AİLE TUTUMLARI
GÜÇ Zorlayıcı şekilde kullanıldığında insanlarda yaşattığı olumsuz duygular korku öfke üzüntü pişmanlık çaresizlik acıma değersizlik Güç - fiziksel, zihinsel, manevi, maddi v.b. - kişinin sahip olduğu bir şey olduğunda olumlu bir değer taşır. Bu açıdan bakıldığında güç istenen bir şeydir, ama bir diğer kişi - ya da kişiler üzerinde - güç kullanmak başka bir şeydir. Birinin üzerinde güç kullanmak, sahip olduğumuz güçlü yönlerimizi diğerlerini kıracak, zedeleyecek ve onları güçsüzleştirecek bir şekilde kullanmak demektir. Örneğin, bir konuda bilgili olmak, ekonomik, fiziksel, duygusal, olarak çeşitli becerilere sahip olmak maddi ve manevi bir güce sahip olmak demektir. Ama bu becerilere sahip olan kişi, diğerini kontrol etmek, yönetmek, incitmek için yani onları bu eksikliklerinden dolayı aşağılayacak şekilde kullanırsa, onlar üzerinde güç kullanıyor demektir. Güç, istenmeyen, zorlayıcı şekilde kullanıldığında tüm insanlarda, korku, öfke, üzüntü, pişmanlık, çaresizlik, acıma, değersizlik gibi duyguların yaşanmasına neden olur. Kimse kontrolü dışında olan, nedeni belli olmayan ve zarar gördüğü bir güç karşısında iyi hissetmez.
GÜCÜN OLUMLU KULLANIMI Takdir etmek Güven vermek Sınır koymak Kişiliği değil, davranışı eleştirmek Bunun tam tersini yapmak da mümkündür. Yani kişi maddi-manevi gücünü diğerini güçlendirmek için kullanabilir. Bir başka deyişle sahip olunan gücü diğerlerinin de kendilerini güçlendirmesi doğrultusunda harekete geçirmek de mümkündür. Örneğin bir anne ya da baba elindeki gücü doğru kullanarak hem eşinin hem de çocuklarının güçlenmesine yardımcı olabilir. Takdir etmek, güven vermek, olumsuz bir davranışta kişiliği değil ama davranışı eleştirmek, uygun bir dille ve uygun yerde sınır koymak gücün olumlu kullanımına örnek verilebilir. Kısaca hem yetişkinler arası ilişkilerde hem de anne-babanın çocukla ilişkisinde gücü olumlu ve olumsuz kullanmak mümkündür. Bir ilişkide gücün nasıl kullanıldığı öncelikle kişilerin birbirlerini nasıl algıladıklarına (kabul ettiklerine) bağlıdır. Anne babalar da çocuk yetiştirirken çocukları nasıl algılayıp kabul ediyorlarsa, ona uygun bir AİLE TUTUMU kullanır.
YAŞAM POZİSYONLARI -,+ Ben İyi Değilim, Sen İyisin +,- Ben İyiyim, Sen İyi Değilsin +,+ -,-
HANGİ YAŞAM POZİSYONU Ben ancak çocuklarımı memnun edersem iyi bir anne baba olabilirim. (-,+) Ona çok kötü bağırdığım için kendimi çok kötü hissediyorum, ama o da zaten bunu çoktan hakketmişti. (-,-) Evde hepimiz fikrimizi söylediğimizde sorunları rahatça çözebiliyoruz. (+,+) Ben kendimi senin kadar iyi ifade edemem. (-,+) İyi ki ben varım yoksa çocuklar ne yapardı. (+,-) Tartışmalar gelişmek için fırsattır. (+,+)
AİLE TUTUMLARI BASKICI TUTUM TAVİZKAR İLGİSİZ TUTUM YETKİN +,- BASKICI TUTUM Anne baba çocuk üzerinde güç kullanır ve istediğini zorla yaptırır. -,+ TAVİZKAR Çocuk anne baba üzerinde güç kullanır ve istediğini zorla yaptırır. -,- İLGİSİZ TUTUM Anne baba çocuğun istek ve ihtiyaçlarıyla yeterince ilgilenmez, yok sayar. +,+ YETKİN Anne baba çocuğu olumlu / uygun iletişim ve disiplin yöntemlerini kullanarak yetiştirir.
BASKICI TUTUM YÖNTEMLERİ Aşırı koruma Kontrol etme Sürekli akıl verme Bağırma Tehdit etme Sevgiyi esirgeme Ceza Baskıcı tutumda Anne baba çocuğun söyleneni yapması için çocuk üzerinde güç kullanır ve istediğini zorla yaptırır. Aşırı koruma, kontrol etme, sürekli akıl verme, bağırmak, tehdit etmek, sevgiyi esirgemek, ceza, maddi ödül baskıcı tutum yöntemleridir. Tutumların Sonuçları Baskıcı tutumun sonucunda çocuk; korkar, üzülür, değersiz hisseder, içine kapanabilir, isyankâr davranabilir, baskıyı bir ödeşme aracı olarak görebilir, anne babasıyla iletişimi azalır. Gelecekte isyankar ya da çekingen davranabilir. Baskıcı tutumun sonucunda anne-baba; çaresizlik, pişmanlık hissedebilir. Bir sonraki istenmeyen davranışta ilgisiz ya da tavizkar davranma olasılıkları artar.
TAVİZKAR TUTUM YÖNTEMLERİ Çocukların kullandığı yöntemler: Sızlanma Tutturma Duygu Sömürüsü Şantaj Tavizkar tutumun sonucunda çocuk; çocuk yapay bir özgürlük ve güç yaşar. Şantaj, sızlanma, ağlama ve kaba kuvvetle sorunlarını çözmeye alışır.Anne babasının ve diğer insanların hakları ve ihtiyaçları olabileceğini fark edemez. İstekleri gerçekleşmediğinde isyan edebilir ya da içine kapanıp küsebilir. Gelecekte bencil ve doyumsuz olabilir. Tavizkar tutumun sonucunda anne baba; kendini yetersiz ve aciz hisseder. Bir süre sonra çocuğa karşı öfke biriktirebilirler. Anne-baba çaresiz kalıp çocuğun isteklerine boyun eğer
İLGİSİZ TUTUM Anne-baba çocukla yeterli ve kaliteli iletişim kurmaz. Çocuğu yetiştirirken neredeyse hiç yöntem kullanmaz. İlgisiz tutumun sonucunda çocuk; mutsuz, değersiz, yetersiz ve yalnız hisseder. Anne babasının rehberliğinden yoksun olduğu için yaşam için gerekli olan becerileri edinemez. Gelecekte sosyal becerilerinde ve ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir. İlgisiz tutumun sonucunda anne-baba ; çocuğun neler yaşadığını bilmez. Çocukla sağlıklı bir ilişki kuramaz. Çocukla ilişkisinde yetersizlik yaşar.
TUTUM VE SONUÇLARI Bencillik, sorumsuzluk, doyumsuzluk... BASKICI TUTUM Korku, çekinme, sorumsuzluk, isyan... TAVİZKAR TUTUM Bencillik, sorumsuzluk, doyumsuzluk... İLGİSİZ TUTUM Mutsuzluk, değersizlik, yetersizlik... YETKİN TUTUM Öğrenme, düşünme, güven, sorumluluk alma, karşılıklı ve yakın ilişki...
Çocuk Anne Baba YETKİN TUTUM Yetkin Tutum; Anne babanın çocuğu olumlu/uygun iletişim ve disiplin yöntemlerini kullanarak yetiştirdiği aile tutumudur. Yetkin tutumda anne baba çocuk birbirleri üzerinde güç kullanmazlar ve birbirlerinin istek ve ihtiyaçlarına ilgisiz kalmazlar. Bir başka deyişle yetkin tutum anne babanın çocukla doğru zamanda uygun ilişki kurarak çocuğun gelişimi için gerekli desteği vermesini içerir. Yetkin tutum çocukla ilişkide uygun yöntemi, doğru zamanda çocuğa ve ilişkiye zarar vermeden kullanma ustalığını içerir. Kısaca yetkin tutumda anne baba gücünü çocuğu güçlendirmek ve desteklemek için kullanır
YETKİN TUTUM Herkesin duygu-düşünceleri dinlenir. Çocuğun bir birey olduğu kabul edilir. Çocuğun sorumluluk alabileceğine güvenilir. Çocuk sorun çözmeyi öğrenir. Anne-baba çocuğa uygun sınırlar koyarak çocuğu korur. Anne-baba çocuğa güven ve destek vererek onun kendine olan güvenini artırır.
OLUMLU DAVRANIŞ KAZANDIRMA
Anne Baba Taklit Edilerek Anne Babanın Sözlü / Sözsüz Mesajlarıyla KİŞİLİK NASIL OLUŞUR? Anne Baba Taklit Edilerek Anne Babanın Sözlü / Sözsüz Mesajlarıyla Çevreden Öğrenilenlerle Kişilik özelliklerimizi nasıl kazanıyoruz/Toplumsal Cinsiyet Sizin de fark ettiğiniz gibi bazen farkında olarak bazen de farkında olmadan anne babamızın yaptığı davranışları bizler aynı şekilde devam ettiriyoruz, bazen de değiştiriyoruz. Bazen birisi çıkıp geliyor senin konuşman veya yürüyüşün de aynı baban gibi diyor ve biz çok anlamlandıramıyoruz. Kısaca kişilik dediğimiz, şu an bizim diğer insanlar tarafından fark edilen duygu, düşünce, davranış ve tutumlarımızın birçoğunu ailemizden miras aldık. Bu mirası da sadece onları taklit ederek de almadık. Onların davranışları da kişiliğimizin gelişmesine etki etti. İşte tam bu noktada ailede yaşanan “toplumsal cinsiyet ayırımı” çocukların kişilik oluşumu sırasında edinilen ve pekiştirilen bir davranış olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konu toplumsal değerler ile de pekiştirildiğinde kadın-erkek ayırımcılığı, çocukların kişiliklerinin bir parçası haline gelebilmekte ve kendileriyle özdeşleşebilmektedir. Namus cinayetleri bu öğreti ile işlenmektedir. Bunu değiştirmenin en etkili yolu, aileden geçer. Ebeveynler, kendi büyüklerinden gördükleri ve edindikleri cinsiyete dayalı ayırımcı davranışları fark etmeli ve bunu değiştirmek üzere aile içi demokrasi ve eşitliği sağlayarak rol model olmalıdır. Anne babamız öfkelendiğimiz veya korktuğumuz zaman bize kızdı, bizde şimdi bu yaşımızda öfkelendiğimiz veya korktuğumuz zaman sanki öfkelenmemiş ve korkmamış gibi yapmaya başladık. Anne babamız bir topluluğa girdiğimizde selam vermediğimiz zaman veya yemeğimizi bitirmeden sofradan kalktığımızda bizi uyardı, bizlerde büyüdüğümüzde bir topluluğa girdiğimizde selam vermeye, yemeğimizi bitiremediğimizde suçluluk duymaya başladık. Kısaca kişiliğimiz oluştu.
OLUMLU DİSİPLİN YÖNTEMLERİ Nedenini düşünme Dikkatini başka yöne çekmek Davranışın sonucunu açıklamak Yeni davranış önermek Görmezden gelme ve olumluyu takdir etme Seçenekler sunmak Davranışın düzeltilmesini sağlamak Anlaşma yapmak ve birlikte kural oluşturmak Sonucunu yaşatmak
KABUL İLETİSİ İnsanların karşısındaki kişiyi kabul ettiğine dair verdiği tüm sözlü ve sözsüz mesajlar kabul iletisidir. Kabul iletileri yaşamsaldır.Bir kişi kabul iletisi almadığında rahatsızlık yaşar. (Bu rahatsızlık fiziksel veya psikolojik olabilir)
Davranışa Yönelik Kabul İletisi Kişiliğe Yönelik Kabul İletisi İnsanların karşısındaki kişiyi kabul ettiğine dair verdiği tüm sözlü ve sözsüz mesajlar kabul iletisidir. Kabul iletileri yaşamsaldır. Bir kişi kabul iletisi almadığında rahatsızlık yaşar. Bu rahatsızlık fiziksel veya psikolojik olabilir. Kadınlar, ev işleri ve çocuk bakımında kabul iletisi almak istedikleri halde kanıksanan görevleri olarak görüldüğünden görmezlikten gelinebilir. Kabul iletisi dört farklı şekilde karşı tarafa iletilir. - + - +
KABUL İLETİLERİ DAVRANIŞA YÖNELİK KİŞİLİĞE YÖNELİK OLUMLU OLUMSUZ (Davranış belirtmeden verilen olumlu kabul iletisi) “Çok temizsin” (Olumlu davranış belirtilerek verilen kabul iletisi) “Yatağını toplaman hoşuma gitti.” OLUMSUZ (Davranış belirtmeden verilen olumsuz kabul iletisi) “Çok pissin” (Olumsuz davranış belirtilerek verilen kabul iletisi) “Uyarmama rağmen odanın temizlememen beni kızdırdı.” Davranışa yönelik kabul iletileri kişiyi eğitir. Bir çocuğa eğitim vermek için davranışa yönelik olumlu ve olumsuz kabul iletilerini kullanmak gerekir. Kişiliğe yönelik olumlu kabul iletileri kişiyi besler, iyi hissettir ama eğitmez. Kişiliğe yönelik olumsuz kabul iletisi sadece ilişkiye zarar verir, bir işe yaramaz. Ergenler de tüm insanlar gibi kabul edilmeye ihtiyaç duyarlar. Özellikle olumlu kabul mesajları ergenler için son derece önemlidir. Kendilerine ve ailelerine güvenlerini artırır.
Davranışa yönelik kabul iletileri kişiyi eğitir Davranışa yönelik kabul iletileri kişiyi eğitir.(Bir çocuğa eğitim vermek için davranışa yönelik olumlu ve olumsuz kabul iletilerini kullanmak gerekir) Kişiliğe yönelik olumlu kabul iletileri kişiyi besler, iyi hissettirir ama eğitmez. Kişiliğe yönelik olumsuz kabul iletisi sadece ilişkiye zarar verir, bir işe yaramaz.
DAVRANIŞA YÖNELİK Mİ? KİŞİLİĞE YÖNELİK Mİ? OLUMLU MU? OLUMSUZ MU? DAVRANIŞA YÖNELİK Mİ? KİŞİLİĞE YÖNELİK Mİ? Yaramazın birisin. Olumsuz (-) Kişiliğe Yönelik Arkadaşınla eşyalarını paylaşmanı beğendim. Olumlu (+), Davranışa Yönelik Çok dağınıksın. Olumsuz (-) Kişiliğe Yönelik Sofrayı toplarken bana yardımcı olmaman çok kötü. Olumsuz (-) Davranışa Yönelik Uslu bir çocuksun. Olumlu (+), Kişiliğe Yönelik Kardeşinden özür dilemen çok iyi Olumlu (+), Davranışa Yönelik Kardeşine vurmandan hoşlanmıyorum. Olumsuz (-) Davranışa Yönelik Çok düzenlisin. Olumlu (+), Kişiliğe Yönelik Çok düzensizsin. Olumsuz (-) Kişiliğe Yönelik
KİŞİLER ARASI İLETİŞİM SÖZSÜZ İLEŞİTİM Sesli Sessiz Nesnelerle SÖZLÜ İLEŞİTİM Dinleme Konuşma 3.a.İletişim şekilleri İki tür iletişim kurarız:Sözlü ve sözsüz iletişim İletişim uzmanlarına göre , sözsüz iletişimin sözlü iletişime göre daha etkili olduğu savunulmaktadır. (Öfke yüze tokattan önce vurur) 3.b. Sözsüz iletişim Sesli Sessiz Nesnelerle olmak üzere üç bölüme ayırabiliriz. Sesli (sözsüz) ; Hımm,evet,yaa gibi sözcükleri kullanma, Sessiz (sözsüz); Beden dilini kullanma, jest ve mimikler, Nesnelerle iletişim ise giydiklerimiz,takılarımız, kullandığımız renkler,saçımız, bıyığımızın iletişime olan etkileridir.
İLETİŞİMDE ENGEL OLABİLECEK DAVRANIŞLAR Emir vermek, yönetmek Tehdit etmek, gözdağı vermek Vaaz vermek, ahlak dersi vermek Öğüt vermek, çözüm getirmek Öğretmek, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler önermek Yargılamak, eleştirmek, suçlamak Övmek, iltifat etmek, pohpohlamak Ad takmak, alay etmek, utandırmak Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak Avutmak, teselli etmek Soru sormak, sınamak, çapraz sorgulamak Oyalamak, şakacı davranmak, konuyu saptırmak Karşılaştırmak Göz kontağı kurmamak Aynı hizada olmamak Başka şeylerle ilgilenmek
CAN KULAĞI İLE DİNLEMEK Çocuğunuza bırakabileceğiniz en büyük miras O’na dinlemeyi öğretmektir. 3.d. Dinlemek İletişimde dinlemek en önemli beceridir. Özellikle ergenlerin kendilerini ifade etme ihtiyaçları çok yoğun olduğu için onları etkili bir şekilde dinlemek onlarla kurulan iletişimi birinci dereceden etkiler. Ergenler hem düşüncelerinin, hem duygularının hem de değerlerinin dikkate alınmasını isterler.
BEN DİLİ Mİ, SEN DİLİ Mİ? Yeter artık. Yapma şunu -SEN DİLİ- Kardeşine vurduğun zaman canı acıdığından ağlıyor.Ben de onu teselli ederken ne yapacağımı şaşırıyorum. Bu durum beni üzüyor. -BEN DİLİ- Terbiyesizlik yapma. Bilgisayarı kapatmanı istiyorum. Notlarını böyle düşük görünce başarısız olacağını düşünerek kaygılanıyorum. Grup İçinde Konuşma Ve Dinlemeyi Kolaylaştırmak İçin Öneriler; Aile içinde belirli bir konu konuşulurken, bir toplantı yapılırken küçük bir eşya ile sözün kimde olduğunu belirleyebilirsiniz. Bu bir oyuncak, tuzluk, kalem vb. olabilir. Eşya kimin elindeyse o konuşur, diğerleri onu dinler. Cevap vermek ya da söz almak isteyen bu eşyayı eline alır ve konuşur. Ailede her bireyin, yaş, konum ve cinsiyet ayırımı yapılmaksızın eşit konuşma hakkına sahip olduğu unutulmamalıdır. Yaşları ne olursa olsun her çocuğun kendine özgü düşünceleri ve bu düşüncelerini ifade etme hakkı vardır.
BEN DİLİ Mİ, SEN DİLİ Mİ? Hayır, bu saatte top oynamaya gidemezsin. Çünkü hava karardı. -BEN DİLİ- Saçlarını bu şekilde toplamandan hoşlanmıyorum. Sanki spor toto oynamışsın. Bu ne biçim karne böyle? -SEN DİLİ- Sen zaten hep böylesin. Odanı yine toplamamışsın. Çok dağınıksın.
Teşekkür Ederim