Aşk: Ölüm kadar masum değil !!! eskir bir sevdanın gözyaşları masalda dökülmüş anka kuşunun kanatlarına bir kıvılcım bir uzun ateş ayağında çöl tuzu, yan yan bitmiyor
ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla bir kız hasadını topluyor denizci sevgilisine, yıllar önce ölen mezarının üstünde otlar soluk ay ışığında ayrılık türküleri söylüyor kulak kesildi gecenin dorukları
bir bıçak düştü çığlık sessizliğine, yüreği al’a kesti bir fesleğen öldü, sardunya sararıp düştü hiç kimse duymadı yakarışını kırıldı kanatları, bir serçe köze düştü yüreği delip geçti, kınından çıkan hasret
talanlara kurulan saat, ateşten bir taçla kondu kuşlar gibi zamanın akışına durup durup çatladı kabuk kanadı yara
hüzün perdelerini çekti gözlerin penceresi ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla bir kız hasadını topladı
ne ay ışığı vardı gecede, ne kendine acıma adanış hazırdı yalnızca sırtında sürgün geçmişi, köz tutar gibi tuttu geldi yangınların rahminden, denize ateş düşüren suyun alazıyla ovdu ellerini ne ay ışığı vardı gecede, ne kendine acıma adanış hazırdı yalnızca
çözdü yüreğinin palamarını döktü küllerini gözlerini kapattılar, yüzünü örttüler ak köpüklerle hiç kimse duymadı küllerin iniltisini biraz düş, biraz gerçek, hayat yalan söyledi Müsade Özdemir yektahidir@hotmail.com