(ses düğmesini açabilirsiniz)

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ses düğmesini açabilirsiniz
Advertisements

BASİT YAŞAMAK Dr. Yalçın ERGİR
5 EKİM Bu gün var edildim, buradayım, varım. Müthiş bir
- Para versen gitmem!...
(ses düğmesini açabilirsiniz)
küçük bir internet masalı
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
Sen benimsin; bana aitsin... ses düğmesini açabilirsiniz.
tek çeker günlüğü ses düğmesini açabilirsiniz Niye bilmiyorum; ben bu “Motosiklet Günlüğü” filminden ve müziklerinden çok etkilendim, bu serseri yolculuğa.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
Müzik: Apache, Tatanka Fotoğraf ve sunum: Ö y k ü c ü Apache’lar Gelmişlerdi…
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
Resim-iş dersi ses düğmesini açabilirsiniz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
(ses düğmesini açabilirsiniz) ihtiyar mısırcı ve sürpriziniz.
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
Zor elde ettiklerinizin kıymetini bilirsiniz; bu küçük öykümüz de, bir zor elde edişle, bir kıymet bilişle ilgili... (ses düğmesini açabilirsiniz)
“Sonsuza Dek” sesli.
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
motorlu misafir bir Pazar masalı ses düğmesini açabilirsiniz.
Pes ettim... Daldaki yapraktım yaşamda, Hayat denilen ağacın dallarından, En yalnız olanında bir küçük yaprak, Yalnızdı üzerinde bulunduğum dalım,
KİBRİT ÇÖPÜ TARPAN ses düğmesini açabilirsiniz
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ses düğmesini açabilirsiniz
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Değerli Dostlar, Doğu Anadoluyu gezip te, Ağrı Dağımızı görmeden olur mu ? Uzaydan görünüş bana ait değil. Büyük Ağrının tepesi her zaman kar ve buzulla.
Bu akşam Bourbon Caddesi’nde bir Ay var. Yüzler görüyorum soluk lambanın altından geçerlerken. Bu çağrıyı izlemekten başka seçeneğim yok. Parlak ışıklar,
(sesli).
ses düğmesini açabilirsiniz bu satırları yazdıran Dmitry Dmitrievich Shostakovich ve André Rieu’ya teşekkürlerimle...
Üzerinde kuğu resmi olan, masmavi bir uçan balonum vardı.
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
birlikte yaşlanıp, (ses düğmesini açabilirsiniz) birlikte ölebilmek…
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında.
ses düğmesini açabilirsiniz seksen iki yılda; açık alınla... Bir kutlama kartı geldi Korkut’tan; yani evvel zaman, kalbur saman içindeki, “bizim.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız Barış - 2.
bir tatlı huzur (sesli) DİZİDE, TARTIŞMADA, TRAFİKTE, TELEFONDA, İŞTE, OKULDA, TOPLANTIDA, ALIŞVERİŞ KUYRUĞUNDA; HANGİ KAPIYI ÇALSAN, BURUK ACI GİBİ.
BİR KADIN GİTTİĞİNDE....
MADAMA (ses düğmesini açabilirsiniz) O özgür havasıyla önümden bir vals yapar gibi geçmiş, beni fena etkilemiş, peşinden sürüklemişti. Az ötemde duruyordu,
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
kısa metrajlı yazı ses düğmesini açabilirsiniz
mazeret ses düğmesini açabilirsiniz bir fotoğraf makinasının, cepte beş kuruş parasının, aydınlık bir geleceğinin olmayışı da, Değil bir "makro" objektifinin;
(ses düğmesini açabilirsiniz) PROFESYONEL Léon, hayatımın filmlerindendir.
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
HOŞGELDİN MASUMİYET DÜNYADA İNECEKLERE GECEYLE RANDEVU SARI VOSVOS KEMER İZİ BEDEN HAPSİ ALTI SIFIR ZAMANI DÜŞLEMEK KAYITSIZ ŞARTSIZ EVLİLİK CANIM.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
(ses düğmesini açabilirsiniz) son babalar son patronlar son kuşlar.
Uzun zamandır hayatta neler yaptığımıza dair düşünüyorum.....
ses düğmesi açık olmalıdır ŞAİR Ödü patlıyordu ama sormalıydı, karnı acıkmıştı ve karısı kendini odaya kilitlemiş, aşk şiirleri yazıyordu. Usulca tıklattı.
ses düğmesini açabilirsiniz Bir sararmış fotoğraftayız.
denizin arnavut kaldırımına; (ses düğmesini açabilirsiniz)
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
Konuş sevdiğim Yüreğinin şarkısını söyle bana Gece karanlık,
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
Balta çıkmamış bir ormanın, yalnız ağaçlarına... (ses düğmesini açabilirsiniz)
KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
BUGÜNE DÖNÜŞ ses düğmesini açabilirsiniz Evet; en yaşanası dönemiydi kocamış dünyanın, 1960’lı yıllar. Yazmakla bitmezdi, o rengarenk siyah-beyaz detaylar,
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
DÜZENLİ OLMAK.
Uzak bir ormanın yamacında bir ördek yaşarmış
YENİ ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI – YÖSS ( film senaryosu / düş hekimi ) (ses düğmesini açabilirsiniz)
Sunum transkripti:

(ses düğmesini açabilirsiniz) yağmurun yalnız damlaları Yağmur’a Doğru o soğuuuk sonbahar günü bir yağlıboya tabloda (ses düğmesini açabilirsiniz)

yağmurun yalnız damlaları … işini bırakmış bir kız, kimse duymaz sanırken, bir gitar çalıp, söylüyordu karanlık odada

ve ben o soğuuuk sonbahar günü, pedal basıyordum Kırşehir’den Avanos’a. Küçük, evden kaçmış bir çocuktum bisikletimin kanatlarında.  Gidebildiğim yere kadar gidecek, “belki” değil; “kesin” fena dayak yiyecektim yakalandığımda.

Ama olsun; o gece beş karışın izi çıkmış yanağımla, nasıl yağmurun peşine düştüğümü, biraz daha pedallara asılabilseydim, nasıl tekerleklerin yerden kesileceğini, nasıl bulutlarla kucaklaşacağımı, orada mutlaka benden daha önce gelmiş birisiyle dostluk kuracağımı ve bir punduna getirip: “babamı hiç görüp görmediğini” soracağımı düşleyecektim gözlerimi yumduğumda.

O soğuuuk sonbahar günü Kırşehir’den Avanos’a pedal basmayabilirdim elbette. Kazık kadar bir adam gibi oturup oturabilirdim de yerimde. Bir Yüz Defteri grubuna hayatın yırtınsan alamayacağın zenginlikleriyle dolu bir sunumunu bir sağ tık – hoop - bir de sol tıkla, tıkır tıkır yollayabilirdim. Peki; ya Yağmur’a ne diyecektim?? - Ben gelemem, bütüüün işlerim bitince belki… mi, - Ben gelemem; izin vermezleeer… mi, Ben gelemem; ıslanamaaam - kuuupkuru yaşar, kupkuru da çeker giderim… mi diyecektim?

O soğuuuk sonbahar günü sonsuzdan gelip, sonsuza pedal basıyordum. Sanki bütün dünya çekip gitmişti; ya da Yağmur’a doğru tek pedal basan, yaklaşınca gözlerini kapatıp kollarını iki yana açacak, yapayalnız damlalarla kucaklaşıp ıslanacak, ıslanmaya doyamayacak alemin tek aptalı bendim.

Yolda neler görmüş gözlerle selamlaşacak, bir sirk cambazı gibi deklanşöre basacak, masmavi seyyar aracıyla elli yıldır kaç yaşamlar kurmuş, zarfa sadece: “Seyyar Satıcı Ahmet Ceyhan / Hacı Bektaş” yazınca bile göndereceğim fotoğraf ulaşacak, gizlice çay paramı ödeyenlerle tanışacaktım.

Üsküdar’a gider iken bir sele kapılmıyor, Avanos’a esen bir yel olup, Yağmur’u alıyordum.  Ne yapmışlardı Yağmur’uma; ne gözlerini bu kadar doldurmuştu? O da bu topraklara yağaaa yağa, bu kadar mı bizden olmuştu; o da insan duasına çıkmış, bu ıssız yollarda beni mi bekliyordu?

Trafik lambasına 294 otomobil uzaklıkta bir araçta, sileceklerin arkasında sinir içinde değildim. Şarjım bitse de, internet gitse de, aşı olmasam da olurdu; yıldız manyağı olmuş bir otelin açık büfesinin önünde jilet gibi de durmuyordum. Ne mutlu, ıslanabiliyordum; hatta o yolda ıslanabilen tek şanslı bendim, ne yağmurun dinmesini, ne de yolun bitmesini istemediğimi hissediyordum.

düş hekimi yalçın ergir Uzuuun kışın başında, Kızılırmak durmaz akarken, görmesem de bulutların üstünde yıldızlar kayarken, evden kaçmış küçük bir çocuk gibi, uzuuun yolun sonundaki güneşe gidiyor, durmaz akan yaşamda ha gayret - bir pedal daha basıyordum… düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com sonbahar 2009 ilkbahar 2002