MSGSÜ Felsefe Bölümü 2 Mart 2011 Cemsinan Deliduman
Batlamyus Platonik amaca hep sadık kaldı. Almagest: “... görünürdeki bütün düzensizliklerin düzgün ve çembersel hareketlerce (çünkü bunlar eşitsizliklere ve düzensizliklere yabancı olan tanrısal şeylerin doğasına yakışır) üretildiğini göstermektedir, felsefede gerçekten matematiksel kurama ait bu hedefin başarılı bir şekilde üstesinden gelinmesi çok büyük, çok zor ve hala herhangi bir kişi tarafından mantıklı bir yolla erişilememiş bir şeydir.”
Gezegenlerin ilmek hareketini açıklamak için.
“Gezegenlerden gelen ışık miktarının yıl içinde değişmesi” gözlemini açıklamak için.
Dünya etrafında değil, dışmerkez etrafında sabit hızlı hareket.
“Gezegenlerin yıl içinde değişik hızlarla hareket ettikleri” gözlemini açıklamak için.
Dünya veya dışmerkez etrafında değil, ekuant etrafında sabit hızlı hareket.
İlmek İlmeğin merkezi Taşıyıcı çember Gezegen Dünya Ekuant DünyaEkuant
Tusi çifti sağdaki sayfada gösterilmiştir.
Platonik gelenekte gökbilim, fiziksel gerçekliği anlatmaya girişmeyi değil, ama yanlızca ona matematiksel bir betimleme vermeyi (“olguları kurtarmayı”) amaçlıyordu. Gökcisimlerinin doğası tanrısal olduğu için, dünyada bulunanlardan farklı yasalara uyarlar. İkisi arasında hiçbir bağlantı yoktur ve bu gökcisimlerinin fiziği hakkında herhangi birşey bilmemizi olanaksız kılar. Ancak dışmerkez ve özellikle de ekuant yeterince düzgün olmayan hareketler oluşturdukları için çok eleştirildi. Ekuant fikrinden kurtulmak için Arap astronomlar ve daha sonra Kopernik yeni modeller yaptılar.
Babilliler gezegenlerin konumlarını ve yinelemelerini hesap etmek için yöntemler geliştirdiler, ama bu düzenlilikleri açıklamak için nedensel bir açıklama geliştirmediler. Yöntemleri tamamen yararlıydı. Benzer biçimde Platon ve Eudoxus astronomik yapıları yararlı diye aldılar. Gezegenlerin içinde dolandıkları kalın küresel kabukları sürdüren neden aranmamıştı. Gökbilim, matematikle fizik arasında bir disiplin olarak görülmüştü. Gerçekçi diye alınması gerekmiyordu. Aristo ise en dıştaki kürenin (gökküre) bu iç içe geçmiş küreler kümesini hareket ettiren neden olduğunu düşündü. Batlamyus’ta ise yine yararlılık ön plana çıkmıştır.
“Hala Batlamyus’un ve diğer gökbilimcilerin çoğunun gezegenler kuramları, sayısal verilerle tutarlı olmalarına karşın, benzer biçimde hiç de küçük olmayan zorluklar çıkartıyorlarmış gibi görünüyorlardı. Çünkü bu kuramlar belirli ekuantlar tasarlanılmadıkça yeterli değildiler; bunun sonucunda bir gezegenin ne taşıyıcısında ne de ilmeğinin merkezi etrafında sabit hızla hareket etmediği gözüküyordu. Böylece bu tür bir sistem ne yeterince mutlak ne de yeterince akla hoş görünüyordu.”
“Dolayısıyla sınırlarını bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz bütün evreni bir karmaşa içine koymaktansa, Dünya’dan, şekline doğal olarak uyan hareketi neden daha fazla sakınalım? Ve neden günlük dönüş görünümünün gök cisimlerine ama gerçeğin Dünya’ya ait olduğunu kabul etmeyelim?” “Bundan sonra gök cisimlerinin hareketlerinin çembersel olduğunu hatırlayacağız. Çünkü bir kürenin hareketi bir çemberde dönmektir; yanlızca bu eylemle, başı ve sonu bulunamayan ya da biri diğerinden ayırt edilemeyen, kendi içindeki aynı parçalarda hareket ederken, en basit bedende şeklini ifade eder.”
Artık zamandan dolayı, yaklaşık her 130 yılda bir gün kaybedilir. Gregoryen takvim. Yıl Bahar’ın ilk günü
Mars’ın ilmek hareketinin Güneş merkezli modelde açıklaması
1) Güneş merkezli modelde, her gezegen için yanlızca iki değişken (yörüngenin yarıçapı ve gezegenin hızı) gerekir. Sonrasında, hem parlaklıktaki değişim hem de geriye doğru hareket ‘doğal’ olarak buradan çıkar. Dünya merkezli modelde ise, yanlızca niteliksel bir uyum için bile her gezegen için en azından beş değişken (taşıyıcının yarıçapı ve hızı, ilmeğin yarıçapı ve hızı, dışmerkezlinin sapması) gerekir. 2) Kopernik sistemi, Güneş, Merkür ve Venüs’ün diziliş sorununu da çözer. Güneş evrenin merkezine yerleştirildiği için, yanlızca Merkür ve Venüs’ün dizilişi çözümlenmelidir.
3) Dış gezegenlerin yörüngelerinin yarıçaplarını bulmak Kopernik sisteminde daha kolaydır ve sonuçlar gerçeğe daha yakındır. 4) Kopernik sistemi Venüs ve Merkür’ün neden sabah ve akşam yıldızları olarak, çok yakınmış gibi görünmek zorunda olduklarını doğallıkla açıklar.
Kopernik de Batlamyus gibi niteliksel başarı elde etmek için, küçük ilmekler ve bazı dışmerkezliler kullanmak zorunda kalmıştı. Gereken çember sayısı otuzun üzerindeydi. Ay’ı ve Merkür’ü ele alırken ekuantların denklerini bile kullanır. Pratiklik ve kolaylık bakımından ikisi arasında seçecek çok az şey vardı. Kopernik’in kullandığı gözlem verileri yetersiz ve kısmen hatalıydı. Ancak yine de Kopernik modelini kelimenin tam anlamıyla doğru ve gerçeğin betimi olarak aldı.
BatlamyusKopernik
Gökküre Günlük ve yıllık hareket İlmek Hareketi Platonik Gökbilim Aristo’ya göre evren Aristarchus’a göre evren Paralaks Eudoxus’a göre evren Batlamyus’a göre evren Taşıyıcı çember İlmek Dışmerkez Ekuant Tusi çifti Olguları kurtarmak Kopernik’e göre evren