SINAV ÖNCESİ ANNE –BABALARA TAVSİYELER Ercan NAR / Psikolojik Danışman
ÇOCUKLARIMIZ NEDEN ÖNEMLİ ? Geleceğimizin garantisi, varlığımızı sürdürecek neslimizin devamı ve mirasçılarıdır çocuklarımız. Anne baba olarak evlenmemizin nedenlerinden biri de bu değil midir zaten? Yıllarca çocuklarımıza en iyisini vermek için gece gündüz çabalar; onları en iyi şartlarda yetiştirmek, en güzel okullarda okutmak için uğraşırız. Hasta olduklarında gecelerce uykusuz kalır, bir yerleri acıdığında bizler de onlarla birlikte acı çekeriz. Kısa süreli ayrılıklarımızda bile onları çok özleriz.
Bütün bunlar göstermektedir ki çocuklarımız bizim için değerlidir Bütün bunlar göstermektedir ki çocuklarımız bizim için değerlidir. Anne babalar çocukları için bu kadar olumlu düşünmesine rağmen, neden onların yetiştirilmesi sırasında birçok sorunla karşılaşırlar. Ya da çok önem verdikleri halde çocukları kendi düşündüklerinden farklı yetişirler. Çocuk doğduğundan itibaren hep anne babanın dediği olsun, çocuğun isteklerinin önemi yok, çünkü; “o çocuktur bilmez” anlayış tarzları onu hiç önemsemediğimizi gösterir.
Küçük yaştan itibaren anlaşılmayan, değer verilmeyen çocuk; öz güvenden yoksun, kaygılı, içine kapanık olacaktır. Çocuk büyümeye başladığı gençlik dönmelerinde ise kendini kanıtlamaya çalışacak. Ve bunu yaparken de toplum ve aile tarafından kabul görmeyen davranışlar sergileyecektir. Çocuklarımızın bu olumsuz davranışlar içerisine girmesini istemiyorsak eğer; onların bizler için önemini ve değerinin bilincinde olarak, gerekli önemleri şimdiden alma yerinde bir davranış olacaktır. Bir düşünür:“ Bir milletin yükselip alçalması, o millet içindeki genç kuşakların alacakları ruh ve şuura, görecekleri talim ve terbiyeye bağlıdır. Gençleri iyi yetiştirilmiş milletler, her zaman terakki etmeye namzet olmalarına karşılık, onları ihmal etmiş milletlerin bir adım ilerlemesine dahi imkan yoktur.” demektedir.
ÇOCUKLARIMIZI ANLIYOR MUYUZ? Anne babalara: “Çocuklarınızı tanıyor musunuz ?“ diye sorduğumuzda, onları tanıdıklarını dile getiriler ve çocuklarının hangi yemeği sevdiğini, hangisini sevmediğini ya da hangi elbisesinden hoşlanıp hoşlanmadığını kendinden emin bir şekilde hemen söylerler.
Çoğumuz anne baba olarak çocuğumuzu tanıdığımızı zannederiz; fakat onu ne şekilde tanırız ve nelerini biliriz? Bir anne olarak çocuğumuzun hangi yemekten hoşlandığını gayet iyi biliriz ve ona göre hazırlık yaparız. Peki onun kaygılarını, korkularını, özlemlerini ve hayallerini ne derece bilmekteyiz? Bir baba olarak okula giden çocuğumuzun notlarını iyi biliriz ve onu dersler konusunda sürekli takip ederiz; fakat çocuğumuzun geleceğe dönük beklentileri nelerdir gerçekten biliyor muyuz? Belki de hiç sormadık kendisine!
SINAV ÖNCESİ ANNE BABALAR DİKKAT !!!
11 HAZİRAN 2006 PAZAR TARİH SAAT 10 : 00 BİZİM VE ÇOCUĞUMUZ İÇİN BÜYÜK GÜN PEKİ HER ŞEYE RAĞMEN HAZIR MIYIZ ?
SINAV ÖNCESİ AİLELERİN YAPMASI GEREKENLER Anne, baba ve çocukların yaşadığı kaygının en önemli sebebi belirsizliktir. Çocuğun sınav sonucunun nasıl olacağı, dolayısıyla geleceğin bu durumdan nasıl etkileneceği, yaşanacakların net olmayışı kaygı yaşanmasına neden olmaktadır.
Bu kaygının iki sebebi vardır. Bunlardan birincisi tamamıyla gerçek ve mantıklıdır. Sonuçları hayatının akışını etkileyecek bir yarışta olmaktan kaygı duymak. Bu doğaldır. Ancak ikinci sebep birincisi gibi gerçek ve akılcı bir temele dayanmaz. Ailelerin çocukların zeka kapasitesini ve yeteneklerini göz önüne almadan yüksek başarı beklentisi çocuklar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bu durum sınav kaygısını tetiklemektedir.
Çocuk “ya annemin, babamın beklentilerini karşılayamazsam”, “ya onları hayal kırıklığına uğratırsam,halbu ki bana çok güveniyorlar” diye baskı altında kalıyor. Çocukları sınava hazırlanan anne babalara düşen en önemli görev, çocuklarının çalışma isteğini artırmak ve onu çalışmaya teşvik etmek için kaygı yükseltici yaklaşımlardan kaçınmaktır.
Sınavla ilgili olarak onları korkutmak, tehdit etmek, psikolojik baskı altına almak ´Hele bir kazanma, o zaman görüşürüz!´ ya da ´Bu son şansın, elimde avucumda ne varsa senin kazanmana yatırdım, kazanamazsan eşin dostun yüzüne nasıl bakarız!´ gibi ifadeler çocuğumuzun ruh dengesini alt üst eder. Bu yaklaşımlar yerine aileler; “Önemli olan senin elinden geleni yapıp yapmadığındır. Sen çalış, olmazsa canın sağ olsun…” gibi gençlerin desteklendiği, kabul gördüğü yaklaşımları sergilemeleri yaşanan yoğun sınav kaygısının azalmasına yardımcı olacaktır.
Milyonlarca öğrencinin girdiği sınavı hepsi kazanamayacak elbet Milyonlarca öğrencinin girdiği sınavı hepsi kazanamayacak elbet... Ancak hepsi hayatlarını sürdürecek; Çünkü, hayat ÖSS´yi yada OKS’yi kazanmak veya kaybetmekle sona ermiyor. Herkes kendisine, çevresine ve ülkesine karşı olan sorumlulukları yerine getirmeye devam edecek. Eğer anne ve babalar, her şey sınav diyorlarsa, o zaman kaybedenlerin hayatlarını bitiriyor, kazananlara da ´Artık hedefinize ulaştınız, çalışmanıza gerek yok diyerek onları tembelliğe itiyorlar.
Anne babalar bu zor sınav döneminde çocuklarını her zaman desteklemeli, ilgi göstermelidir. Çocuğunuzdan beklentiniz gerçekçi olmalıdır. Bunun için önce çocuğunuzu iyi tanımalı, neyi başarıp neyi başaramayacağını bilmeli, onu özgün kişiliği içinde değerlendirmelisiniz. Ailenin çocuğa ve sınava ilişkin olumsuz düşünceleri de gencin kaygı düzeyinde etkili olacaktır. Ailenin çocuğuna güvenmemesi, sınavın çok zor olduğu ve çocuğun bu sınavı kazanamayacağı gibi olumsuz düşünceleri kaygıyı arttıracaktır. Anne baba olarak olumsuz düşüncelerinizi olumluya çevirmelisiniz.
Anne babalar kendi işlerine ayırdıkları zaman kadar çocuklarına da zaman ayırmalılar ve onları dinlemelidirler. Gençlerin aile ortamında kendilerini ifade etme imkanı sağlanarak ona güvenildiği ve birey olduğu hissettirilmelidir. Aileler sorunlarını konuşarak halletmeli, özellikle sınava yakın böylesine kritik bir zamanda cezadan ve dayaktan kaçınmalıdır.
Sınavın sorumluluğunu çocuğunuza bırakmalısınız Sınavın sorumluluğunu çocuğunuza bırakmalısınız. Çocuğunuzun yerine getirmesi gereken sorumluluklarını üstlenmemeli, onu destekleyerek yardımcı olmalısınız.
Sınav döneminde sakin ve huzurlu bir aile ortamına sahip çocuklar; verimli, sakin ve başarıyla sonuçlanan bir sınav dönemi geçireceklerdir. Çocuğunuzun başarısını değerlendirirken %50 oranında payınız olduğunu unutmamalısınız.
Bazen sınav günü bir bakıyoruz bütün aile sınava gidiyor Bazen sınav günü bir bakıyoruz bütün aile sınava gidiyor. Anne, baba, büyükanneler, dedeler, amcalar, teyzeler. Evet aileler çok iyi niyetli bir şekilde çocuğa destek olmak amacıyla sınava götürüyor ama çocuk daha büyük bir stresin altına giriyor. Normalde okula giderken çocuğu böyle mi götürüyorsunuz? Hayır. O zaman şimdi de yanında bütün aile olarak gitmeyin. Çocuk istemedikten sonra sınava yanında gitmeniniz bir anlamı yok.
Sınav öncesi, son akşam yemeği ve sabah kahvaltısında bazı öğrenci adayları gereğinden fazla titiz davranıyor. Her zaman yedikleri yiyecekleri yemiyor. Sınava kadar ne yiyorsalar sınava bir gün kala da aynı şeyleri yemeleri gerekir. Sınav öncesi öğrenci sabah kalkıp kutu kutu çikolata yiyor. Bu sayede sınavdan yüksek performans sağlayacağına inanıyor. Böyle bir şey mümkün değil. Sınav günü yanlış beslenme sonucunda geçireceği rahatsızlıklar, bir yılın kaybedilmesine sebep olabilir.”
Sınav zamanında ailelere düşen görevler nelerdir? Neşeli olmalı, güzel şeylerden bahsederek çocuğunuzun moralini yüksek tutmalı, sınavla ilgili hiçbir yorum yapmamalısınız. Hoşgörü sınırlarınızı genişletmeli ve çocuğunuza karşı özellikle son günlerde ve sınav gününde anlayışlı olmalısınız. Sınavın bir ölüm kalım meselesi olmadığını söz ve davranışlarınızla çocuğunuza hissettirmelisiniz.
Çocuğunuzla birlikte neşeli ve hoş vakitler geçirmelisiniz. Onu sevmenizin sınav başarısıyla ilgili olmadığını, onu evladınız olduğu için sevdiğinizi ona davranışlarınızla ve sözlerinizle hissettirmelisiniz. Daha önceden sınavın yapılacağı binayı ve sınav salonunu görmesini sağlamalısınız. Sınavda gerekli olan belgeleri ve diğer eşyalarını hazırlayıp hazırlamadığına bakmalı bu konuda çocuğa yardımcı olmalısınız.
Çocuğunuzun sınav günü giyeceği kıyafeti, kıyafet seçimini ona bırakmak şartıyla önceden hazırlamalısınız. Sınav sabahı çocuğunuzu vaktinde uyandırmalısınız.İsterse duş almasını sağlamalısınız. Mutlaka kahvaltı yapmasını sağlamalı kahvaltı da glikoz içeren gıdalardan (pekmez, bal gibi) yemesini sağlamalısınız. Sınav binasına ulaşmasını sağlamalınız. Bunun için özellikle büyük şehirlerde trafiğin durumunu, hava durumunu göz önüne almalısınız.
Sınav gecesi ve sabahı neler yapılmalı? ÖĞRENCİLERİMİZİN YAPMASI GEREKENLER Sınav gecesi ve sabahı neler yapılmalı? Doktorun verdiği ve kullanmak zorunda olduğu ilâçların dışında ilâç kullanmalarına izin verilmemeli. İsterseler sınav gecesi de çalışabilirler; ama gece iyi uyumalıdırlar. 10.30-11.30 civarında yatağın yolu tutulmalı.
Yanlarına su, şeker, çikolata, meyve suyu, kuru üzüm, bisküvi gibi gıda ve içecekler almalarını sağlayın. Evden çıkarken veya sınav salonuna girmeden önce tuvalet gibi ihtiyaçlarını mutlaka gidermelidirler.
Sınav günü nasıl kıyafetler tercih edilmeli? Sınavda rahat edebilecekleri, temiz kıyafetler giymelidirler. Vücutlarını sıkan, terleten, kaşındıran kıyafetler giyilmemeli. Ayakkabılar da rahat olmalıdır, ayaklarını sıkan ayakkabılar giyilmemeli. Giyinmede hava durumuna dikkat edilmelidir.
Sınava götürülecek materyaller nelerdir? Sınava giderken sınav kimlik kartı, Özel kimlik kartı (Nüfus cüzdanı vb), En az iki adet koyu siyah ve yumuşak kurşun kalem, Yumuşak ve leke bırakmayan silgi, Kalemtıraş götürülmeli.
Sınava neler götürülmemelidir? Çağrı cihazı, telsiz, cep telefonu vb. haberleşme araçları ve cep bilgisayarı, saat fonksiyonu dışında fonksiyonu bulunan saat vb. her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar, Müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, hesap cetveli vb. araçlar sınava götürülmemeli.
HER İŞTE BİR HAYIR VARDIR
İşsizin biri, temizlik işleri için büyük bir bilgisayar şirketine başvurur. İnsan kaynakları bölümü, bu adamı işe alır. Ancak ondan e-posta adresini isterler. Çünkü işe başlamak için gerekli bilgileri ve işe başlama tarihini e-posta ile bildireceklerdir. Adam e-posta olmadığını söyler. Bunun üzerine şirket yetkilileri: “e-postası bile olmayan bir adamla bizim işimiz olamaz.” deyip adamı işe almaktan vazgeçerler… Adam çaresizce oradan ayrılır. Bütün parasıyla gidip bir kasa domates alır. Domatesleri akşama katar satar ve sermayesini ikiye katlar. Aynı işi birkaç kez tekrarlar. Bu şekilde iyi para kazanabileceğini anlar.
Kısa zamanda bir el arabası olur. Sonra onu bir kamyonet izler Kısa zamanda bir el arabası olur. Sonra onu bir kamyonet izler. Adam, dürüstçe çalışarak birkaç yılda koca bir nakliye şirketinin sahibi olur. Mal varlığını sigortalatmaya karar verir. Bir sigorta şirketi ile görüşür. Şirket yetkilisi, teklifi gönderebilmek için kendisinden e-posta adresi ister. Zengin adam e-postasının olmadığını söyler. Bunun üzerine sigortacı: “Bir e-postanız bile yok; ama bu hanedanlığı kurmuşsunuz. Düşünün bir de e-postanız olsaydı...” deyince adam şu cevabı verir: “O zaman bir bilgisayar şirketinde temizlikçi olurdum…”
Siz ve çocuğunuz elinizden geleni yaptınız Siz ve çocuğunuz elinizden geleni yaptınız. Çocuğunuzun sınavda performansını en iyi şekilde ortaya koyacağından emin olun. Bu noktadan sonrası bizim irademize bağlı değildir. Gerisi nasiptir. Dolaysıyla karşınıza çıkan sonuç sizin ve çocuğunuz için hayırlı olacaktır.
Bu sınav kazanılırsa şükredilmeli Bu sınav kazanılırsa şükredilmeli. Kazanılmadığı durumda ise sabrederek, “bunda da bir hayır vardır” diyerek, çocuğunuzla birlikte yeni hedefler belirlemelisiniz. Hiç yılgınlığa düşmeden yolunuza devam edecek. Ümitsizliğe kapılmayacaksınız. “Bir kapı kapanırsa başka bir kapı açılır” diye düşünecek ve bu doğrultuda üzerinize düşen görevleri elinizden geldiğince yerine getirmeye çalışacaksınız.
Unutmayın: “Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen, hayatından lezzet alır.”
TEŞEKKÜRLER