ATASÖZLERİ VE DEYİMLER
ATASÖZLERİ Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere “atasözü” denir. Türkçe‘ de "sav“ olarak da adlanılır.
Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce inanç ve kültür yapısını yansıtır. Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Yani atasözleri anonimdir. Bu sözler topluma mal olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık isteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.
Atasözü : Ağaç yaşken eğilir. Açıklaması : İnsan, çocuk yaşta daha kolay eğitilir. Büyüdüğü zaman da ona söz dinletmek zor olur.
Atasözü : Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış Atasözü : Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. Açıklaması : Bazı insanlar çok alıngan olurlar ve kızdıkları konuda çevrelerine bir şey söylemeyerek kendilerini üzerler.
Atasözü : Takke düştü, kel göründü. Açıklaması : Bir kusuru olan kişi bunu ne kadar saklamaya çalışsa da, gerçek bir gün mutlaka ortaya çıkar
Atasözü : Su içene yılan bile dokunmaz. Açıklaması : Hiç sevmediğiniz biri de olsa o kişiyi su içerken rahatsız etmemeliyiz.
Atasözü : Kurttan çoban olmaz. Açıklaması : Aç gözlü, çıkarcı kimseler değerli şeyleri korumakla görevlendirilmez
Atasözü : Kedi uzanamadığı ciğere “mundar” der. Açıklaması : Bazı insanlar çok istedikleri bir şeye sahip olamadıkları zaman onu kötüleyerek, kendilerine lâyık olmadığını söyleyerek beceriksizliklerini gizlerler.
Atasözü : Kelin ilâcı olsa, kendi başına sürer. Açıklaması : Faydası olmayacağını bildiğimiz kimselerden yardım beklememeliyiz.
Atasözü : Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar. Açıklaması : Her insanın ulaşmak istediği bir mevki vardır.
Atasözü : Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Açıklaması : Sözünü esirgemeyen,doğruları konuşan cesur kişi;başkasının yalanını hatalarını onların yüzlerine vurursa,o kişilerce sevilmez ve sürekli rahatsız edilerek,bulunduğu yerden uzaklaştırılmak istenir.
Deyimler Bir olayı, bir durumu, bir kavramı daha etkileyici anlatmak için bir araya getirdiğimiz sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğuna deyim denir. Deyimler, hem yazılarımıza hem konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici ve somut bir hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu, iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlaşılır bir biçimde anlatabiliriz. Bu durum da deyimlerin kısa ve özlü anlatım olanağı sağladığını göstermektedir.
Deyimlerin Özellikleri Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine eş anlamlıları getirilemez. Deyimi oluşturan sözcüklerin yerleri değiştirilmez.
Suratından düşen bin parça (Y) Örnek: Suratından düşen bin parça (Y) Yüzünden düşen bin parça (D)
Üstüne tuz biber ekmek (D) Üstüne tuz biber serpmek (Y)
Baş tutmak (Y) Kafa tutmak (D)
İPUCU Deyimler sözcük grubu ya da cümle şeklinde bulunabilir. Örnek: Ağzı kulaklarına varmak (sözcük grubu) İğne atsan yere düşmez. (cümle grubu) İçi içine sığmamak(sözcük grubu) Ne tadı var ne tuzu. (cümle grubu)