İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KENDİNİ TANIMAK NEDİR ACABA?
Advertisements

YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
GENÇLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ.
Şİddet Muhammet GÜLER.
Yrd. Doç. Hatice DEMİRBAŞ G.Ü.Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü
ÖZGÜVEN NE DEMEKTİR? Kendine güvenmenin ne anlama geldiği konusunda birçok yanlış görüş vardır ve bunlar özgüven kazanmada insanın önünde engel oluştururlar.Kendi.
Öğrenci davranışlarını etkileyen etmenler
ANA BABA VE ERGENLİK.
Okullarda Suç ve Şiddeti Önleme
SINIF YÖNETİMİ Sınıf; eğitim-öğretim etkinliklerinin
ÖZEL ANTAKYA ATA İLKOKULU
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK HİZMET ÇEŞİTLERİ
ANA BABA TUTUMLARI. Tuncay DEMİRTAŞ.
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİSİ
İSTEK ÖZEL ACIBADEM OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ
HOŞGELDİNİZ.
ANNE BABA TUTUMLARI.
GELİŞİM PİSKOLOJİSİ.
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
ÇANKAYA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
HATALI ANNE BABA TUTUMLARI
Uzm.Psk.Dan.Sinem TARHAN
AKRAN BASKISI.
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
RİSKLİ DAVRANIŞLAR NEDİR?
Tutum Kişinin herhangi bir olaya ve kişiye karşı olan tutumu onun kişiliği doğrultusunda gerçekleşir. Genellikle ev dışındaki ortamlarda yaşıtları tarafından.
Çocuğun Eğitiminde Disiplin ve Sınırlar
Sapkınlık, Aile ve Arkadaşlar
BAŞARIDA AİLENİN ROLÜ.
AKRAN ZORBALIĞI.
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
ANNE-BABA TUTUMLARI İLKNUR NURKAN
ÇANKAYA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
OKULÖNCESİNİN ÖNEMİ.
OKULDA ŞİDDET VE AKRAN ZORBALIĞI İdareci-Öğretmen Semineri
İSTENMEYEN DAVRANIŞLAR
MOTİVASYON.
KARTAL ATATÜRK İLKOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
“OKUL KORKUSU” SEMİNERİ
ŞİDDET NEDİR???.
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
HOŞGELDİNİZ.
ANNE BABA TUTUMLARI VE OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ÖNEMİ
Bu derste, Sınıfta istenmeyen davranışların önlenmesi
AİLE TUTUMLARI GATA 2 Nasıl Bir Çocuk Yetiştirmek İstiyorsunuz?
EMİRDAĞ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI VELİ TOPLANTISI
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
Mehmet Akif Ersoy İlkokulu Sunar. ÇOCUĞUN GELİŞİM DÖNEMLERİ 0 – 2 YAŞ BEBEKLİK DÖNEMİ 2 – 6 OYUN DÖNEMİ 6 – 12 OKUL DÖNEMİ 12 – 18 ERGENLİK.
DİĞER TUTUMLAR.
Ailenin Çocuğun Başarısındaki Rolü ,Sağlıklı İletişim ve Aile Sağlığı
ÇOCUK VE SUÇ.
Öğrenciyi Tanıma Yrd. Doç. Dr. İhsan Sarı.
1 İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI. 2 I- ÖĞRENME- ÖĞRETME ORTAMI Eğitim “ Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme.
AİLE TUTUMLARI ve ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
ZOR GENÇLER ile BAŞA ÇIKMA
Çocuklarımıza nasıl davranıyoruz?
İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI
AİLE TUTUMLARI REHBERLİK SERVİSİ.
AİLE İÇİ İLETİŞİM Anne-Baba Tutumu
ANA BABA VE ERGENLİK.
1. SINIF VELİSİ OLMAK.
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
ŞİDDET.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI
BAŞARIDA AİLENİN ROLÜ SAMET YAN. “ BAŞARI ” Nedir? Belirlenen bir hedefe ulaşılması durumu. “ BAŞARILI İNSAN ” Kimdir? Hedefine ulaşan kişi.
AİLEDE İLETİŞİM.
Sunum transkripti:

İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI AydIn TUNÇER

İstenmeyen davranIŞ Okulda ve sınıfta, eğitsel çabalara engel olan davranışların tümü istenmeyen davranış olarak nitelendirilir. Dersin akışını bozan, hedef davranışlara ulaşmayı zorlaştıran veya engelleyen her davranış, istenmeyen davranıştır. Sınıftaki bu davranışlar sadece eğitim öğretimi engellemez, bazı fiziksel ve psikolojik huzursuzlukları da beraberinde getirir.

Bu davranışların ortaya çıkması, hem kaçınılmaz nitelikte doğal bir olaydır hem de uygun eğitim yaşantılarını kazandırmak için iyi bir fırsattır. Derse devam etmeme ya da derslere geç gelme, derse hazırlıksız gelme, sınıfta uygun olmayan yer ve zamanda konuşma, arkadaşlarına, kendisine veya eşyalarına zarar verme, Temizlik ve görgü kurallarına uymama, kopya çekme, alkol, sigara ve uyuşturucu kullanma, öğretmenine ve arkadaşlarına kaba davranma, küfürlü konuşma, arkadaşlarını rahatsız etme, söz almadan konuşma gibi

İstenmeyen Davranışların Sınıflandırılması Sorun Olmayan Davranışlar: Kısa dikkatsizlikler, bazı öğrencilerin konuşması, ödev üzerinde çalışırken kısa ara vermeler gibi Küçük Sorunlar: Sınıf işlemleri ve kurallarına karşı olan davranışları içerir. Örneğin öğrencinin oturduğu yerden izin almadan kalkması gibi küçük, fakat rahatsızlık verici davranışlardır. Önemli Sorunlar: Bu davranışlar eğitim etkinliğini bozan ve öğrenmeyi engelleyen davranışlardır. Bu gruptaki davranışlar çok ciddidir; ancak okul kuralları veya sınıf baskısı ile izole edilirler. Örneğin diğer öğrencilere şiddet uygulama veya kavga gibi.

İstenmeyen Davranışların Etkenleri 1-Sınıf Dışı Etkenler: Sınıf içindeki istenmeyen davranışların büyük bölümü sınıfın dışında yaşanan olaylardan kaynaklanmaktadır. Öğrencinin içinde yaşadığı aile ortamı, çevre ve okul, davranışlarının temel kaynağını oluşturur. 2-Sınıf İçi Etkenler: İstenmeyen davranışların ortaya çıkmasında sınıf içi etkenler de önemlidir. Öğrenciyi bu davranışlara yönelten etkenler; öğretmen, öğrenci ve fiziksel ortam olmak üzere gruplandırılabilir.

1-Sınıf Dışı Etkenler: Aile Ortamı ve yetişme tarzı Çevre Okul

A) AİLE Öğrenci davranışının şekillenmeye başladığı, örnek alındığı, temel davranışların kazanıldığı yerdir. Öğrenciler zamanlarının önemli kısmını ve ilk sosyalleşmelerini aile içinde tamamladıkları için, istenmeyen davranışların kaynaklarının ilk çekirdekleri de aile içinde atılmaktadır. Ailedeki birey sayısı, ailenin gelir ve eğitim durumu öğrenci davranışlarını etkileyen faktörlerden bazılarıdır. Ancak en önemlisi öğrencinin yetişme çağındaki anne-baba tutumlarıdır.

1-BaskIcI-Otoriter Tutum Baskıcı ebeveyn, çocuklarının davranışlarını esnemeyen, mutlak ölçütlere göre biçimlendirme, denetleme ve yargılama eğilimdedir. Baskıcı ve itaat odaklı bu tür ebeveyn tutumunda, ana-babanın, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı bir yol izlediği, çocuklarına kendi kurallarına uymaları ve saygılı olmaları konusunda uyardıkları görülür. Çocuğun istek ve gereksinimlerini dikkate almaz. Disiplin aracı olarak cezayı kullanır. Otoriter tutumla yetiştirilen çocuklar, güvensiz,kaygılı, içe kapanık, hayal kırıklığına uğradıklarında düşmanca davranabilen,otoritenin olmadığı durumlarda kurallara aykırı davranan, kendilerinden güçsüz olanlara saldırgan davranış sergileyen çocuklardır. Özellikle erkek çocuklarında yüksek düzeyde öfke, kızlarda ise bağımlı olma gözlenmektedir.

2-Destekleyici ve Güvenilir Tutum Anne-baba çocuklarını destekler ama bunun yanında sınırlarını koymayı da ihmal etmez ve onların hareketlerini kontrol eder. Ebeveyn ile çocuk arasında sözel iletişim kanalları açıktır. Çocuğuyla bire bir ilişki içindeyken ona karşı ilgilidir ve ona aktif dinleme uygular. Destekleyici tutum, yakınlık ve ilgi göstermek, sözle ve dokunarak sevgi belirtmek, ortak faaliyetlerde bulunmak anlamını taşır. Bu tutumla yetiştirilen çocukların temel güven duyguları gelişmiş, bağımsız, düşüncelerini serbestçe söyleyebilen, girişimci, kendine ve diğer insanlara saygılı, toplumsal uyumu olan çocuklar oldukları araştırmalarda ortaya konmuştur

3- GevŞek Tutum İhmalkar ve aşırı hoşgörülü olmak üzere iki farklı boyut içerir: İhmalkar ebeveyn, çocuğun yaşamıyla ilgili değildir.Bu ana- babalar için “kendi sosyal yaşamları”, çocuklarından daha önemlidir. Aşırı hoşgörülü yaklaşım içerisinde olanlar, çocuklarının karşısında teslim olan, onların ısrarlı isteklerini yerine getiren, onları şımartan, onlara fazlasıyla özgürlük tanıyan, kolaylıkla boyun eğen, yumuşak başlı ve tutarsız davranan, çok aşırı boyutlarda çocuklarını ihmal eden ve terkedebilen anne-babalardır. Görünürde çocuğuyla çok ilgili olan bu ana-babalar, çocukları üzerinde çok başarısız bir kontrol sergilemekte ve az sayıda talepte bulunmaktadır. Gevşek tutumla büyüyen çocuklar kurallara uyum sağlayamazlar ve toplumun vermediği hakları kendilerine tanımaya kalkışırlar

4-Aşırı KorumacI Tutum Ana-babanın aşırı koruması, çocuğa gereğinden fazla kontrol ve özen gösterilmesi anlamına gelir. Bebekleştirme, aşırı korumacı yaklaşımın tipik özelliğidir. Annenin çocukla iç geçmiş beraberliği, çocukta bir anne bağımlılığın oluşmasına neden olabilir. Koruyucu tutumla büyüyen çocuk sosyal ilişkilerinde başarısız, bağımlı bir birey olacaktır Bencil bir kişilik geliştirmesine neden olur. Çocuk, kendini gruba kabul ettirebilmek için toplum dışı ve isyankar davranışlara başvurabilir.

5-Tutarsız ve Kararsız Tutum Ana-babanın kararsız ve tutarsız tutumu, neyin uygun davranış olduğu konusunda çocuğu ikileme düşürür. Aynı davranışı yüzünden ana-baba tarafından bir keresinde ödüllendirilir, bir keresinde cezalandırılırsa ya da bir davranış, anne tarafından farklı, baba tarafından farklı değerlendirilirse, çocuk hangi davranışın uygun olduğunu belirleyemez. Bu tür çocuklar karar vermede zorlanır, tutarsız davranışlar sergilerler. Aynı olaya farklı zamanlarda farklı tepkiler verirler.

b) Çevre Öğrencileri problem davranışlara sevk eden en önemli faktörlerden birisi okulun sosyal çevresidir. Okulun bulunduğu fiziksel, kültürel ve sosyal çevre öğrenci davranışları üzerinde büyük ölçüde belirleyici etkilere sahiptir. Öğretmenin, çevrede karşılaşılan bazı olumsuz davranışların sınıf ortamına girmesini önleyebilmesi için çevreyi tanıması, ekonomik, sosyal, kültürel geçmişini ve kaynaklarını çok iyi bilmesi gerekir. Bazı durumlarda çevreyi değiştirmeden davranışları değiştirmek mümkün olmayabilir.

c) Okul Okulun fiziksel özellikleri, durumu, öğrenci sayısı, kuralları, yönetim yapısı gibi bir çok değişken sınıf içine yansıyarak öğrencilerin tutum ve davranışlarını etkiler. Eğitim- öğretim için gerekli olan materyal, araç, gereç ve kaynakların yokluğu ya da yetersizliği öğrenciyi istenmeyen davranışa sevk eden diğer bir nedendir.

2-Sınıf İçİ Etkenler: Öğretmenden Kaynaklanan Nedenler Öğrenciden Kaynaklanan Nedenler Fiziksel Ortamdan Kaynaklanan Nedenler

a) Öğretmenden Kaynaklanan Nedenler: İstenmeyen davranışların oluşmasında öğretmen yetersizlikleri büyük rol oynamaktadır. Öğretmenin öğrenci ile alay etmesi, öğrencilere kaba davranması, öğrenciler arasında ayırım yapması, öğrencilerle gerekli iletişimi kuramaması, öğretmenin toplumsal beceri eksikliğinden kaynaklanan istenmeyen davranışların ortaya çıkmasını sağlar. Ayrıca öğretmenin kişisel özellikleri, özgüven eksikliği, tükenmişlik, başarısızlık korkusu, çocuklardan hoşlanmama ve özel sorunları (evlilik vb.) sınıf içi disiplin sorunlarının kaynağını oluşturabilir.

b) Öğrenciden Kaynaklanan Nedenler Öğrencinin, öğretmeni ve arkadaşlarıyla etkileşim düzeyinin düşük olması, sosyal becerilerde yetersiz olması, arkadaşının olmaması, okulu sevmemesi, sosyal doyumsuzluk içinde olması gibi pek çok neden öğrenciyi sınıf ortamında görmek istemediğimiz davranışlara itmektedir. Duygusal problemler yaşayan öğrenciler, okul hayatının gerektirdiği sorumlulukları yerine getiremeyince, sınıfa ve okula uyum sağlamakta zorlanırlar. Bazı öğrenciler öğrenim yaşantılarında karşılaştıkları başarısızlıklar nedeniyle sınıfta dersi takip etmeyerek sürekli sınıfın havasını bozmaya çalışırlar.

c)Fiziksel Ortamdan Kaynaklanan Nedenler Sınıfın fiziksel koşulları, gürültülü ve kalabalık oluşu, ısı ve ışık durumu öğrenci performansı üzerinde önemli ölçüde etkilidir. Fiziksel açıdan kötü yapılandırılmış bir ortamda, öğrencilere eğitimin amacı olan istenilen davranışları kazandırmak yani davranış değişikliği sağlamak kolay değildir. Sınıf düzeni ve öğrencilerin oturma düzeni de sınıf yönetimi ve eğitsel çabalar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

İstenmeyen Öğrenci Davranışları Üzerine Bir Araştırma İlköğretim I. Kademede görülen istenmeyen öğrenci davranışlarının sınıftaki öğrencilerin yüzde kaçında görüldüğünü ve öğretmenlerin bu istenmeyen öğrenci davranışları ile baş etmek için en çok hangi yolları kullandığını belirlemek amacıyla bir araştırma yapılmıştır Araştırma 2003-2004 eğitim öğretim yılında Afyon Merkez İlçeye bağlı 19 ilköğretim okulunda görev yapan 107 sınıf öğretmenine bir anket uygulanarak yapılmış ve öğretmenlerin cinsiyeti, mezun olduğu okul, mesleki kıdemi, medeni durumu ve okulun sosyo-ekonomik düzeyi araştırmanın değişkenleri olarak alınmıştır.

Bu araştırmada, öğretmenlerin belirlediği istenmeyen öğrenci davranışlarının başında; “Konuya, işe ya da çalışmaya dikkatini toplayamamak” “Bir yerde uzun süreli oturamamak” “Derste sıraların arasında dolaşmak” “Verilen ödevleri eksik yapmak ya da hiç yapmamak” “Derse aktif olarak katılmamak, başka şeylerle meşgul olmak” “Kavga etmek” ve “Sürekli arkadaşlarını şikayet etmek” gibi davranışlar da öğretmenlerin en çok şikayet ettiği davranışlardır. Ancak en fazla görülen istenmeyen öğrenci davranışlarının bile sınıfın % 12-13’ünde görüldüğü, dolayısıyla araştırma yapılan İlköğretim Okullarındaki öğrencilerin % 90’ında rahatsız edici bir davranış görülmediği ortaya çıkmıştır.

En çok görülen istenmeyen davranışlar “Konuya, işe ya da çalışmaya dikkatini toplayamamak, bir yerde uzun süreli oturamamak” öğrencilerin % 10-19 aralığında diğer tüm istenmeyen davranışlar ise % 1-9 aralığında görüldüğü tespit edilmiştir. Bu davranışlarla baş etmede genellikle öğrenciyi uygun bir dille uyarma, olumlu davranış gösteren öğrenciyi örnek gösterme ve öğrenci ile dersten sonra konuşma (bazen de öğrencinin ailesine haber verme) yolları tercih edilmiştir. Görmezden gelme, öğrenciye bağırma, öğrenciyi bedensel olarak cezalandırma gibi yollar öncelikle tercih edilmemiştir.

Öğrencilerin “Verilen bir görevi yarıda bırakmak ya da yerine getirmemek” davranışı, ön lisans mezunu öğretmenlerin sınıflarında daha fazla görülmektedir. “Sorunun cevabını bildiği halde parmak kaldırmaya cesaret edememek” davranışı, yüksek kıdemli öğretmenlerin sınıflarında daha çok görülmektedir. “Sık sık devamsızlık yapmak”, “Kılık kıyafetine ve kişisel temizliğine özen göstermemek” davranışları sosyo-ekonomik açıdan alt düzey okullarında daha çok görülmektedir.

Bayan ve Erkek öğretmen “Yalan söylemek” davranışına karşı erkek öğretmenler öğrenciyi uygun bir dille uyarma yolunu tercih ederken; bayan öğretmenler öğrenci ile dersten sonra konuşma yolunu tercih etmişlerdir. “Öğretmenden izin almadan sınıftan ayrılmak” davranışını gösteren öğrencilere erkek öğretmenler olumlu davranış gösteren öğrenciyi örnek göstermekte, bayan öğretmenler ise öğrencinin ailesine haber vermektedirler.

İstenmeyen Davranışlar Karşısında Gösterilmesi Gereken Öğretmen Tepkileri 1-Sorunu Anlamak: 2-Görmezden Gelmek: 3-Uyarmak: 4-Derste Değişiklik Yapmak: Sıkılan yada derse ilgisi azalan öğrenciler dersin işlenişinde, öğretim yöntemlerinde, araç ve gereçlerde değişiklikler yapılarak ilgileri tekrar derse çekilebilir. 5-Sorumluluk Vermek: Yapacak bir işi olmadığını düşünen veya işi kendisine ilginç gelmeyen öğrenciye kendisini meşgul edecek bir iş vermek ya da işini kendisine daha ilginç gelecek başka bir işle değiştirmek, istenmeyen davranışların önlenmesi konusunda yararlı bir yöntemdir.

6-Öğrenciyle Konuşmak: Yapılan bütün uyarılara rağmen öğrencinin davranışlarında bir değişiklik görülmüyorsa, sorunun öğrenci ile konuşulmasında yarar vardır. 7-Okul Yönetimi, Aile ve Rehber Uzman İle İlişki Kurmak: Bazı sorun davranışların boyutları, öğretmenin üstesinden gelemeyeceği kadar büyük olabilir. Böylesi durumlarda öğretmenin okul yönetimi ve rehberlik servisi ile işbirliği yapması gerekir. 8-Ceza Vermek: Diğer yöntemleri kullanmasına rağmen öğretmen hâlâ öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla baş edemiyorsa, göstermesi gereken en son tepki ceza vermek olacaktır. Ceza, davranışla orantılı olarak, o davranışın yinelenmesini engelleyecek şekilde uygulanmalı, bunun için de öğrenci neyi, nasıl yaptığı için ceza aldığını bilmelidir.

Sonuç Olarak; Sınıf içi ya da sınıf dışı etkenlerden kaynaklanan bir çok neden öğrenciyi istenmeyen davranışa sevkeder. Her şeyin dört dörtlük olduğu, hiçbir istenmeyen davranışın bulunmadığı bir sınıf düşünmek gerçeklikten uzaktır. Bütün bu yöntem ve çözüm önerileri uygulansa dahi istenmeyen öğrenci davranışlarını en aza indirmek mümkün olsa da bütünüyle ortadan kaldırmak olası değildir.