Bu çalışma için herhangi bir kurumdan maddi destek alınmamıştır.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Nefize Gökmen, Ömer Deniz, Ayşe Yıldız
Advertisements

1 ARALIK DÜNYA AİDS GÜNÜ.
OLGU.
TÜBERKÜLOZDA DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ D G T
Hastane İşletmeciliği Uzmanı GATA Organ Nakli Koordinatörü
VEREM SAVAŞI DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ADANA VEREM SAVAŞI DERNEĞİ VEREM HAFTASI ETKİNLİKLERİ OCAK 2012
VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM.
VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI
NEDEN ATIK İLAÇ PROJESİ
VEREM KONUSUNDA HALK EĞİTİMİ
Nurhak Merkez Sağlık Ocağına Başvuranlarda Proteinüri Risk Faktörleri
SAĞLIK BAKANLIĞI VEREM SAVAŞI DAİRESİ BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE’DE BİR İÇ HASTALIKLARI YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ’NDE (YBÜ) AKUT RESPİRATUAR DİSTRES SENDROMU (ARDS) İLE İZLENEN HASTALARIN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU HASTALARDA.
TÜRKİYE’DE VEREM SAVAŞI 2009 RAPORU. Yöntem Türkiye’de Verem Savaşı 2009 Raporu’nda Nüfus olarak 2007 yılında yapılan adrese dayalı nüfus sayımı rakamları.
Türkiye’de verem savaşı dispanserlerine 2006’da kayıt edilen hasta sayıları Toplam hasta: –Olgu hızı: 28 / nüfus Yeni olgular: Tedavi.
Tahir Atik, Caner Turan, E.Ulaş Saz
Hastane Çalışanlarında Tüberküloz Bilgi Düzeyi ve Risk Algılanması
Causes of Persistent Dizziness in Elderly Patients in Primary Care
Tüberküloz Dr. Gökhan AYKUN.
DANIŞMAN: Yrd. Doç. Dr. Funda YİRMİBEŞOĞLU
GBP HASTALIK KONTROL PROGRAMLARI
Dünyada konu ile ilgili sorunlar Ekonomik zorluklar, Sağlık altyapısının yetersizliği, Eğitimli ve yetişmiş personel eksikliği,
Tularemi Dr. Serpil ERTEM İnfeksiyon Hast. Ve Klinik Mikr. Uzm
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA)
TÜRKİYE’DE VEREM SAVAŞI 2010 RAPORU. Ülkemizde “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” etkinlikleri kapsamında 2007 yılından itibaren her yıl Daire Başkanlığımızca.
Farklılıkları İncelemeye Yönelik Analiz Teknikleri
Tıp Fakültesi 1 ve 4. Sınıflar Arasında Gözlük/Lens Kullanımı ve Öğrencilerin Lazer Göz Ameliyatına Bakış Açısı Hazırlayanlar*; Hatice Hancı, İsmail Tarduş,
Uzm. Vet. Hekim Güney GÖKÇELİK
HEPATİT B VİRÜSÜ; BULAŞ ve TEDAVİ
Kızamık Eliminasyon Programı
1. 2 SERUM ÖRNEKLERİNDE HDV VİREMİ BELİRLEMEDE ANTİ-HDV ENZİM İMMUNOASSAY GÖSTERGESİ Dr. Özlem Aydemir Doç. Dr. Mehmet Özdemir 3.
Türkiye’de Kayıt Dışılık
Hazırlayan:Dr. SUHA ÖZKAN Ankara Verem Savaşı Dispanseri
06-12 OCAK VEREM HAFTASI HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
VEREM VEREM TÜBERKÜLOZ ADIYLADA BİLİNEN BULAŞICI, VE İYİ TEDAVİ EDİLMEZSE DE ÖLÜM YADA CİDDİ SAKATLIKLARLA SONUÇLANAN SOSYAL BİR HASTALIKTIR.
ISTC International Standarts for TB Care TB-UBS TB’da Uluslararası Bakım Standartları 1 Bütün TB hastaları ve TB’dan şüphelenilen hastalar için uygulanması.
FEN ve Antibiyotiklere Direnç Sorunu
Arş.Gör.Dr. Asiye Acar Prof.Dr. Mahmut Baykan. Surendra K. Sharma, Ninoo George, Tamilarasu Kadhiravan, Pradip K. Saha, Hemant K. Mishra& Mahmud Hanif*
GENÇLERDE SİGARA SALGINI
6.Sınıf Sosyal Bilgiler Ülkemiz ve Dünya
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI.
Tüberküloz .
Eskişehir Osmangazi Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD
VEREM SAVAŞI. DSÖ 1993 yılında TB için acil durum ilan etmiştir Nedenleri: 1- Hükümetlerin ihmali nedeniyle TB kontrol programları zayıflamıştır 2- Kötü.
İRLANDA DUBLİNDE BİR 3. BASAMAK HASTANEDEN İZOLE EDİLEN KLEBSİELLA PNEUMONIAE İZOLATLARININ PLAZMİDİK AMP C B-LAKTAMAZLARININ SAPTANMASI VE MOLEKÜLER TİPLENDİRİLMESİ.
Tüberküloz Prof.Dr.Fuat Gürkan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi
İran İsfahan’daki Hemodializ Hastaları, İ.V İlaç Kullanıcıları ve Sağlıklı Kan Donörlerinde TTV Enfeksiyonu Prevelansı’nın Karşılaştırılması Danışman:Prof.Dr.Mahmut.
BÖLÜM 12 Hücresel Bozukluklar (Onkoloji)
Meta Analizinde Son Gelişmeler
BASINÇ YARASI PREVALANSI
KRONİK HASTALIKLAR *Genellikle tam iyileştirilmeleri söz konusu olmayan, *Sürekli, *Yavaş ilerleyen, *Çoğu kez kalıcı sakatlıklar bırakan, *Oluşmasında.
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI.
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI.
Araştırmanın Başlığı Kayseri Melikşah Üniversitesi psikoloji bölüm öğrencileri ile diğer bölüm öğrencilerinin empati yapma eğilimlerinin incelenmesi.
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI.
TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİNİN YÖNETİMİ
ASTIM GENETİĞİ:2006 GEN KEŞFİNDE UZUN VE DOLANBAÇLI BİR YOL
TÜRKİYE ULUSAL VEREM SAVAŞI DERNEKLERİ FEDERASYONU
ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN SEPTİK ŞOKTA SERUM LAKTAT SEVİYELERİ
2 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. , Antalya
REAKTİVASYON TÜBERKÜLOZU KLİNİK BELİRTİSİZ ENFEKSİYON SONLANIR
Hava Kirliliği ve Tüberküloz
İki Eş Arası Farkın Önem Kontrolü İki Yüzde Arası Farkın Önem Kontrolü
BASINÇ YARASI PREVALANSI. Basınç yarası, kemik çıkıntılarının dış yüzeylerindeki deri ve subkütan dokunun uzun süreli basınca maruz kalması ve sürtünmenin.
Ayşe Özkaraman, Nihal Orlu, Öznur Usta Yeşilbalkan, Ayfer Karadakovan
Çocuklarda Solunum Yolu Enfeksiyonu ve Astım Kontrolü
İlaç Uygulamalarında Hemşire İzleminin Önemi: X İlaç Uygulaması
Sunum transkripti:

Bu çalışma için herhangi bir kurumdan maddi destek alınmamıştır.

Nuray Oktay, Zeki Kılıçaslan, Orhan Kaya Köksalan, Halim İşsever Filocoğrafik olarak Türkiye'ye özgün M. tuberculosis genotipinin (LAM 7) ilaç direnç paterninin diğer tüberküloz suşları ile karşılaştırılması Nuray Oktay, Zeki Kılıçaslan, Orhan Kaya Köksalan, Halim İşsever

Tüberküloz (TB) yüzyıllardır dünyada tehdit oluşturan bir sağlık sorunu olarak varlığını sürdürmektedir. Dünya nüfusunun üçte biri TB basili ile enfektedir. Her yıl yaklaşık 9 milyon yeni TB vakası ortaya çıkmakta ve yaklaşık 1.7 milyon kişi hastalıktan ölmektedir.

Türkiye’nin tüberküloz insidans hızı, yıllara göre azalmakta olup 2002 yılında yüz binde 40 iken 2008 yılında yüz binde 30 dur. ( Türkiye de VS 2010 raporu)

İnfeksiyon dinamiklerini incelemek, uygun tedavi ve infeksiyon kontrol stratejileri belirleyebilmek için etkenin moleküler tiplendirmesi önemlidir. Moleküler tiplendirme yöntemleri, birçok ülkenin farklı topluluklarındaki tüberküloz hastalarından üretilmiş M. tuberculosis izolatları arasındaki klonal ilişkiyi araştırmak amacıyla yaygın halde kullanılmaktadır.

Kültür sonuçlarının, gerçek etyolojik ajana mı yoksa laboratuvarda bir kontaminasyona mı bağlı olduğunu belirlemede, yeni bulaşı reaktivasyondan, ekzojen bir enfeksiyonu alevlenmeden ayırmada, tedavi esnasında direnç gelişimini izlemede genotiplendirme yöntemlerine başvurulur.

Moleküler tiplendirmede birçok farklı yöntem ve bu yöntemlerin kombinasyonları kullanılmaktadır. En sık kullanılan yöntemler, spoligotiplendirme, MIRU-VNTR tiplendirmesi ve IS6110 RFLP’dir.

Bazı tüberküloz suşlarının farklı insan etnik grupları ile seçici ilişkisinin, M. tuberculosis suşlarının sosyal, kültürel epidemiyolojik ve çevresel güçlerin etkisi ile genetik adaptasyonuna bağlı olup olmadığı yeni araştırmaların konusu olmuştur.

İn vitro ve fareler ile yapılan çalışmalar spesifik tüberküloz suşlarının benzersiz genetik özellikleri ve virulan fenotipleri olduğunu desteklemektedir. Bu çalışmalarda bazı soylara ait suşların; NO direnci, zayıf granülom formasyonu, artmış proinflamatuar yanıt ve gücü azaltılmış interlökin-6, interlökin -12, TNF- α üretimi gibi immunite değişikliği yapabilme kapasiteleri olduğu belirtilmiştir.

Türkiye’de M. tuberculosis izolatlarının genotiplemesine yönelik ilk çalışmayı, Durmaz ve ark. yapmışlardır. Bu çalışmada Türkiye’de birçok tüberküloz suşunun farklı coğrafik bölgelerde yaygın olarak bulunduğunu, kümelenen hastaların da çoğunun birbirleriyle ilişkisi olduğunu belirlemişlerdir.

Başka bir çalışmada ise filocoğrafik olarak Türkiye’ye özgü bir yeni M Başka bir çalışmada ise filocoğrafik olarak Türkiye’ye özgü bir yeni M. tuberculosis klonu ( LAM7-TUR) tanımlanmıştır.

İstanbul ilinde M. tuberculosis suşları üzerine yapılmış fazla sayıda çalışma bulunmamaktadır. Köksalan ve arkadaşlarının yayınlanan bir çalışmasında İstanbul’da Pekin genotipinin prevelansı %1,13 olarak bulunmuş ve bu suşların eski Sovyetler Birliği ülkeleri üzerinden taşındığı bulunmuştur. Ayrıca aynı çalışmada Pekin genotipinin rifampisin dirençli suşlar arasında anlamlı derecede yüksek prevelansının olduğu (%2,7) gösterilmiştir.

LAM ailesi tüm Amerika, Karayipler, Avrupa, Afrika ve Okyanusya’da yaygındır. Yapılan çalışmalarda LAM ailesinin salgınlar ve çoklu ilaç direnci ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. LAM 4 genotipine ait bir suşunun Güney Afrika’da yaygın ilaç dirençli tüberkülozun (XDR-TB) en önde gelen sebebi olduğu bildirilmiştir.

Türkiye’de tüm tüberküloz vakaları içinde ilaç duyarlılık testi yapılan toplam 4,963 hastanın sonuçları incelendiğinde; %19,1’inde en az bir ilaca direnç saptanırken, en yüksek oranlarda direncin de izoniyazid’e karşı geliştiği görülmüştür. İlaç duyarlılık testi yapılan olguların %5,3’ü (263 kişi) çok ilaca dirençli bulunmuş olup, çok ilaca direnç oranı yeni olgularda %3, tedavi görmüş olgularda %18,6 olarak saptanmıştır.

AMAÇ Türkiye’de sık görülen bir M. tuberculosis genotipi olan LAM-7 TUR ile sık görülen diğer 5 genotipin (T1, ST248, HAARLEM 1, HAARLEM 3, LAM 9) ilaç dirençlerinin karşılaştırılmasıdır.

YÖNTEM İstanbul DETAE Tüberküloz ve Moleküler Epidemiyoloji biriminde spoligotyping ve 24 locus MIRU-VNTR tiplendirme yöntemleriyle genotip tayini yapılmış ve ilaç direnç testleri yapılmış 465 olgu çalışmaya alındı. Olgular LAM 7 ve non LAM 7(T1, ST248, Haarlem 1, Haarlem 3, LAM 9) olmak üzere 2 grup halinde sınıflandırıldı. Verilerin analizinde SPSS paket programı kullanıldı. Veri kaydı programa yapılarak, gruplar arası farklılıkların istatiksel olarak incelenmesinde ki-kare yönteminden yararlanıldı. İstatistiksel anlamlılık sınırı p<0,05 olarak alındı.

BULGULAR: Çalışmaya toplam 464 olgu alındı. LAM 7 grubunda 213 (%45,9), non LAM 7 grubunda 251(%54,7) olgu bulunmaktaydı. (ortalama yaş 32,6±13,2; 12-89 yaş arası) Olguların 352’si erkek (%75,9),112’si (%24,1) kadındı. 462 (%99,6) olgu T.C. vatandaşı, 2 olgu (%0,4) yabancı uyrukluydu.(Biri Gürcistan, diğeri Romanya)

45 (%59,7) olguda INH, 20 (%4,3) olguda Rifampisin, 13 (%2,8) olguda Ethambutol, 37 (%8) olguda Streptomisin direnci saptandı. 17(%3,7) olguda ise çok ilaca direnç (MDR) saptandı.

INH direnci LAM 7 grubunda 40 olguda (%18 INH direnci LAM 7 grubunda 40 olguda (%18.8) gözlenirken , non-LAM 7 grubunda yalnızca 5 olguda (%2) olarak bulundu. (p:0.00) LAM 7 grubunda 20 (%9.4 ) olguda Rifampisin direnci gözlenirken, non LAM 7 grubunda Rifampisin direnci gözlenmedi. (p:0.00)

Ethambutol direnci LAM 7 grubunda 12 olguda (%5 Ethambutol direnci LAM 7 grubunda 12 olguda (%5.6), non LAM 7 grubunda 1 olguda (%0.4) saptandı. (p:0.00) Streptomisin direnci LAM 7 grubunda 30 olguda (% 14,1), non LAM 7 grubunda 7 olguda (%2,8) saptandı. (p:0.00)

LAM 7 grubunda çok ilaca direnç (MDR) 17 olguda (%8) gözlenirken non LAM 7 grubunda hiçbir olguda MDR yoktu. (p:0.00)

Sonuç Çalışmamızda ilaç direnç oranları ülke genelindeki verilerle koreleydi. LAM 7 grubunda ilaç direnci non LAM 7 grubuna göre belirgin olarak yüksekti.

Bu bulgunun klinik  pratikte  kullanımı konusunda yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.

Teşekkürler