Leonard Cohen Istanbul’da… Fotoğraf ve metinler: Öykücü Can Özoğuz.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
‘’ O Mahur Beste …..’’.
Advertisements

HAMZA KOÇAKOĞLU Speakers On Gençler bazısı liseyi bitirmiş bazıları ise henüz liseyi birtirmek üzere, dersleri her şeyi bırakmışlar, hazırlanıyorlar…Haziran.
Bunu okursanız iyi olur
Sincabi öykücü can özoguz Fon müziği: Ezginin Günlüğü.
Boş ver be yaşı başı. gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver
SON NEFESİME KADAR SEN…
20 Kasım 2011 Pazar Pınarbaşı-Aytepe/AYDIN
Felsefeye bir pencere açmak...
Orhan Veli Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü
AVRİL LAVİGNE! Avril Lavigne 27-Eylül-1984 yılında Kanadanın Napanee Ontario kasabasında doğmuştur.
Ahmet Muhip DIRANAS ( Haziran 1980)
SELİM İLERİ.
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
BİR KADINI BEKLEMEK ATAOL BEHRAMOĞLU
O Mahur beste çalar…..!!.
değerli bir hazine !... Arkadaşlığın ...;
EKMEKLE TUZ Ö y k ü c ü Yaşar Kemal değilim ki yazdıklarımla geçinebileyim.
Müzik: Apache, Tatanka Fotoğraf ve sunum: Ö y k ü c ü Apache’lar Gelmişlerdi…
Bu Toprakların Kızı… , Harbiye Açıkhava Tiyatrosu.
 Başarı denilince genellikle servet, şöhret, makam gibi konularda herkesin varmak istediği hedefler gösterilir. Ve bunlara sahip olunca mutlu olacağımız,
Paris ve sen Yağmur yağıyor Bu sonbahar Eskiden olduğu gibi
Bu Pazar Orhan Veli yok Sen onun yerine Gökyüzünü maviye boyamalısın.. Halikarnas Balıkçısı da yok Sen onun yerine yaz gelince Bodrum’a sürgüne gitmelisin..
Kendimizi evlenince, bir bebek sahibi olunca, sonra bir tane daha olunca yaşamın daha güzel olacağına inandırmışızdır. Sonra çocuklarımızın yeterince yetişkin.
Meksika'da Inka tapınaklarına ç ıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birka ç yerli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun.
1/20 Cümle Bilgisi A B C D İşine her sabah erkenden giderdi. Çocuklar akşama kadar bizde kalırdı. Bahçeye gözü gibi bakardı. Evinin her köşesi tertemizdi.
Ben ZİYA LEVENT TOPÇUOĞLU.
Bana Biraz İstanbul Verin SESİ AÇIN VE TIKLAYIN Bana biraz İstanbul verin arkadaşlar, İstanbul’un en güzel yerlerinden olsun. İçinde çocukluğum olsun;
1. Erkeklere topluluk içinde asla bir şey öğretmeye kalkışmayın
ÖYLE BİRİNİ SEVİN Kİ.
Panayır Ö y k ü c ü Kış geliyor, havalar iyice soğudu. Maviş kızım çimlere uzanıp sırtındaki benekleri ısıtamıyor artık. Yağmurlar başlayınca Sarı kızım.
başka şehir yerin altında bir t ü nelde, bir ikindi vakti vagondayım; sorumlulukların y ü k ü ne eklenmiş g ü n ü n yorgunluğuyla oturuyorum ö ylece …
Hayatta, birinin eksikliğini hissettiğimiz
KIRMIZI LÂLE Öykücü Can Özoğuz Beatles, “Till There Was You”
Orhan Veli Fotoğraf ve metinler: Ö y k ü c ü Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü.
AY DEDE.
SUSARAK Güneş altında söylenmedik söz yokmuş.. Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi.. Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz.. Bende söylenmişleri.
GÜZEL YAŞAMIN 10 ANAHTARI
C A N I M Y A N I Y O R. Dağhan H O S T A ŞİİR Slayt Edebiyatcim.com
HüLYaMa Hülyaların hep gerçek olsun Üzüntüler senden çok  çok uzak dursun Lacivertler düşmesin yüreğine Yaşamın hep beyaz gül olsun Arkadaşım,canım dostum,bacım.
Halil KANARGI’dan BEN TUTSAĞIM YÜREĞİNDE SENİN
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
KÜSMEYELİM KÜSTÜRMEYELİM
Hayatta,birşeyin eksikliğini hissettiğimiz
Allah , doğru insanla karşılaşmadan önce
Umudun mahzenindeyim SESİ AÇIN.. ...
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞINDA GEL...
TUTUNMAK Birinci Bölüm.
Bugün küçük mucizelerin günü olsun..
Bir 16. yüzyıl çeşmesi, fon müziği: Conzone Perte, Sergio Endrigo Ö y k ü c ü n ü n Floransa foto safarisinden… Mayıs 2009.
Mutluluk kapısı bir yerde kapanıyorken,başka bir mutluluk
Bir bilge adam öğrencileriyle otururken demişki;"Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar,ne zaman ortalık aydınlar?"
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
AYTEN Ümit Yaşar OĞUZCAN ŞİİRLER MİLYON KERE AYTEN AYTEN’İN SONU ÇIKIŞ
KADINLAR NE İSTER..? Kral Arthur, bir soruya doğru cevap verebilirse
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
EVLİLİK VE AŞK SESLİ İZLEYİN. EVLİLİK VE AŞK SESLİ İZLEYİN.
Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten...
Fotoğraflar ve sunum: Öykücü ERIC CLAPTON Istanbul’da Sesi açınız.
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
DÜZENLİ OLMAK.
Bunu okursanız iyi olur. Bir şey kaybetmezsiniz....
Karanlık bir geceye doğan aydınlıktın sen,
Erkekler akşam yemeğe çıkartacak kadın ararlar...
GÜLLERiN AĞLADIĞI SAAT Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin Bir dev uzatır.
Kendimizi evlenince, bir bebek sahibi olunca, sonra bir tane daha olunca yaşamın daha güzel olacağına inandırmışızdır. Sonra çocuklarımızın yeterince yetişkin.
Tehlike nedir?.
KIRMIZI ÇİZGİ Can AKIN ŞAİR VE FOTOĞRAF SANATÇISI.
Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak,
Aile Okulu Dersleri-4 Hoş geldiniz.
Sunum transkripti:

Leonard Cohen Istanbul’da… Fotoğraf ve metinler: Öykücü Can Özoğuz

Yıl 1980’lerin başı. Bodrum yat limanına yakın hamamdan bozma bir barda, gece yarısı genç bir adam Suzanne’ı düşünmektedir. Orada tanışmıştır onunla… * * * Suzanne seni nehir kenarındaki evine götürür yakından geçen tekneleri duyacağın ve geceyi onun yanında geçirebileceğin… evet, biraz kafadan çatlaktır fakat bu yüzden onunlasındır…

seni ta Çin’den gelen çay ve portakallarla besler ve ona verecek aşkının olmadığını tam söyleyecekken seni dalga boyuna alır cevap vermeyi ise nehre bırakır: sen her zaman onun aşığısındır…

ve onunla gitmek istersin onunla gitmek körü körüne… ve sana güvenebileceğini düşünürsün çünkü onun mükemmel vücuduna aklınla dokunmuşsundur.

Yıl Yer İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu. Suzanne’ı bize tanıştıran bilge ozan, beyazlaşmış saçları, fötr şapkası, gitarı ve dokuz muhteşem müzisyen arkadaşıyla, onu huşu içinde dinleyen beşbin kişiye dingin sesiyle şarkılarını söylemektedir…

Kaytan bıyıklı İspanyol Çingene’nin parmakları oniki telli gitarın sapında gezinirken,

elmas yüzüğünün parıltılarından bir martı çıkıp İstanbul semalarına uçmaktadır…

Bir ağustos gecesi Cohen efsanesi geçmektedir İstanbul’dan…

1960’da genç şair-yazar Leonard Cohen, otuzlu yaşlarındayken, Yunan adası Hydra’da ilk inzivasına çekilir.

Birkaç yıl sonra adadan ayrılıp New York’a ayak bastığında kendini Joan Baez’li, Bob Dylan’li folk fırtınasının içinde bulur.

Keşfedilmesi “Suzanne” i folk şarkıcısı Judy Collins’e telefonda söylemesiyle gerçekleşir.

Bir arkadaşının eşi olan Suzanne Verdal’i nehir kıyısındaki evinde gördüğü akşam başlayan ve zihinsel bir dokunuşun ötesine geçmeyen derin aşkın öyküsü, Cohen’in müzikal kariyeri ve ismini dünyaya duyurmasına kapıyı açan sihirli anahtar olmuştur.

“Chelsea Hotel no 2” ise o yıllar New York’ta fırtına gibi esen müzisyen, yazar ve sinemacılar çetesinin üyesi Leonard’ın, Janis Joplin’le dağınık bir yatak üzerinde geçirdiği geceye dair şarkıdır.

Elli yıl boyunca “kadınların adamı, zihinlerdeki zarif aşık” olmayı başarabilen derin şairin yüzündeki sükut, kişisel sırlarına da yansıyacaktır. Bir daha aşklarını tartışmaya hiç açmamacasına…

Boynuna yaftalanan çapkın imajı yüzünden beraber olmayı istediği bazı kadınlar, o meşhur listeye eklenmemek için ondan uzak durabilmişlerdir.

Cohenin yaşamı ve çoğu eseri, insanın kendini arayışıyla ilgili olur.

Yıllar süren depresyonları sonunda, Los Angeles yakınlarındaki Mount Baldy Zen Budist Manastırı’nda, ikinci kez beş yıl süren inzivaya çekilir.

Manastırda her sabah şafak sökmeden kalkıp saatlerce hareketsiz durularak derin düşüncelere dalınan ayinlere katılır.

Bu meditasyonlarda konsantrasyonunu toplayarak yaşamının her anı üzerinde uzun uzun düşünecek zamanı bulur. Ve sonunda öyle bir noktaya gelir ki artık geriye dönüp değerlendirilecek bir şey kalmamıştır.

Depresif düşünceler yerini, karanlık bir odaya girip ışığı açtığınızda ortalığı kaplayan aydınlığa bırakmıştır.

Günün birinde sıkıntılarından tamamen arındığını, mutfak penceresinden sokağa bakarken yoldan geçen arabaların yansıttığı güneş ışığının içinde uyandırdığı sevinci fark ederek anlar.

Bu sevinci, basit ve mutlu bir yaşam süren herkesin hissedebileceğini anladığında ise kendini yok saymayı başarmıştır.

Yine de uzun süre sıkıntılarından arındığının gerçek olduğuna inanamaz. Fakat sonunda müthiş bir rahatlama kaplamıştır benliğini…

Felsefeyi, dinleri yıllar süren incelemeleri sonucu; neşe, mutluluk ve basit yaşam öne çıkmıştır…

Foto Safarilere dönüş Ana sayfaya dönüş: Öykücü Can Özoğuz