Minik serçe Poppi’nin en iyi arkadaşı,karşı tepedeki kardan adamdı. Her gün onu ziyarete gider,gezip gördüğü yerleri anlatırdı.
Kardan adam arkadaşının anlattıklarına bayılırdı Kardan adam arkadaşının anlattıklarına bayılırdı. Bir yandan da üzülürdü. Ne kadar şanslısın! keşke ben de senin gibi uçabilsem. Burada hareketsiz durmaktan sıkılıyorum.
Kardan adamın gözleri kömürden, burnu ise havuçtandı. Boynunda atkısı,başında da şapkası vardı. Ama bir gün yaramaz bir tavşan zavallı kardan adamın burnunu yiyiverdi.
Kardan adam bu duruma çok üzülmüştü. Ağlamaya başladı Kardan adam bu duruma çok üzülmüştü. Ağlamaya başladı. Ben şimdi ne yapacağım ? Burunsuz kaldım ! Poppi onu hemen teselli etti. Sen hiç üzülme. Burun bulurum dedi.
Poppi ertesi gün köye gitti. Evlerin arasında uçmaya başladı Poppi ertesi gün köye gitti. Evlerin arasında uçmaya başladı. Bir ara dinlenmek için dala kondu. Yakındaki evin penceresinden bir kız onu görmüştü.
Ne şirin bir serçesin sen dedi Ne şirin bir serçesin sen dedi. Haydi gel de sana yiyecek vereyim Bu sırada Poppi’nin gözüne iki güzel havuç ilişti. Sonunda aradığını bulmuştu.
Hemen gagasıyla havuçlardan birini kaptı Hemen gagasıyla havuçlardan birini kaptı. Sonra da pencereden uçup gitti.
İşte bak sana yeni bir burun getirdim dedi arkadaşına,nasıl hoşuna gitti mi ? Kardan adam çok sevinmişti. Poppi’ye teşekkür etti. Artık kendimi daha iyi hissediyorum dedi.
Kış geçmiş,sonunda İlkbahar gelmişti. Havalar ısınıyordu Kış geçmiş,sonunda İlkbahar gelmişti. Havalar ısınıyordu. Bir gün kardan adam Poppiye
Eridiğimi hissediyorum dedi. Galiba yakında ayrılacağız.
Ve bir akşamüzeri minik serçe arkadaşını görmeye gittiğinde bir su birikintisinin yanında onun havuçtan burnunu buldu.