Dört yanımız trahomlu gözler heyulası Domuz bağı Cereyanlı tel Filistin askısı İleri geri tutar yanı yok Üstümüz çapraz ateş Altımız.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Vay aslanım!.. Vay yiğidim!.. Vay ki vay!..
Advertisements


Gülden Umutlar Ses Düğmesini Açınız.


HA GAYRET!... Özgürce yaşam…; Akıl, izan, vicdan…
HİLALİN GÖLGESİNDE BİR ÖMÜR
UZAKTAN UZAĞA… Öyle gülüp harap etme içimi, İçimden bir şeyler düştü, düşecek.. Bilmem, nasıl aşık ettin ki beni, Ulaşamadığım, sen kaldın bir tek..
Ahmet Muhip DIRANAS ( Haziran 1980)
LÜTFEN slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz. Hazırlayan: yilmazgurler gmail.com Yazarı: alicanyasar gmail.com “FOTOĞRAFLAR, ERMENİ ÇETELERİNCE KATLEDİLEN.
ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ KUTLU OLSUN ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ KUTLU OLSUN
Ben bir kızım anadoluda doğmadan sönmüş yıldızım
Benim Memleketim Bir Başkadır Havasına suyuna taşına toprağına
BAYRAK. BAYRAK Bayraksızlar, bayrak sızlar, Yere düşse bayrak sızlar, Nerden bilsin kıymetini Soysuz sopsuz bayraksızlar.
Boynumuzda sübyan kavgaların vebali Koynumuzda üryan sevdaların cemali Baba yadigârı çalar saat misali Gün ışımaz yarınlara kurdular.
SESLİDİR with the hope you to feel the pain before that you have not realized until the teror had reached to you. Terör size ulaşmadan anlayamadığınız.

HA GAYRET TAYYİBAN!... Kalmadı Satılmadık VATAN, Özgürce ve çagdaş yaşam…; Akıl, izan, İnsaf,vicdan… pınarından sulanan!... Rızk,Kula,kuldan değil!...
HA GAYRET!... Özgürce yaşam…; Akıl, izan, vicdan… pınarından sulanan!... Kula,kuldan değil!... Doğrudan… Doğadan!... Armağan!.. Metin : Mehmet Halil Arık.

Behey Brem Yiğit Kirvem Allah’ını sevem Hali vaktin helak Varlığın yok olmuş… Nutkun kuru Kanın çekilmiş… Kırış kırış alnın Saçların.
Duymaz mısın Gündoğusu rüzgarların uğultusunu Ayazıyla nasıl da yakar aşılı goncayı Nasıl da tıkar ekmeği boğazımıza Bir tas su.
Çalışmaz da, üretmezse bir arı Bal neye lazım, petek kime gerek... Geçilmezse nehrin coşkun suları Sal neye lazım, kürek kime gerek...
Fotoğraflar; Ermeni çetelerince katledilen Türk Halkının tarihi belgesidir.
Birlik ve beraberliğimizi hedefleyen ihanet odaklarının Türk Milletinin tarihi şerefini iki paralık edercesine Yerden göğe dek.
Şiir, Ali YAŞAR ‘ın DELİ IRMAK isimli kitabından alınmıştır… Ali YAŞAR Lütfen slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz.
Sunuindir.blogspot.com YAPIM EKLERİ
ÇANTA. Süslü püslü dışı Kocaman içi Fermuarı var Ceket değil Bil bakalım nedir?
Ölüm dümen suyumuzda güdümlü torpil Çığlıklar pruvamızda buz dağı Karaya vurur umut Dibe çöker ışık Acılar üstümüzde balıkçı ağı...
Ben bir Eylül sen bir Haziran
Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar Ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar... Le ley Urfa De hele bana Bu ne haldır gözüm Bu nasıl bela.

UNUT BENİ CAN Bu kaçıncı gece hasretinle yandığım kaçıncı gece yıldızları yıkadığım göz yaşlarımla? Mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla Bosnalı kadınlar.
Felluce‘ yim ben! Felluce‘yim ben...Yıkık, harap, mağrur ve asi... Medeniyet denilen arsız yalanın tekzibi... İşgale uğradım, yağmalandım, kana bulandım.
Düşününce memleketin halını Acısı yürekler yakar mı yakar… Kimi çalar kimi çırpar malını Kimi de lal olur bakar mı bakar … Dost bağında kıran otlar.
Selim Furkan Tekin Hz-D
Felluce‘ yim ben! Felluce‘yim ben...
AĞıTLaR YaKMaLıYıM Ağıtlar yakmalıyım,acılarımın üstüne Kokun gelmeli,puslu havalardan Bir nefes olmalı,şiirlerime Keder dolu bakışlarıma,yüzüme Siyahın.
Birazdan okuyacağınız yazılar bir Kızılderili kitabesinden alınmıştır.
Tasarım: magirbas © Sesli Akışında İzleyiniz Yüreğimin sürgün korkuları cebimde Gözlerimin şafaklarında iki büklümüm Hangi şamar acıtır özlemli gönlümü?
Hülya Büyüköner Cansıla
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
Senden sonraydı... Hayvansız kalmış bir orman gibi ağlamaklıydı kainat; Hangi dağda ateş yansa O yana ağlardı atlar, ve bir kartal bir kartala dayıyorsa.
BAYRAKSIZLAR                                              
Sen de Yan Canım.
DEMLİDİR SEVDAM MARVAN OĞUZ
Sonbaharımsın Artık
KAFİYE ( UYAK ) : Dize sonlarındaki ses benzerliklerine “uyak” denir.Dize sonların- daki ses,anlam ve görevce farklı sözcük,ek ya da seslerden oluşur.
NOKTALAMA İŞARETLERİ ... ? . ‘’ , !.
Zamansızdır hep ayrılık.... Yalnız hayat bin işkence, Kim demiş ki bahtiyarlık? Can bedenden gitmeyince, Zamansızdır hep ayrılık.
BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACI
LÜTFEN slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz.
ARHAVİ MÜZİK:BİROL TOPALOĞLU
ELEDİM ELEDİM HÖLLÜK ELEDİM.
Karanlıklar uzaklaştı
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
Yıldızlar uzakta, sabahlar uzakta, uzakta memleket Sen uzaktasın
,,,,,,, ,,,, KARANLIK GECEDE KARASUDAN ZAP SUYUNA GİDEN YOL.
YATAN ASKER.. Yanıp, tutuşurken vatan aşkıyla, Namusum olan ay yıldızlı bayrağa.. Sahip çıktıkça, ülkemin her karış toprağına Şehit olup yatacağım sonsuza.
Zerdali Dalı Mısın?.
İndim kuyu dibine sildim süpürdüm silkildim çıktım.
ÖNCE VATAN Bu toprağa nice canlar verildi, Haindir ülkemi satan diyorum, Zalimler ordusu yere serildi, Önce vatan sonra vatan diyorum. Toprağını sürdüm.
Sen benim susuzluğumu dindirecek yağmurunu bulamadın!...
ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN ANISINA..
Ses Basınız.
Sevdiğime söyle Hazırlayan ::: SAHİN65.
Biz öfkelerimizi yumruk yaptık Suratına çarptık alçakların bir bir Türkü yaktık Ağıtlar yaktık Korkmadık yemin olsun Toz kondurmadık.
SAKARYA TÜRKÜSÜ. SAKARYA TÜRKÜSÜ İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak.
Görevi devralan ben miyim anne
Üç Sesli Tek Heceli Sözcükleri Okuyalım
Sunum transkripti:

Dört yanımız trahomlu gözler heyulası Domuz bağı Cereyanlı tel Filistin askısı İleri geri tutar yanı yok Üstümüz çapraz ateş Altımız mayın tarlası... Kükremiş aslan sesi duyulan feryat Kan bulaşığı ağızlarda ölü etimiz Ayaklar altında Çamurlar içinde çiğnendi Ebeveynlerimizin bile görmediği mürüvvetimiz... Soslu sözlerin aslı astarı yok Kökler saksıda Dallar el uşağı Fikirler sığ Fiiller banal Sohbetler belden aşağı …

Kör kalem murdar yazı Şer kurşun hoyrat sızı Öbek öbek taladılar gülistan obamızı... Şaşaalı vaatler şırıngayla zehir Meymenetsiz yüzlerde cüzam salgını Fitne fesat koynumuzda yatılı misafir... Suyumuzu bulandırdılar Ekmeğimizi dolandırdılar Yetmedi İstila ettiler topraklarımızı Yerimizi çahşattılar... Yaktılar harmanlarımızı Yıktılar haymalarımızı Barışın ve özgürlüğün gönderine Hışımla çekilen haset Gark olmuş yarınların resmidir Kürediler hülyalarımızı …

Unutma ki; Bu özümüze saldırıdır Bu türkülerimize düşen tetik Halaylarımıza atılan molotof kokteyli Yavrularımızın gırtlağında sustalı Nasırlı ayağımıza batan iğde Şalvarımızın peyiğinde karaçalı Bu dilimize vurulan gemdir... Sis bulutu içinde Ağrı Dağı’nın silueti Çıldırmış tanrıları Nemrut’un Fırat’ın deli cesareti Su altında Hasankeyf Kıtlık kıran Harran Mecalsiz Munzur Bu Çukurova’nın felaketi Hayra yorulmayan kemdir …

Namusumuza ana avrat küfür Boğazımızda haram lokma Kabahatinden büyük özür Alnımızda kara damga Bu canların cebelleştiği mahşeri cemdir... Bu kınından çıkan kılıç Alnı beşik eşkine kısrak İnceldiği yerden kopan ip Kemiğe dayanan yağlı bıçak Bu Dervişin sabra doyduğu demdir …

Bunlar gâvur garazlı İt irsi, hınzır marazlı Şah damarı çatlamış arsızlar… Bunlar melun cevazlı Cazgır avazlı, pisboğazlı Rızkımızı çalan hırsızlar bunlar... Bunlar ayrık otu Barut tozu, kibrit suyu İsa'nın asıldığı çarmıh Yusuf'un atıldığı dipsiz kuyu Bunlar Deccal, Yezit, Firavun Merhameti merhum kanun Mazluma kan kusturan soysuzlar bunlar... Elleri cebimizde soyguncular Nefesleri ensemizde hortumcular Bunlar çıyan çerisi Sırtlan sürüsü Kan emici vampirler Et obur akbabalar Leş yiyen kargalar bunlar …

Düşün hele Kambur sırtlarımızda çatılan keyfi âlem Eteklerimizde tutuşan çağ yangınları Mahpus damlarında atılan arpa boyu voltalar Ve kılı kırk yaran umut acı çığlığımız… Düşün bir Garnitür sofralarda karın ağrısı paylaşım Boşa çalan kaşıkların kahır yüzü Sabır şöleni şükürler gök gürültüsü Yani açlığımız... Demem o ki; Tanı bunları, iyi belle... Kuşluk vakti gözlerine bürünen karanlık Çorak iklimlerin kısır bulutları Kır zincirlerini esaretin emzirdiğin güneşlerle Yık içindeki haksızlığa susan dilsiz putları Üstüne biçilmiş pejmürde kaftanı yırt... Sana reva görülen bu hayat Bu rezil yaşantı hak ettiğin değerin değil Yalnızlık Allah'a mahsus Hainlik kötünün harcı Ezginlik kaderin değil...

He benim canım Ciğerimin köşesi Yoluna gurbanım… İtaat, canhıraş ölüm Sükût, zulüm silsilesi... Uyan söğüt gölgesi uykulardan Sırtını sevdalara yasla Ve sarıl sadık sevdiğine... Karşında ihanetin semiz gövdesi Ve kulak tırmalayan kışkırtıcı sesi Oturttur taşı gediğine... Kör şeytanın kör gözüne sokarcasına parmağını Çal kaleme Vur mızraba Bas tetiğe Dağıt dış mihrakları Tak etti canımıza De yeter yaptıkları...

Sen anasın leey!.. Kürt kızı, Türkmen özü, Alevi yüzü… Sen babasın loo!.. Laz oğlu, Çerkez soylu, Afşar boylu… Kanmayasın ha yalanlara Sakın ola aldanmayasın Aslın TÜRK Alayın ANADOLU… Aynı ağaç, ayrı dal Kök bütün, farklı dil Biz biriz Beraberiz Ne sen bana yabancı Ne ben sana el...

Öyle ya Daha dün Rusya’da soğuktan kırılmadık mı? Çanakkale’de omuz omuza kahpece vurulmadık mı? Giden gelmedi Yemen’e Kore’de kabrimiz belli değil Yavru Vatan Kıbrıs’ta yekvücut dirilmedik mi? Peki, Şimdi ne değişti can? Yenimiz mi, yerimiz mi? Etimiz mi, derimiz mi? Yoksa toprağa akan Kanımız mı, terimiz mi?...

Sen yiğitsin Sözünün erince mert Perçinli öfkence sertsin Sen sınır boylarında uç beyi Kılıcı keskin süvari Yüreği bıçkın fedai Sen kudurmuş dalgalara kürek çeken leventsin… Susma!.. Haykır!.. Bitsin artık yüzüstü sürünüş Başlasın şanlı direniş Bendini çiğneyen sel gibi akarcasına Küfrün bağrına hançeri sokarcasına Ülkemin makûs talihini yıkarcasına Durma!.. Bastır!.. Ürkme çakal seslerinden Dik başını, sık dişini Yumruğunu kaldır… Bilinsin ki Ağaçlar budanmakla kurumaz Vuruldukça püskürecek filizleri TÜRK ANADOLU’nun Körpe şıvgınlar boy verecek Ağaracak şafak Çatlayacak tohum Yarılacak meme Mayası sağlam soy verecek...

DE YETER ARTIK Grafik Tasarım : Ayfer Dursun / © Şiir : Ali Yaşar