NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ kişilik kuramlarI ERIK HOMBURGER ERIKSON NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi iisbf.nisantasi.edu.tr
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ERIK ERIKSON Erik Erikson’un Yaşam Öyküsü Erik Homburger Erikson, 1902 yılında, Almanya’nın Frankfurt kentinde Danimarkalı bir anne-babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. O doğmadan babası annesini terk ettiği için Erikson, annesi ve üvey babasının yanında büyümüştür. Üvey babası Theodor Homburger, çocuk hekimliği yapan bir Alman Yahudisidir. Annesinin kendisinden gerçek babasının kimliğini gizlemesi nedeniyle Erikson, yıllarca Erik Homburger olarak tanınmıştır. Yahudi bir babanın sarışın ve mavi gözlü oğlu olarak hem Alman hem de Yahudi arkadaşları arasında her zaman dışlanan Erikson gençlik dönemlerinde önemli kimlik sorunları yaşamıştır. Bu yüzden ilerleyen yıllarda kimlik bunalımı ve kimlik kargaşası kavramları Erikson’un düşüncesinde önemli bir yer tutmuştur. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ERIK ERIKSON İnsanın Sekiz Çağı: Temel Kavramlar ve İlkeler Jung, Adler, Horney, Fromm ve Sullivan, Freud’un libido kuramını reddetmiş ve kendi kuramlarını oluşturarak Freudiyen psikanalizle bağlarını koparmışlardır. Bu kuramcılardan farklı olarak Erikson, Freud’un varsayımlarını reddetmek yerine genişletmeyi tercih etmiştir. Erikson’un, en önde gelen temsilcisi sayılabileceği ego psikologları, klasik psikanalizin çocuk cinselliği, bilinçdışı süreçler, çatışmalar ve yapısal model (id, ego, superego) gibi bazı kavramlarını kabul etmeyi sürdürürken, idin irrasyonelliği, intrapsişik çatışma ve psikopatoloji üzerindeki vurgusunu ise uyuma yönelik zihinsel işlevin öneminin anlaşılmasını güçleştirdiği için eleştirmektedirler. Bu kuramcılara göre rasyonel egonun kapasiteleri ve güçlü yönü daha baskındır. Psikanalizin bu modifikasyona uğramış şekline ego psikolojisi ekolü adı verilmektedir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ERIK ERIKSON İnsanın Doğası Biyolojik Süreçler: İçgüdüler ve Psişik enerji Erikson temel kuramsal kavramlarına libidoyu ekleyerek psikanalize sadık kalmış, ancak Freud’dan farklı olarak libidoya daha az önem verilmesi gerektiğini, ego ve toplumsal güçlerin öneminin ise daha fazla vurgulanması gerektiğini belirtmiştir. Erikson ayrıca, Freud’un, libidonun varlığını hipotetik olarak ileri sürmesini de eleştirilmiş ve varlığı bilimsel olarak kanıtlanmamış bir enerjiden söz etmenin anlamsız olacağını vurgulamıştır NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ERIK ERIKSON Toplum ve Kültür İnsanın doğasına ilişkin daha pozitif ve rasyonel bir bakış açısı geliştirmesinin yanında Erikson, Freud’un uzlaşmaz ve engelleyici toplum fikrine de karşıdır. Erikson’a göre sağlam bir kimlik duygusu ve hakimiyet için kişinin yaşamında önemli yere sahip olan kişilerin mutlak desteği gereklidir. Erikson, toplumun, egonun gelişiminde önemli role sahip olduğunu belirtmektedir. Bireyin içinde yaşadığı toplumun yaşam süreci boyunca her bir gelişim döneminde yaşanan karmaşalara yaklaşımı ve sunduğu seçenekler kişilik gelişimine yön vermektedir. Buna ek olarak karşılıklı doyurucu ilişkilerle sağlanan sosyal destek kendi başına insanların temel bir gereksinimidir. Bu tür bir tanınma bireye varolma ve diğer insanlar arasında yeri olduğu duygusu sağlar. Buna karşın bu temel kişiler arası desteğin inkar edilmesi olabilecek en yoğun nefret duygusuna neden olur. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ERIK ERIKSON Kişiliğin Gelişimi: Psikososyal Gelişim Dönemleri Erikson, kişilik gelişiminde doğuştan getirilen kapasitelerin önemini kabul etmekle birlikte sosyal ve tarihsel faktörlerin kişiliğin biçimlenmesinde oldukça önemli etkileri olduğunu belirtmektedir. Erikson’a göre birey dünyaya geldiğinde, ego bir potansiyel olarak ruhsal yapının içinde yer almaktadır, ancak egonun ortaya çıkışı kültürel bir çevrede gerçekleşir. Farklı toplumlar, değişen çocuk yetiştirme biçimleriyle, o toplumda yaşayan bireylerin kişiliklerini kendi kültürlerinin değer ve ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde biçimlendirmektedir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ERIK ERIKSON Eleştiriler ve Değerlendirme Erikson’un sanatçı geçmişi ve kişiliği, dünyaya bir bilim adamı gözüyle değil de bir sanatçı gözüyle bakmasına ve kuramını bilimsel veriler yerine etik ilkeler üzerine kurmasına yol açmıştır. Erikson’un kitaplarının subjektif ve kişisel olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Erikson’a yöneltilen bir diğer eleştiri de ortaya koyduğu farklı kurama rağmen psikanalize olan bağlılığını önemli ölçüde yinelemesidir. Erikson’un kuramı id psikolojisinden radikal bir sapmayı yansıtmaktadır. Ego’nun pozitif ve yapıcı yönüne olan vurgusu ve toplumsal süreçlere biçtiği rol Freud’un karamsar yaklaşımından oldukça farklıdır. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © kaynaklar Yazgan İnanç, Banu; Yerlikaya, Esef Ercüment. (2012), Kişilik Kuramları, 9.Basım, Pegem Akademi, Ankara. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©