ses düğmesini açabilirsiniz

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
(ses düğmesini açabilirsiniz)
Advertisements

A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
(ses düğmesini açabilirsiniz)
küçük bir internet masalı
KUMDA AYAK İZLERİ
SES DÜĞMESİNİ AÇABİLİRSİNİZ
Bugün öğlen tatilin var mı? Seni ödünç alabilir miyim?
(ses düğmesini açabilirsiniz) Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem. Ama bildiğim.
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
Sen benimsin; bana aitsin... ses düğmesini açabilirsiniz.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
Kızıl meydan bomboştu Nathalie önümde yürüyordu.
onca gerçek; (ses düğmesini açabilirsiniz) onca düş varken…
Resim-iş dersi ses düğmesini açabilirsiniz.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Sayın kaymakamım. Sayın İlçe Milli Eğitim müdürüm ve Şube Müdürlerim
(ses düğmesini açabilirsiniz) ilk damla en büyüğüdür.
Hayat Kat Kattır. TIKLAMADAN SESLİ İZLEYİNİZ.
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
(ses düğmesini açabilirsiniz) ihtiyar mısırcı ve sürpriziniz.
SARILMAK ses düğmesini açabilirsiniz İkiye ayrılır Yeni Türkü’nün Vira Vira albümünün şarkıları: aşırı güzel olanlar ve aşırı berbat olanlar. Her nedense.
ses düğmesini açabilirsiniz RAMAZAN GÜZELDİR.
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
sesli “yabancı” lisan? kaç yabancı dil bilirse bilsin insan…
ANNEYE NİNNİ (bütün anneler bebektir) Bugün sonucu içimizi rahatlatan bir anjiyo yapıldı anneme. Henüz icat olmamış bir alet ile bakılsaydı, aslında.
Zarflar fiilleri, sıfatları, fiilimsileri veya kendi türünden sözcükleri (zarfları) etkileyen sözcüklerdir. Zarfların diğer ismi de tir. Zarfları beş.
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
ses düğmesini açabilirsiniz
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Bu akşam Bourbon Caddesi’nde bir Ay var. Yüzler görüyorum soluk lambanın altından geçerlerken. Bu çağrıyı izlemekten başka seçeneğim yok. Parlak ışıklar,
(sesli).
ses düğmesini açabilirsiniz bu satırları yazdıran Dmitry Dmitrievich Shostakovich ve André Rieu’ya teşekkürlerimle...
Üzerinde kuğu resmi olan, masmavi bir uçan balonum vardı.
KISKIVRAK (ses düğmesini açabilirsiniz) Kıskıvrak yakalanmışsın; gıyabi tutukluluğun vicahiye dönüşmüş doğumunla. Hep seçememiş, seçilmişsin ömrün boyunca.
birlikte yaşlanıp, (ses düğmesini açabilirsiniz) birlikte ölebilmek…
ANKARA’NIN MAHZUN BANLİYÖ İSTASYONLARI (Doğu Yakasının Hikayesi) (sesli)
bir tatlı huzur (sesli) DİZİDE, TARTIŞMADA, TRAFİKTE, TELEFONDA, İŞTE, OKULDA, TOPLANTIDA, ALIŞVERİŞ KUYRUĞUNDA; HANGİ KAPIYI ÇALSAN, BURUK ACI GİBİ.
MADAMA (ses düğmesini açabilirsiniz) O özgür havasıyla önümden bir vals yapar gibi geçmiş, beni fena etkilemiş, peşinden sürüklemişti. Az ötemde duruyordu,
DAYANIŞMA VE YARDIMSEVERLİK
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
Boya sandığına saklı düşler
FRAGMAN ses düğmesini açabilirsiniz.
KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
mazeret ses düğmesini açabilirsiniz bir fotoğraf makinasının, cepte beş kuruş parasının, aydınlık bir geleceğinin olmayışı da, Değil bir "makro" objektifinin;
(ses düğmesini açabilirsiniz) PROFESYONEL Léon, hayatımın filmlerindendir.
Boya sandığına saklı düşler
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece ‘mouse’u tıklayınız.
(ses düğmesini açabilirsiniz) son babalar son patronlar son kuşlar.
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
ses düğmesi açık olmalıdır ŞAİR Ödü patlıyordu ama sormalıydı, karnı acıkmıştı ve karısı kendini odaya kilitlemiş, aşk şiirleri yazıyordu. Usulca tıklattı.
denizin arnavut kaldırımına; (ses düğmesini açabilirsiniz)
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
ses düğmesini açabilirsiniz 18 aralık 2009 Cuma - 20:00 o kamyonun kasasında olabilmek.
YA KİMSEYE GÜVENEMESEYDİK
ses düğmesini açabilirsiniz - ilerlemek için mouse’u tıklayınız.
MASAÜSTÜ ARKA PLANI (ses düğmesini açabilirsiniz)
Balta çıkmamış bir ormanın, yalnız ağaçlarına... (ses düğmesini açabilirsiniz)
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
MERHAMET ŞEVKAT FEDAKARLIK
BUGÜNE DÖNÜŞ ses düğmesini açabilirsiniz Evet; en yaşanası dönemiydi kocamış dünyanın, 1960’lı yıllar. Yazmakla bitmezdi, o rengarenk siyah-beyaz detaylar,
ÖMER VE EL. Bu Ömer Ve Ömer’in yanında gördüğünüz onun arkadaşı El. Şimdi şöyle düşünün el nasıl iyi bir arkadaş olabilir? Daha fazla düşünün….
BOŞANMA SEBEBİ.
Neyi Öğreneceğiz? Çarpma işleminin,toplama işleminin daha kolay ve daha hızlı bir yolu olduğunu öğreneceğiz.
AİLELERİN KABUL SÜREÇLERİ Nazim DUMAN Müdür Yardımcısı Maltepe Rehberlik ve Araştırma Merkezi Kasım 2012.
Uzak bir ormanın yamacında bir ördek yaşarmış
Sunum transkripti:

ses düğmesini açabilirsiniz

Seyfi şoförün oğluydu. Sarar İlkokulu 2-C sınıfında yanımda otururdu Seyfi şoförün oğluydu. Sarar İlkokulu 2-C sınıfında yanımda otururdu. Öğretmenimizin gelmediği bir gün, mum gibi oturmamız gerekirken boğuşmaya başlamış, hışımla sınıfa giren müdire Adviye Hanım’a yakalanmış ve kulağımızdan çekile çekile odasına götürülmüştük. - Çıkartın ayakkabılarınızı; bundan sonra hamal olacaksınız!.. diye bağırmıştı müdire hanım. Ödümüz kopmuştu; çenemiz titreye titreye, haykıra haykıra ağlamaya başlamıştık. Büyük bir suç işlemiştik, kötü örnektik; o yaşımızda sıraların üzerinde boğuşmuş, karşılığında da okul hayatımızı noktalayıp hamal olmuştuk. Bundan böyle sırtımızda küfe, okula giderken önünden geçtiğimiz çamur içindeki Maltepe Pazarı’ndan çıplak ayaklarımızla evlere patates, pırasa, yer elması taşıyacaktık.

Derken bir mucize olmuş; Adviye Hanım insafa gelerek ‘bir daha olmaması’ kaydıyla bizi affetmişti. Ayakkabılarımızı giymiş, okumayıp hamal olmaktan kurtulmuş, minnet ve korkuyla müdire hanımın bin defa elini öpüp, yere bakarak sınıfa dönmüştük. Eğer affedilmeseydik, zar zor alınmış ayakkabılarımızı bir daha giyemeseydik, nasıl gidebilirdik evlerimize kadar yürüye yürüye? Ne derdi kimbilir ne dertleri olan öğretmen annem, ağlaya ağlaya eve gittiğimde ve Seyfi’yle ben artık hamal olduk, ayakkabılarım da okulda kaldı... dediğimde. Ya da neye davranırdı Seyfi’nin şoför babası; cebinde üç kuruş bozuk parayla gece yarısı yorgun argın eve döndüğünde, ödü patlayan karısı: - Senin oğlanı okulda hamal yapmışlar... diye söylediğinde.

Seyfi benden tam elli kuruş borç istemişti; benim de vardı, vermiştim iki yirmi beşliği. Aradan günler geçti. Kimbilir şişko Fahri kaç defa saat tam 10:00’da sınıfa sıcak süt getirdi ama benim elli kuruş bir türlü geri gelmedi. Artık dayanamadığım bir gün, teneffüs zili çalar çalmaz sıra arkadaşımın üzerine Tommiks gibi atlayıp istedim paramı. Elimden kurtuldu Seyfi ve başladı bütün okul bahçesinde, bina çevresinde amansız bir kovalamaca. Sanki teneffüs bir asır, binanın çevresi bin kilometreydi. Yakalayınca Seyfi’yi, belki on bin kilometre yuvarlandık okulun tozlu bahçesinde. Darmadağın olmuş, beyaz yakalarının düğmesi kopmuş, aynı tahta sırada kara tahtaya bakıyorduk. Sucuk gibi terlemiştik ve çok ciddiydik; her an hamal olabilirdik.

Her gün sabırsızlıkla aynı saati, aynı zilin çalmasını bekliyorduk Her gün sabırsızlıkla aynı saati, aynı zilin çalmasını bekliyorduk. Öğretmenin sınıftan çıktığı saniyede amansız bir kovalamaca başlıyor, elli kuruş alacaklı bir çocuk, elli kuruş borçlu bir çocuğu kahkahalarla kovalıyordu. Sonra borçlu kendisini yakalatıyor ve büyük güreş başlıyordu. Artık havalar iyice ısınmıştı, sanırım yaz tatili de başlamak üzereydi. Herkes dağılacak, üç ay ayrı kalacaktı. Böyle bir gün teneffüs zili çaldığında sıramda iki adet yirmi beş kuruş duruyor, Seyfi gülerek bana bakıyordu. Seyfi borcunu ödüyordu. Dünya başıma yıkılmıştı; allak bullak olmuştum. Hayatımın en güzel, en paha biçilmez kovalamacası bitmişti.

- İstersen yarın ver - acelesi yok ... falan gibi laflar ediyordum ama acı gerçek sıranın üzerinde duruyordu; hesap kesilmiş, oyun bitmişti. Derken okullar tatil oldu. Ben başka okula geçtim ve Seyfi’yi bir daha hiç göremedim. Kimbilir; şimdi belki bir bankanın ikinci krediler müdürü, belki bir nakliye firmasının genel koordinatörü, belki de Ulus - Seyran hattında bir minibüs şoförü olmuştur.

Müzik: ‘Yalnız Çiçek’ - Derya Köroğlu - Musikarium / BMG Müzik A.Ş. Sevgili Seyfi; en azından şansımı deniyor; bu yazdıklarımı internet denizine döküyorum. Eğer eline geçerse; bu sefer de ben, bu yıl bitmeden senden elli kuruş borç istiyorum ve değil 2005’in başında, bir daha hiç ödemeyeceğime söz veriyorum... düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com Müzik: ‘Yalnız Çiçek’ - Derya Köroğlu - Musikarium / BMG Müzik A.Ş.

SON düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com