97

98 KRETİNİZM Hamilelik sırasında veya doğumdan hemen sonra tiroid hormonu yetmezliği nedeniyle ortaya çıkan ve tedavi edilmemesi halinde geri dönüşsüz, ağır bedensel, cinsel ve zihinsel gerilikle sonuçlanan bir anormalitedir.

99

100

101

102 Guatr Tiroid bezinin aşırı büyümesi ile karakterize edilen bir durumdur. Hem hipertiroidizmde (fazla salgılanması) hem de hipotiroidizmde (az salgılanması) görülebilir.

103

104 Hipertiroidizmde tiroid miktarı artınca tiroid miktarı artınca TSH inhibe edilir. Ancak burada feedback mekanizması işlemez ve tiroid aşırı aktivite göstermeye devam eder. Bunun sonucunda ise bez büyür.

105

106 Hipotiroidizmde ise mekanizma şöyledir. Eğer besinlerle yeterli iyot alınmaz ise, hormon sentez edilemez. Böyle olunca TSH miktarı artar. TSH’ın tiroid bezini devamlı uyarması sonucunda ise, bez aşırı faaliyet yüzünden büyür.

107

108 Tiroid hormonlarının fonksiyonları Genel metabolizma üzerine etkileri Protein metabolizması üzerine etkileri Karbonhidrat metabolizması üzerine etkileri Lipid metabolizması üzerine etkileri Vitamin metabolizması üzerine etkileri

109 Genel metabolizma üzerine etkileri Dokularda oksijen ve metabolizma hızı artar Vücudun ısı üretimi artar

110 Protein metabolizması üzerine etkileri Protein sentezi artar Bunun sonucunda özgül enzimler artar vr metabolik olaylar hızlanır

111 Karbonhidrat metabolizması üzerine etkileri Bağırsaklardan glikoz emilimini, Dokuların glikoz kullanımını, Kaslarda glikojenolizi arttırır. Kan glikoz düzeyi yükselir. Aminoasit ve lipidlerden de glikoz sentezlenmesi artar,

112 Lipid metabolizması üzerine etkileri Tüm evrelerini etkiler. Yağ dokusundan lipolizi arttırır. Lipidlerin parçalanmasını hızlandırır Bu nedenle tiroid hormonu fazlalığında yağ depoları Azalır, kan lipid düzeyi düşer.

113 Vitamin metabolizması üzerine etkileri Vitaminler enzim ve koenzimlerin yapısında bulunurlar. Enzim miktarı artınca, vitaminlere duyulan ihtiyaç da artar. Ayrıca vitaminlerden enzim sentezlenebilmesi için de tiroid hormonuna gereksinim vardır.

114 Hormon Hormon

115 Sevgili öğrencilerim, 2008-2009 eğitim yılını böylece bitirmiş olduk. Hepinize iyi finaller ve iyi tatiller diliyorum. Sevgilerimle


"ENDOKRİN SİSTEM FİZYOLOJİSİ. Vücudun iç dengesinin korunması, yaşamsal fonksiyonlarının vücudun gereksinimlerine göre düzenlenmesi, hayatın devamı için." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları