Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
YAŞLILARDA GÜVENLİ İLAÇ KULLANIMI
Prof.Dr.Gönül Şahin Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Toksikoloji Anabilim Dalı Telefon&Faks: (312) –
2
Yaşlanma, bir türün istisnasız bütün bireylerinde oluşan, türe özgü belirli bir periyot içinde kaçınılmaz şekilde gerçekleşen ve ölümle noktalanan normal fizyolojik bir süreçtir. Normal yaşlanma zamanın geçişine bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan, tüm anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleridir. Bu biyolojik yaşlılık doğumla başlar tüm yaşam boyu sürer. Sosyal yaşlılık, kültürel duruma ve sosyal özelliklere göre toplumdan topluma değişen “yaşlılık” dır.
3
Bugün 65 yaş ve üzeri yaşlı popülasyon geriatrik grup olarak kabul edilmektedir. Ancak özellikle son yıllarda bu yaş sınırı daha yukarıya çekilmeye çalışılmaktadır. Başta gelişmiş toplumlarda olmak üzere tüm dünyada yaşlı insan sayısı giderek artmaktadır. Genel sosyo-ekonomik kalkınmanın, daha iyi beslenmenin, enfeksiyonlar başta olmak üzere çeşitli hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde çok çeşitli ve etkin ilaçların bulunuşu ile daha iyi yaşam standartlarının sağlanması, eğitimdeki gelişmeler, sağlık hizmetindeki ve biyomedikal teknolojideki önemli ilerlemelerin sonucu önümüzdeki yıllarda yaşlı nüfusundaki artış daha da belirgin olacaktır.
4
1900’lerde 65 yaşına ulaşmış bir bireyin 11
1900’lerde 65 yaşına ulaşmış bir bireyin 11.9 yıl daha yaşaması beklenirken, 1960 yılında 65 yaşından sonra beklenen yaşam süresi 14.4 yıl, 1992’de ise 17.5 yıl olmuştur. Dünya genelinde yılları arasında ortalama yaşam süresi 20 yıl kadar artarak 66 yıla ulaşmıştır. Gelecekteki 50 yıl süresinde ortalama yaşam süresinin 10 yıl daha artarak 76 yıla ulaşacağı hesaplanmaktadır. 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağı hesaplanmaktadır. Nüfusun % 59’unun Asya, % 20’sinin Afrika, % 7’sinin ise Avrupa kıtasında yerleşim göstermesi beklenmektedir.
5
Ülkemizde halen 4 milyon dolayında olan yaşlı nüfus sayısının 2010 yılında 5, 2020 yılında 7-8 ve 2050 yılında 12 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bugün için en uzun ömürlü insanlar Japonya’da yaşamaktadır. Bu ülkede doğan her bebeğin ortalama 80 yıl yaşacağı beklenmektedir.
6
Yaşlanmaya neden olan mekanizmalarla ilişkili teoriler:
Yaşlanma olayının ana mekanizmaları, moleküler düzeyden organ sistemlerinin fonksiyonel düzeylerine kadar uzanan süreçte meydana gelen spesifik değişiklikleri kapsar. Oksidatif Stres ve Serbest Radikaller ile ilişkili Mitokondriyal Hasar teorisi, Epifiz-Melatonin teorisi, Telomer Kısalması teorisi başlıcalarıdır.
7
Mitokondriyal Hasara Bağlı Yaşlanma Teorisi:
Mitokondri iç zarı oksidatif fosforilasyon merkezi olduğundan ATP moleküllerinin çoğu burada yapılır. Oksidatif fosforilasyondan ötürü mitokondri elektrofilik karakterdeki reaktif oksijen türevlerinin (ROS) büyük ölçüde üretildiği yerdir. Organizmanın ana bileşenleri olan yağlar, proteinler, nükleik asitler ve karbohidratlar ile antioksidan savunma sisteminde yer alan glutatyon dahil tüm tiyoller (-SH) ve diğer antioksidanlar bu reaktif radikallerin ana hedefleridir. Bu elektrofilik saldırılar sonucunda mitokondri DNA’sında meydana gelen oksidatif hasarın çekirdek DNA’sındaki hasardan daha fazla olduğunu göstermektedir. Ancak mtDNA’sının onarım düzeyi düşüktür. Etkileşmeler sonucunda mitokondrilerde hasar oluşur, sayısında gittikçe belirgin azalmalar görülür ve enerji bağımlı tüm olaylar olumsuz etkilenir. Artan oksidatif stres nedeniyle hücrenin homoestazı bozulur, organizmanın fonksiyonlarında azalma ve bozulma oluşur, dolayısıyla yaşlanma ve dejeneratif değişiklikler meydana gelir.
8
Endokrin ve Nöroendokrin Teoriler:
Epifiz (pineal bez) yaşla değişime uğrayan nöroendokrin bir organdır. Epifizin salgı fonksiyonu iki ana grup altında değerlendirilir: İndolaminler ve peptidler. İndolaminler içinde en önemlisi, öncül maddesi triptofan olan N-asetil-5-metoksitriptamin yani melatonin’dir. Melatonin yapımı karanlıkta olmakta ve aydınlıkta durmaktadır, “karanlığın kimyasal anlatımı”. Kan ve BOS dahil tüm biyolojik sıvılara ve dokulara dağılır. Albumine bağlanır, süte ve plasentadan geçer. Melatonin mitokondrideki elektron transport zincirindeki olayları düzenlemekte ve bu sırada oluşan ROS’leri detoksifiye edebilmektedir. Bu güçlü endojen antioksidan kolay oksitlenmez ve otooksidasyona uğramaz. İmmün sistemi güçlendirici etkisi vardır. Melatoninin yaşlanma karşıtı bir hormon olmasında antikanser, immün yanıtı uyarıcı ve antioksidan etkilerinin büyük önemi vardır. Yaşlanma ile meydana gelen epifizdeki gerileme ve olumsuz değişiklikler melatonin düzeylerine yansır ve yaşlılığa bağlı bazı psikosomatik bozukluklar, tümoral hastalıklar, immün sistemde yetersizlikler ve enfeksiyonlar meydana gelir.
9
Telomer Kısalması Teorisi:
Kromozomların her bölünüşünde bir kolu (telomer kısmı) kısalır. Bu durum yaşlanmayı ve ölümü hazırlayan önemli faktörlerdendir. Dolayısı ile fazla ve hızlı bölünme ömür uzatıcı bir eylem değil, belki de azaltıcı olarak düşünülebilir. Kısalan kısmın yenilenmesini sağlayan, telomeraz enzimidir. Telomeraz enziminin etkin olarak işlev gördüğü hücrelerde kromozom kısalması görülmez. Enzim aktivitesi azalan hücrelerde telomerler kısalır ve hücre yaşlanması ortaya çıkar.
10
İlaç etkisi uygulanan miktara yani doza bağımlı olmalıdır.
İlaçların etkileri tedavi dozlarında görülür. Doz arttıkça yarar yerine zarar verir. Bazen tedavi edici dozlarda da istenmeyen toksik etkiler görülebilir. İlacın sağlayacağı yarar ile toksik etkilere neden olabileceği zararın kıyaslaması ile ilacın tedavi edici özelliği ortaya çıkar.
11
Bir kimyasal maddenin veya fiziksel etkenin zarar verme kapasitesidir.
İlaçlar dahil tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemde oluşturduğu olumsuzluklara TOKSİK ETKİ = TOKSİSİTE denir. Bir kimyasal maddenin veya fiziksel etkenin zarar verme kapasitesidir. Uygunsuz doz ve süre kullanıldığında biyolojik sistemde olumsuz, istenmeyen etkiler veya hasar oluşturabilme kapasitesine sahip maddelere Toksik Madde denir. “Toksik etki oluşturmayan hiçbir madde yoktur. İlaçla zehiri ayıran yegane fark DOZ’dur” Paracelsus
12
Toksisite oluşumunda;
DOZ TEMAS SÜRESİ TEMAS YOLU TEMAS SIKLIĞI, son derece önemlidir.
13
Güvenli ilaç kullanımının temel prensiplerini
Güvenli ilaç kullanımının temel prensiplerini o ilacın maksimum etkinliği, emniyeti, hasta için uygunluğu ve maliyet-yarar ilişkisi belirler.
14
Yarar, toksik etkileri makul gösterecek kadar fazla ve önemli ise ilaç kullanılmalıdır.
İlacın güvenilir olup olmadığının göstergesi terapötik indeks, yani tedavi indeksi yani güvenlik aralığıdır. Güvenlik aralığı insanların %1’inde toksik etki yapan dozun (TD1) insanların % 99’unda tedavi edici doza (ED99) oranıdır. İstenen durum hiçbir hastada toksik etki oluşmaksızın ya da çok az hastada toksik etki oluşmasına rağmen bütün hastalıkların tedavi olmasıdır.
15
Güvenlik aralığı dar olan ilaç örnekleri
digoksin, dijitoksin gibi kalp yetmezliğinde kullanılan ilaçlar Trisiklik antidepresanlar ve lityum Fenitoin, fenobarbital, pirimidon, karbamazepin, sodyum valproat gibi antiepilektikler Amikasin, gentamisin, kanamisin gibi aminoglikosid antibiyotikleri
16
Güvenlik aralığı dar olan ilaçlar için idame ettirildiği taktirde hastaların çoğunda tedavi edici özelliği sağlayabilen optimum bir terapötik plazma düzeyi söz konusudur. Ancak bu düzey yaş, sosyo-ekonomik durum, gebelik, böbrek ve karaciğer hastalığı gibi çeşitli patolojiler (diyabet başta olmak üzere), alınan diğer ilaçlar, hastaların uyuncu gibi bir çok faktörlerden etkilenir.
17
Yaşlı grupta ilaca bağlı en yaygın gözlenen sorunlar:
Tedavi etkinliğinin düşük olması İlaç kullanımına bağlı ters etkiler Bazı ilaçların kullanımının kesilmesinden hemen sonra karşılaşılan ters etkiler
18
Neden yaşlı hastalarda ilaçla ilgili yan ve toksik etkileri sık görülür?
Uyunçsuzluk, Polifarmasi, Çoklu ve çoğunlukla kronik hastalıklar nedeni ile birden fazla hekim kontrolü altında olma durumu veya hekime karşı yersiz güvensizlik duygusuyla sık hekim değiştirilmesine bağlı alınan farklı tedavi yaklaşımları sonucu uygunsuz reçeteleme, Reçetelenen ilacın tipi, İlacın nutrisyonel durumda oluşturduğu olumsuz etkiler, Yaş ilerledikçe görülen farmakokinetik/farmakodinamik değişiklikler, İlaç-ilaç, ilaç-besin ve ilaç-hastalık etkileşmeleri sayılabilir.
19
Geriatrik Grupta UYUNÇ Problemleri Neden Görülür?
Çoklu ilaç kullanımı, Bu grubun düzenli ilaç kullanımında yetersiz kalması, İlaç etkileşmeleri, İlaç alımına bağlı semptomların niteliği, Semptomların düzelmesi veya düzelmemesi ile hastanın kendi kararıyla tedaviye son vermesi, Tekrar hastalanırım kaygısı ile ilaç biriktirmeye gereksinim duyulması, Hafıza kaybı, görme ve işitme duyusunun bozulması, bu grupta sıklıkla rastlanan motor aktivitede azalmalar, İlaç kap veya şişe kapaklarını açmada zorlanmalar, İlacın yüksek maliyeti ve sınırlı gelir.
20
Polifarmasi Klinikte, genel ve temel tedavi amaçlı, çoklu ilaç kullanımıdır. genelde gerekli ama bazen de gereksiz olarak reçeteli ve/veya reçetesiz birden fazla ilacın kullanımıdır. Çoklu ve/veya kronik hastalıklar polifarmasiye neden olan ana etkenlerdir.
21
Polifarmasi tedavi etkinliğini arttırmak, yan ve/veya toksik etkiyi azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla sıklıkla uygulanır. Ancak beklenen yararlar yanında polifarmasi uygulamaları bazen çok çeşitli mekanizmalarla etkileşmelerden kaynaklanan önemli sorunları, olumsuzlukları da beraberinde getirdiği uzun yıllardan beri bilinmektedir.
22
ADME İlaç farmakokinetiği = absorpsiyon (A) + dağılım (D)
metabolizma (M) itrah (E)
23
Gastrointestinal kan akımı ¯ Gastrointestinal mukoza hücre kütlesi¯
Yaşlılıkta Meydana Gelen Fizyolojik Değişiklikler- ADME’nin Etkilenmesi Absorpsiyon Gastrik asit üretimi ¯ Gastrik pH Gastrointestinal kan akımı ¯ Gastrointestinal mukoza hücre kütlesi¯ Gastrointesinal motilite ¯ Dağılım Total vücut suyu ¯ Vücut yağ/vücut ağırlığı oranı Serum albümini ¯ Kalp debisi¯ Kalp, beyin, ve kaslara kan akımı ¯ Metabolizma Hepatik kan akımı ¯ Hepatik kütle ¯ Enzimatik aktivite ¯ Itrah Renal plazma akışı ¯ GF oranı¯ Tübüler fonksiyon ¯
24
Yaşa bağlı dağılım hacminin değişimi
Antipirin Diazepam
25
Yaşın normal plazma albümin konsantrasyonuna etkisi
26
Yaşlı ve genç kişilerde plazma propranolol konsantrasyonları
27
Azalmış Renal Fonksiyon Durumunda Doz Düzenleme -Digoksin Örneği-
28
Hedef organda ilaca yanıt şiddetini veya ilaç duyarlılığını
1. İlacın olası farmakodinamik özelliklerinde meydana gelen değişiklikler; Reseptör ve reseptör sonrası olaylarda yaşa bağlı değişiklikler, 2. Homeostatik kontrolde yaşa bağlı değişiklikler, 3. Etkileşmeler, a)Hastalıkla indüklenen değişiklikler (ilaç-hastalık etkileşmeleri), b) İlaç-ilaç etkileşmeleri, c) İlaç-besin etkileşmeleri, d) Herbal preperatlar-ilaç etkileşmeleri, etkiler.
29
1- İlacın Farmakodinamik Özelliklerinde Meydana Gelen Olası Değişikler:
Reseptör yoğunluğunda veya duyarlılığında değişiklikler, Hücre içi haberleşme (2.ulak) sisteminde değişiklikler (cGMP veya cAMP), Glikojenoliz gibi biyokimyasal cevaplarda değişiklikler, Vasküler gevşeme gibi mekaniksel etkiler.
30
2- Homeostatik Kontrolde Yaşa Bağlı Değişiklikler:
Vücut aortik ve karotid damarlarındaki kemoreseptörlerin aktivitesinde düşme, Termoregülasyonda azalma, Glukoz toleransında azalma, Barsak ve mesanenin nörolojik kontrolünde bozulma, Baroreseptör refleksinde azalma.
31
Geriatrik Popülasyonda Bazı Önemli Hastalıklarda İlaç Kullanımı
Yüksek Oranda Görülen Bazı Önemli Hastalıklarda İlaç Kullanımı
32
Diyabetes Mellitus (DM)
Klasik anlamda bir hastalık değil, son derece yaygın patolojik bir durum Patojenezi, etiyolojisi tam olarak bilinmiyor Tedaviye değişik cevap veren birçok semptom ve klinik laboratuvar bulgularından bir veya birkaçını içeren tedaviye değişken yanıtlar veren bir sendrom Tedavisi yoktur. Çok ilaç kullanımı söz konusudur.
33
Hipoglisemiye neden olan veya diyabeti kötüleştiren (hiperglisemiye yol açan) bazı ilaçlar önemlidir. Mikro/makrovasküler sorunlar gelişebilir Nöropati gelişebilir Diyabet hastalığı genel olarak üç tipe ayrılır İnsüline bağımlı (Tip I) İnsüline bağımlı olmayan (Tip II) Geçici diyabet
34
Diyabetin Nedenleri Heredite İmmunite Obesite Virus Stres İlaç ve ksenobiyotikler Pankreas hasarı
35
Hipoglisemi Kan şekeri seviyesinin 60 mg/dl’nin altına düşmesidir.
Belirtileri spesifik değildir (hipotermi, şuur kaybı, mental nörolojik ve psikiyatrik belirtiler). Belirli ilaçlarla hipoglisemi indüklenebilir veya belirginleşebilir. Nedenleri; Açlık, tokluk Ağır eksersiz ve alkol Kanser Renal yetmelik Etkileşme ve uygun olmayan reçete
36
Diyabetlilerde hiperglisemiyi arttıran ve diyabetik durumu kötüleştiren ilaçlar
Glukokortikoitler: Glukoneojenezi arttırarak karaciğer glukoz çıkışını arttırır Oral diüretikler (tiyazitler): Ekto ve İntra Potasyum tüketimine neden olur ve diyabetik durumu bozar Diazoksit (tiyazit türevi): Potasyum tüketimi yapmaz, fakat insülin salınımını inhibe ederek hiperglisemiye neden olur Sempatomimetik ajanlar: Epinefrin, norepinefrin, efedrin ve fenilefrin glikojenolizi stimüle ederek hiperglisemiye neden olur. İnsülin salınımını da bloke ederler Nikotinik ajanlar: Glukoz intoleransı yapar
37
Şiddetli hipoglisemiye neden olan ilaçlar ve durumlar
Kronik alkol alımı İnsüline bağımlı diyabette hipoglisemik komaya neden olabilir Antikoagülanlar Sulfanilüre grubu alan (özellikle tolbutamit) diyabetiklerde hipoglisemik şok yapar Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar Sulfanilüre grubu kullanan diyabetiklerde şiddetli hipoglisemiye neden olur
38
Antibakteriyaller Sulfanilüre grubu kullanan diyabetiklerde şiddetli hipoglisemiye neden olur b-blokörler Günde mg propranolol alan hastalarda glikojenolizi önleyerek hipoglisemiye neden olur
39
Yaşlı diyabetiklerde dikkat edilmesi gereken hususlar
İlaç aç karnına alınmalı Besin eksikliği gelişip gelişmediğine dikkat edilmeli Wernicke ensefalopatisi tiamin eksikliği ile gelişir, sülfonilüre grubu ilaç kullanımı tiamin gereksinimini arttırır. Tiamin glukoz metabolizmasında kofaktördür. Demir eksikliği anemisi gelişebilir. Özellikle yaşlı diyabetiklerde NSAİİ kullanımına bağlı olarak bu durum gelişebilir.
40
Antilipidemik ilaç kullananlarda (özellikle kolestiramin ve kolestipol kullananlarda) A, D, E, K vitaminleri eksikliği ve folat eksikliği gelişebilir. Fazla lifli gıda A, C, B12 vitamini eksikliği yapabilir. Klorpropamit kullanan diyabetiklerde alkol alımı disülfiram benzeri etki yapar. Kalsiyum kanal blokörü (nifedipin) alımının da alkol benzeri etki yaptığı bildirilmektedir.
41
HİPERTANSİYON Arteriyel kan basıncının devamlı yükselmesi ile kendini gösteren bir kalp-damar hastalığıdır. Zamanla sol ventrikül hipertrofisi, konjestif kalp yetmezliği, koroner kalp hastalığı gibi ciddi kardiyovasküler komplikasyonlara neden olması nedeni ile önemli bir klinik sorundur. Kardiyovasküler riske diastolik ve sistolik basınçtaki yükselmenin katkısı genelde yaşa göre değişir. Yaşlı grupta sistolik kan basıncında yükselme, gençlerde de diastolik kan basıncındaki yükselmenin katkısı vardır.
42
Tam patojenezi bilinmeyen Esansiyel (Primer) Hipertansiyondur.
Hipertansiyonun %95 Tam patojenezi bilinmeyen Esansiyel (Primer) Hipertansiyondur. %5 Böbrek hastalığı, renovasküler hastalıklar bazı endokrin hastalıklar tiroid (bazı tip) ön hipofiz paratiroid hastalığı diyabet, vs. gibi primer hastalıkların tetiklediği Sekonder Hipertansiyondur.
43
Hipertansiyon Tedavisinde Uygulanacak Klinik Stratejiler
(Hasta Takibi İçin Tavsiyeler) İlk İzlenen Kan Basınçları (mmHg) Takip İçin Tavsiyeler Sistolik Diastolik 130 85 2 sene içerisinde tekrar kontrol 85-89 1 yıl içinde tekrar kontrol, yaşam tarzı değişiklikleri için tavsiyeler 90-99 2 ay içinde kontrol edilmeli, yaşam tarzı değişiklikleri için tavsiyeler Tedavi programını 1 ay içerisinde gözden geçir 180 110 Klinik tabloya göre tedavi programı hemen ya da 1 hafta içerisinde düzenlenmeli
44
Yaşam tarzındaki değişiklikler;
Şişmansa kilo verilmeli Alkol alımı kısıtlanmalı Sodyum alımı 2.4g’ın altına düşürülmeli Egzersiz yapılmalı Sigara kullanılmamalı Diyetle kolesterol ve yağ alımı azaltılmalı Farklı şekilde etki gösteren ilaçlar en etkin biçimde kullanılmalı; aynı etki mekanizmasına sahip ilaçlar nadiren kombine edilmelidir.
45
Geriatride Hipertansiyon
Yaşlı grupta sıkça görülen hipertansiyonun tedavisi önemlidir. Diyetle olan yaklaşımın yanı sıra CV komplikasyonları önlemek açısından ilaç tedavisinde en az 85 yaşına dek iyi netice alınır. Yine de genelleme yapılması zordur. ADE inhibitörleri, Doğrudan Etkili Vazodilatörler yararlıdır. -Blokörler başlangıçta sakıncalı olarak düşünülmüş olmalarına rağmen daha sonraları inme ve diğer komplikasyonları azalttığı belirlenmiştir. İlk seçilecekler Tiazid grubu diüretikler ve/veya -Blokörlerdir.
46
65 yaşın üzerindeki kişilerde belirgin izole sistolik hipertansiyonlular dışında kalan hipertansiyonlularda, hastalığın karakteristik özellikleri; kalp debisinin düşük, TPDR’nın yüksek, dolaşan kan hacminin düşük, sistolik basınçla birlikte veya tek başına diastolik basıncın yüksek, plazma renin düzeyinin düşük ve noradrenalinin yüksek olması şeklinde sıralanabilir. İntravasküler hacmin azalması nedeniyle tek başına standart dozda diüretik ilaç tercih edilmez, belirgin dehidratasyona ve belirgin ortostatik hipotansiyona neden olabilir.
47
İlaç Etkileşmeleri genel olarak, bir ilacın beklenen etkisinin önceden, birlikte veya hemen sonra alınan bir veya daha çok ilaç tarafından nitel ve/veya nicel olarak değişmesi olarak tanımlanabilir. Bazen de ilaç etkisini artırmak için başka bir ilaç ile kombine edilerek ilaç etkileşmesi kasıtlı ve kontrollü olarak yapılır: yararlı ilaç etkileşmesi. (antiagregan ve antikoagülan ilaç kombine kullanımı)
48
İn vitro İlaç Etkileşmeleri
- Farmasötik Etkileşmeler- vücut dışında gerçekleşen, çoğunlukla uygulamadan önce veya uygulama boyunca oluşabilen genellikle fizikokimyasal kökenli geçimsizlikler veya belli koşullarda stabilitenin bozulması şeklinde görülen etkileşmelerdir.
49
PARENTERAL İLAÇ UYGULAMASI ÖRNEKLER
İV SIVI TEDAVİSİ PARENTERAL İLAÇ UYGULAMASI ÖRNEKLER İlaç şişesi veya plastik boru etkileşmeleri Tiopental + Süksinilkolin çökme Aminoglikozid (gentamisin) + asilüreidopenisilinler Hidrokortizon sodyum süksinat solüsyonu Tetrasiklinler Kanamisin Kloramfenikol Farmasötik Etkileşmeler
50
İlaç etkileşmeleri denilince genellikle
İn vivo İlaç Etkileşmeleri İlaç etkileşmeleri denilince genellikle in vivo, yani biyolojik sistemde olanlar anlaşılır. Bunların mekanizmaları karmaşık olmakla beraber özellikleri açısından ana olarak farmakokinetik ve farmakodinamik etkileşmeler şeklinde ortaya çıkarlar.
51
İlaç etkileşmelerinin klinik sonuçları, polifarmasi uygulama temel amacının aksine, değişik, istenmeyen şekillerde klinikte karşımıza çıkabilir. Örneğin: Tedavi edici etki abartılı olarak artabilir, azalabilir veya engellenebilir. Çok daha fazla sayıda yan etki veya ön-görülemeyen olumsuz etki ortaya çıkabilir. Toksik etkiler meydana gelebilir veya mevcut toksik etkiler artabilir.
52
İlaç etkileşmelerinin sonuçları bazen bireyler arasında belirgin farklılıklar gösterebilir.
Bu değişiklikleri oluşturan başlıca etmenler: Genetik faktörler Çevresel faktörler Mevcut hastalık veya hastalıklar Bireyin yaşı Bireyin alışkanlıkları (sigara, alkol, diyet vs.) İlaçların tedavi indekslerinin geniş veya dar olması Alternatif tedavi girişimlerinin bilinçsiz ve kontrolsüz yaygın uygulanması Duyumlar ve çevrenin tavsiyeleri ile birden fazla ve düzensiz ilaç tüketimi
53
Yaşlılarda ilaç-hastalık etkileşmeleri
İlaç ve İlaç Grupları-I Hastalıklar Amfetaminler Hipertansiyon Aspirin (>325mg/gün) Peptik ülser - Blokörler İdrar tutamama b-Agonistler Uykusuzluk b-Blokörler Astma, kronik obstrüktif pulmoner hastalık, diyabet, kalp yetmezliği, periferal vasküler hastalık, Reynaud hastalığı, senkop
54
İlaç ve İlaç Grupları-II Hastalıklar
Kalsiyum kanal blokörleri Kalp yetmezliği Klorpromazin Postural hipotansiyon, tutarık Klozapin Tutarık Kortikosteroitler (sistemik) Diyabet Dekonjestanlar Uykusuzluk Desimipramin Uykusuzluk Disopiramid Kalp yetmezliği Genitoüriner antispazmotikler Benign prostatik hipertrofi, konstipasyon Metilfenidat Uykusuzluk Metoklopramid Tutarık Monoamin oksidaz inhibitörleri Uykusuzluk
55
İlaç ve İlaç Grupları-III Hastalıklar
NSAİİ Kronik renal yetmezlik, kalp yetmezliği, hipertansiyon, peptik ülser Potasyum suplemanları Peptik ülser Sedatif / hipnotikler KOAH Selektif seratonin-alım inhibitörleri Uykusuzluk İskelet kas gevşeticileri İyi huylu prostatik hipertrofi Teofilin Uykusuzluk Tiyazid diüretikler Gut Hastalığı Tiyoridazin Tutarık Trisiklik antidepresanlar Aritmi, kalp blokları, postural hipotansiyon
56
İlaç-ilaç etkileşmeleri
FARMAKOKİNETİK ETKİLEŞMELER İlaç Etkileşen İlaç Siprofloksasin Sükralfat Digoksin Diltizem, kinidin, verapamil antasidler, kolestiramin, kolestipol Metotreksat Penisilinler, probenesid, salisilat, diğer organik asitler Fenitoin Barbitüratlar, rifampin Teofilin Karbamazepin, fenitoin, rifampin, Simetidin, siprofloksasin, disülfiram, enoksasin, eritromisin, meksiletin Varfarin Aspirin, furosemid, barbitüratlar, karbamazepin, rifampin, simetidin, metronidazol, omeprazol, trimetoprim, sülfametoksazol Birçok ilaç Antikolinerjik ilaçlar, metoklopramid
57
FARMAKODİNAMİK ETKİLEŞMELER İlaç Etkileşen İlaç
Albuterol (Salbutamol) b-Blokörler Aspirin Varfarin Benztropin Antihistaminikler, TCA tiyoridazin gibi diğer antikolinerjik ilaçlar b-Blokörler Digoksin, diltiazem, verapamil Digoksin Diüretikler Diüretikler Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri, a-blokörler, levodopa, fenotiazinler, TCA, NSAI, vazodilatörler
58
Geriatrik Popülasyonda Sıklıkla ve Kontrolsüzce Kullanılan
İlaç Grupları
59
Steroidal olmayan Antiinflamatuvar İlaçlar
Çeşitli kimyasal yapıda, genel ortak özellikleri zayıf organik asit olan, aynı terapötik ve benzer yan etkiye sahip ilaç grubudur. Kullanım amaçları hastalıkların altında yatan nedenleri gidermekten veya hastalığın ilerlemesini durdurmaktan çok semptomatik tedavidir. Klinik gereklilik? Kolay temin edilebilme? Reçetesiz, kontrolsüz, uygunsuz kullanım= ? sonuç
60
Bütün inflamatuar durumlarda etkin, en az yan etki riskine sahip, özellikle inflamasyon gelişmiş dokuya yüksek derecede özgün etki gösteren ve mümkün olduğunca bütün hastalarda eşit olarak etki gösterebilecek ilaç: Ticari preparatlarda henüz böyle bir molekül yok!
61
NSAI İlaçların Genel Toksik Etkileri
Gastrointestinal sistem toksisitesi Renal toksisite Kardiyovasküler toksisite Hepatotoksisite Hematopoetik sisteme toksisite Nörotoksisite Hipersensitivite reaksiyonları Cilt toksisitesi Diğer zıt etkileri
62
Trisiklik Antidepresanlar
“Amin Pompası” inhibitörüdürler. Endojen depresyon tedavisinde kullanılan bu ilaçlar, isimlerini üç halkalı yapılarından almaktadırlar. Bugün kimyasal olarak “trisiklik” ifadesi çok doğru değildir, “tetrasiklik” yapıda olanlar da vardır. Sedatif, santral ve periferal antikolinerjik etkilidir.
63
Türkiye’deki Preparatlar
ETKEN MADDE ÜRÜN Amitriptilin Laroxyl 10, 25 mg Triptilin 10, 25 mg Klomipramin Anafranil 10, 25,75 mg İmipramin Tofranil 10, 25 mg Opipramol İnsidon, Opridon, Deprenil, Oprimol, İnzeton 50 mg Maprotilin Ludiomil 25, 75 mg
64
Çeşitli Hastalık ve Fizyolojik Durumlarda Kullanımları
Hastalık/Fizyolojik Durum Düşük Risk Orta Risk Yüksek Risk Kardiyovasküler Hastalıklar Diyabet Epilepsi Glokom Karaciğer Hastalıkları Yaşlı Hastalar Böbrek Hastalıkları Gebelik Laktasyon
65
Toksik Etkileri Toksisite yüksek doz alımı takip eden 6-8 saat içinde ortaya çıkar ve 24 saatte maksimuma ulaşır. Aşırı doza bağlı toksisite; Santral Sinir Sistemi Antikolinerjik etkilerle Kardiyovasküler karakterizedir. SSS etkilerini takiben, muskarinik asetil kolin reseptörlerinin kompetitif antagonistleri oldukları ve H1-reseptörlerini bloke ettikleri için, santral ve periferal antikolinerjik etkiler gösterirler. Kalpte sodyum iyon kanalı blokajı yaptıkları için ileti gecikmelerine ve disaritmilere neden olurlar.
66
Dikkatsiz Reçete Düzenlenmesi Yaşlı gruba çeşitli yakınmaları nedeniyle primer veya sekonder olarak antikolinerjik etkili ilaçların bir kaçının bir arada verilmesi sonucu bu grupta antikolinerjik sendrom gelişmektedir. Tiyoridazin (antipiskotik), amitriptilin (antidepresan), atropin (antispazmotik, topikal uygulamada bile), difenhidramin (antihistaminik) gibi. - Derin santral sinir sistemi depresyonu ile karakterize benzodiazepin sendromu görülebilir. Metabolizması yavaşlaması, protein konsantrasyonu azaldığı ve yağda çözünür bu ilaç grubunun yağ oranı artmış yaşlı bireyde serbest ilaç konsantrasyonu yükselir ve önlemek için yetişkin dozunun yarısı olarak başlanması gerekir.
67
Amitriptilin ve doksepin, özellikle yaşlı hastalarda “antikolinerjik sendrom”a neden olabilmektedir. Bu hastalarda ciddi kognitif bozukluklara rastlanabilir. Sistemik belirtiler : taşikardi, sıcak/kuru/kırmızı deri, azalmış sekresyon, azalmış barsak hareketleri, üriner retansiyon, midriyasis, akomodasyon bozuklukları, hiperpireksi kardiyak iletim problemleri. Nöropsikiyatrik belirtiler : anksiyete, ajitasyon, konfüzyon, deliryum, unutkanlık, halüsinasyonlar, tutarıklar.
68
İlaç Etkileşmeleri “Bir ilacın beklenen etkisinin önceden, birlikte veya hemen sonra alınan bir veya daha çok ilaç tarafından nitel ve/veya nicel olarak değişmesi” İlaç etkisini artırmak için başka bir ilaç ile kombine edilerek ilaç etkileşmesi kasıtlı ve kontrollü olarak yapılabilir (Yararlı İlaç Etkileşmesi) İlaç etkileşmelerinin temelinde farmakokinetik ve farmakodinamik mekanizmalar vardır. Farmakokinetik Etkileşmeler: İlacın vücut sıvılarında ve dolayısıyla etki yerindeki konsantrasyonu değişir. Farmakodinamik Etkileşmeler: hastanın kan ilaç konsantrasyonu veya ilacın farmakokinetiğinde bir değişme olmaksızın, bir ilaç kombinasyonuna cevabın değişmesi söz konusudur.
69
İlaç etkileşmelerinin sonuçları ilaç etkisinin değişmesi, terapötik etkinliğin azalması ve toksisite veya farmakolojik aktivitede beklenmeyen artışlar olarak özetlenebilir. İlaç etkileşmeleri 4 sınıf altında toplanabilir: İlaç-İlaç Etkileşmeleri İlaç-Besin Etkileşmeleri İlaç-Herbal Preparat Etkileşmeleri İlaç-Hastalık Etkileşmeleri
70
İLAÇ-İLAÇ ETKİLEŞMELERİ
71
CYP450 enzimlerinde klinik önem taşıyan etkileri olan bazı ilaçlar
İlaç Grubu ve Adı İnhibisyon İndüksiyon Azol Grubu Antifungaller Ketokonazol İtrakonazol Flukonazol Terbinafin CYP3A CYP3A, CYP2C9 CYP2D6 Antidepresanlar Fluoksetin Paroksetin Fluvoksamin Nefazodon CYP1A2, CYP2C19
72
CYP450 enzimlerinde klinik önem taşıyan etkileri olan bazı ilaçlar
İlaç Grubu ve Adı İnhibisyon İndüksiyon Antikonvülsanlar Karbamazepin CYP3A Antibiyotikler Eritromisin Klaritromisin Siprofloksazin Rifampin CYP1A2 Viral Proteaz İnhibitörleri Ritonavir
73
CYP450 enzimlerinde klinik önem taşıyan etkileri olan bazı ilaçlar
İlaç Grubu ve Adı İnhibisyon İndüksiyon Non-nükleozid Reverse Transkriptaz İnhibitörleri Delavirdin Nevirapin CYP3A Kardiyovasküler İlaçlar Kinidin CYP2D6 Antiülser İlaçlar Simetidin Omeprazol CYP2C9
74
Enzim inhibisyonuna önemli bir örnek olan CYP2C9; varfarin ve kumaroller, fenitoin, losartan, oral antidiyabetikler ve NSAİİ’lar gibi yaşlılar tarafından sıklıkla kullanılan bazı ilaçları metabolize eder. Tamoksifen, valproik asit CYP2C9 inhibitörü olan ilaçlardır. CYP2C9 tarafından metabolize edilen ilaç kullanan hastalarda tamoksifen veya valproik asit ile beraber kullanılması diğer ilaçların metabolizasyonunu engellediği için kan düzeylerini yükseltecek ve klinik açıdan önemli olumsuz sonuçlara neden olmaktadır.
75
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Anksiyolitikler ve Hipnotikler Opioid analjezikler, anestezikler sedatif etki Antibakteriyeller sedatif etki veya Antidepresanlar Antiepileptikler kan kons. değişebilir Antifungaller sedatif etki uzar Antihistaminikler Antihipertansifler hipotansif etki Antikoagülanlar antikoagülan etki geçici olarak Antipsikotikler Antiviraller sedasyon uzayabilir, aşırı sedasyon ve solunum depresyonu riski oluşabilir Ca kanal blokörleri sedasyon artmasına neden olabilir Kas gevşeticiler Ülser ilaçları kan konsatrasyonlarını
76
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Antiülser İlaçlar Antiepileptikler, antikoagülanlar Antiülser ilaçlar kan düzeyinde değişikliğe neden olabilirler Analjezikler, antiaritmikler, bazı antibakteriyeller, antidepresanlar, bazı antihelmintikler, antikoagülanlar, antimalaryaller, bazı β-blokörler, bazı kalsiyum kanal blokörleri, teofilin Antiülser ilaçlar ile adı geçen grupların metabolizmaları inhibe olur Simetidin Florourasilin konsantrasyonu artar
77
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Antidiyabetikler ADE inhibitörleri, alkol, anabolik steroidler, bazı antibakteriyeller, MAO inhibitörleri, kolestiramin, β-blokörler, testosteron, antiülser ilaçlar, ürikozürikler hipoglisemik etki artabilir Antihipertansifler, antipsikotikler, kıvrım ve tiazid grubu diüretikler, kortikosteroidler, östrojenler ve progestojenler hipoglisemik etkiye antagonistik etki gözlenebilir
78
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Antiparkinson İlaçlar Uçucu sıvı anestezikler L-dopa ile aritmi riski oluşur Bazı anksiyolitik ve hipnotikler Antagonist etki gözlenebilir Bazı antidepresanlar Hipertansif kriz oluşabilir Antihipertansifler Hipotansif etki artar Antimuskarinikler ve demir Kan konsatrasyonlarını azaltabilir Antipsikotikler Piridoksin Bir dopa dekarboksilaz inhibitörü ile birlikte verilmezse, levodopanın etkisine antagonist etki gösterir
79
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “ADE İnhibitörleri” NSAİİ’lar hipotansif etkileri , böbrek hasarı riski , hiperpotasemi gözlenebilir Anestezikler, anksiyolitikler ve hipnotikler, antidepresanlar, kas gevşeticiler, nitratlar hipotansif etki Antiasitler ADE inh. absorpsiyonu Antiaritmikler birlikte kullanıldıklarında toksisite riski Antidiyabetikler hipoglisemik etki Diğer antihipertansifler birlikte kullanıldıklarında hipotansif etki Heparin hiperkalemi riski
80
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “ADE İnhibitörleri” Antipsikotikler birlikte kullanıldıklarında şiddetli postural hipotansiyon gözlenebilir. β-blokörler, diüretikler, levodopa hipotansif etki Digoksinin Digoksin plazma kons. Kortikosteroidler, östrojenler, progestojenler, ülser ilaçları, bazı sempatomimetikler hipotansif etkiye antagonizma Lityum Plazma Li kons. K tuzları, siklosporin hiperkalemi riski
81
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Antiaritmikler” Diğer antiaritmikler Kombine kullanıldıklarında miyokard depresyonu Antibakteriyaller birlikte kullanıldıklarında ventriküler aritmi riski Bazı diüretikler oluşan hipokalemik etki lidokainin etkisine antagonistik etki yapar Ülser ilaçları metabolizmalarını inhibe ederek kan düzeylerini
82
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Diüretikler” Diğer antihipertansifler hipotansif etki artar. Potasyum tutucu diüretikler hiperkalemi riski vardır NSAİİ birlikte kullanıldıklarında nefrotoksisite gözlenmesine neden olurlar Bazı NSAİİ potasyum tutucu diüretiklerin birarada kullanılması sonucu hiperkalemi gözlenebilir Asetilsalisilik asit spironolaktonun diüretik etkisine antagonist etki gösterir, asetazolamidin itrahı , bazı diüretikler ile elektrolit bozuklukları ve aritmi gözlenebilir Bazı antibakteriyeller nefrotoksik ve ototoksik etkide
83
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Diüretikler” Bazı antiepileptikler hiponatremi ve osteomalazi riski Antihistaminikler ve antimalaryallerle hipokalemi veya başka elektrolit denge bozuklukları ve ventriküler aritmi Hormon antagonistleri elektrolit denge bozuklukları gözlenebilir. Kalp glikozitleri ile hipokalemi ve bundan dolayı kardiyotoksisite riski artar Bazı kas gevşeticiler hipotansif etki Kortikosteroidler hipokalemi riski , antihipertansif etkiye antagonist etki gözlenir Lityum Bazı antihipertansiflerle lityum itrahı , toksisite riski Antiülser ilaçlar hipokalemi, diüretik ve antiülser etkilere antagonist etki gözlenebilir D vitamini Tiazid grubu diüretikler ile birlikte verildiğinde hiperkalsemi riski
84
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Kalp Glikozitleri” ADE inh. ve anjiotensin II antagonistleri Kalp glik. plazma kons. NSAİİ kalp yetmezliği, GFH ve kalp glik. kons. Antiaritmikler Kalp glik. kan kons. Antibakteriyeller Kalp glik. etkisi / Antidepresanlar kan konsantasyonlarını Antiepileptikler dijitoksin metabolizması hızlanır Bazı antifungaller Hipokalemi, digoksin kan düzeyinde
85
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Kalp Glikozitleri” Antimalaryaller Kalp glik. kan kons. β-blokörler ve verapamil atriyoventriküler blok ve bradikardi Bazı diüretikler Hipokalemi, digoksin kan düzeyinde Hormon antagonisti Aminoglutetimid dijitoksin metabolizmasını hızlandırır Kan lipid düzeylerini düzenleyici ilaçlar Atorvastatin ve bazı Ca kanal blokörleri ile plazma digoksin kons. Kortikosteroidler hipokalemi riski
86
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Kalsiyum Kanal Blokörleri” Diğer anihipertansifler hipotansif etki Genel anestezikler Verapamil hipotansif etkiyi ve AV gecikme riskini Anksiyolitik ve hipnotikler Bazı Ca kanal blokörlerinin kan düzeyi Antiaritmikler bradikardi, AV blok, myokard deplesyonu riski Antibakteriyeller metabolizma düzeyinde etkileşme Antidiyabetikler Nifedipin bazen glukoz toleransını bozabilir Bazı antihistaminikler hipotansiyon riski Antipsikotikler
87
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar “Kalsiyum Kanal Blokörleri” β-blokörler ve kalp glikozitleri AV blok ve bradikardi riski Bazı kas gevşeticiler hipotansiyon, miyokard depresyonu, hiperkalemi, aritmi Lityum kan düzeyini artırmaksızın nöroktoksik etki Teofilin Teofilin kan kons Lipid düzenleyici ilaçlar aynı anda alındıklarında rabdomiyaliz riski Simetidin Bazı Ca kanal blokörlerinin metabolizması inhibe olur ve kan düzeyleri
88
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Nonsteroidal Antiinflamatuar İlaçlar Diğer analjezikler Birlikte kullanımla yan etkileri Antiasitler Absopsiyonları Antikoagülanlar Etkileri ve kanama riski Antitrombositer ilaçlar Kanama riski Antidepresanlar Nonsteroidallerin etkisi Antiepileptik Fenitoinin etkisi Antipsikotiklerle Birlikte kullanıldıklarında şiddetli uyuşukluk oluşabilir Antivirallerle Birlikte kullanıldıklarında plazma konsantrasyonları Diüretiklerle Birlikte kullanıldıklarında nefrotoksik etki riski
89
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Nonsteroidal Antiinflamatuar İlaçlar Kalp glikozitleri Kan kons. ve kalp yetmezliği Kortikosteroidler Gİ kanama ve ülserasyon riski Lityum Lityum atılımı , toksisitesi Siklosporinler Birlikte verildiklerinde nefrotoksisite riski ve plazma kons. Ülser ilaçları Plazma konsantrasyonları , SSS toksisite riski Ürikozürikler Kan kons. Vazodilatörler Birlikte kullanıldıklarında kanama riski
90
Yaşlı Grupta Kullanılabilen İlaçlar ve Etkileşmeleri
Kullanılan İlaç Etkileşen İlaç Sonuç Selektif Seratonin Gerialım İnhibitörleri MAO inhibitörleri SSRİ’nin SSS etkileri , ciddi toksik etki riski oluşur Antiepileptikler Antagonist etki gözlenir, konvülsiyon eşiği Antihistaminikler Birlikte kullanıldıklarında aritmi riski Antikoagülanlar Antikoagülan etki Antipsikotikler Antipsikotiklerin plazma kons. Antiviral Ritanovirle plazma kons. Bazı dopaminerjikler Hipertansiyon ve SSS eksitasyonu 5-HT1 agonistleri ve lityum Santral Sinir Sistemi toksisite riski etkileri Opiyat analjezikler konvülsiyon riski Teofilin Teofilin kan kons.
91
İLAÇ-BESİN ETKİLEŞMELERİ
92
Besinler tarafından gastrointestinal kanaldan absorbsiyonu azaltılabilen ilaçlar
Penisilin G ve V, Ampisilin ve Amoksisilin, Nafsilin, Sefaleksin, Tetrasiklinler, Eritromisin ve Eritromisin Stearat, Aspirin, İzoniazid, Rifampisin, Sotalol, Kaptopril Besinler tarafından gastrointestinal kanaldan absorbsiyonu geciktirilen ilaçlar Sefaleksin, Sefradin, Sefaklor, Sulfonamidler, Metronidazol, Digoksin, Aspirin, Parasetamol, Barbitüratlar, İndoprofen, Simetidin. Besinler tarafından gastrointestinal kanaldan absorbsiyonu artırılabilen ilaçlar Eritromisin Etil Süksinat ve Estolat, Nitrofurantoin, Griseofulvin, Fenitoin, Karbamazepin, Diazepam, Hidroklorotiazid, Propranolol, Metoprolol, Hidralazin, Dikumarol, Spironolakton. Besinler tarafından gastrointestinal kanaldan absorbsiyonunun değişmediği saptanan ilaçlar Ampisilin, Eritromisin Estolat, Aspirin, Propoiltiyourasil, Oksazepam, Sülfonilüre Türevleri, İndoprofen, Teofilin.
93
Nutrisyonel Eksikliklere Neden Olabilen İlaç veya İlaç Grupları
İlaç Örnekleri Eksikliklik Antasidler Sodyum bikarbonat Alüminyum hidroksit Magnezyum Hidroksit Folat, Fosfat, Ca, Cu, A Vit. Antikonvülsanlar Fenitoin Fenobarbital Primidon Valproik asit D Vitamini ve K Vitamini Karnitin Antibiyotikler Tetrasiklin Gentamisin Neomisin Kalsiyum, K, Mg, Yağ, Azot Antibakteriyel ilaçlar Borik asit Trimetoprim İzoniazid Riboflavin Folat B6 Vit., Niasin, D Vit., K Vit.
94
Nutrisyonel Eksikliklere Neden Olabilen İlaç veya İlaç Grupları
İlaç Örnekleri Eksikliklik Antiinflammatuar ajanlar Sülfasalazin Aspirin Kolşisin Prednizon Folat C Vit., Folat, Fe, Yağ, B12 Vit. Kalsiyum Antikanser ilaçlar Metotreksat Sisplatin Folat, Kalsiyum Magnesyum Antikoagülanlar Varfarin K Vitamini Antihipertansif ajanlar Hidralazin B6 Vitamini Antimalaryaller Pirimetamin Antitüberküloz İlaçlar Siloserin İzoniazid
95
Nutrisyonel Eksikliklere Neden Olabilen İlaç veya İlaç Grupları
İlaç Örnekleri Eksikliklik Diüretikler Tiazidler Furosemid K, Na, Mg K, Ca, Mg, Folat H2 -reseptör antagonistleri Simetidin Ranitidin B12 Vit Hipokolesterolemik ajanlar Kolestiramin Kolestipol Yağ, Demir K Vit., A Vit., Folat, B12 Vit. Laksatifler Mineral yağ Fenolftalein Senna Karoten, Retinol, A Vit., D Vit., K Vit., K, Yağ, Ca, Protein, Glukoz, Fosfor, Na Antipsikotik ilaçlar Klorpromazin Riboflavin
96
Vitamin Deplesyonuna Neden Olan Bazı İlaçlar
İlaç Grubu Örnek Folat Antagonisti İlaçlar Metotraksat, Primetamin, Triamteren, Trimetoprim, Sulfasalazin, Pentamidin isetiorat, Kolşisin, Simetidin, Fenformin, Metformin, Glutetimid, p-aminosalisilik asit, Fenitoin, Fenobarbital, Nitrofurantoin B6 Vitamini Antagonisti İlaçlar İsoniazid, Hidralazin, Sikloserin, Levodopa, Penisilamin K Vitamini Antagonisti İlaçlar Kumarin Antikoagülanları, Sefalosporin antibiyotikleri, Mineral Yağlar D Vitamini Antagonisti İlaçlar Fenitoin, Fenobarbital, Mineral Yağlar, Kortikosteroidler, İzoniazid
97
Vitamin Deplesyonuna Neden Olan Bazı İlaçlar
İlaç Grubu Örnek B12 Vitamini Antagonisti İlaçlar Neomisin A Vitamini Antagonisti İlaçlar Mineral Yağlar, Kanthaksantin, Kolestiramin, Kolestipol, Neomisin E Vitamini Antagonisti İlaçlar Mineral Yağlar, Kolestiramin, Kolestipol C Vitamini Antagonisti İlaçlar Aspirin
98
Mineral Düzeyini Etkileyen İlaçlar
OLUŞAN ETKİ Ca Hiperkalsemi Hipoklsemi Tiazidler, D Vitamini ve Metabolitleri Kalsiyum Karbonat Furosemid Fenobarbital Fenolftalein Bisakodil Kortikosteroidler Glutetimid Etakrinik asit Mg Hipermagnezemi Hipomagnezemi Magnezyum Antiasitleri Lityum Karbonat Tiazidler Neomisin Gentamisin Metoksifluran
99
Mineral Düzeyini Etkileyen İlaçlar
OLUŞAN ETKİ Na Hipernatremi Hiponatremi Diazoksit Karbemisilin Sodyum Sülfat Lityum Klorpropamid Tolbutamid Karbamazepin Amitriptilin Kaptopril Metalazon Mannitol Tiazidler Spirinolakton K Hiperkalemi Hipokalemi İsoniazid Fenformin İndometazin Triamteren Amfoterisin B p-aminosalisilik asit Gentamisin Lityum Karbonat Furosemid Kortikosteroidler Salisilatlar Salbutamol
100
İLAÇ-HERBAL PREPARAT ETKİLEŞMELERİ
101
İlaçlarla Etkileşen Bazı Bitkiler ve Sonuçları
Etki Mekanizması Potasyum atılımını sağlayıcı ilaçlar (streoidler ve diüretikler) Sarısabır/Ödağacı (Aloe) Licorice Gastro intestinal kanaldan potasyum kaybını artırır MAO İnhibitörleri Efedra Efedrinin etkisini artırır Sarı Kantaron (St. John’s Wort, Hypericum perforatum) Beyindeki MAO reseptörlerine bağlanarak antidepresanlarla öngörülemeyen etkileşmeler oluşturabilirler Ginseng MAO inhibitörleriyle öfori ve Santral Sinir Sistemi stimülasyonu oluşturabilir.
102
İlaçlarla Etkileşen Bazı Bitkiler ve Sonuçları
Etki Mekanizması Fenotiyazinler Efedra, Evening Primrose Yağı Fenotiyazinler efedranın -sitmüle edici etkisini bloke edebilirler. Hipotansiyon ve kalp atımında artışa neden olur, stimülasyon ve enerjiyi azaltırlar. Hipoglisemik ajanlar (glibürid, metformin, insülin) Ginseng İçerdiği panoksazidler glisemi kontrolünde etkilidir. Antidiyabetiklerle birlikte kan glukoz düzeylerini aşırı düşürebilir.
103
İlaçlarla Etkileşen Bazı Bitkiler ve Sonuçları
Etki Mekanizması Antihipertansif ajanlar Efedra Efedrin, - Blokörlerin etkilerini, sempatik stimülasyon sonucunda etkileyebilir. Potansiyel olarak kan basıncını artırır. Sarı Mühür Çiçeği (Golden-seal) Berberin ve hidrastinin bileşikleri çeşitli kardiyak etkilere neden olabilirler Kan basıncın-daki yükselme potansiye-lini artırır ya da azaltırlar. Düğün Çiçeği (Black cohosh) Black cohosh’dan izole edilmiş bir bileşeni olan acteina’nın hipotansif etkileri olabilir Periferal vazodilatasyonu artırır. Meyan Kökü (Licorice) Sodyum klorür ve su tutulumunu artırabilir. Antihipertansif ilaçların etkilerini ortadan kaldırabilir Kan basıncındaki yükselme potansiyelini artırır Yohimbin Klonidin’in aksine 2-adrenerjik reseptör antagonistidir. Hipertansiyon krizine yol açabilir. Ginkgo biloba Tiyazid diüretikleri ile birlikte kullanıldığı zaman kan basıncını arttırabilir.
104
İlaçlarla Etkileşen Bazı Bitkiler ve Sonuçları
Etki Mekanizması Kardiyak glikozidler (digoksin) Sarısabır Meyan Kökü Potansiyel potasyum atılımını artırarak toksisite riskini yükseltir Hawthorn, Figwort, Mistletoe, Sarı Mühür Çiçeği Kardiyak etkileri azaltır ya da artırır Siberian ginseng Digoksin düzeylerini arttırır. Aspirin Ginkgo biloba Ginkgolit B platelet aktive edici faktörü inhibe edebilir. Antiplatelet ve antikoagülan ilaçlar (Warfarin, Aspirin, Heparin, NSAİİ, COX-2 inhibitörleri) Düğün Çiçeği, Papatya, Balık Yağı, E vitamini, Zencefil, Sarı Mühür Çiçeği, Ginkgo, Sarımsak, Feverfew, Ginseng Kanama riskini arttırırlar veya antikoagülan etki potansiyelini düşürürler.
105
İlaçlarla Etkileşen Bazı Bitkiler ve Sonuçları
Etki Mekanizması Lityum Yeşil Çay Ani kesildiği takdirde serum lityum düzeylerini arttırır. Antipsikotikler Evening Primrose Yağı, Borage Yağı Temporal lob epilepsisinin artabilir. İmmunosupresif ajanlar Echinaceae İmmun sistem baskılayıcı ilaçların etkisini tersine çevirebilir. Antikonvülsanlar (Fenitoin, Fenobarbital) Shankhapushpi, Kava Kava, Valerian, Evening Primrose Yağı Fenitoinin plazma konsatrasyonu azalır. Demir Düğün Çiçeği, Papatya Etkileşme potansiyeli nedeniyle birlikte kullanılmamalıdır. ADE İnhibitörleri Paprika (Kırmızı biber) Kapsaisin nedeniyle bilikte kullanılmamalıdır. Antibiyotikler ?
106
İLAÇ-HASTALIK ETKİLEŞMELERİ
107
Aritmi : Trisiklik Antidepresanlar (TCA) Benign prostatik hiperplazi : Antikolinerjikler, Dekonjestanlar, Opiat analjezikler, Kas Gevşeticileri Dar açılı glokom : Antikolinerjikler, selektif seratonin gerialım inhibitörleri Demans : Antikolinejikler, Barbitüratlar, Benzodiazepinler, Santral Sinir Sistemi stimulanları, Fenitoin ve Karbamazepin gibi antiepileptikler,Opiat analjezikler Depresyon : -blokörler, Barbitüratlar, Benodiazepinler, Kortikosteroidler, Digoksin, β-blokörler Diyabet : Kortikosteroidler, Atipik antipsikotikler, β-blokörler, tiazid diüretikleri, sempatomimetik ajanlar, nikotinik asit, oral diüretikler
108
Düşme : Konvansiyonel antipsikotikler (Haloperidol gibi), benzodiazepinler, Sedatif-hipnotikler, TCA, selektif seratonin gerialım inhibitörleri Gut : Tiazid diüretikleri Hipertansiyon : Santral sinir sistemi stimulanları, asetilsalisilik asit haricindeki non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), psödoefedrin İdrar inkontinensi : -blokörler, antikolinerjikler, konvansiyonel antipsikotikler (haloperidol), uzun yarıömülü benzodiazepinler Kalp bloğu : Digoksin, TCA Kardiak ileti bozuklukları : Verapamil, TCA, β-blokörler Parkinson : Metaklopramid, asetilkolin esteraz inhibitörleri, klozapin hariç antipsikotikler
109
Konjestif kalp yetmezliği (Sistolik disfonksiyon) :
1. kuşak kalsiyum kanal blokörleri (verapamil, diltiazem, nifedipin gibi), β-blokörler, asetilsalisilik asit dışındaki NSAİİ’lar, Tip 1A antiaritmikler (disopiramd, kinidin, prokainamid) Konstipasyon : Antikolinerjikler, Opiat analjezikler, Ca kanal blokörleri, demir takviyeleri Kronik obstrüktif akciğer hastalığı : β-blokörler, Sedatif-hipnotikler, Salisilatlar haricindeki NSAİİ. Kronik renal yetmezlik : Aspirin dışındaki NSAİİ’lar, methenamin bileşikleri, nalidiksik asit, nitrofurantoin, tetrasiklin Malnutrüsyon/Anoreksi : Antikolinerjikler, santral sinir sistemi stimulanları, digoksin, metformin, selektif seratonin gerialım inhibitörleri, teofilin
110
Peptik ülser : NSAİİ’lar, kortikosteroidler, potasyum takviyeleri Periferal vasküler hastalıklar/Raynaud Hastalığı : β-blokörler Postural hipotansiyon : Tiyoridazin, TCA, klorpromazin Senkop : β-blokörler (doksazosin, serazosin, metildopa), -blokörler (doksazosin, terazosin, metildopa), levodopa ve dopamin antagonistleri Tutarık : Bupropion, klorpromazin, klomipramin, klozapin, maprotilin, tiyoridazin, tramadol Uykusuzluk : Asetilkolin esteraz inhibitörleri, β-agonistleri, santral sinir sistemi stimulanları, dekonjestanlar, levodopa ve dopamin agonistleri, monoamioksidaz inhibitörleri, selektif seratonin gerialım inhibitörleri, teofilin, TCA
111
SONUÇ-ÖNERİLER Üretken ve kaliteli yaşam gereğini yerine getirebilen yaşlılığın yolu “sağlıklı yaşlanmadan” geçer. Bunun için yaşlılığın bu fizyolojik değişimleri ve hastalıkları yanı sıra halk sağlığı sorunları da göz ardı edilmemelidir.
112
H.Ü.GEBAM olarak yapılan bir proje çerçevesinde,
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'deki yaşlı popülasyonda da ilaç kullanımı oldukça yaygındır. H.Ü.GEBAM olarak yapılan bir proje çerçevesinde, Ankara'daki 8 farklı belediye sınırları içerisinde yaşayan 65 yaş üzeri 1300 bireyin katıldığı bir araştırmada ( ), ilaç kullanım profilinin belirlenmesi amacı ile, ilaçla ilgili kolay anlaşılır sorular yöneltilmiştir. İlaç kullanımına ait yanıtlar doğrultusunda yaş, cinsiyet, eğitim ve sosyal durumun bu profile etkilerini öngörebilmek için karşılaştırma yapılmıştır.
113
Cinsiyete göre sürekli ilaç kullanımı
Katılımcıların ilaç kullanım oranı Ankara'da yer alan ilçelerde gerçekleştirilen bu saha çalışması sonucunda çalışmaya katılan bireylerin yarısından fazlasının sürekli ilaç kullandığını belirlenmiştir. Belirli bir düzen içerisinde ilaç kullanan katılımcılar içerisinde, kadın yaşlı grubunun erkek yaşlı grubuna göre daha fazla oranda olduğu saptanmıştır.
114
Katılımcıların yaş alt gruplanmasına göre sürekli ilaç kullanımı
65-70 yaş grubunun % 42'si, yaş grubunun % 47'si, yaş grubunun % 10‘u ve 91- yaş üzerinin ancak % 1'i sürekli ilaç kullanmaktadır. Polifarmasi uygulaması yapan kadınların sayısı erkeklerden daha fazla olduğu belirlenmiştir. Yapılan karşılaştırmalarda sürekli ilaç kullanımı ile sosyal güvence veya eğitim düzeyi arasında herhangi bir ilişki olmadığı bulunmuştur.
115
İlaçları doktor tavsiyesi ile kullanma
Doktor tavsiyesine göre ilaç kullanımı Çalışmaya dahil olan yaşlı bireylerin % 94'ü ilaçlarını daima bir doktor tavsiyesi/reçetesi doğrultusunda kullandıklarını, % 5'i bazen bu doğrultuda ilaç kullandığını, % 1'i hiçbir zaman doktor tavsiyesi almadığını veya reçete doğrultusunda ilaç kullanmadığını bildirmiştir. Kadınların erkeklere göre daha fazla oranda ilaçlarını bir doktor tavsiyesi/reçetesi doğrultusunda kullandıklarını bildirmişlerdir.
116
Katılımcıların Eğitim Düzeyine göre Doktor Tavsiyesi ile İlaç Kullanım Durumları
DOKTOR TAVSİYESİ DOĞRULTUSUNDA MI İLAÇ KULLANIRSINIZ? Okur yazar değil+ okur yazar ama ilkokul bitirmemiş ilköğrenim + ortaögrenim Lise + yüksek okul+ Diğer Daima % 92.3 % 94.8 % 96.6 n 623 452 140 Bazen % 6.4 % 3.8 % 2.1 43 18 3 Hiçbir zaman % 1.3 % 1.5 % 1.4 9 7 2 İlaçları bir doktor tavsiyesi/reçetesi doğrultusunda kullanma ile eğitim düzeyi arasında herhangi bir ilişki olmadığı saptanmıştır. Yakın çevresinin tavsiyesi ile kesinlikle ilaç kullanmayanların oranı % 89 olarak bulunmuştur.
117
Çok sayıda ilacı bir arada kullananların oranı ise % 49 olarak bulunmuştur.
Katılımcıların kullanıldıkları ilaç sayılarının dağılımı Bir günde kadınlar erkeklere göre daha fazla oranda çok sayıda ilacı bir arada kullanmaktadır. Cinsiyete göre çoklu ilaç kullanımı
118
Başta gelişmiş toplumlarda olmak üzere tüm dünyada yaşlı popülasyonun sayısı giderek artmaktadır.
Yeni milenyumun başında dünya nüfusunun yaklaşık %5'inin yaşlı olduğu öngörülmesine rağmen, birkaç yıl içerisinde batılı toplumların %25'inin 65 yaş üzerini, yani yaşlı grubu oluşturması beklenmektedir. Birçok gelişmiş ülkede nüfusun yaklaşık % 12’sini yaşlılar oluşturmasına rağmen yazılan reçetelerin ve sağlık bütçesinin yaklaşık %25-30’undan bu gruptaki nüfusun yararlandığı bildirilmektedir.
119
Bugün için ülkemizde yaşlılık süreci yaşayan nüfusun az sayıda olmasına rağmen yakın gelecekte bu oranın yükselme eğiliminde olduğu öngörülmektedir. Reçeteli veya reçetesiz ilaç kullanımı ve sağlık giderleri bu grup için tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yüksek maliyet getirmektedir. Sağlık alanında ve yaşam standartlarının belirlenmesi konusuna yönelik yapılabilecek her türlü çalışmaya ve bu çalışmalardan elde edilen verilere dayalı girişimlere gereksinim vardır. Yaşlılarda uzun süreli ilaç kullanımı gerektiren kronik hastalıkların fazlalılığından dolayı polifarmasi yaşla beraber artış gösterdiği bilinmektedir.
120
1944 huzurevi yaşayanında yapılan bir çalışmada, hastalık prevalansının azalan sırayla hipertansiyon, osteoartrit, kalp yetmezliği, diabetes mellitus, koroner arter hastalığı, osteoporoz olduğu bildirilmiştir (Arslan ve ark.). İzmir’de bir huzurevinde yaşayan yaşlıların hastalıklarına yönelik ilaç kullanma davranışlarına ait bir araştırmada ise, gruptaki bireylerin % 84.2’sinin doktor önerisi ile herhangi bir ilacı sürekli kullandığı ve alınan ilaçların en yaygın olarak sırasıyla antihipertansifler, koroner vazodilatörler, analjezikler ve vitaminler şeklinde bildirilmiştir (Bıyık ve ark.)
121
Pratisyen hekimlerin yaşlı hastaların tedavilerini düzenlerken akılcı ilaç kullanımı kurallarının uygulanması konusunda yapılan bir çalışmada, çalışmaya katılan hekimlerin hastalarının % 75’ini muayene etmeden reçete yazdıklarını, % 63’üne tanısını söylemediklerini, % 77’ sine ilaçla ilgili bilgi vermedikleri, analiz edilen reçetelerin büyük çoğunluğunun okunaklı yazılmadığını bildirilmiştir (Akıcı ve ark.).
122
Huzurevinde yaşayan bir grup yaşlıda yapılan fonksiyonel-kognitif değerlendirme ve ilaç kullanımı konusundaki bir araştırmada, kadınların % 94.4’ünün, erkeklerin % 80.4’ünün en az bir tane ilaç kullandığı saptanmıştır. Kadınlarda ortalama reçeteli kullanılan ilaç sayısı 3.6 iken erkeklerde bu sayı 2.4 olarak bildirilmiştir. (Esengen ve ark.).
123
sonSÖZ Mevcut sağlık hizmetlerin niceliğinin ve niteliğinin arttırılması, yataklı ve temel koruyucu sağlık hizmetlerinin tatmin edici düzeye ulaştırılabilmesi hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini arttıracaktır. Tıp, eczacılık, diş hekimliği, hemşirelik başta olmak üzere sağlık hizmetinde önemli rolü olan tüm meslekler, eğitimlerinde geriatri ile ilgili konulara gereken önemi ve özeni göstermelidir.
124
Yaşlılarda ilaç kullanımının güvenilir ve etkin olabilmesi için hekimlerin özellikle reçete yazarken: hastanın tüm tıbbi sorunları hakkında gerekli bilgileri almaları, OTC ürünlerini dahil aldığı tüm ilaçları sorgulamaları, bu ilaçların farmakolojisi hakkında yeterli bilgiye ulaşmaları, düşük dozlarla başlamaları ve yanıt oluşana kadar ilaç dozunu ayarlamaları, dozaj rejimini basit tutmaları, görme, motor ve kognitif bozuklukların ilaç kullanımında yanlışlıklarla ya da uyunç bozukluğu ile sonuçlanmayacağına emin olmaları, yeni semptomların veya sorunların ilaçla ortaya çıkma riskinin oluşabileceğini her zaman göz önünde tutmaları gereken hususlardır.
125
Uyuncun sağlaması ve ilaç yan etkilerinin önlenmesinde eczacı,
Hastaya uyum sağlamalı ve hasta ile iletişim kurmalı, Hastaların zorunlu durumlar dışında tek bir hekime ve eczacıya danışmalarını sağlamalı, Hastaları kullandıkları ilaçlar ve hastalıkları hakkında basit ve net olarak bilgilendirmeli ve eğitmeli, Hastayı ilaç kullanımında özenli ve dikkatli olmaya yönlendirmeli, Geriatrik hasta için dozlamanın ve önerilen tedavi süresinin uygunluğunu kontrol etmeli,
126
Terapötik dublikasyonların ve/veya ilaç-ilaç, ilaç-besin veya ilaç-hastalık etkileşmelerinin olup olmadığını belirlemeli ve ilacın kullanımı için verilen talimatların doğruluğunu irdelemeli, Uygulanan ilaç rejimindeki karışıklığı en aza indirmeli, Uyunç, etkinlik ve ilaç yan etkileri açısından hastayı sabırla bilgilendirmeli ve izlemeli, Gerektiğinde ilaç serum konsantrasyonunun izlemesi gerekliliğini vurgulamalıdır, İlaç kullanımının uygun yapılabilmesi için gerekirse yönlendirici malzemeler kullanmalı (örn. takvim işaretleme) dır.
127
Takvime işaretlemeye bir örnek:
Yaşlıların ilaçlarını alacakları saati ve günü unutmamak, karıştırmamak istiyorlarsa onlara takvime işaretleme gibi basit yöntemler kullanmaya yöneltebiliriz. Takvime işaretlemeye bir örnek: Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 1 2
128
İlaç uygulamaları için günleri belirten kutu veya zamanlayıcılı ilaç kabı gibi uygun yöntemler geliştirilebilir:
129
Geriatrik grupta reçetesiz/kontrolsüz ilaç tüketiminin azaltılmasına çaba harcanmalıdır. Bunun için konu ile ilgili kitle iletişim araçlarını kullanarak ilaç bilgilendirme hakkında çalışmalar yapılmalıdır. Yaşlılara reçetede yazılan ilaçların kullanımı çok açık ve okunur yazılmalı, sabırla anlayabilecekleri şekilde de sözlü açıklamalar yapılmalıdır. Bu grubun kullanımına sunulan özel formülasyon, ambalaj, prospektüs gibi özel olarak geriatrik gruba yönelik ilaç, ambalaj ve içeriklerin hazırlanması ve bunların kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
130
LÜTFEN HASTALARI UYARINIZ!
İlaçlar yalnızca hekimin önerisi ile eczacının uyarıları ve tavsiyeleri doğrultusunda kullanılmalıdır. Başkalarına ilaç vermeyiniz ve başkalarından almayınız. Kullanılan ilacın size zarar değil yarar getirmesini istiyorsanız lütfen ilacınızı doğru amaçla, doğru zamanda ve doğru miktarda kullanınız. Kullandığınız ilaçlarla ilgili tüm sorularınızı emin olana kadar eczacınıza sorunuz ve iyi anladığınızdan emin olunuz. Birden fazla ilaç kullanmanız gereken durumlarda ilaç alma zamanını, aç veya tok karnına kullanılıp kullanılmayacağını eczacınızdan öğreniniz ve bu tavsiyeleri uygulamaya özen gösteriniz.
131
Genel bir kural olarak son yemekten iki saat sonra başlayan ve gelecek yemekten bir saat önce biten süre içinde ilaç alınması aç karna alınma olarak kabul edilir. Mide-barsak kanalını tahriş eden, bulantı, kusma gibi rahatsızlık veren ilaçlar kullanılırken doktor veya eczacı bu ilaçları yemekten hemen önce, yemek sırasında veya hemen yemekten sonra alınması konusunda uyarı yapmalıdır.
132
İlacınızı etiketine dikkat ederek kullanınız.
İlacınızı uygun koşullarda saklayınız. İlaçların da ömrü vardır. Son kullanma tarihi geçen ilaçlar sağlığınıza zarar verebilir yada etkisini yitirdiği için hastalığınızı tedavi etmeyebilir. Gün gelir kullanırım diye stoklama yapmayınız. Doğal oldukları için zararlı olmadıkları düşünülen bitkisel kökenli preparatları, çayları, uygun ve bilinçli olarak tüketmezseniz istenmeyen sonuçlar oluşturabilir veya temel tedavinin seyrini önemli derecede değiştirebilir. Bu tür bitkisel preparatları kullanıyorsanız doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz, onlara danışınız ve bilgi alınız.
133
İlaç veya ilaçlarınızı düzenli kullanınız.
İğnelerinizi konu-komşuya yaptırmayınız, bir sağlık çalışanından yardım alınız. Duyduğunuza veya isteğinize göre ilaç kullanmayınız veya ilacınızı kullanmayı bırakmayınız. İlaçlarınızı çocuklardan uzak tutunuz.
134
Ağızdan alacağınız ilaçlarınızı bol su yardımı ile yutunuz.
İlaçların kola gibi gazlı içeceklerle, greyfurt veya portakal suyu gibi içeceklerle içilmesi uygun değildir. İlaç kullanırken alkollü içki içmekten kaçınılmalıdır. İlaçlar bol su ile alınmalıdır. Limonata Kola Portakal suyu Greyfurt suyu SU
135
Kaynaklar Şahin G, Baydar T, Aydın S: Yaşlılık ve Yaşlılıkta Güvenli İlaç Kullanımı. Yeni Türkiye Dergisi, 40, , 2001. Şahin G. İlaç-İlaç ve İlaç-Besin Etkileşmeleri: Tanımlar, Genel ve Temel Kavramlar. MİSED, 1-2, 94-97, 2001. Şahin G: Baydar T, Aydın S. Yaşlılıkta İlaç Tedavisinde Görülen Sorunlar: Nedenleri ve Öneriler. Geriatri 2002, Editör: Yeşim Gökçe- Kutsal, Turgut Yayıncılık Tic. A.Ş., İstanbul 2002, s Şahin G, Girgin G. İlaç-Besin, İlaç-Alkol ve İlaç-Bitkisel Kökenli Ürün Etkileşmeleri. MİSED, 5-6, , 2003. Şahin G, Baydar T: Yaşlılarda ilaç kullanımı. Kutsal-Gökçe Y (ed) Yaşlılık Gerçeği. Hacettepe Üniversiteleri Hastaneleri Basımevi, Ankara, 2004, s. 47–56. Şahin G, Baydar T: Yaşlılarda ilaç kullanımına bağlı istenmeyen durumlar. Kutsal-Gökçe Y (ed) Sağlıklı ve Başarılı Yaşlanma. Hacettepe Üniversiteleri Hastaneleri Basımevi, Ankara, 2004, s: 63–70.
136
Sağlıklı ve mutlu yaşlanmalar!
Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM) 0 (312) S.B. Hıfzısıhha Zehir-İlaç Danışma Merkezi 114 0 (312) Hacettepe Üniversitesi İlaç-Zehir Bilgilendirme Birimi (HİZBİB) 0 (312) Sağlıklı ve mutlu yaşlanmalar!
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.