UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKAN YÜKSEL Tıkır Top.
Advertisements

SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Kurt ile Tilki.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
GÜNEŞİN UYUDUĞU YER
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Orhan Veli Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü
Bir zamanlar bir ağaç varmış
Ay’ ın Evreleri Merhaba! Beni tanıdınız mı?Ben her gece gökyüzünde farklı şekillerde dolanan AY. Benim aslında 4 tane adım var.Bunları öğrenmek ister misiniz?
HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ
Sevgi Koleji Türkçe Dersi Ödevi 7/B Sınıfı Kübra MENEKŞE.
Hazırlayanlar kimmiş biliyor musun?
ORMAN HAFTASI AĞAÇLAR NASIL BÜYÜR ?.
Hikmet SIRMA.
Present activities ● Questions
Sihirli sözcük.
Ulu bir çınar ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş.
Ben bir Eylül sen bir Haziran
Hazırlayan. Emel Özdemir Yazar: Irmak Edin ©
KABUL EDEMEM.
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
Bir zamanlar bir ağaç varmış
Hikmet SIRMA.
Bir yaz günü üçgen tek başına parkta oynuyordu.
Can Baba’nın anısına, saygıyla...
PAPATYANIN SEVGİSİ AKREP.
BAYKUŞ KARDEŞİN PARTİSİ.
İŞTE MASALIMIZ BAŞLIYOR.
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
SAKSIM SAKSIM Önce toprak doldurdum Önce toprak doldurdum
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
ÖFKE VE ÖN YARGI Birbirlerini çok seven, fakir oldukları kadar kimsesiz bir çift yaşardı.
Kuyruğunu kıskanan uçurtma
Büyük kurbağa, küçük kurbağaya diğer hayvanları tanıtmak istiyordu.
Kırmızı Başlıklı Kız Bir varmış bir yokmuş. Bir kırmızı başlıklı kız varmış. Kırmızı başlıklı kızın babannesi hastaymış. Kırmızı başlıklı kızın annesi.
ARI MAYA UÇMAYI ÖĞRENİYOR
KÜÇÜK KAPLUMBAĞA.
Hangi cümlenin yüklemi isim tamlamasıdır
Mitat Zorlu 1 ALİ YALKIN İLKÖĞRETİM OKULU 2/A SINIFI ÇALIŞMA SAYFASI Adı ve Soyadı: ……….…………………………………..…… No: ……… 15 Ocak 2010 Cuma Annem marketten 2.
Canım Annem Hz begüm taktak.
Merhaba arkadaşlar. Benim adım Emel, yanımda duran da kardeşim Nazlı. Bakmayın siz onun bu kadar uslu durduğuna,karnı acıkınca başlar ağlamaya. Karnı.
Gece yarısı parka bir baykuş geldi.Ağaçları tek tek
Karanlıklar uzaklaştı
Sihirli sözcük Sunumu Hazırlayan:Emek GÜNAY ÇELİK Hikaye: OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DEĞERLER EĞİTİMİ ETKİNLİKLERİ(Kök yayıncılık)
Bugunlerde herkes gitmek istiyor
Tıkır Top
BİRAZ DA BİZ ÖLELİM Merve ÖZDEMİR - DEM.
Minik serçe Poppi’nin en iyi arkadaşı,karşı tepedeki kardan adamdı.
ÜŞENGEÇ YENGEÇ.
DERS :ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME KONU :KARIN OLUŞUMU
=>YAZIM KURALLARI<=
YAPISINA GÖRE CÜMLE ÇEŞİTLERİ
ÇOCUKLAR BU DÜNYADA SADECE SEVGİ İSTİYORLAR… SEN İSTEMEDİN Mİ…?
Bir zamanlar bir ağaç varmış
ARI MAYA UÇMAYI ÖĞRENİYOR ÇIKIŞ
Hayat Bilgisi 3 Evim Evim Güzel Evim.
Anne Aslan ve Yavruları
Uzak bir ormanın yamacında bir ördek yaşarmış
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
Eğlenceyi çok seven bir ağustos böceği varmış.
TAVŞAN VE YILANIN DOSTLUĞU
Ormandaki Bisiklet (Okuma Metni 6) MEB Türkçe Ders Kitabı 1
Okuma Metni 4 (Güneş’in Uyuduğu Yer) MEB Türkçe Ders Kitabı 1 Erhan KESKİN.
ZARFLAR(BELİRTEÇLER) ► Pikniğe birlikte gidelim. fiil fiil Düğüne akşam gideceğiz. fiil fiil Deniz masmavi gözüküyor. Çocuklar dışarı çıktı. Bugünlerde.
GÜRKAN’IN YALANI Elif Emine BALCI. Gürkan ve Semih adında birbirlerine çok yakın iki arkadaş vardı. İkisi de sekiz yaşında ve aynı sınıftalardı. Bir hafta.
Hızlı Okuma.
Bir zamanlar bir ağaç varmış
OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI
Herkes tintine gülüyordu. Çünkü gagası çok büyüktü
Sunum transkripti:

UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA

Bir varmış bir yokmuş. Bir zürafa varmış Bir varmış bir yokmuş. Bir zürafa varmış. Boyu o kadar uzun, o kadar uzunmuş ki, karnı acıktığı zaman ağaçların en yüksek dallarındaki yaprakları rahatlıkla yiyebiliyormuş. Bir gün yine karnı acıkmış. Önüne ilk çıkan ağacın yapraklarını şapur şupur  yemeye başlamış... Ama birden, incecik kızgın bir ses duymuş.   "Heey,dur bakalım canavar! Evimin bahçesini neden yoluyorsun?" Zürafa bakmış, minicik bir kuş. "Ben canavar değilim ki!" demiş kuşa."Yavru bir zürafayım. Hem sonra evinin bahçesini yolduğumda yok. Yalnızca karnımı doyuruyorum." "Ama yediğin bütün yapraklar benim evimin bahçesi... Neredeyse yuvamı da kocaman ağzına alıp yutacaktın," demiş kuş. Zürafa çok üzülmüş. "Burada yuvan olduğunu bilmiyordum. Öyleyse ben de başka bir ağacın yapraklarını yerim."Ama ya başka ağaçta da, başka bir kuşun yuvası varsa?.. Kuş ona yardım etmeyi önermiş. "İstersen ben önden uçup bakayım. Eğer yaprakların arasında gizlenmiş bir yuva varsa sana haber veririm."

Böylece kuş ve zürafa arkadaş olmuşlar Böylece kuş ve zürafa arkadaş olmuşlar. Kuş ona dallarında yuva olmayan ağaçların yerini göstermiş zürafa bol bol yaprak yemiş, karnını doyurmuş. Eğer yediği yaprakların üzerinde tırtıl varsa, o zaman zürafa kuşa haber veriyormuş. Kuş da tırtılı yiyormuş. Çünkü kuşlar tırtıla ve solucana bayılırlarmış. "Dikkat etsene koca ayaklı canavar! Neredeyse üzerime basacaktın!" Zürafa eğilip sesin geldiği yöne bakmış. Birde ne görsün? Küçücük bir tavşan yavrusu! Zürafanın gözü hep ağaçlarda olduğu için, yerdeki tavşanı görememiş. "Özür dilerim tavşan kardeş" demiş. "Kuş kardeşle ağaçlarda karnımızı doyuruyorduk, önüme bakmamışım."

Tavşan meraklanmış. "Benim boyum çok kısa Tavşan meraklanmış. "Benim boyum çok kısa. Büyüyüp kocaman bir tavşan olduğum zaman bile boyum bir ağacın boyuna ulaşamayacak. Oysa hep merak ederim, acaba dünya ağaçların tepesinden nasıl görünür " demiş. Zürafa, "Bundan kolay ne var? Ben başımı eğeyim, sen tırmanıp boynuma tutun. Böylece ağaçların tepesinden çevreyi seyredebilirsin," demiş. Tavşan çok sevinmiş ve hemen zürafanın boynuna tutunmuş. Bu işe kuş da çok sevinmiş. İlk defa gökyüzüne tırmanan bir tavşan görüyormuş çünkü. Böylece zürafa, kuş ve tavşan arkadaş olmuşlar. Akşam olup güneş batana kadar oynamışlar. Güneşin onlara el salladığını önce kuş görmüş. "Akşam oluyor, artık eve dönmeliyiz," demiş arkadaşlarına

Zürafa hemen atılmış. "Aman boşverin Zürafa hemen atılmış. "Aman boşverin! Daha gece olama kadar çok zaman var. Ben zaten uyumayı hiç sevmem. Bu gece uyumasak da hep oynasak ne olur sanki?" Tavşan bu fikirden çok hoşlanmış. "Evet evet, ben de uyumayı hiç sevmem. Bu gece eve çok geç gidelim. Burada kalıp oyun oynayalım." Yalnız kuş telaşlanıyormuş eve gecikeceği için. Ama sonunda o da razı olmuş. Oyuna dalmışlar. Oynamışlar, oynamışlar, o kadar çok oynamışlar ki, güneş gökyüzünde çoktan kaybolmuş, hava iyice kararmış. "Ama benim çok uykum geldi," diye sızlanmış kuş. "Ben artık eve gidiyorum!" Sonra PIRRR! diye kanatlanıp evine uçuvermiş.

"Ben de uyumak istiyorum. " demiş tavşan "Ben de uyumak istiyorum!" demiş tavşan. "Hoşça kal zürafa kardeş, yarın görüşürüz." Sonra uzun arka bacaklarıyla o kadar hızlı koşmuş ki, bir anda ortadan kaybolmuş. Zürafa hiç aldırmamış. O uyumak istemiyormuş. Oyun oynamak, uyumaktan daha güzelmiş. Ama sağına bakmış, soluna bakmış, çevrede oyun oynayabileceği kimseyi görememiş. Herkes çoktan uyumuş. Her yer karanlık olmuş. Ağaçlar, çiçekler, taşlar bile görünmüyormuş. Bir süre sonra zürafanın canı sıkılmış. Uykusu da gelmiş. Ağzını kocaman kocaman açıp esnemeye başlamış. Sıcacık yatağında olmayı istemiş, ama o ne bir kuş gibi uçabilir, ne de tavşan gibi hızlı koşabilirmiş

Uzun boyu ile karanlıkta ağaçlara çarpmamak için çok yavaş yürümek zorundaymış. Yürümüş... Yürümüş! Gitmiş... Gitmiş! Ama bir türlü evine ulaşamamış... Zürafanın o kadar uykusu gelmiş ki, hemen oracıkta ıslak otların üzerine uzanıvermiş. Mışıl mışıl uyumuş. Sabah olunca, güneşin pırıl pırıl ışıklarıyla uyanmış. Uyanmış ama, bir türlü yerinden kıpırdayamamış. Her yanı ağrıyormuş. Bütün gece soğukta uyuduğu için üşütüp hasta olmuş. O günden sonra zürafa günlerce hasta yatmış. İyileşene kadar oyun oynamaya hiç çıkamamış. Arkadaşları kuş ile tavşan neşe içinde oynarlarken, o, evinde iyileşmeyi bekliyormuş.

Tabii sonunda iyileşmiş ve arkadaşlarına katılmış Tabii sonunda iyileşmiş ve arkadaşlarına katılmış. Ama artık havanın kararmaya başladığını, güneşin onlara el salladığını önce zürafa görüyor, "Haydi arkadaşlar, artık eve dönme saati geldi," diyormuş. Hem zürafa artık uyumayı çok seviyormuş. Yumuşacık ve sıcacık yatağını da çok seviyormuş. Uyumak o kadar güzelmiş ki!...