BİR HATIRLATIŞTIR SONBAHAR

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Advertisements

Suyun Serüveni Hava bazen yağmurlu, sisli veya karlı olur. Yağmurun, sisin ve karın nasıl oluştuğunu hiç düşündünüz mü?
EVİMDEYİM GÜVENDEYİM U.
ERGUVANLAR SOLMADAN GEL
İLKNUR DEMİRCİ ÖĞRETİM
Boş ver be yaşı başı. gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver
SON NEFESİME KADAR SEN…
20 Kasım 2011 Pazar Pınarbaşı-Aytepe/AYDIN
UZAKTAN UZAĞA… Öyle gülüp harap etme içimi, İçimden bir şeyler düştü, düşecek.. Bilmem, nasıl aşık ettin ki beni, Ulaşamadığım, sen kaldın bir tek..
Kırk Satır.. Ziya Levent Topçuoğlu.
Zaman Bırakır Seni Avuçlarıma Ben ne çabuk sen oldum, sarardı mevsimin tenindeki dokunuşu, Yağmurlarda üşüdüm, bekledim seni ey sevdiğim, Hasretine.
GÖZLERİN(Nazım Hikmet)
29.mayıs.1976 milliyet gazetesi günün şiiri İLKAN SAN
İSTANBUL 'da Gün Doğumu Tayfun AVINCA.
HAZIRLAYAN Gülşah DURAN
SIFATLAR ÖN AD.
Kar ve Hüzün Ahmet Ünal ÇAM.
Ulu bir çınar ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş.
Hüzünlü akşamlar düşüyor,sol yanımın sensizliğine Yoksul cümlelerim var, kuramadığım dilimde Ilığımsın,sıcağımsın,düşlerine yattığımsın Sevdalı sözlerim.
İÇİMİN KUYTULARINA DÜŞ SEVGİLİ İÇİMİN KUYTULARINA DÜŞ SEVGİLİ.
Ben bir Eylül sen bir Haziran
KOŞMA KAYIKÇI KUL MUSTAFA.
İnsan ne kadar az düşünürse o kadar çok konuşur....
KAFİYE VE REDİF ÖRNEKLERİ
İSTANBUL ŞİİRLERİ.
YAŞ OTUZBEŞ.
CAHİT KÜLEBİ Hayatı Sanatı Eserleri Seçme Şiirleri.
ş i i r : T ü l i n H a t i p o ğ l u Aşk'a Sitem (I)
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
dünyanın “NEHİR”lerindeki her damla su...
AĞıTLaR YaKMaLıYıM Ağıtlar yakmalıyım,acılarımın üstüne Kokun gelmeli,puslu havalardan Bir nefes olmalı,şiirlerime Keder dolu bakışlarıma,yüzüme Siyahın.
Yaşanan tüm güzel anlar bitmiş meğer gözünde…
Dünyanın Bütün Renkleri Bir Araya Toplanmışlar ve Hangi Rengin En Önemli En Özel Olduğunu Tartışmaya Başlamışlar:
Designed By : CardinaLe
GİTME VAKTİ Şiir: Emine TOKGÖZ.
BOZKIRDA YAZ SAATLERİ Ceyhun Atıf Kansu
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
SeNi SeVMeK BiR GüL KoKuSuYDu..
sesli sunu.
Mevsimler tıpkı ruh halimiz gibidir
KAVAK AĞACI İLE KABAK.
DEMLİDİR SEVDAM MARVAN OĞUZ
Yalnızlık Çemberi Ruhumu Sardı
BEŞ VAKTE BEŞ YAZI. BEŞ VAKTE BEŞ YAZI Sabah Namazı ; Vakit seher Sabah Namazı ; Vakit seher? Zamanın rahmine sabahın nutfesi düştü az önce. Gün doğuyor.
KAFİYE (UYAK) KAFİYE REDİF.
YAĞMURLA GELEN MAZİM Birol Yiğit.
Hangi cümlenin yüklemi isim tamlamasıdır
Cahit Sıtkı Tarancı.
GiTTiĞiN YeR.

Sesi AçınızAkışına Bırakınız Önümde bir beyaz kağıt, Özlemini yazıyorum satırlara. Yokluğunda yanan bir ağıt, Gözyaşlarını asıyor duvarlara. Bugün.
SEN İSTANBUL GİBİSİN Şiir: Müslüm KIZIL GÜFTE: Necdet Rüştü Efe TARA
TÜM SANATÇILARA SEVGİ VE SAYGIYLA…
BİR AŞK HİKAYESİ Bizimkisi bir aşk hikayesi
KAVGAYI ağacın yaprağına yaz; Sonbahar gelsin yaprak KURUSUN diye.
Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
MEYVELERİ TANIYALIM.
DEĞERLERİMİZ İYİLİK VE HOŞGÖRÜ
Sevdiğime söyle Hazırlayan ::: SAHİN65.
DESEM Kİ.
OTUZ BEŞ YAŞ.
SESLİDİR Sen Hiç..? MR CAN AKIN Sen; mehtaplı yaz gecelerinde sevginin coşkusuyla, yıldızlara dokunabildin mi hiç..? Sen; güneşli ılık bahar günlerinde.
ŞİMDİ EN AÇIK RENGİNDE GÖZLERİN
ŞARKI Divan şiirine Türklerin kazandır- dığı bir nazım şeklidir. Divan şiirinde bestelenmeye uy- gun ölçü kalıpları ile yazılan ve çoğunlukla 4 dizelik.
BİR KAYISI AĞACI ABDÜLKADİR MERİÇBOYU.
ANLATIMDA TEMA VE KONU TEMA KONU Ana Düşünce.
AYRILDIK, GÖREMİYORUM GÖZLERİNİ
TABİAT ' ın TEFEKKÜRÜ. Yağmur ve Bulut Oluşumu Yıldırım Oluşumu.
CAHİT SITKI TARANCI. 4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'da Camiikebir mahallesinde doğdu, 12 Ekim 1956 tarihinde Viyana (Avusturya)'da öldü. Asıl adı "Hüseyin.
GENEL TEKRAR - 02 TAMLAMALAR TÜRKÇE. SIFAT TAMLAMALARI sarı yapraklar güler yüz masmavi deniz birkaç soru bu ev hangi kitap kaçan balık ihtiyar adam.
Sunum transkripti:

BİR HATIRLATIŞTIR SONBAHAR

Ne lâle zamanı ne de devr-i gül Bir tatlı hayâlin sonudur eylül Gül solar da, diner nağme-i bülbül

Kâinatın her dem yeniden diriliş müjdesi olan bahar ve meyvelerin sabırla olgunlaştığı yaz geçti. Bir gün batımıyla elveda mendilini sallayan, sonra yağmuru taşıyan bulutlar arasından, soğuk esen rüzgârla birlikte merhaba nidalarıyla doğan güneş, sonbaharın geldiğinin melodisini çalıyor.

Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri, saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları kovalarken takvimler eylül mührünü basıyor. Pembe hayallerle ayakların yere basmadığı bahar ve uçarı yaz aylarından sonra ayakların tekrar gerçeklerle temas etmeye başladığı ilk aydır eylül...

Bir haykırış var eylül de; düşünebilene, okuyabilene… Dile gelir Eylül; der ki: Ben geldim öteler ötesinden, heybesinde dolu haberlerle...

Erguvan kokulu bahar, yerini ne çabuk savrulan hazan yapraklarına bıraktı. Gökyüzünün mavisi  hüzün gölgesine... Su toprağa karıştı. Yaprak toprağa... Ve toprak da alabildiğine sükûta...

Devran döner, çıkagelir sonbahar bir hüzünlü beste eşliğinde. Ayva sarı, nar kırmızıdır bahçelerde. Dalları, titrek bir sancı kuşatmıştır. Sarı yapraklar birikir küf kokan kuytularda.

Üzerinde yürürken insanı ürperten yaprak birikintileriyle birlikte yeşilin saltanatı da sona ermiştir. Sonbaharın o hazan yemiş bahçelerinde artık sarının, kırmızının, morun ve grinin hükmü sürmektedir.

Kadîm ve harabe bir yapının görüntüsüne eşlik eden bir keman sesi gibi Kadîm ve harabe bir yapının görüntüsüne eşlik eden bir keman sesi gibi. Baki'nin yaz günlerinin ardından yaktığı ağıt düşer dillere: "Nâm ü nişane kalmadı fasl-ı bahardan, Düşdü çemende berg-i dıraht i'tibardan" (Sonbaharın gelmesiyle baharın şan ve şöhretinden eser kalmadı. Çimenlikteki ağaçların yaprakları da itibar kaybına uğradı)

Ey çocukların ve yolcuların mevsimi, ey fakirlerin yakacak ve okul telaşı, ey ayrılıkları ince bir bıçak gibi içimize sokan mahir cerrah, ey köylülerin ve inşaat işçilerinin hasat mevsimi, rençperin alın teri, ey şaşkın âşıkların ayaklarını yere bastıran gerçek öğretici, ey bunca sararış ve kurumanın ardından gelen en büyük hatırlatıcı, sarsıcı, ölüp ölüp yaratılmanın habercisi. Hazan mevsimi sen geldin, hoş geldin, sefalar getirdin...

Mevsimlerin insan hayatıyla benzer yönleri vardır Mevsimlerin insan hayatıyla benzer yönleri vardır. Çocuklukta, gençlikte insan hep hayal kurar, "şöyle yapsam, böyle yapsam" şeklinde. Yaz mevsimi insanın olgunluk dönemine benzer. Bu dönemde birtakım düşüncelerini gerçekleştirmeye çalışır.

Sonbahar ise artık kışın yaklaştığı, yani yolun sonunun göründüğü mevsimdir. Sıkıntılar, dertler bu dönemde başlar. Bu yüzden güz, hüzün mevsimidir. Bir başka deyişle "ağır ağır çıkılan merdivende eteklerin güneş rengi bir yığın yaprak"la dolduğu bir mevsimdir hazan... Bahardan ve yazdan sonra gelen hüzün. Hazan ve hüzün çiledaş iki kelime. Hep birbirlerini çağrıştırırlar. İnsana hayatın ölümlü oluşunu hatırlatır, bir ders verir âdeta. "Hazan ömrün bekâsı olmadığının alâmetidir" der Zâtî…

Hazan mevsimi denince Sonbahar aklına gelir insanın aklına Hazan mevsimi denince Sonbahar aklına gelir insanın aklına. Hüzünlerin doruk noktasına ulaştığı, aşkların, aşklardaki ayrılıkların daha bir insanı vurduğu mevsimdir bu. Hazan mevsimi; dertlilerin derdine dert katar. Yatağa düşen hastaların ümitleri tükenir azar azar ve bazen kış ölümleriyle yürekleri burkulur sevenlerin…

Yahya Kemal'in hazan bahçesi şiiri tamda bunu tasvir ediyor: Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

Cahit Sıtkı Tarancı, hatıralarıyla halleşirken, kanat çırpışın, cama vuruşun boşuna olduğunu, güllerin açmayacağını, ötenlerin bülbül olmadığını ve bu rüzgârın başka rüzgâr olduğunu söyledikten sonra çıkışmaktadır: "Ne istersiniz benden, / Bilmem ki hâtıralar / Gelir gelmez sonbahar?"

İşte böyledir hazan: Güzeldir ama nazlıdır, Çirkindir ama sevimlidir. Solgundur ama sadedir, Üşütür ama sıcaktır.

Sonbahar bir şiirle karşılar, bir hüzünle konuk edilir, bir masalla uğurlanır. Onu tanımadığınız adreslerde ararken susuzluğunuzda bulur, vahalarda yüreğinize dokunur, son nefesinize yetiştirdiği kuru bir yaprakla kaybedersiniz."

Şairin dediği gibi; "Sonbahar belli ki bir hatırlatıştır" Şairin dediği gibi; "Sonbahar belli ki bir hatırlatıştır". Şimdi doğrulup deruni bir tefekkürle mevsimlerin bize hatırlatmak istediklerini yeniden okuma zamanıdır. İşte o zaman sevgiliye varmanın kıymetini daha iyi anlarız. Makyaj yapsan da ‘hüzün’e/ Örtmüyor, yansıyor yüzüne/ Güller soldu, dökülüyor yapraklar/ Geldik mevsimlerin güzüne…