VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ ANNE BABA TUTUMLARI VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ Hazırlayan: METİN KÜTÜK REHBER ÖĞRETMEN
YAŞAMIN YANKISI Bir zamanlar bir baba ile oğul dağlık bir bölgede yürüyüşe çıkmışlardı; Bir ara nasıl olduysa çocuğun ayağı kaydı ve incindi çocuk acıyla bağırdı : Aaa hhh!!!........ Karşı dağlarda yankı yapan sesi geri döndü: Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamış çocuk bu kez : “Sen kimsin ?” diye sordu Cevap gelmekte gecikmedi: “Sen kimsin ?” Sinirlenen çocuk : “ Sen bir korkaksın!” diye bağırdı Dağdan “Sen bir korkaksın!” yanıtını aldı.
Bu olanlara bir anlam veremeyen çocuk neler olduğunu sordu.Onun gülümsediğini gördü.Babası,”şimdi dikkatlice beni izle oğlum” dedi ve yüksek sesle bağırdı: “Hayatı çok seviyorum!” Karşı dağlardan aynı ses geldi: “Hayatı çok seviyorum!” Baba : “sana hayranım!” Yankı: “sana hayranım!” Baba : “sen harikasın!” Yankı: “sen harikasın!”
Çocuğun şaşkınlığının daha da arttığını gören baba, ona durumu şöyle açıkladı:” Bu , yankı adı verilen bir tabiat olayıdır. Ama hayatı da çok iyi anlatır. Yani yaşamdan ne istiyorsan önce onu sen vermelisin. Verdiklerin aldıkların olacaktır. Tatlı sözler tatlı yankılar oluşturur sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin. Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın. Anlayış bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin. YAŞAMDA NEYLE KARŞILAŞMAK İSTİYORSAN, YANKISINI OLUŞTURABİLMEK İÇİN BUNU ÖNCE SEN YAPMALISIN!
KÜÇÜK BİR ETKİNLİK Size dağıtmış olduğumuz kağıtları beraber yapacağımız etkinlikler için kullanabilirsiniz…
Şimdi anne-baba olarak kendimden ne kadar memnunum Şimdi anne-baba olarak kendimden ne kadar memnunum? Neleri iyi yapıyorum? (Ör; çocuğumla oynamaya vakit ayırıyorum, söylediklerini iyi dinliyorum, aramızda iyi bir iletişim var gibi) elimizdeki kağıtlara 5 dk süre içinde yazalım…
Şimdi de anne-baba olarak kendimde beğenmediğim, değiştirmek istediğim neler var? Neleri iyi yapmıyorum veya daha iyi yapabilirim? (Örneğin;çabuk sinirlenip bağırıyorum, tutarlı değilim, bazen çok sert bazen aşırı kabul ediciyim, kızdığım zaman dövüyorum gibi) Elimizdeki kağıtlara 5 dk içerisinde yazalım…
Anne –babalık mesleği; günün 24 saati aralıksız icra edilen bir meslektir... Diğer meslekler deneme- yanılmayı kaldırabilirler. Ancak anne-babalık mesleğinde deneme- yanılmaların sonucu çok ciddi olabilir…
İ Ç E R İ K Anne baba tutumlarının tanımlanması, Çocuğun gelişimindeki önemi, Olumsuz aile tutumları, Olumlu aile tutumu, Aile içi iletişim
Anne, baba ve çocuk arasındaki etkileşimin türüne Anne baba tutumu denir.
Çocukluk dönemi; özellikle erken çocukluk da denilen 0 - 6 yaş arasındaki dönemdir. Çocukların çevreleri ile etkileşimlerinin en çok olduğu, çevreden etkilendikleri bir dönemdir.
Anne, baba ve ailenin diğer bireylerinin çocukla olan etkileşimi, çocuğun ileride nasıl bir birey olacağı noktasında belirleyicidir..
anne baba tutumunun nasıl olduğunu belirler. MUTLULUĞUN RESMİ Ailede; anne babanın çocukla nasıl iletişim kurduğu, istendik davranışları nasıl kazandırdığı, çocuğun aile içinde bir birey olarak kabul edilip edilmediği, sevginin nasıl ifade edildiği, eğitimde kullandığı disiplin yöntemleri anne baba tutumunun nasıl olduğunu belirler.
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SÜKÛNET Tanrım bana Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SÜKÛNET Değiştirebileceklerimi değiştirmek için CESARET İkisini birbirinden ayırabilmek için de AKIL VER
Olumsuz anne baba tutumları ve Olumlu anne baba tutumu . Anne baba tutumlarını, Olumsuz anne baba tutumları ve Olumlu anne baba tutumu olarak ikiye ayırabiliriz
ÇOCUK EĞİTİMİ İLE İLGİLİ YAYGIN AMA YANLIŞ İNANÇLAR ! Eşim çocuğa çok katı davranıyor, ben onu dengeliyorum. Ben çocuğumun en iyi arkadaşıyım. Çocuğum daima kendimden, eşimden önce gelir. Çocuğum hiç hata yapmamalı, hiç acı ve sıkıntı çekmemeli. Çocuğumu mükemmel bir şekilde yetiştirmeliyim.
ÇOCUK EĞİTİMİ İLE İLGİLİ YAYGIN AMA YANLIŞ İNANÇLAR ! Ben de çocuktum, geçer. İyi anne-baba çocuğunu asla cezalandırmamalı. Çocuğumun her şeyi olmalı, hiçbir şeye ihtiyacı olmamalı. Çocuklar kendi hallerinde yetişmeli, müdahale etmeye gerek yok. Çocuğuma zaman ayıramıyorsam da bütün maddi ihtiyaçlarını karşılıyorum.
SİZ NASIL BİR ANNE – BABASINIZ? BİR ANKET YAPALIM MI?
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI 1. AŞIRI KORUYUCU VE KAYGILI ANNE-BABA TUTUMU 2. AŞIRI BASKICI VE OTORİTER ANNE-BABA TUTUMU 3. SINIRSIZ ÖZGÜRLÜKÇÜ ANNE-BABA TUTUMU 4. MÜKEMMELİYETÇİ ANNE-BABA TUTUMU 5. TUTARSIZ ANNE-BABA TUTUMU
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI AŞIRI KORUYUCU VE KAYGILI ANNE-BABA TUTUMU Bu Tutumda; Anne baba çocuğun her davranışına müdahale eder, Sürekli çocuğa yaşından daha küçükmüş gibi muamele edilir Aile aşırı koruyucu ve vericidir. Çocuğun kendini tanımasını ve yapabileceklerini fark etmesini engelleyen bir anne-baba tutumudur. Çocuğun bireyselleşme çabalarını engelleyen bir tutumdur.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI Bu tutumla yetişen çocuklar; Bağımlı kişilik yapısı geliştirirler. Çocuk kendi başına karar vermede güçlükler yaşar. Çocuğun kendine güveni yoktur. Genelde tek başına bir işe başlama ya da sürdürme becerilerini gösteremezler. İçe dönük ya da saldırgan olur. Davranış bozukluğu (tırnak yeme, kekemelik, okul fobisi, yalan vb.) görülür.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI 2. AŞIRI BASKICI VE OTORİTER ANNE-BABA TUTUMU Ailede katı bir disiplin anlayışı ve baskıcı bir tutum vardır. Çocuktan ailenin kurallarına koşulsuz uyulması beklenir Aile içinde korku hakimdir ve çocuk korku ile büyür
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI Bu tutumla yetişen çocuklar; Saldırgan ve uyumsuz davranışlar görülür. Arkadaşlarına evde karşılaştığı olumsuz davranışları sergiler. Sürekli eleştirildiği için benlik saygısı geliştiremedikleri görülür.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI SINIRSIZ ÖZGÜRLÜKÇÜ ANNE-BABA TUTUMU Bu tutumu gösteren ailelerde çocuğa aşırı düşkünlük ve hoşgörü vardır Aile çocuk ilişkisinde sınırlar ve kurallar belli değildir. Çocuk evde patrondur, ve her istediği, istediği anda yapılır.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI Bu tutumla yetişen çocuklar; Bencil, doyumsuz, kırılgan, her dediğinin anında olmasını isteyen, sabırsız bireyler olabilirler. Doyumsuzluk ve iç boşluk vardır. Kuralsızlığa alışan çocuk, sosyal ortamlarda(okul gibi) kurallarla karşılaştığında uyum sağlamakta zorlanırlar.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI 4. MÜKEMMELİYETÇİ ANNE-BABA TUTUMU Bu tutumu benimseyen anne babalar çocuklarını akademik, sosyal, sanatsal, sportif her alanda kusursuz olmasını beklerler. Aile beklentilerini karşılaması için çocuk yoğun bir eğitim sürecine tabi tutar. Çocuktan beklentiler yaşının ve kapasitesinin üzerindedir.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI Bu tutumla yetişen çocuklar; Kendi doğal iç güdüleri ve kurallar arsına sıkışıp kalmıştır. Sürekli bir iç çatışma içindedir. Fikirleri genellikle çok katıdır. Her işte üstün olmak ister ve bunu başaramadığı noktada hayal kırıklığına uğrar. Çalışmayı tamamen bırakabilir ve aşağılık duygusu gelişir. Zamanla çocuk aşırı kaygı, stres, tedirginlik, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamaya başlar. “Tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, yalan, çalma, ...gibi” davranış sorunlarıyla kendini ifade eder.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI 5. TUTARSIZ ANNE-BABA TUTUMU Anne babanın tutumu belirli değildir. Yukarıda belirtilen tutumların hepsinide zaman zaman uygular. Anne ve babanın tutumları arasında da farklılıklar vardır.
OLUMSUZ ANNE-BABA TUTUMLARI Bu tutumla yetişen çocuklar; Ne zaman ve nerede ne yapacağını bilemez. Çocuk anne veya babanın tepkisini tahmin edemez ve bu nedenle kendini güvende hissetmez. Çocuk çevresindeki insanlara güvenmeyen, her şeyden şüphelenen, kararsız bir kişilik yapısı geliştirebilirler. Ör: Trafik lambaları
OLUMLU ANNE-BABA TUTUMU DEMOKRATİK ANNE-BABA TUTUMU Anne ve baba çocuğa Koşulsuz Kabul gösterir. Anne baba çocuğa sevgi ile yaklaşır ve çocukla ilgilenir. Aile çocuğa rehberlik yapar. Ancak karar çocuğa aittir. Anne baba çocuk için iyi bir modeldir. Çocuklarına güvenirler. Onları takdir eder ve överler. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verirler. Yeni deneyimler yaşamaları için cesaretlendirirler.
OLUMLU ANNE-BABA TUTUMU Bu tutumla yetişen çocuklar; Sosyalleşmiş, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal ve sosyal açıdan dengeli bir bireydir. Çocuk nerede ne yapması gerektiğini bilir. Saygılı, sorumluluklarını bilen ve çevresi ile olumlu ilişkiler kurabilen bireylerdir.
KORUNMASI GEREKEN BEŞ TEMEL ÖZGÜRLÜK; 1.Şimdi ve burada olanı duyma ve görme (algılama) özgürlüğü, 2.Kendi düşündüğünü olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü, 3.Kendi duygularını olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü, 4.Kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da reddetme özgürlüğü, 5.Olmak istediği yönde gelişerek kendi özünü gerçekleştirme özgürlüğü,
KRAL BAHÇESİ Çok eskiden bir büyük kral vardı. Gel zaman git zaman bu kral, portakal ağacı yetiştirme hevesine kapıldı. Adamlarını çağırdı, dileğini buyurdu. Adamlar ülkeyi dolaştı, ılık güneyde bir yer seçti. İşçiler tutuldu, bahçıvanlar bulundu. Toprak işlendi, çukurlar kazıldı, fidanlar dikildi. Büyük kralın bahçesi komşu ülkelere nam saldı. Bahçesiyle öğündü, gururlandı büyük kral. Adamlarına buyurdu: Benim bahçem, en güzel olmalı bu yeryüzünde. Tüm ağaçlar bir boyda bir biçimde büyümeli... Aradan yedi yıl geçti: Komşu ülke kralı konuk geldi. Ünlü bahçeyi görmek istedi. Büyük kralın adamları güneye at sürdüler, tez varıp bahçeyi düzene koydular. Bahçe temizlenip düzenlenecekti. Tüm ağaçlar bir boy bir biçime girecekti. Bahçenin temizlenip, düzenlenmesine ses etmedi bahçıvanlar. Ama ağaçların bir boy bir biçime sokulmalarına karşı çıktılar. Büyük kralın adamları buyurdu: Buyruk buyruktur, bizimkisi kulluktur. Buyruk demiri keser, hepimizin kellesi gider! Büyük kralın buyruğu üzerine işe başlandı. Boylu ağaçların üst dalları kesildi, sık dallı ağaçların dalları uzatıldı, kısa boylu ağaçlar yukarı çekilip ötekilerin düzeyine getirildi. Benzer çalışmalarla tüm ağaçlar bir boy, bir biçime sokuldu. Bahçenin temizliği ve düzeni bitirildi. Büyük kral ve konuğu bahçeye gittiler. Ağaçları pek beğendiler. Aynı boy aynı biçim ağaçlara hayran kaldılar. Konuk kral ülkesinde de böyle bir bahçe yapılmasını buyurdu adamlarına. Konuğun hayranlığına sevindi büyük kral. Bir kat daha gururlandı, onurlandı. Adamlarına armağanlar dağıttı... O mevsim çok az portakal verdi kral bahçesi. Çünkü boyu kısaltılan, dalları seyrekleştirilen ağaçlardan yabancı dallar fışkırdı. Uzatılan ağaçlar kurudu. Kimi ağaçlar hastalandı. Bahçıvanlar ne denli uğraştılarsa da eski canlılık gelmedi. Sekizinci yıl, büyük kralın bahçeye geleceği duyuldu. Bahçıvanlar ve işçiler, oradan kaçıp kellelerini kurtardılar.
ÇOCUKLARIMIZLA SAĞLIKLI İLETİŞİM KURABİLMENİN İLK ADIMI;
Çocuğumuzu, yaşının ona getirdiği sınırlamalar ve yetersizlikleriyle kabul etmek; ileride olmasını düşlediğimiz yetişkinin veya kendimizin küçük bir kopyası olmadığından dolayı ona kızmamaktır!
Anne-baba olmak size ne kadar zor geliyorsa, çocuk olmak da çocuğunuza o kadar zor.
Yemeğini yemezsen kötü olur, sana bir daha oyuncak almam! O aynaya bir daha parmak izi yaparsan, odandan çıkamazsın! Ona sakın dokunma kırarsın, baban sonra sana çok kızar. Oyuncağını paylaşmazsan, kimse seni sevmez. Sus artık başım ağrıyor! Ne yaramazsın, bıktım ya!
Çocuğunuzla ilgili herhangi bir sorun anında sizin yaptığınız genellikle nedir? Yapılan araştırmalara göre sonuç şu: KONUŞMAK!
SONUÇ: Çocuk kendini daha doğru dürüst ifade edemeden suçlanmış ve aşağılanmıştır…
O HALDE NE YAPMALIYIZ?
Etkili iletişim, çocuğu dinlemekle başlar…
“Ben önemliyim” “Ben değerliyim” “BENİ DİNLEYİN!”
Etkili Dinlemeye Engeller 1. Suçlama:, Yargılama, İsim takma “Sen zaten her zaman ağlarsın” Bu yaklaşım çocuğun kendine olan özgüvenini zedeler ve her yaptığından suçluluk duyar. Ör: Afrika’nın Gana isimli ülkede Ashanti aşireti Quwaku. Afrika’nın Gana ülkesinin Ashanti aşireti var. Bu aşiret Çarşamba günü doğan çocuklarına Quwaku (Saldırgan) adını verirler. Bu çocuklara “Quwaku (Saldırgan) gel,” “ Quwaku (Saldırgan) git” diye hitap edilir. Yapılan araştırmalarda Gana’da işlenen suçların %50 sini Quwaku (Saldırgan) isimli çocukların işlediği tespit edilmiştir. Çocuğa nasıl hitap edersek, çocuk onu benimser.
Etkili Dinlemeye Engeller 2. Emir verme ve yönetme: “Hemen git ve yatağına yat” Bu yaklaşım çocuğunuzda direnç oluşturur, söylediğinizin tersini yapabilir ve isyankar davranışlar geliştirebilir.
Etkili Dinlemeye Engeller 3. Tehdit etme: “Eğer bir daha böyle davranırsan, sana bahçede oyun oynamak yasak” Bu yaklaşım çocuğunuzu yalan söylemeye teşvik eder. Çocuk tehdit edilmemek için ya yaptıklarını inkar eder ya da başka yalanlar uydurur. Korkabilir.
Etkili Dinlemeye Engeller 4. Eleştirme: “Arkadaşlarınla oyuncaklarını paylaşmayı bir türlü öğrenemedin.” Bu yaklaşım çocuğunuzu pasifleştirebilir. Özgüvenini yitirir. Kendini şöyle hisseder “Ben kötüyüm” Size karşılık verebilir: “Sen de iyi bir anne/baba değilsin.”
Etkili Dinlemeye Engeller 5. Uyarı, gözdağı verme: “Sana bir daha bunu yapmamanı, yaparsan neler olacağını söylemiştim.” Bu yaklaşım çocuğunuzu korkutabilir.Onun zamanla her şeye boyun eğmesine sebep olabilir.
Etkili Dinlemeye Engeller 6. Güven verme-fikir verme-yardımsever olma: “Sen bunu başarırsın...” “Bence şöyle yapsan...” “Dur olmadı ben yardım edeyim...” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendi sorunlarına çözümler geliştirmesini engeller. Sizin fikirlerinize bağımlılık duyabilir. Her zaman sizden destek bekleyebilir, sizin desteğiniz olmadan hiçbir şey yapamaz. Örnek: Kelebeğin kozasından çıkışı…
Etkili Dinlemeye Engeller 7. Utandırma: “Ne kadar arsızsın!”, “Ne kadar çok hata yapıyorsun!” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendini yetersiz ve değersiz etmesine neden olabilir.Çocuğunuz yaşıtlarının yanında bile mahcup olma korkusunu yoğun bir şekilde yaşayabilir. 8. Öğüt verme: “Arkadaşlarına vurmak iyi bir davranış değildir.” Bu yaklaşım çocuğunuzun gözünde sizi “katı ve değersiz” kılar.
Etkili Dinlemeye Engeller 9. Yargılama: “Yemek yemezsen büyüyemezsin,sen zaten iştahsızsın.” Bu yaklaşım çocuğunuzda “yanlı anlaşılmışlık” duygusu oluşturur. Sevilmeme, takdir edilmeme, kaygılarından dolayı, kendini kırılmış ve üzgün hisseder.
Etkili Dinlemeye Engeller 10. Aşağılama: “Böyle yaparak komik olduğunu mu sanıyorsun?” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendini mahcup ve önemsiz hissetmesine yol açabilir.
Etkili Dinlemeye Engeller 11. Alay etme: “Bana bak bayan bilmiş” “Ne var küçük ukala” Bu yaklaşım çocuğunuzda “karşılık verme” ve “tersleme” davranışlarını artırabilir. Özbenliğini zedeleyebilir.
Etkili Dinlemeye Engeller 12. İnceleme, Araştırma ve soruşturma: ”Neden, kim, sen ne yaptın, kiminle...” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendi sorununu gözden kaçırmasına sebep olur. Çünkü çocuk sizin sorduğunuz sorularla meşguldür. Çok fazla üstüne gidildiğinde yalanı seçebilir. Korku ve kaygıya kapılabilir.
Etkili Dinlemeye Engeller 13. Konu değiştirme: “Başka şeyler konuşalım” Bu yaklaşım çocuğunuz şöyle bir düşünce tarzı geliştirir: Yaşamın zorluklarını yenmek yerine onlardan kaçılmalı. Çocuğunuz size sorduğu soruların saçma ve anlamsız olduğu sonucunu çıkarabilir. Herhangi bir zorlukla karşılaştığında kaçmayı seçebilir.
İLETİŞİMİ KOLAYLAŞTIRAN FAKTÖRLER 1. Sessiz kalın. 2. Empati kurun. 3. Duygu ve düşüncelerini kabul edin. 4. Ona karşı dürüst olun. 5. Hata yapma cesareti verin. 6. Katılarak dinleyin. 7. Sabırlı olun. 8. Koşulsuz sevin.
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler Sessiz kalın! Diyelim ki çocuğunuz size herhangi bir sorununu anlatıyor. Duygularına bakalım; heyecanlı, biraz ürkek... (kızarsanız diye) Anne yarın okula gitmesem... Okula gitmemek diye bir şey olmaz! Okula gitmezsen canın sıkılır. İlk günden beri böyle yapıyorsun!
Bunların yerine… Anne yarın okula gitmesem... (Sessizlik… Mimiklerinizle onu dinlediğinizi onaylıyorsunuz) Çünkü çok sıkıldım. (Sessizlik… Bu arada onu kucağınıza alıyorsunuz) Her gün aynı şeyleri yapıyoruz... (Sessizlik) Hem bir arkadaşım var sürekli bana vuruyor. (Şimdi ona sarılın, sonra onun bu sorununu çözmesi için yardım edin…)
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler 2. Empati kurun! EMPATİ; insanın kendisini bir başkasının yerine koyup onun hissettiklerini hissetmeye, gördüklerini görmeye çalışmaktır. Olaylara onun dünyasından, onun gözüyle bakmaya çaba sarf etmektir. Empati kurmak bir yetenektir ve bu yetenek için de “DENEYİM” çok önemlidir. Empati kura kura bu yeteneğiniz gelişecektir.
Ne var bunda bu kadar üzülecek? Farz edin ki çocuğunuzun çok sevdiği balığı ölmüş. Empati kuramayan anne/baba neler söyleyebilir? Ne var bunda bu kadar üzülecek? Hayvanlarda insanlar gibi yaşar ve ölür; neden bu kadar ağlıyorsun ki? Sus artık babana söyleriz, yenisini alırız. Bir balık için bu kadar ağlanır mı? Çocuklarımıza vermiş olduğumuz bu ve benzeri tepkiler acaba onlarda nasıl bir ruh halinin oluşmasına neden oluyor?
Şimdi kısa bir alıştırma yapalım… Düştünüz, diziniz çok acıyor. Ağlamaklısınız,ama yanınızdaki kişi, “Hadi canım, o kadar da ağrımamıştır” diye duygu ve algılarınızı inkar ediyor veya “Hadi sende sulu göz” diye sizinle alay ediyor… Ne hissederdiniz??? 5 dk. süre içerisinde duygularımızı elimizdeki kağıtlara sıralayalım.
2. Basamak ise; o anki duygularını hissetmeye çalışmaktır. Empati kurmanın ilk basamağı; diz çökerek onun bakış açısından dünyayı görmektir. Onunla aynı boya gelmeye özen gösterin. (Bulaşık yıkarken konuşursanız empati kuramazsınız) Diz çökmek kadar onu kucağına alarak konuşmak da empatiyi kolaylaştırır. 2. Basamak ise; o anki duygularını hissetmeye çalışmaktır. Bol egzersiz ve bol sabırla bu yeteneğinizi geliştirebilir ve çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurabilirsiniz.
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler 3. Duygu ve düşüncelerini kabul etmek Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini kabul etmeniz, önyargılarınızı esnetmeniz demektir. Farz edelim ki çocuğunuz size gelip; “Yeni okulumu sevmiyorum” dedi. “Yeni okulunu sevmediğini söylüyorsun, hadi başka neler hissettiklerini benimle paylaş...” (Bu konuşma sırasında çocuğunuzu kucağınıza alın ve daha yakın mesafeden konuşun)
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler 4. Dürüst olun! Diyelim ki akşam eşinizle dışarı çıkacaksınız ve sizin ufaklık ağlamaklı bir ses tonuyla sormaya başladı… Doktora gidiyoruz… Babanın önemli bir iş toplantısı var, benim de gitmem gerek… Hiçbir yere gittiğimiz yok, nereden çıkarıyorsun? ...VE GİZLİCE EVDEN KAÇILIR…
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler 5. Hata yapma cesareti verin. Yaşadığınız olaylar karşısında; «benim çocuğum hata yapmaz,» demeyin Benim çocuğum kendi başına karar verebilir. Bir şey yapmak için çabalar. Hata yapmaktan korkmaz. Başarısızlığa giden yol çoktur. Başarıya ulaşanlar başarısızlık yollarından geçmiş ve yolun kapısını tecrübeyle kapatmış insanlardır. Ör: Edison…
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler 6. Katılımlı Dinleme Katılımlı dinleme çocuğunuzun size söylediklerini duyduğumuzu belirten mesajlar vermenizdir. Çocuğunuzun size söylediklerinin sizin tarafınızdan basit bir tekrarıdır. Bu tekrarla, çocuğunuzun söylediklerini ona özetleyebilir, böylece doğru anlayıp anlamadığınızı görmüş olursunuz. Aynı empati kurma gibi yapıldıkça, tekrar edildikçe ve deneyim kazandıkça gelişir ve ilerler.
Farz edelim ki çocuğunuz size geldi ve; - Anne, Ayşe’yi hiç sevmiyorum” dedi. - Ne ayıp, sevmemek de ne demek? - Neden ? Çok şirin bir kız. - Sana bir şey mi yaptı? Gördüğünüz gibi hep sizin duygu ve düşünceleriniz var…
- Ayşe’den hoşlanmıyorsun… Bunun yerine… - Ayşe’den hoşlanmıyorsun… (Burada çocuğunuzun söylediğinin ufak bir tekrarı söz konusudur, yoksa sizin fikirlerinizin değil.) Ayşe’den hoşlanmıyorum, çünkü çok yalan söylüyor… Örnek olay: Küçük Leman
7. Sabırlı olun … Çin bambu ağacını hiç duydunuz mu ? İşte biz de çocuklarımızın istediğimiz gibi olması için sabırlı olmalıyız…
8. Koşulsuz Sevgi: Her anne-baba çocuğunu sever ve onun için tüm fedakarlıklara katlanır. Fakat sevgi koşulsuz olmalıdır. "Eğer başarısız olursan, sana olan sevgim azalacak." gibi cümleler kuruluyor ise; yanlış davranılmaya başlanmış demektir. Çünkü sevgiyi belli koşullara bağlayarak disiplin sağlanamaz.Hatta istenmeyen davranış pekiştirilmiş olur. Çocukta da yoğun olarak sevilmediği endişesi yerleşir. Örnek: Araştırma Çiçeklerin bakımı.
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir, Onlar kendini özleyen yaşamın oğulları ve kızlarıdır. Onlar sizin aracılığınızla gelirler ama sizden gelmezler. Sizinledirler ama size ait değildirler. Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla vermeyin; çünkü onların düşünceleri vardır. Onların bedenlerini eve koyun, ama ruhlarını hapsetmeyin; çünkü onların canları, rüyanızda dahi ziyaret edemeyeceğiniz yarının evinde oturmaktadır. Onlar gibi olmaya çalışabiliriz ama, onları kendiniz gibi yapmaya uğraşmayın.
Çocuğunuzun nasıl bir yetişkin olmasını istersiniz..
“Temelinde sevgi olan hiçbir eğitim başarısızlığa uğramaz” Pestallozi
YAŞAYARAK ÖĞRENME Bir çocuk kınanırsa her zaman O da yapamaz başkalarını ayıplamadan. Ve düşmanlık görürse durmadan Kaçamaz hiçbir zaman kavgadan. Onunla edilirse alay Utancı öğrenir en kolay. Ve utançla yaşarsa eğer Suçlamayı kendisine iş eder. Hoşgörü esirgenmezse ondan Sabrı da öğrenir bir yandan. Ve verilirse ona cesaret Nedir,öğrenir kendine güvenmek. Övgüyle,ödüle layık görülürse çocuk Hep almayı değil, vermeyi de öğrenir çabuk. Ve güven duyulmuşsa kendisine O da kulak verecektir dostluğun sesine. Bir çocuk başkalarından görürse beğeni Bilir kendisinin de sevmesi gerektiğini. Ve ilgi ,dostluk görürse eğer Sevgiyi, sevgiyle yürekten sezer. Dünya ile arkadaşlık kurmakta Kalmaz korkusu... DOROTHY LAW NOLTE
BENİ SABIRLA DİNLEDİĞİNİZ İÇİN KOCAMAN SEVGİ VE TEŞEKKÜRLER…