SIFAT GRUBU
Bu konu için önerilen literatür: 1. SIFAT TAMLAMASI: Leyla Karahan, Türkçede Söz Dizimi, Akçağ Yayınları, 2008, SIFAT TAMLAMASI: Enfel Doğan, Türkçe Cümle Bilgisi – I, Anadolu Üniversitesi, 2012,
SIFAT GRUBU Bir isim unsurunun (tamlanan) bir sıfat unsuruyla (tamlayan) nitelendiği veya belirtildiği kelime grubuna sıfat grubu denir. Sıfat grubu = Sıfat tamlaması. Yapısı: Sıfat Unsuru + İsim Unsuru veya: Tamlayan (s.u.) + Tamlanan (i.u.)
SIFAT GRUBU Örneğin: görkemli düğün, sarhoş adam, kırmızı fes, yoğun trafik, katı madde, güzel kız, siyah saç, Türkçe proğram, koyu ayran, vb.
SIFAT GRUBU Özellikleri: 1. Grubun ana unsuru, isim unsurudur ve grubun sonunda bulunur. 2. Sıfat unsuru, grubun yardımcı unsurudur ve sadece isim unsurunu nitelemek veya belirtmek için kullanılır. 3. İsim ve sıfat unsuru eksiz bir şekilde grubu oluştururlar. Dikkat: Sıfat tamlamasında, isim unsuru (tamlanan unsur) iyelik ekini almaz!
SIFAT GRUBU Örnekler: Kırmızı Başlıklı Kız, koşan adam, yakın yer, geçmiş zaman, gelecek hafta, karşıdaki masa, kurşun kalem, sevdiği kız, mor göz, vb.
SIFAT GRUBU 4. Grubun tamlayanı sıfat-fiil veya sıfat-fiil grubu da olabilir. Bu durumda, isim unsuru (tamlanan unsur) bir hareketin niteliğiyle tamamlanır: koklaşan köpekler, geçen hafta gelen dayımın oğlu, eli para görmüş çocuk, çok tanıdık gelen yüz, Erhan’ın tanıdığı usta, öpülesi eller, açılacak kapı, çalar saat, vb.
SIFAT GRUBU 5. Grubun unsurları kelime veya kelime grubu olabilir, ancak cümle olamaz: sonbaharda yeşeren yapraklar, bir kırmızı kitap, kalın camlı erkek gözlüğü, vb. 6. Tamlayan unsur birden fazla sıfat unsuru olabilir: atlayan zıplayan çocuklar, kırık dükük evler, çoluklu çocuklu aileler, vb. 7. Tamlanan unsur da birden fazla isim unsuru olabilir: şu arabalar, bisikletler ve kamyonlar, kahraman avcılar, köpekler, yeşil ağaçlar, çimenler, çalılıklar, vb.
SIFAT GRUBU 8. Bir sıfat tamlaması, başka bir sıfat tamlamasının unsuru olabilir: bir güzel yüz, ak sakallı dede, son derece unutkan ikinci oğlum, vb. 9. Unsurlar yer değiştirmez. 10. İsmin yapıldığı malzemeyi gösterdiği için, bazı gruplar isim değil de sıfat tamlamasıdır: demir kapı (demirden kapı), cam şişe (camdan şişe), altın yüzük (altından yüzük), mermer köşk (mermerden köşk), vb.
SIFAT GRUBU 11. Unsurların arasına “dA” ve “mİ” edatları girebilir: karanlık da orman, bir de ayakkabı, ikinci mi sınıf, vb. 12. Sıfat grubu, cümlede isim, sıfat ve zarf görevinde bulunabilir: Kahraman ordumuz, bunu iyi bilir. (isim) İlker’in mavi çerçeveli gözlüğü vardı. (sıfat) Dedemler geçen ay geleceklerdi. (zarf)
SIFAT GRUBU 13. Sıfat grubunda vurgu birinci unsur üzerindedir: sarı elma, kipkirli pencere, morarmış eller, bakan göz, bu hafta, vb.
1. Aşağıdaki metinde sıfat gruplarını bulunuz: Bu gürültücü çocuğun böyle sessiz duruşuna Mümtaz hiç tahammül edemiyordu. Vakıa, Ahmet de sakindi. Fakat yaratılıştan öyle idi. O, kendisini kabahatli bulan adamdı. Bilhassa, doğuşunun hazin tesadüflerini öğrendiği günden beri. Kimseden, nasıl? Bunu hiç biri bilmiyordu. Belki de komşulardan biri söylemişti. Daima köşesinde, daima evi yadırgar olmuştu. O kadar ki, biraz fazla şımartılmak istense, hatırımı alıyorlar düşüncesine kapılıyor, gözlerine yaş birikiyordu, Bu, her yerde tesadüf edilen şeylerdendir. İnsanlar bazen doğuştan mahkum olurlar, saz parçası kendiliğinden kırılırdı. Sabiha öyle değildi. O evin masalıydı. Durmadan konuşur, gezer, masallar uydurur, şarkı söylerdi. (Ahmed Hamdi Tanpınar, “Huzur”)
2. Aşağıdaki metinde sıfat gruplarını bulunuz: Şişhane'den geçerken hava tek bir noktada bir an açıldı. Selimiye'nin üstünde eşi eski minyatürlerde görülen tek hacimli, tek renkli adeta şeffaf bir bulut kütlesinin arasından güneş bir oluktan boşanır gibi boşandı. Bütün şehir bir nevi masal, büyük masraflar ve zahmetlerle yapılmış bir şehrazat dekoru olmuştu. Galatasaray'da arabadan indi. Sapsarı bir aydınlık içinde ilk önce yukarıya doğru çıkmak istedi. Fakat bir tanıdığa rastgelirim korkusuyle döndü. Tepebaşı'na doğru biraz yürüdü. Orada küçük bir bistroya girdi. Yağmur yine hızlanmıştı. Kirli camdan karşı evlerin cephesini döven yağmura, deminki büyük aydınlığa düşüne düşüne baktı. (Ahmed Hamdi Tanpınar, “Huzur”)
BUGÜNLÜK BU KADAR