FİZYOKRASİ
Fizyokrasinin Genel Özellikleri Fizyokrasi Fransa'da 18. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır. İktisadi düşüncede okullar ve sistemler dönemini başlatan iktisatçılar topluluğuna fizyokratlar denilmiştir. Fizyokratlar merkantilizm'e karşı bir akım olarak ortaya çıkmıştır ve liberalizmin temelini atmıştır. Fizyokrasi doğanın egemenliği anlamına gelmektedir. Fizyokratlara göre üretimde tek verimli alan tarımdır. Fizyokratlarca tarım tüketilenden daha fazla üretime yol açar , diğer faaliyetler yani ticaret ve sanayi ise kısırdır yani net hasıla bırakmaz.
Fizyokrasi Francois Quesnay ' in ''Ekonomik Tablo'' adlı eseriyle temsil edilir.
Fizyokratların ileri sürdükleri net hasıla, bugünkü ulusal gelir anlamının karşılığıdır. Merkantilizm ’ e göre zenginliğin asıl kaynağı değerli madenler , klasiklere göre emek , fizyokratlara göre ise tarımdır. Liberalizm in temelini atan fizyokratlar, ekonomi politikası olarak devlet müdahalesinin olmadığı ve doğal kanunların hüküm sürdüğü tam serbest düzenin savunucusu olmuşlardır. Başka bir ifade ile milliyetçi bir görüşe sahip oldukları halde fizyokratlar uluslararası bir politikanın savunuculuğunu yapmışlardır. Fizyokrasi akımı her ne kadar 18. yüzyılda kısa bir süreliğine parlamış olsa da, fizyokratların ekonomi konusunda geliştirdiği fikirler iktisat bilimini etkilemiştir.
Fizyokratların Temel Varsayımları Doğal Düzen Ve Doğal Yasalar Fikri Fizyokratlara göre bütün Dünya da doğal düzen vardı ve bu düzen doğal kanunların yönetimindeydi. İnsanlar kendi akıl ve vicdanlarına göre serbest bırakılınca doğal düzene yaklaşmaları daha kolay olacaktır . Bu amaçla siyaset felsefesi ve iktisat doktirininde '‘ Laissez faire , laissez passer '' yani bırakınız yapsınlar , bırakınız geçsinler '' görüşü ilk olarak fizyokratlar tarafından ortaya atılmıştır. kendiliğinden en iyi sonuçlara ulaşacağını savunmuşlardır.
Fizyokratlar toplumsal yaşamın doğal düzen ve doğal yasaların uygulanması sonucunda daha uyumlu olacağını görüşünü savunarak liberal düşüncenin ilk tohumlarını atmışlardır. Bu uygulamanın temel ilkesi kişisel çıkar ile toplumsal çıkar arasında uyum olmasıdır. Çünkü kişisel çıkarlar toplum çıkarının özünü teşkil etmektedir. Kişisel çıkar insanı daha çok üretmeye ve satmaya yöneltecek , bu da önce üretimi daha sonra da toplumun tatmin düzeyini yükselterek herkese yarar sağlayacaktır. Burada en önemli unsur "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" kuralının uygulanmasıdır. Fizyokratlar yukarıda bahsetmiş olduğumuz kurallardan yola çıkarak doğal düzene müdahale edilmediği takdirde ekonominin kendiliğinden en iyi sonuçlara ulaşacağını savunmuşlardır.
Üretim Ve Tek Vergi Teorisi Fizyokratlar bir taraftan tabii düzene geçilmesini isterken diğer yandan tarım üretiminin önemini vurgulamışlardır. Ülke ekonomisinin gelişiminde ticaret ve sanayinin önemi vardır . Ancak bunların gelişimi tarımın gelişimine bağlıdır. Çünkü fizyokratlara göre sanayi ürettiği malın hammaddesini tarımdan alır . Yine onlara göre toplum 3 sınıftan oluşmaktadır. Toprak sahipleri; toprağın mülkiyetini ellerinde tutarlar. Tarımda kiracılar; toprağı işlerler, üretim yaparlar. Gerçek üreten sınıf budur. Çünkü tarımsal üretimde yarattıkları net hasıla, hem kendi geçimlerini, hem ( kral, kilise, kamu hizmetleri gibi toprak sahiplerinin gelirine dayananlar dahil) toprak mülkiyetini elde tutanların ve kısır sınıfların gereksinimini karşılar. Kısır sınıflar; sanayici ve tüccarlardır. Hammaddeyi işlenmiş maddeye dönüştürmek için imalathane ve işçiye ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden bu sınıfın elde ettiği net gelir, diğer iki sınıfa dönmek zorundadır. Oluşan net hasılanın toplumsal sınıflar arsındaki dolaşımını insan vücudundaki kan dolaşımına benzetirler. Verimli sınıf, tarım sınıfı olduğu için dolaşım da oradan başlamaktadır
Fizyokratlara göre toprağa ağırlık verilmesinin nedeni toprağın net hasıla bırakmasıdır. Tarım kendisine yatırılanı fazlasıyla geri veren bir üretim faaliyetidir. Yine fizyokratlara göre maddi servet para değil tarımdır .Para sadece mübadele aracıdır. Fizyokratlar tek vergi sistemini savunmuşlardır . Net hasıla yalnızca tarım kesiminden elde edildiğine göre vergiler yalnız tarımdan alınmalıdır . Bu hasıla toprak sahibine ait olduğundan vergi tek olmalı ve toprak mülkiyetine sahip olanlardan alınmalıdır. Bu miktar toprak gelirinin 1\3 'ü oranında saptanmıştır . Fizyokratlar dış ticareti savunmuşlardır . Tabii düzene uyulması için hem iç hem de dış ticaretin serbestleşmesini önermişlerdir.
Fizyokratların Dış Ticaret İle İlgili Görüşleri En avantajlı dış satım, tarımsal ürünlerle yapılandır. Çünkü endüstri ürünlerinin ticareti az karlıdır. Fazla dış satımda bulunmak amacıyla gıda maddelerinin fiyatını düşürmemelidir. Ticaret, onunla uğraşanlar için karlı olsa bile, tümüyle ele alındığında toplumun çıkarlarına ters düşer. Endüstri mallarının dış alımı büyük sakıncalar doğurmaz. Ticaret bilançosu yanıltıcı bir ölçüdür. Çünkü para olarak bir fazlalık sağlayan ülke zenginleşmiş sayılmaz.
Fizyokrasinin Sona Erişi Fizyokratların görüşleri ancak yirmi yıl kadar etkili olmuş,1776 ‘ da Adam Smith ‘ in ünlü ‘’ Ulusların Zenginliğinin Nedenleri ve İçeriği Hakkında Araştırma ‘’ kitabının yayınlanması ile önemini yitirmiştir. İktisadi düşüncenin işleyişini , soyutlama yöntemi ile kurdukları bir model çerçevesinde anlama çabaları , toplumu işlevlerine göre birbirinden ayırmaları , servetin kaynağını , mübadele değil üretim sürecinde aramaları , tarım üretimi düşünce sistemlerinin merkezi yapmaları , başlıca özellikleri arasında sayılabilir. Fizyokrasi akımı her ne kadar 18. yüzyılda kısa bir süreliğine parlamış olsa da, fizyokratların ekonomi konusunda geliştirdiği fikirler iktisat bilimini etkilemiştir getirdikleri yeniliklerle bugün de anılırlar.
Fizyokrasinin Eleştirisi Fizyokratlar merkantilistlerin ticaret ve sanayiye verdikleri öneme tepki olarak tarımın önemini fazla büyütmüşlerdir . Yalnız tarım değil , ticaret ve sanayide üretken kesimlerdir . Çünkü ekonomide önemli olan belli gereksinimleri giderecek nitelikteki malları üretmektir . Tarım kesiminde üretilen mallar , tüketiciye iletilmezse veya bu mallar işlenerek tüketilecek niteliğe getirilmezse hiçbir ekonomik değer taşımazlar. Ayrıca fizyokratlar deneyden çok akılcı (rasyonalist) bir akıma başvurmaları nedeni ile eleştirilmişlerdir.
KAYNAKÇA İktisat Bilimine Giriş – Prof.Dr. GÜLDEN ÜLGEN Özel Ders Notları – Zuhal Aydın/Tuğba İlgin https://www.ekodialog.com/iktisatcilar
Düzenleyenler 2130703364 Hakan kara 2130703375 Mehmet bolat 2130703309 barış sönmez 2130703931 uğur kavak