alicanyasar@gmail.com
Bize göre değil bu şehir Bu hava Bu gürültü Bu çarpık düzen bize göre değil... Bize göre değil beton yığınlar Yol boyu iç içe geçmiş araçlar Cana susamış trafik Ruhunu kaybetmiş kalabalıklar...
Site içi devir daim havuz Çocuk oyuncağı minyatür parklar... Spor eksenli suni teneffüs Emme basma tulumba çarklar... Gayrı kurtulmak gerek bu kıskaçtan Ver elini çıkmak gerek dağlara Bizi ancak dağlar paklar... Cami avlusuna terk edilmiş çağa İşsiz gencin çatı katında can pazarı Bataklığa saplanmış toz pembe rüya Çeyiz sandığında körpe kızın gözyaşı Ve sömürülen emek Çiğnenen yetim hakkı Materyal oburu dünya bize göre değil...
Kışları zehir duman Yazları kavurucu sıcak Ne gökte bakılacak yıldız Ne basılacak yerde toprak Kan gölü sokaklar faili meçhul Köprü altları ki mayınlı tuzak... Bali kokusunda solunan hayat Geçen bir ömür baldırı çıplak... Biz camlardan seyretmedik yağmurları Taa iliklerimize kadar ıslanarak hissettik... Eyvallah demedik, boyun eğmedik zulme Halkın yanında, Hak için nefesimizi tükettik... İmrenmedik erzi kırıkların zârafetine Al mendillere aşkı işleyenleri sevdik...
Bize göre değil dar alanda kısa paslaşmalar Ayak oyunları Vücut çalımları Çıkar çatışmaları... Karanlık adamların yeraltı adımları Kaptı kaçtı Çaldı çırptı Yedi yuttu Haramîlik bize göre değil...
Bize göre değil unutmak dünü Dilini, dinini, tarihini, kültürünü Yaması olmak yabanın Kazımak asil kökünü Aslını inkâr bize göre değil... Mert olan vurur mu arkadan Yolundan döner mi korkudan Yâr gönlü cayar mı ülkü’den Kahpelik bize göre değil... Bize göre değil yıkılmak Yok olmak bize göre değil... ...