At ile arabacı geldiler yokuşa, Tepeleme yüklenmişti araba. Eskiden hızla koşuyordu at burada, Gençti,kuvvetliydi o yıllarda, Şimdi ise düşmüştü kuvvetten. Tüm çabasına rağmen, Hiç bir şey gelmiyordu elden: Arabacı, nankör utanmıyordu Yediği ekmekten.
Elinde kırbacı vurdukça,vuruyordu. At ise olduğu yerden kalkamıyordu. Gözleri ile bir kurtarıcı arıyordu. Arabacı küfredip insafsızca Kırbacı daha hızlı savuruyordu. Sonunda baktı at kalkamayacak, Arabayı attan ayırmak, En iyi çare olacak 'Şimdi kalk bakalım oradan' At yine kalkamıyordu, Kırılan dizleri kanıyordu.
Sonra toplandı bir kaç kişi: 'Arabacı, bu atın artık bitmiş işi Götür onu mezbahaya,,Orada ona bir çare bulurlar Anında' At yalvaran gözlerle baktı Arabacıya, 'Bu kadar gaddar olma Acı bana' 'Haydi ben acıdım sana Ne hakkım var, Dünyanın düzenini bozmağa
Güçlü sen hakkın var yaşamağa Ben de mecburum buna uymaya. Ben de mecburum buna uymaya. Nişan aldılar, Nişan aldılar, At atılan kurşunla debelendi. At atılan kurşunla debelendi. Vefasız Dünyanın vefasızlığı Vefasız Dünyanın vefasızlığı Yeniden sergilendi. Yeniden sergilendi. senin ne hakkın var yaşamağa