Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık Gestalt Kuramı Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Gestalt kuramı, 20. yüzyılın başlarında sanat psikolojisi alanında çalışmalarda bulunan bir grup Alman bilim insanı tarafından ortaya atılmıştır.
“Gestalt” terimi, “ tasarlanmış parçaların oluşturduğu anlamlı bütünün duruşu ve işleyişi” anlamına gelmektedir. Bu terim “anlamın biçimi” olarak kısaltılmaktadır.
Adından da anlaşılacağı gibi Gestalt kuramcıları uyarıcıların anlamlandırılmasına önem vermişler, bunu da örgütleme terimi ile ifade etmişlerdir.
Gestalt kuramcıları, “örgütleme” ile ilgili ilkeleri tek bir genel ilke çerçevesinde toplamaya çalışmışlardır. “Pragnanz” olarak adlandırdıkları bu temel ilke her psikolojik olayda anlamlı, basit ve tam olma eğilimi vardır şeklinde özetlenebilir.
Daha çok algı ile ilgili ilkeleri ile tanınan Gestalt kuramı bünyesinde hem algı hem de öğrenme ile ilgili ilkeler barındırmaktadır.
Gestalt kuramına göre algı yalnızca duyu organlarıyla ilgili değildir Gestalt kuramına göre algı yalnızca duyu organlarıyla ilgili değildir. Algı bir örgütlemedir.
Gestalt kuramının algı ile ilgili ilkeleri şunlardır: Şekil zemin ilişkisi Yakınlık Benzerlik Tamamlama Süreklilik Basitlik
Şekil Zemin İlişkisi Dikkatin yoğunlaştığı nesne şekil, diğer yüzeyler ise zemindir. Şekil ve zemin mutlak değildir, dikkatin yoğunlaştığı noktaya göre değişir.
Yakınlık Zaman ve mekanda birbirlerine yakın olan uyarıcılar bir grup olarak algılanır.
Benzerlik Bazı duyusal özellikler yönünden (şekil, renk, doku vb Benzerlik Bazı duyusal özellikler yönünden (şekil, renk, doku vb.) benzer olan cisimler bir grup olarak algılanır.
Tamamlama Duyusal anlamda eksik girdi içeren uyarıcılar (yarım bir fotoğraf, bozuk bir plakta çalan şarkı) tam olarak algılanır.
Süreklilik Belirli bir yönde ilerleyen uyarıcılar bir bütün olarak algılanır.
Basitlik Diğer unsurlar eşit olduğu takdirde bireyler basit uyarıcıları algılama eğilimindedir.
Gestalt kuramının algı ilkeleri çeşitli araçların tasarımında olduğu gibi materyal tasarımında da kullanılmaktadır.
Ayrıca bu ilkeler bize algılanan gerçekliğin kişiden kişiye göre değişebileceğini (psikolojik gerçeklik) ifade etmektedir.
Gestalt kuramcılarına göre bireyin davranışları coğrafi çevreden değil davranışsal çevreden diğer bir deyişle psikolojik gerçeklikten etkilenir. Dolayısı ile bireylerin davranışları incelenirken onların inanç, değer, gereksinim ve tutumlarının dikkate alınması gerekmektedir.
Gestalt kuramının öğrenme ile ilkeleri kuramın özüyle yani örgütleme ilkeleri ile uyumludur.
Gestal kuramcıları öğrenmeyle ilgili olarak şu üç kavramdan bahsetmektedir: Bellek izi İçgörüsel öğrenme Üretici düşünme
Kurama göre bilgi düzenlenmiş bütünler halinde depolanır Kurama göre bilgi düzenlenmiş bütünler halinde depolanır. “Bellek izi” denen bilgi paketleri bütünlük gösterir ve yaşanılan her yeni deneyimle yeni bir biçime bürünmektedir. Bellek izleri anlamlı olma eğilimindedir. Bunu ise yaşanılan küçük düzensizlikleri silerek sağlar.
Gestalt kuramına göre bilginin hatırlanması iki sebeple başarısız olabilir: Bellek izinin geriye getirilmesindeki güçlük. Bellek izinin bozulması.
Eğer uyarıcı ipucu bellek izine benzerse hatırlama sağlanır Eğer uyarıcı ipucu bellek izine benzerse hatırlama sağlanır. Aksine, ipucu bellek izinden çok farklı ise bilginin geri çağrılmasına yardımcı olamaz.
Ayrıca bellek izinin yaşanan deneyimler sonucu çok fazla değişikliğe uğrayarak ilk durumundan büyük ölçüde farklılaşması durumunda da bilgiyi geri çağırmada kullanılan ipuçları işe yaramamakta, hatırlama gerçekleşmemektedir.
Gestalt kuramcılarının öğrenme ile ilgili geliştirdikleri diğer bir kavram da “içgörüsel öğrenme”dir.
Problem çözme ile ilgili olan içgörüsel öğrenmeye göre bir problemle karşılaşınca organizma çözüm bulmaya çalışır. Bu sürede karşılaştığı durumu değerlendirir, olası yolları belirler. Ancak problemin çözümüne küçük adımlarla değil aniden ulaşılır. Uygun çözümün belirlenmesinin ardından harekete geçilir.
Gestalt kuramında geçen “üretici düşünme” kavramı ise içgörüsel öğrenmenin öğrenmede işe koşulması anlamına gelmektedir.
Üretici düşünmeye göre problem çözümü ile ilgili ezber yapılarak öğrenilen yollar kolayca unutulur ve sınırlı durumlarda işe yarar. Bu sebeple problem çözmenin öğretiminde davranışçı tekniklerin kullanılması etkisiz olmaktadır.
Kuralların, ilkelerin ezberlenerek uygulanmaya çalışılması aptalca hatalar yapılmasına sebep olur. O halde problemin çözümü, onunla karşı karşıya kalan birey tarafından problemin doğasının anlaşılması ile bulunmalıdır.
Kaynaklar Başaran, İ. E. (2014). Eğitim Psikolojisi. Nobel, Ankara. Senemoğlu, N. (2005). Gelişim Öğrenme ve Öğretim, Kuramdan Uygulamaya. Gazi Kitabevi, Ankara. Wikipedia The Free Encyclopedia. <http://en.wikipedia.org/>