(ses düğmesini açabilirsiniz) OR’DA, BİR MAHALLE VAR UZAKTA…

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BASİT YAŞAMAK Dr. Yalçın ERGİR
Advertisements

(ses düğmesini açabilirsiniz)
NEVESER “Çaresiz”in Şarkısı ses düğmesinin açık olması gerekmektedir.
Az sonra karşınızda “bizim masalımız” olacak.
ses düğmesini Murat Suyu’ndan da, Mavi Nil’den de duyulacak kadar açabilirsiniz SON ON BİR.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
“bizden” spor haberleri * ses düğmesini açabilirsiniz *
45 SANİYE Kaç şey hatırlar insan kırk beş saniyede?
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
Bu Toprakların Kızı… , Harbiye Açıkhava Tiyatrosu.
Bugün... Küçük güzelliklerin günü olsun...
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
(sesli).
SIFATLAR ÖN AD.
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU.
Yoktan var olmaz bir duygu.
ÖZEL ANTAKYA ATA İLKOKULU
(ses düğmesini açabilirsiniz) ihtiyar mısırcı ve sürpriziniz.
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
Zor elde ettiklerinizin kıymetini bilirsiniz; bu küçük öykümüz de, bir zor elde edişle, bir kıymet bilişle ilgili... (ses düğmesini açabilirsiniz)
“Sonsuza Dek” sesli.
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
HERKES NERDE? (sesi açabilirsiniz) HERKES NERDE? bölüm: 1.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
Sunay Akın, Düş Hekimi, 3 Liseli & 1 Masal
sesli “yabancı” lisan? kaç yabancı dil bilirse bilsin insan…
müzik: sonsuza dek (‘sonsuza dek aşık, sonsuza dek genç’ müzikalinden)
Evet sevgili Arkadaşlarım! Bu benim sizlere gönderecegim son iletim.
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
HüLYaMa Hülyaların hep gerçek olsun Üzüntüler senden çok  çok uzak dursun Lacivertler düşmesin yüreğine Yaşamın hep beyaz gül olsun Arkadaşım,canım dostum,bacım.
ses düğmesini açabilirsiniz
Ömer Hayyam rubailer Ömer Hayyam
(sesli).
ses düğmesini açabilirsiniz bu satırları yazdıran Dmitry Dmitrievich Shostakovich ve André Rieu’ya teşekkürlerimle...
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
birlikte yaşlanıp, (ses düğmesini açabilirsiniz) birlikte ölebilmek…
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında.
ses düğmesini açabilirsiniz seksen iki yılda; açık alınla... Bir kutlama kartı geldi Korkut’tan; yani evvel zaman, kalbur saman içindeki, “bizim.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız Barış - 2.
iş’te keyif… 1990 sevgili kızıma; iş yaşamının kapısında,
bir tatlı huzur (sesli) DİZİDE, TARTIŞMADA, TRAFİKTE, TELEFONDA, İŞTE, OKULDA, TOPLANTIDA, ALIŞVERİŞ KUYRUĞUNDA; HANGİ KAPIYI ÇALSAN, BURUK ACI GİBİ.
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
kısa metrajlı yazı ses düğmesini açabilirsiniz
(ses düğmesini açabilirsiniz) PROFESYONEL Léon, hayatımın filmlerindendir.
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
(ses düğmesini açabilirsiniz) son babalar son patronlar son kuşlar.
Bugün küçük mucizelerin günü olsun..
Karanlıklar uzaklaştı
ses düğmesini açabilirsiniz Bir sararmış fotoğraftayız.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
Bugün küçük mucizelerin günü olsun..
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
Bugün...
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
HAYAT CAN DÜNDAR.
Balta çıkmamış bir ormanın, yalnız ağaçlarına... (ses düğmesini açabilirsiniz)
GÜNDÜZ MASALI 1. Masal: binBİR GECElik MASALI masal - (sesli) devam etmek için düğmeye.
fısıltıyla da olsa çok sesli + 1 çok başka şeyler olmalıyken “çekinilecekler”, “sonra ne derler?”ler, “uymaman gereken!”ler; ardına dek açılmış kollarla.
BUGÜNE DÖNÜŞ ses düğmesini açabilirsiniz Evet; en yaşanası dönemiydi kocamış dünyanın, 1960’lı yıllar. Yazmakla bitmezdi, o rengarenk siyah-beyaz detaylar,
Sunum transkripti:

(ses düğmesini açabilirsiniz) OR’DA, BİR MAHALLE VAR UZAKTA…

OR’DA, BİR MAHALLE VAR UZAKTA… Nasıl öğrenmenin yaşı yoksa, genç olmanın da, hatta çocuk olmanın da yaşı yoktur. Bazı insanlar ağarmış ya da kalmamış saçlarıyla, onca sağlık sorunuyla, onca geçim sıkıntısıyla, yine de sonsuza kadar üretip, sonsuza kadar paylaşıp, yine de sonsuza kadar ümit edip, sonsuza kadar genç kalırlar. Bazı insanlar ise hangi yaşta olurlarsa olsunlar, tüketmeye, bencilliğe, karamsarlığa kodlanmış ezeli ihtiyarlardır. Elbette kalıtım burada da önemlidir, ama asıl belirleyici unsur, yaşanılan ortamlar, yaşanılan dönemlerdir.

Bazı insanlar “ihtiyarlar evi”nde doğar; ama bu bir “huzur evi” değildir. En sağlıklı yılları, bir ekrandan ötekine, bir takım şifreler yazarak, kullanacağının bin misli formülleri ezberleyerek geçebilir. Hiçbir hadiseye kılı kıpırdamaz, mükemmel bir tüketicidir; bu satırlara bile tahammülü yoktur, çünkü onun hızlı trenine “okumak” binememiştir. Yaşamının merkezi AlışVerişMerkezleri’dir. Alışsız, verişsiz, hesapsız, kitaplı birliktelikler, or’da - duymadıkları bir seste, gitmedikleri bir yolda, or’da - görmedikleri, varmadıkları, yatmadıkları, kalkmadıkları bir evde, onların olmayan bir mahallede, onların olmayan bir köydedir. Bazı insanlar ise çok güzel bir ülkenin, para hariç, en zengin döneminde doğmuştur. Okulların sanki asırlar süren toz toprak içerisinde yaz tatilleri vardır. Bir yüz defterine eklenivermiş yüzünü bile görmediği beş yüz arkadaşı olmasa da – kimisi sarı, kimisi sulugöz, kimisi çilli, kimisi kısa, kimisinin sesi çatallaşmış en az beş gerçek dostu vardır. Tabanında gizli pençe de olsa, iki ayak bir pabuçta değildir. Düş kuracak geniş zamanlar vardır. Evde o bütçeyle emek emek pişebilecek en lezzetli yemek, sofrada ekransız, genetiğiyle oynanmamış sohbetler vardır.

İki ipli topun çarpıştırıldığı “laklak”, iki pilli teneke araba, kuyudaki bir köstek misket bile, “bütünleşmiş devreler imparatorluğu”nun oyuncaklarından daha paha biçilmezdir. Lambalı bir radyodan unutulmayacak şarkıları cızır cızır, taze taze dinleyerek büyümüşlerdir. Müzik, “dinleyen” için yapılır. Farkında mısınız; artık onlarca sene sonra da aynı zevkle dinlenebilecek parçalar hiç çıkıyor mu? Dinleyiciler değişirken, dinleticilerin değişmemesi mümkün mü? Film odanıza gelmiyordur, hep birlikte sinemaya gidiyorsunuzdur. Dostlarla gidilen filmin bir önemi olabilir mi; o “hep birlikteliğin” tadına doyulabilir mi? Hiç üç boyutlu bir film, konusu basit, siyah beyaz, içimizden bir Yeşilçam Filmi’nin sonsuz renklerinde olabilir mi? Siz hiç yandaki mahalleyle maç aldınız mı? Rakip takımı yendikten sonra dayak yememek için koşa koşa geri kaçtınız mı? Ya kızlarıyla erkekleriyle ve bin bir düşleriyle mahallece, sanki hiç bitmeyecek gibi, sanki sonsuza kadar sürecek gibi yakan top oynadınız mı? O anket defterine baş ve son harflerini yazdığınız sevdiğiniz size bakarken, en artistik hareketleri yaptınız mı? Bazı duygular, hele bunları yaşamışların duyguları değişebilir mi; bu insanlar yıllar geçse de, acıları öğrense de, belleri bükülse de, ortamını bulamasa da, gösteremese de, hiç büyüyebilir mi?

Biz maç aldık; Belgin Doruk ile Zeki Müren’in Kırık Plak filmindeki: “Hisseli Şen Anadolu Tiyatrosu” gibi, yanımıza bir dönemi, “evet; sevdik…” müzikli sunumumuzu da alıyoruz, 20 Şubat 2010’da yatmasak da, kalkmasak da o eve, “Ah; Güzel Ankara”dan - “Ah; Güzel İstanbul”a, Atlantis gibi kaybolmuş bir komşu mahalleye geliyoruz. O muhteşem dönemden, o engin okyanustan bir damlayı, kendi sesimizle, kendi sözümüzle, bir masum Yeşilçam filmi havasında paylaşabilmeyi diliyoruz. Ve bu sonsuz saklambaçta, yeniden ortaya çıkabilmek, yeniden hep birlikte olabilmek için, utanmayı büyüklerin küçük dünyasına bırakıp, sonunda şarkımızı bağıra bağıra söyleyebilmek için, her yaştan bütün mahalle çocuklarını bekliyoruz… soprano leyla çolakoğlu – düş hekimi yalçın ergir ne yapacağımızı kestiremeden çıktığımız bu yolda: “Mahallenin Koca Çocukları Korosu” fondaki koro: münir ceyhan çocuk korosu / söz: ahmet kutsi tecer (bir dağ masalı filminden) BILETIX : Sunum geliri TED İstanbul Koleji Burs Fonu’na aktarılacaktır. Desteği için Garanti Emeklilik’e ve bu birlikteliğimizin anısına, mahallenin çocuklarına gönülle yaptırdığı “evet; sevdik…” tişörtlerini armağan edecek sevgili “Öykücü” Can Özoğuz’a teşekkürlerimizle…