küçük bir internet masalı

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ses düğmesini açabilirsiniz
Advertisements

Gökkuşağının Altından Geçilir mi?
Sesli.
BASİT YAŞAMAK Dr. Yalçın ERGİR
(ses düğmesini açabilirsiniz)
NEVESER “Çaresiz”in Şarkısı ses düğmesinin açık olması gerekmektedir.
AŞK YARASI SESLİDİR.
SON NEFESİME KADAR SEN…
(ses düğmesini açabilirsiniz)
Kan rengi , kıpkırmızı güllere bayılırdı... Zaten onlarla adaştı...
“bizden” spor haberleri * ses düğmesini açabilirsiniz *
SELİM İLERİ.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
Sen benimsin; bana aitsin... ses düğmesini açabilirsiniz.
tek çeker günlüğü ses düğmesini açabilirsiniz Niye bilmiyorum; ben bu “Motosiklet Günlüğü” filminden ve müziklerinden çok etkilendim, bu serseri yolculuğa.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
Resim-iş dersi ses düğmesini açabilirsiniz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
CAN PAZARI (bir Pazar günü, ma-aile AVM’de…) yazan & görsel: düş hekimi yalçın ergir müzikler: baklava (midi) hoşça kal şarkısı - yeni türkü (söz: cengiz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ihtiyar mısırcı ve sürpriziniz.
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
Zor elde ettiklerinizin kıymetini bilirsiniz; bu küçük öykümüz de, bir zor elde edişle, bir kıymet bilişle ilgili... (ses düğmesini açabilirsiniz)
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
Sunay Akın, Düş Hekimi, 3 Liseli & 1 Masal
sesli “yabancı” lisan? kaç yabancı dil bilirse bilsin insan…
müzik: sonsuza dek (‘sonsuza dek aşık, sonsuza dek genç’ müzikalinden)
ANNEYE NİNNİ (bütün anneler bebektir) Bugün sonucu içimizi rahatlatan bir anjiyo yapıldı anneme. Henüz icat olmamış bir alet ile bakılsaydı, aslında.
DÜŞLER ANLATILIRSA – 2011 YILINDA; BİR ULUSAL BİLİŞİM KURULTAYI’NDA… (sesli)
KİBRİT ÇÖPÜ TARPAN ses düğmesini açabilirsiniz
(ses düğmesini açabilirsiniz)
ALÇAKLIK KORKUSU (sesli). ALÇAKLIK KORKUSU (sesli)
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ses düğmesini açabilirsiniz
Bu akşam Bourbon Caddesi’nde bir Ay var. Yüzler görüyorum soluk lambanın altından geçerlerken. Bu çağrıyı izlemekten başka seçeneğim yok. Parlak ışıklar,
ses düğmesini açabilirsiniz bu satırları yazdıran Dmitry Dmitrievich Shostakovich ve André Rieu’ya teşekkürlerimle...
Üzerinde kuğu resmi olan, masmavi bir uçan balonum vardı.
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
Bilesin Dedim Hiç sevmedim seni şehir, hiç ama hiç. Ne ışıklarını, ne gökyüzünü, ne yağmurunu, gökkuşağını bile.
bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında.
ses düğmesini açabilirsiniz seksen iki yılda; açık alınla... Bir kutlama kartı geldi Korkut’tan; yani evvel zaman, kalbur saman içindeki, “bizim.
iş’te keyif… 1990 sevgili kızıma; iş yaşamının kapısında,
bir tatlı huzur (sesli) DİZİDE, TARTIŞMADA, TRAFİKTE, TELEFONDA, İŞTE, OKULDA, TOPLANTIDA, ALIŞVERİŞ KUYRUĞUNDA; HANGİ KAPIYI ÇALSAN, BURUK ACI GİBİ.
MADAMA (ses düğmesini açabilirsiniz) O özgür havasıyla önümden bir vals yapar gibi geçmiş, beni fena etkilemiş, peşinden sürüklemişti. Az ötemde duruyordu,
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
DOKUNUYORUM; ÖYLEYSE VARIM (ses düğmesini açabilirsiniz)
kısa metrajlı yazı ses düğmesini açabilirsiniz
mazeret ses düğmesini açabilirsiniz bir fotoğraf makinasının, cepte beş kuruş parasının, aydınlık bir geleceğinin olmayışı da, Değil bir "makro" objektifinin;
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
ses düğmesi açık olmalıdır ŞAİR Ödü patlıyordu ama sormalıydı, karnı acıkmıştı ve karısı kendini odaya kilitlemiş, aşk şiirleri yazıyordu. Usulca tıklattı.
... bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin sofrada parmakların olacak en kıymetli çatalın yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık.
ses düğmesini açabilirsiniz Bir sararmış fotoğraftayız.
denizin arnavut kaldırımına; (ses düğmesini açabilirsiniz)
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
Balta çıkmamış bir ormanın, yalnız ağaçlarına... (ses düğmesini açabilirsiniz)
GÜNDÜZ MASALI 1. Masal: binBİR GECElik MASALI masal - (sesli) devam etmek için düğmeye.
Al bayrağım Kırmızı bayrağım Bayrağımız al renklidir. Bayrağımız kırmızı renktedir.
Sunum transkripti:

küçük bir internet masalı (ses düğmesini açabilirsiniz)

Sevgili kızım; bu gece sana bir internet masalı anlatacağım. Evvel zaman içinde; sen de “yirmi beş”, ben diyeyim “elli” küsur sene önce açılmış bir şarküteri-lokantanın öyküsünü yazan bir Düş Hekimi varmış. Bu öykü fotoğraflarıyla “Düş Hekimi” kitaplarında da yer alırmış. “Piknik” yazısındaki bir milyon sene önce çekilmiş fotoğrafların arasında, genç Reşat Önat ve Hayri Ayaz’ın kasada çekilmiş bir de fotoğrafı varmış. Bir başka bin yılın siyah beyaz yıllarında bu ikili bu sefer rengarenk bir fotoğraf karesinde yer alacakmış. Sararmış fotoğrafta, fotoğrafın çekildiğinden habersiz, “üç lira on kuruş”luk hesabı inceleyen bir de Piknik müşterisi yer almaktaymış. Derken sevgili kızım; aradan geçen - pirelerin devleri yuttuğu - onca yıldan sonra, aklı on karış gerideki Düş Hekimi, “Nar Lekesi” adlı yeni bir yazı yazacakmış. O rengarenk yılların, o siyah beyaz fotoğrafı bu yazıda da yer alacakmış.

“Nar Lekesi”, bir şişenin içine konup, ağzı mantarla kapatılarak internet okyanusuna bırakıldığında, önce Akdeniz üzerinden Süveyş Kanalı’na, oradan Hint, Pasifik Okyanusları derken dünyanın taa öteki ucuna ulaşacakmış. Onlarca metrelik dalgalar, bora, akıntı, anafor derken mantar tıpalı şişesi, içindeki mesajıyla Avustralya kıyılarına varacakmış. O sırada yıllardır Avustralya’da yaşamakta olan Ali Bora, kumsaldaki denizyıldızlarını denize atmaktaymış. Önce şişeyi denizden alıp, içindeki mesajı çıkartmış. Yok “Nar Lekesi”, yok “Atatürk Bulvarı” derken, gözü bir milyon sene önce üç lira on kuruş yazan bir kasa önünde çekilmiş fotoğrafa takılmış. Fotoğrafta hesabı inceleyen Clark Gable bıyıklı müşteri, 1986’da kaybettiği sevgili kayınpederi Altan Sanal’dan başkası değilmiş.

Koşa koşa fotoğrafı eve götürüp eşi Asu Bora’ya göstermiş; artık dünyanın bir köşesinde ikisi de gözyaşları içindelermiş. Hemen kuzey yarıküreye, hem canı kocasını 1986’da yitirmiş Gönül Sanal’a, hem de şişelerin ağızlarına mantar tıpayla kapamakta olan Düş Hekimi’ne haber uçuracaklarmış. Artık her iki yarımkürede de bir fotoğraf ve anımsattıklarına ağlayanlar varmış. ** ** ** O yağmurlu cumartesi akşamı, yaşlı ve sadece gözünden değil, gönlünden de seller akmakta olan Gönül Sanal’ın kapısı çalınmış. Karşısında, bir dudağı yerde - bir dudağı gökte olmasa da, gülümseyen bir düşçü, elinde ise kocaman bir siyah-beyaz fotoğraf varmış. Yaşlı ve yaşlı gözler uzuuun uzun fotoğrafa bakacak; Düş Hekimi’ne: - Yıllar sonra, hiç ummadığım bir anda, sanki hiç aklımdan çıkmayan Altan’ım çıkageldi... diyecekmiş.

O fotoğraftaki karede yer almasa da, o fotoğrafın çekildiği akşam gencecik Gönül Hanım da oradaymış. Ama böyle bir fotoğraf çekildiğinden ne kendisinin, ne de rahmetli Altan Bey’in bir ömür boyu asla haberleri olmayacakmış. Artık ne Gönül Hanım, ne de Düş Hekimi konuşabiliyormuş. Şakır şakır yağmur yağan bir cumartesi akşamı, ömürlerinde ilk defa karşılaşmış iki kişi, boğazlarında düğümler, eski albümlere, bir zamanlar “gökkuşağının üzerinde, mavi kuşların uçtuğu bir yer”i anlattığı kızları Asu ve Yıldız’ın fotoğraflarına bakıyorlarmış.

fotoğrafın geçtiği yazılar: Şakır şakır yağmur yağan bir cumartesi akşamı, ömürlerinde ilk defa karşılaşmış iki kişi, Altan Sanal’ı rahmetle anarken, bir ana oğul gibi birbirlerine sarılıyorlarmış. Şakır şakır yağmur yağan bir cumartesi akşamı, Düş Hekimi, 99 numaralı eski bir apartmandan ayrılıyor; bir masal yazmış olmanın sıcacık mutluluğuyla, elleri ceplerinde, dudağında ıslık, 2008’e giden ıslak ve karanlık yolda kayboluyormuş… düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com (gerektiği şekilde, mum ışığında yazılmıştır) müzik: somewhere over the rainbow judy garland fotoğrafın geçtiği yazılar: http://www.ergir.com/nar_lekesi.htm http://www.ergir.com/Piknik.htm