KİBRİT ÇÖPÜ TARPAN ses düğmesini açabilirsiniz

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Sesli.
Advertisements

KİBRİT ÇÖPÜNÜN HİKAYESİ Yazarı bilinmiyor.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
- Para versen gitmem!...
İSTANBUL’DA İstanbul’da yükseklerde Çamlıca tepesindeyim.
küçük bir internet masalı
“bizden” spor haberleri * ses düğmesini açabilirsiniz *
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
Sen benimsin; bana aitsin... ses düğmesini açabilirsiniz.
tek çeker günlüğü ses düğmesini açabilirsiniz Niye bilmiyorum; ben bu “Motosiklet Günlüğü” filminden ve müziklerinden çok etkilendim, bu serseri yolculuğa.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
Paris ve sen Yağmur yağıyor Bu sonbahar Eskiden olduğu gibi
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
Resim-iş dersi ses düğmesini açabilirsiniz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
aynı anda aynı sessiz geceye doğru “içim sıkılıyor” demişizdir …
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
“Sonsuza Dek” sesli.
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
sesli “yabancı” lisan? kaç yabancı dil bilirse bilsin insan…
ANNEYE NİNNİ (bütün anneler bebektir) Bugün sonucu içimizi rahatlatan bir anjiyo yapıldı anneme. Henüz icat olmamış bir alet ile bakılsaydı, aslında.
DÜŞLER ANLATILIRSA – 2011 YILINDA; BİR ULUSAL BİLİŞİM KURULTAYI’NDA… (sesli)
Pes ettim... Daldaki yapraktım yaşamda, Hayat denilen ağacın dallarından, En yalnız olanında bir küçük yaprak, Yalnızdı üzerinde bulunduğum dalım,
PAPATYANIN SEVGİSİ AKREP.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
ALÇAKLIK KORKUSU (sesli). ALÇAKLIK KORKUSU (sesli)
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ses düğmesini açabilirsiniz
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Bu akşam Bourbon Caddesi’nde bir Ay var. Yüzler görüyorum soluk lambanın altından geçerlerken. Bu çağrıyı izlemekten başka seçeneğim yok. Parlak ışıklar,
(sesli).
ses düğmesini açabilirsiniz bu satırları yazdıran Dmitry Dmitrievich Shostakovich ve André Rieu’ya teşekkürlerimle...
Üzerinde kuğu resmi olan, masmavi bir uçan balonum vardı.
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
birlikte yaşlanıp, (ses düğmesini açabilirsiniz) birlikte ölebilmek…
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız Barış - 2.
iş’te keyif… 1990 sevgili kızıma; iş yaşamının kapısında,
bir tatlı huzur (sesli) DİZİDE, TARTIŞMADA, TRAFİKTE, TELEFONDA, İŞTE, OKULDA, TOPLANTIDA, ALIŞVERİŞ KUYRUĞUNDA; HANGİ KAPIYI ÇALSAN, BURUK ACI GİBİ.
MADAMA (ses düğmesini açabilirsiniz) O özgür havasıyla önümden bir vals yapar gibi geçmiş, beni fena etkilemiş, peşinden sürüklemişti. Az ötemde duruyordu,
DAYANIŞMA VE YARDIMSEVERLİK
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
KAYRA DİREN EROL 2-A SINIFI NO :411
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
DOKUNUYORUM; ÖYLEYSE VARIM (ses düğmesini açabilirsiniz)
kısa metrajlı yazı ses düğmesini açabilirsiniz
mazeret ses düğmesini açabilirsiniz bir fotoğraf makinasının, cepte beş kuruş parasının, aydınlık bir geleceğinin olmayışı da, Değil bir "makro" objektifinin;
(ses düğmesini açabilirsiniz) PROFESYONEL Léon, hayatımın filmlerindendir.
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
(ses düğmesini açabilirsiniz) son babalar son patronlar son kuşlar.
HANİ BANA SÖZLER VERMİŞTİN GİDEMEZDİN HİÇ BİR YERE NE OLDU BİZE BÖYLE EN DERİNDE Kİ O BÜYÜK SEVGİYE
ses düğmesini açabilirsiniz Bir sararmış fotoğraftayız.
denizin arnavut kaldırımına; (ses düğmesini açabilirsiniz)
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
GÜNDÜZ MASALI 1. Masal: binBİR GECElik MASALI masal - (sesli) devam etmek için düğmeye.
ZORUMA GİDİYOR.
BUGÜNE DÖNÜŞ ses düğmesini açabilirsiniz Evet; en yaşanası dönemiydi kocamış dünyanın, 1960’lı yıllar. Yazmakla bitmezdi, o rengarenk siyah-beyaz detaylar,
Bunu okumak sizi herhangi bir borç yükü altına sokmayacaktır.
KİBRİT ÇÖPÜNÜN HİKAYESİ
Sunum transkripti:

KİBRİT ÇÖPÜ TARPAN ses düğmesini açabilirsiniz düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

asla unutulamayacaktı. Tarpan güler yüzlü, incecik bir kibrit çöpüydü, otuz dokuz arkadaşıyla bir kutunun içine tıkılmış bekliyordu. O, çok özel bir kibrit çöpüydü; arkadaşlarının neşesiydi. Tarpan ismini de sallanan tahta bir ata özenip kendi kendine koymuştu. Hiçbir kibrit çöpünde olmayan bir marifeti vardı – sallanabiliyor, hatta kutusunda dans bile edebiliyordu. Öyle uyduruk bir sigara için başını yakmaya, sonra bir fiske ile atılmaya hiç niyeti yoktu. Tek yanımlık hakkını muhteşem kullanacaktı. Belki karlı bir gecede kibrit satan küçük bir kızın ellerinde, belki de arp çalınan bir şehirde bir yanacak - pir yanacak; asla unutulamayacaktı. Bunu da karanlık kutunun tüm çöplerine anlatıyor, ardından da dans ediyordu. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

öyle bir yanacaktı kiii; ama o büyük gün daha gelmemişti. Kocaman parmaklar açıp kutuyu, bir çöp seçerken, sağa sola kaçıyor, asla ona denk gelmiyordu. Bu arada arkadaşları birer birer; kimi bir ocağın altını yakarken, kimi elektrik kesildiğinde bir mumu yakarken dandik bir şekilde yanıp gidiyordu. Hatta bir keresinde bir mektup ucunu yakması için seçilmiş, iki harekette parmaklardan kurtulmuş, yerine başka bir çöp “coss” diye yanıp tutuşmuş, mis gibi de kokmuştu. O, öyle bir yanacaktı kiii; ama o büyük gün daha gelmemişti. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

Ama dostunu seçti dolma parmaklar. İki çöp kalmışlardı koca kutuda. Bütün arkadaşları gitmişti kapkara kafalarıyla. Hazırdı; artık seçilmeli, nasıl muhteşem yanacağını biricik dostuna göstermeliydi. Ama dostunu seçti dolma parmaklar. Kıvılcımlar çıkarken bir düğün pastasının tepesindeki maytaptan; ağlıyordu Tarpan. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

Yapayalnızdı; bir başına korkuyor, üşüyordu. Yanamamıştı ama en azından sırası gelmişti; kutu ilk açıldığında mutlaka o seçilecekti. Cayır cayır yanmanın, kavrulmanın, hatta parmak uçlarını yakmanın tadını çıkartacak, dibine kadar sönmeyecekti. Bir gıcırtı duydu, sanki deprem oluyordu; birisi kutuyu avucuna almış, buruşturuyordu. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

buruşturulmuş kutusunun içinde kendisini çöpte bulmuştu. Atılıverdi; buruşturulmuş kutusunun içinde kendisini çöpte bulmuştu. “Muhteşem yanacağım” derken bir tek o yanamamış, mavi çöp poşetlerinin, kırık kırmızı pipetlerin, ezilmiş tenekelerin arasında, sokağın çöp bidonunda duruyordu... (Tarpan’ın masalı “kiminiz” için burada bitti; güneşli günler dileklerimle...) düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com (“diğer kiminiz” bir tuşa basabilir)

(Bundan sonrası ise, o “diğer kiminiz” için): Gece olmuş, belediyenin çöp kamyonu alıp bütün çöpleri, şehrin çöplüğüne boşaltmıştı. Gözlerine inanamamıştı; kutudaki arkadaşları, daha önce yanmış bütün kibrit çöpleri de oradaydı. Alay ve acıyla karışık, kavruk kafalarıyla yanamadan gelmiş Tarpan’a bakıyorlardı. Gece soğuk, karanlık ve çok acımasızdı. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

oynayabilen tek kibrit çöpüydü ve Tarpan yanmalıydı. Tarpan farklıydı; oynayabilen tek kibrit çöpüydü ve Tarpan yanmalıydı. Kutusundan çıktı, tek hamle hakkı vardı; gerindi, gerindi... Çöplükteki bütün kuşlar konup onu seyretti. Kapatıp gözlerini son ve tüm gücüyle, bacaktan bile küçük boyu, incecik bedeniyle buruşuk kutunun yanına sürttü tepesini. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

Bir kıvılcım çaktı, cılız bir alev çıktı. Önce tekmelenerek çöpe atılmış bir battal poşet alev aldı, ardından da kırmızı pipet tutuştu. Cayır cayır yanıyordu işi bitince fırlatılıp atılmış plastik bardaklar, çocuk bezleri, kağıt havlular, kırık oyuncaklar, yırtık fotoğraflar. Şehrin çöplüğünde büyük bir yangın çıkmıştı; elektrik direkleri, rüzgar, hepsi bu yangındaki, bu son fırsattaki yerlerini almıştı. Her şey ama her şey yandı; bütün şehir, bütün ülke, bütün kıtalar, bütün okyanuslar yandı. düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

başınızı kaldırıp baktığınızda tepenizde gördüğünüz sımsıcak güneş, İşte; başınızı kaldırıp baktığınızda tepenizde gördüğünüz sımsıcak güneş, “eski dünya”da hala devam eden o yangındır. Gezegenler ondan kopmuş, sonradan soğumuş, saygıyla etrafında dönüp durmaktadır. Gözlerinizi kısıp baksanız göremezsiniz ama, “yeni dünya”mızı aydınlatan da, güneşten bize el sallayan da, hala bir, ama pir yanan Tarpan’dır... düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com (müzik: time 4 time / balkan ezgisi)