Başkalaşım (ses düğmesini açabilirsiniz).

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim
Advertisements

Bunu okursanız iyi olur
NEVESER “Çaresiz”in Şarkısı ses düğmesinin açık olması gerekmektedir.
Boş ver be yaşı başı. gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver
Orhan Veli Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü
ARKADAŞ VE DOST KAVRAMI
45 SANİYE Kaç şey hatırlar insan kırk beş saniyede?
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
Terentius, "Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden
Sen benimsin; bana aitsin... ses düğmesini açabilirsiniz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
Resim-iş dersi ses düğmesini açabilirsiniz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
İŞTE ANNELERİMİZ.
İngilizceden çeviri : Orkideler İngilizceden çeviri : Müzik: Autumn Rose.
SLAYT GEÇİŞLERİ OTOMATİKTİR… LÜTFEN TIKLAMAYINIZ… SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER… Sesli İzleyiniz.
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
Ağlarsam sesimi duyar mısınız
Zor elde ettiklerinizin kıymetini bilirsiniz; bu küçük öykümüz de, bir zor elde edişle, bir kıymet bilişle ilgili... (ses düğmesini açabilirsiniz)
Bazı arkadaşlarımız zaaflarımızı öğrenmeye çalışır, bulur ve kullanır... bazıları da zevklerimizi tespit eder, onlara hitap etmeye uğraşır...
“Sonsuza Dek” sesli.
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
sesli “yabancı” lisan? kaç yabancı dil bilirse bilsin insan…
ANNEYE NİNNİ (bütün anneler bebektir) Bugün sonucu içimizi rahatlatan bir anjiyo yapıldı anneme. Henüz icat olmamış bir alet ile bakılsaydı, aslında.
Korkmuyorum Seni Sevmekten
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ses düğmesini açabilirsiniz
Bu akşam Bourbon Caddesi’nde bir Ay var. Yüzler görüyorum soluk lambanın altından geçerlerken. Bu çağrıyı izlemekten başka seçeneğim yok. Parlak ışıklar,
ses düğmesini açabilirsiniz bu satırları yazdıran Dmitry Dmitrievich Shostakovich ve André Rieu’ya teşekkürlerimle...
Sen hangisini seçerdin?
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
ANNECİĞİM.
birlikte yaşlanıp, (ses düğmesini açabilirsiniz) birlikte ölebilmek…
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında.
ses düğmesini açabilirsiniz seksen iki yılda; açık alınla... Bir kutlama kartı geldi Korkut’tan; yani evvel zaman, kalbur saman içindeki, “bizim.
iş’te keyif… 1990 sevgili kızıma; iş yaşamının kapısında,
bir tatlı huzur (sesli) DİZİDE, TARTIŞMADA, TRAFİKTE, TELEFONDA, İŞTE, OKULDA, TOPLANTIDA, ALIŞVERİŞ KUYRUĞUNDA; HANGİ KAPIYI ÇALSAN, BURUK ACI GİBİ.
MEVLANA YOLUNDA ARALIK 2010 KONYA
Sesli izleyin Geçişler için tıklayın Olmasa da olur dedi ğ imiz insanlarla doludur hayatımız; tanı ş tı ğ ımız, selamla ş tı ğ ımız; klasik cümlelerle.
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
Seni seviyorum; seni çok seviyorum Ben de seni; ben de seni çok seviyorum...
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
mazeret ses düğmesini açabilirsiniz bir fotoğraf makinasının, cepte beş kuruş parasının, aydınlık bir geleceğinin olmayışı da, Değil bir "makro" objektifinin;
(ses düğmesini açabilirsiniz) PROFESYONEL Léon, hayatımın filmlerindendir.
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
(ses düğmesini açabilirsiniz) son babalar son patronlar son kuşlar.
ses düğmesi açık olmalıdır ŞAİR Ödü patlıyordu ama sormalıydı, karnı acıkmıştı ve karısı kendini odaya kilitlemiş, aşk şiirleri yazıyordu. Usulca tıklattı.
ses düğmesini açabilirsiniz Bir sararmış fotoğraftayız.
denizin arnavut kaldırımına; (ses düğmesini açabilirsiniz)
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
YAĞMUR İclal AYDIN Ses Düğmesini Açınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
Olmasa da olur dediğimiz insanlarla doludur hayatımız; tanıştığımız,selamlaştığımız; Klasik cümlelerle iletişim kurduğumuz, yanıtlarını merak etmediğimiz.
Şsg y.b.o rehberlik servisi
GÜNDÜZ MASALI 1. Masal: binBİR GECElik MASALI masal - (sesli) devam etmek için düğmeye.
Yükleniyor Sunu seslidir...
FEDAKARLIK.
Bunu okursanız iyi olur. Bir şey kaybetmezsiniz....
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
Sunum transkripti:

Başkalaşım (ses düğmesini açabilirsiniz)

“- Hep böyle kalın e mi?!”

“- Hep böyle kalın e mi?!” Kalamam, kalamıyorum Aysel; şu satırları yazarken bile değişiyorum, bu satırları okurken de değişiyorsun. “e mi?!” dediğinden beri - çok şey - değil, zaman da, mekan da, beden de, evren de - her şey - değişti. Çin’de yavru bir panda biraz daha büyür; barış “tak - tak” cennetin kapılarını çalar, savaşın tırnakları uzarken, bir yerlerde yeni bir yıldız doğdu, İtalya’da bir zeytin ağacı filizlendi.

Bu ilahi döngüde, değişim değişmeden sürerken, genetiğiyle oynanmamış hiçbir zeytin ağacı asla incir vermedi, ya da bir panda büyüdükçe zebralaşmadı. Ama bir yılın en uzun gecesi daha arkada kalır, yepyeni bir ekinoks yaklaşırken, yine bazı insanoğluinsanlar başkalaştı. Aralarında evlenenler, geçim sıkıntısına düşenler, sevip de sevilmeyenler, başarıdan başı dönenler, parasını nerelere harcayacağını bilemeyenler oldu. Kimisi dibe vurdu, kimisi hit oldu, kimilerine bir yastık büyük gelirken, kimilerine bir ülke dar oldu. Kimi sımsıkı sarılırken, kimisi bir öpücük sesini arar oldu. Kimine pankreası, kimine dizleri, kimine de gözleri “dur!” derken, kimine “yürü ya kulum!” dendi. Alınlar kırıştı, saçlar ağardı, bazen gidilecek yerlere en önce göbekler vardı. ** ** ** Ama bunlar zaten olacaktı, tepede binlerce ışık yılı önce sönmüş yıldızlar hala parlarken, olmayacak da ne olacaktı? Olmaması gereken, doğal olmayan “başkalaşım”dı, metamorfozdu, dönüşümdü. Yani zebralaşma, incirleşme, ya da Kafka’nın romanındaki gibi böcekleşmeydi.

Ne kadar acıydı; okul bahçesinde ne düşler kurduğun dostunun yıllar sonra karşına ayaklı bir cüzdan gibi çıkması, o yazarın, yazdıklarının çook uzaklarına yolculuğu, o at kuyruklu serseri ruhlunun, düşmüş omuzlarıyla girdiği at yarışı kuyruğu, birlikte bisikletlerle Gölbaşı rampasından aşağı saldığınızda, avaz avaz bağırdığınızın son cipinin, toz değmemiş çamurluğu, bilmek - uğruna ölür sandığının rakip partiye verdiği oyu, hüzünle izlemek - bütün üretenlere oturduğu yerden attığı boku. ** ** **

Her daim ne kadar muhteşemken; mezun olsan da, evlenip çoluğa çocuğa karışsan da, patron tarafından azarlansan da, buruş buruş olup, nefes nefese kalsan da, inanmanın, güvenmenin, bir dosta telefon açıp bir şarkı dinletmenin, gecenin bir vakti bir cama taş atıp aşağıya davet etmenin, hiç konforlu olmasa da bir otobüse birlikte binebilmenin, kireç gibi yüzlerle bilmediğin küçük bir yerde inmenin, buğulu camlı lokantada üç kuruşluk çorba içmenin, onun sahip olmasını kendinden daha çok istemenin, en ucuz hediyeyi çok sevineceğini bilerek vermenin, varlığıyla bu vahşi dünyada emniyette hissetmenin, paylaşmak, birlikte cesur düşler kurmanın, ve doldurup birbirini, o düşlerin peşinden koşmanın tarifsiz, paha biçilmez coşkusu. ** ** **

Beden bir giysidir; zamanla değişir, eskir, solup delinebilir ve sonunda dünya çöplüğüne terk edilir. Ruh da değişir, ama sadece gelişir. Başkalaşım ise habistir; ruhu tutmuş kanserdir. Önemli olan emek verip önlem almak, tüm ruhların gelişmesine katkıda bulunmak, cennetin kapısını “tak –tak” gelişmiş ruhlarla çalmaktır. ** ** **

Sevgili Aysel; belki eğri ama hep böyle düşündüm, para bulunca kaybeden için üzüldüm, aşkı bulunca evrene sığamadım. Düşlerin de olmasına, sevgiyle paylaşılmasına çabaladım; koruyucu hekimlikte, iyi bir düş hekimi olmaya çalıştım. Dilerim ki, bedenin eskirken, yaşsız ruhun böyle olsun; sonsuz bir öğrenme, karşılıksız bir öğretme arzusuyla tutuşsun, bir anlık yaşamın sevgiyle dolsun.

Geliş, ama başkalaşma;

→ → → → → Geliş, ama başkalaşma; “hep böyle değiş”, n’olursun… düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com → → → → → Okuyucumuz Aysel’in mektubu (izniyle):

Selam, aslında konu zaman aşımına uğradı ama içime dert oldu, yazmazsam çatlarım! Kim ne derse desin (başta ben!) hangi kılığa girerseniz girin; takım elbise, sinekkaydı traş, kuş, civciv, doktor, baba, meclis kürsüsünde konuşan ciddi adam, şort, ıslak t-shirt, tenis raketi, futbol topu, top sakal, kirli sakal, at kuyruğu, dazlak kafa vs.................... hiiiiiiiç fark etmez! Düş Hekimi Yalçın Ergir'in benim (eminim yüzlerce hayran ve sevenin de) zihnimdeki, yüreğimdeki, içimdeki şekli (imajı, görüntüsü .......ne derseniz deyin) hep aynı! ÇOK FARKLI, ÇOK GÜZEL, ÇOK ÖZEL! Bir insanın kalbinin, aklının, ruhunun yani içinin güzelliği yüzüne yansır. Ben bunu bilir bunu söylerim. İster kainat güzeli olsun ister Notre Dam'ın kamburu, fark etmez! İşte bu yüzden, kim ne derse desin, kim nasıl görmek isterse istesin bir tane DÜŞ HEKİMİ YALÇIN ERGİR vardır, o kadar! Şekli, şemalı hiç önemli değildir, yüreğindeki, kafasındaki, kalemindekidir önemli olan. Şekerin kağıdı misali, ambalajı geçiniz! Sizi her halinizle seviyoruz, hem de çok. Hep böyle kalın e mi?! Sevgiler Aysel → → → → → Duyuru:

26 Aralık 2007 Çarşamba günü saat:15:00’te, Kumrular Caddesi No:3, Kızılay - Ankara’daki, Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde (eski Milli Kütüphane), Vehbi Koç Vakfı’nın kültür alanındaki kuruluşlarından “Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi” -VEKAM’ın, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve T.C. Ankara Valiliği desteğiyle düzenlediği aylık “Ankara İzdüşümleri Çarşamba Toplantısı”nda, “Düş Hekimi ile Bir Ankara Yolculuğu”nda buluşmak ve paylaşabilmek dileğiyle… düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com fon müziği: knocking on heavens door / bob dylan