YENİ ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI – YÖSS ( film senaryosu / düş hekimi ) (ses düğmesini açabilirsiniz)

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
(ses düğmesini açabilirsiniz)
Advertisements

Sincabi öykücü can özoguz Fon müziği: Ezginin Günlüğü.
Çıkarma işlemi ...
NEVESER “Çaresiz”in Şarkısı ses düğmesinin açık olması gerekmektedir.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
küçük bir internet masalı
“bizden” spor haberleri * ses düğmesini açabilirsiniz *
45 SANİYE Kaç şey hatırlar insan kırk beş saniyede?
Işte kadınlar Pakize SUDA'nın bir yazısı.....  Sesli.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
Terentius, "Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden
Sen benimsin; bana aitsin... ses düğmesini açabilirsiniz.
tek çeker günlüğü ses düğmesini açabilirsiniz Niye bilmiyorum; ben bu “Motosiklet Günlüğü” filminden ve müziklerinden çok etkilendim, bu serseri yolculuğa.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz ... ve Ayşe evlendi;
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
Resim-iş dersi ses düğmesini açabilirsiniz.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
AH YÜREĞİMİN SEGAH MAKAMI Ah be sevdalım Ah be belalım Ah Yüreğimin segah makamı! Yazlarım üşüyor yoksun! Kaçıncı koyduğum işaret takvimlere? Kaç sonbaharı.
Keşke tanımasaydım seni Omuzlarıma bu kadar yük binmezdi o zaman Gözlerim ağlamayı bilmezdi O kadar sık kalbim çarpmazdı böyle delicesine, Benim de.
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
Zor elde ettiklerinizin kıymetini bilirsiniz; bu küçük öykümüz de, bir zor elde edişle, bir kıymet bilişle ilgili... (ses düğmesini açabilirsiniz)
“Sonsuza Dek” sesli.
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
KAFİYE VE REDİF ÖRNEKLERİ
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
sesli “yabancı” lisan? kaç yabancı dil bilirse bilsin insan…
KİBRİT ÇÖPÜ TARPAN ses düğmesini açabilirsiniz
PAPATYANIN SEVGİSİ AKREP.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
UÇURTMA YARIŞI METNİ SUNUSU
GİTME VAKTİ Şiir: Emine TOKGÖZ.
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ses düğmesini açabilirsiniz
Üzerinde kuğu resmi olan, masmavi bir uçan balonum vardı.
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
iş’te keyif… 1990 sevgili kızıma; iş yaşamının kapısında,
MADAMA (ses düğmesini açabilirsiniz) O özgür havasıyla önümden bir vals yapar gibi geçmiş, beni fena etkilemiş, peşinden sürüklemişti. Az ötemde duruyordu,
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
DOKUNUYORUM; ÖYLEYSE VARIM (ses düğmesini açabilirsiniz)
kısa metrajlı yazı ses düğmesini açabilirsiniz
mazeret ses düğmesini açabilirsiniz bir fotoğraf makinasının, cepte beş kuruş parasının, aydınlık bir geleceğinin olmayışı da, Değil bir "makro" objektifinin;
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
(ses düğmesini açabilirsiniz) son babalar son patronlar son kuşlar.
ses düğmesi açık olmalıdır ŞAİR Ödü patlıyordu ama sormalıydı, karnı acıkmıştı ve karısı kendini odaya kilitlemiş, aşk şiirleri yazıyordu. Usulca tıklattı.
ses düğmesini açabilirsiniz Bir sararmış fotoğraftayız.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
GiTTiĞiN YeR.
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
Balta çıkmamış bir ormanın, yalnız ağaçlarına... (ses düğmesini açabilirsiniz)
GÜNDÜZ MASALI 1. Masal: binBİR GECElik MASALI masal - (sesli) devam etmek için düğmeye.
BUGÜNE DÖNÜŞ ses düğmesini açabilirsiniz Evet; en yaşanası dönemiydi kocamış dünyanın, 1960’lı yıllar. Yazmakla bitmezdi, o rengarenk siyah-beyaz detaylar,
Ses Basınız.
BETİMLEME (TASVİR.
İSİMLER (ADLAR) Varlıkları veya kavramları karşılayan sözcüklerdir.
RENKLER.
Arkamdan Bir Silah Sesi,
BiLMeZSiN.
Sunum transkripti:

YENİ ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI – YÖSS ( film senaryosu / düş hekimi ) (ses düğmesini açabilirsiniz)

Milyon küsur öğrenci hazırdı – Yeni Öğrenci Seçme Sınavı (YÖSS) gelip çatmıştı. Artık hepsi aynı yerde sınava gireceklerdi. Bu işe elbette bir Formula -1 pisti ya da Hezarfen gibi bir havaalanı yetmezdi; kendilerine Konya Ovası tahsis edilmişti. Kimisi nazar boncuklu otobüslerle, kimisi babalarının arabalarıyla gelip, sınav ovasına bırakılmışlardı. Hemen kaynaşılmış, yepyeni dostluklar kurulmuştu. Telefon numaraları, küçük vesikalık fotoğraflar, adresleri alınıp veriliyordu. Sınavdan sonra mutlaka görüşeceklerdi. İlk defa dersanesiz bir gün geçiriyorlardı. Gerçek sekseği, gerçek yakantopu ilk defa oracıkta, Konya Ovası’nda oynamışlardı. Hayatlarında ilk defa gördüklerinden, yere düşüp dizi kanayana korku dolu gözlerle bakıyorlardı. Aralarında internete girmeden aşık olanlar bile vardı, ilk defa damarlarındaki kanın deli gibi dolaştığını hissedenler de. düş hekimi yalçın ergir

Ateşler söndükten, kalem piller bittikten sonra sırt üstü yatılıp zifiri karanlıkta gökte yanıp sönen yıldızlara bakıldı. Acaba oralarda da bir Öğrenci Seçme Sınavı var mıydı? Kayan yıldızlara bakılıp dilekler tutuldu Sınavdan önceki gece bütün ovada ateşler yakıldı, hep birlikte şarkılar, türküler söylendi. Ateşin üzerinden atlayanlar, sarmaş dolaş halay çekenler, horon tepenler, göbek atanlar görülmeye değerdi – o gece kesin hiç unutulamayacaktı. – söylenmedi ama - dileklerin ortak yanı, ertesi sabah kendilerini bekleyen amansız sınavdı. düş hekimi yalçın ergir

Derken sabah oldu. Güneş Konya Ovası’nda gencecik bedenlerin üzerine doğdu; omuzlarını, yanaklarını, kalplerini ısıttı. Sınav alanına kimlik kontrolü ve üst araması ile alındılar, saat 09:30 oldu ve büyük dövüş başladı... düş hekimi yalçın ergir

Kız, erkek; bir ülkenin milyon küsur genci acımadan birbirine vuruyordu. Tekmeler, yumruklar havalarda uçuyor, çığlıklar birbirine karışıyordu. Acımadan yumruğu koymalıydı, bir gece önce verdiği fotoğrafı cüzdanına koyanın suratına. Kafasını kırmalıydı ateş başında halay çektiği halay başının, tekme karnında patlamalıydı hep kadın doğumcu olmayı düşleyenin, hayatı kaymalıydı yıldız kayarken dilek tutan yeşil tişörtlünün. Organizasyon mükemmeldi. Saat 11:00’e kadar dışarı çıkmak yasaktı – dövüşülecekti! Veliler de kesinlikle içeri alınmıyor, içeriyi göremiyor, sadece amansız dövüşün seslerini, haykırışları duyabiliyorlardı. Sadece dua edebiliyor, ses çıkarmadan ağlayabiliyorlardı. Aralarda (çoğu master ya da doktoralı) seyyar satıcılar dolaşıyor – güneş Konya Ovası’nda daha da yükseliyordu. düş hekimi yalçın ergir

sonra bu danışıksız dövüşte düşen düştü, geriye bir avuç hayatının dersini almış öğrenci kaldı. Kalamayan, tutunamayan büyük çoğunluk, koltuklarının altına bir değnek, bir de okey ıstakası verilip, geldikleri yere “sınav sonuç belgesi” olarak geri postalandı; kalabilen bedeni iyileşse bile ruhu iflah olmaz bir avuç ise, dağ başını duman alır, gümüş dere durmaz akarken, okey ıstakalarını bir süre sonra almak üzere, hayatın anlamı boşaltılmış yanlarını anlatan kitapların, dümdüz ekranların başlarına geri gönderildi. Sonra; düş hekimi yalçın ergir

Ve herkescikler gittikten sonra, ovaya güneş yine doğdu, altın sarısı başaklar rüzgarda bir o yana, bir bu yana sallandı. Dersane bilmez bir çoban, bir Karaağaç’ın altına yattı, yanık yanık kavalını çaldı; mama bilmez bir Karabaş’ın gerdanını okşadı... düş hekimi yalçın ergir

Öykümüz burada bitti. Bu anlattıklarım elbette gerçek değildi; gerçek, elbette bu anlattıklarımla “çok” ilgisizdi... düş hekimi yalçın ergir Ankara - Ağustos/2004

kitabından / Çınar Yayınları müzik: “Schindler’in Listesi” film müziği düş hekimi yalçın ergir yazıp, sunan; ay ve güneş fotoğrafları: