Herkesin kederli günleri vardır.
Kendinizi berbat hissettiğiniz, mutsuz günler,
ya da huysuz,
yalnız,
veya tamamen tükenmiş.
Bir başlangıç yapmak imkansız gibi görünür.
Böyle günlerde, herkesin yakanıza yapıştığını hissedebilir ya da size tuzaklar kurduğunu zannederek bir paranoyak gibi davranabilirsiniz. (Bu her zaman kötü bir şey olmayabilir de.)
Kısıtlanmış ve gergin hissedebilirsiniz.
Sinirden tırnaklarınızı yiyebilirsiniz.
Kat kat çikolatalı pastaları bir göz açıp kapamada götürecek kadar çılgınlaşabilirsiniz.
Öyleyse, ılık bir banyo sonrasının ferahlığını ve keyfini nasıl bulacaksınız.
Çok kolay!
Önce içinizi yavaş yavaş ve sessizce kemiren, kafa karıştırıcı konuları bir kenara bırakın.
Şimdi, sadece gevşeyin. Birkaç derin nefes alıp verin. Mümkünse azıcık yalnız kalın.
Ya da kafanızı temizleyecek bir yürüyüşe çıkın.
Bazı duygusal yüklerinizi bir kenara bırakmanız gerektiği gerçeğini kabullenin.
Olayları farklı bir perspektiften görmeye çalışın.
Belki de aslında hatalı olan sizsinizdir. Eğer öyleyse, özür dileyecek kadar büyük ve yürekli olun. (Asla geç değildir, bunu yapın.)
Eğer yanlışı yapan başkasıysa, yüzüne cesaretle söyleyin; “Bu doğru değil ve ben bunu kabul etmeyeceğim!"
Kim olduğunuzla gurur duyun,
Ama kendine gülebilme yeteneğinizi de kaybetmeyin. (bu, özellikle iyi arkadaşlara sahipseniz çok daha kolay olur.)
Her gününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın, Çünkü bir gün gerçekten öyle olacak.
Çiğneyebileceğinizden fazlasını ısırmaktan korkmayın.
Risk alın.
Asla geri durmayın. Yola çıkın ve kendi istedikleriniz için ilerleyin.
Her şey bir yana hayat dediğiniz de böyle bir şey değil mi zaten?
Bence öyle.