Bâki kalan gökkubbede yalnız bir hoş seda imiş. Sesli izleyiniz.
Hammâmî -zâde İsmail Klâsik Türk Mûsıkîsi'nin son büyük bestekârı
9 Ocak 1778'de İstanbul'da doğdu, 29 Kasım 1846'de Mekke yakınlarında Minâ'da öldü. Babası geçimini hamam işletmeciliğiyle sağladığı için, İsmail Efendi, Hammâmîzade adıyla tanınmıştır. Ancak günümüzde çoğu zaman Dede Efendi diye anılır.
İsmail Dede hem Mevlevi gelenekleri içinde yetişmişti, hem de bir saray adamıydı. Kendisi de besteci olan Sultan III. Selim, onu saray hanendeleri arasına almıştır. Dede'nin sanatına çeşitli düzeylerde bakıldığında, birçok farklı öğeyi doğal bir uyum içinde kaynaştırdığı görülür. Müziği hem dünyasal, hem de dinsel ve mistiktir. Seçkinlere seslenirken halktan uzağa düşmez.
Yüz elli yıldan sonra da geniş bir dinleyici kesime seslene- bilmesi, sadece sanat gücünün değil,aynı zamanda,eski zevki yeni zevke bağlayan bir köprü rolünü oynamış olmasının bir sonucudur.
Yine bir gül nihal Yine neş-ei muhabbet Bir verdi rana Ey büt-i nev eda Bir dilberi nadide Yüzündür cihanı münevver eden Bu gece ben yine Mah yüzüne aşıkanım Şu karşıki dağda bir yeşil çadır Ey gül-i bağı eda Baharın zamanı geldi Gitti de gelmeyiverdi Sana ey canımın canı efendim Gönül durmaz su gibi
Rast şarkı Yine bir gül-nihâl aldı bu gönlümü Sîm-ten, gonca-fem, bî-bedel ol güzel Ateşin ruhleri yaktı bu gönlümü Pür-edâ, pür-cefâ, pek küçük, pek güzel Görmedim kimsede böyle bir dil - rübâ Böyle kaş, böyle göz, böyle el, böyle yüz Aşıkın bağrını üzmeğe göz süzer El-amân, el-amân, her zamân ol güzel
Hicaz köçekce Ey büt-i nev eda Olmuşum müptela Aşıkım ben sana İltifat et bana Gördüğümden beri Olmuşum serseri Bendenem ey peri
Râst şarkı Usûl: Yürük Semai Yüzündür cihânı münevver eden Fedâdır yoluna bu cân-ü ten Senin-çün yandığım nedendir neden Senden midir, benden midir Dilden midir, bilmem âh Niçin kıyarsın acep bu dostuna Kapıldım elâ gözlerin mestine Mâilim ol gonca gülün hüsnüne Senden midir, benden midir Dilden midir, bilmem âh Firâkınla benim sinem dağlıyor Bu gönül sinemde yâre bağlıyor Nedendir bu, iki çeşmi ağlıyor Senden midir, benden midir Dilden midir, bilmem âh
Hicaz şarkı Mah yüzüne aşıkanım Taze bitmiş gül fidanım Efendim nazlı cananım Seni gayet sevdi canım Severim yoktur yalanım Hoş edalı nazik peri Görenler olur serseri Canım versem vardır yeri Seni gayet sevdi canım Severim yoktur yalanım.
Hicaz köçekce Bu karşıki dağda bir yeşil çadır Çadırın içinde bir civân yatar O civân bilmiyor hiç gönül hatır Leylâ'nın aşkına dağlar mekânım Sevdâ ne müşkil, âh yanar ağlarım Karşıda yananı fener mi sandın Salınıp gezeni yârin mi sandın Bu güzellik sende kalır mı sandın Leylâ'nın aşkına dağlar mekânım Sevdâ ne müşkil, âh yanar ağlarım
Hicâz Yörük Semai Ah yine neşe-i muhabbet dil'ü cânım etti şeyda Ah yine bezmi ayş-ı vuslat edip ehl-i aşkı ihya Ah o güzel başın için, o hilâl kaşın için gel Men men aşık-ı nalân men men berde-i ferman Tenni tenni tennenni tenenen Gel gel dilde nihânım gel gel kaşı kemanım Ah aman ey gül-i nihâlim beni eyle vasla şâyân Ah sana can ü dil fedadır gönül an deli gibi gûya Sana can ü dil fedadır Ah gönül an deli gibi gûya
Hicaz köçekce Baharın zamanı geldi a canım Yavru ceylan gel gidelim Yollarımız yeşillendi Ceylan ceylan gidelim ceylan Yavru ceylan gel gidelim Kolların boynuma uzat a canım Zülfünün tellerin düzelt Avcıların yolun gözet Ceylan ceylan gidelim ceylan Yavru ceylan gel gidelim
Şehnâz şarkı Sana ey cânımın cânı efendim Kırıldım küstüm, incindim gücendim Benim nevreste-î bâğ-î bülendim Kırıldım küstüm, incindim gücendim Nic'oldu şimdi evvelki muhabbet Sana düşmez kulundan böyle vahşet Be zâlim sende yok mu hiç mürüvvet Kırıldım küstüm, incindim gücendim Derûnum ney gibi her dem delersin Gözümün yaşına hande edersin Gözüm önünde yâd-eller seversin Kırıldım küstüm, incindim gücendim
Çok insan anlayamaz eski musikimizden Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden Yüz elli yıl sıra dağlar birer birer yücelir Ve akibet DEDE’nin anlı şanlı devri gelir Bu musikiyi o son kudretiyle parlattı Ölünce ülkede muhteşem bir güneş battı. Yahya Kemal Beyatlı
Sunum: Zuhal Işıkdağ e-mail: zuhalisikdag@superonline.com
KAYNAKÇA: Bâki: 1526-1600 Ünlü Divan Edebiyatı şairi Dede Efendi: M.Fatih Salgar Dede Efendi besteleri: Ender Ergün- Fatih Salgar- Serhan Aytan