I’d like to show to you a report if you don’t mind. Sakıncası yoksa size bir rapor göstermek istiyorum. 361
Can you show (to) me the report please? Bana raporu gösterebilir misin lütfen? 361
Can I open the window if you don’t mind? Sakıncası yoksa pencereyi açabilir miyim? 361
I will show you a report.(I am going to showing you a repeort.) Size bir rapor göstereceğim. 361
Size bir rapor gösterebilirim. I can show you a report. Size bir rapor gösterebilirim. 361
I want to show you a report. Size bir rapor göstermek istiyorum. 361
I have to show you a report. Size bir rapor göstermek zorundayım. 361
Size bir rapor gösterdim. I showed you a report. Size bir rapor gösterdim. 361
Show me the report. Bana raporu gösterin. 362
Show us the report. Bize reporu göster. 362
Don’t show me the report. Bana raporu gösterme. 362
You have to show me the report. Bana raporu göstermek zorundasın. 362
Let me Show you the report. Size raporu göstereyim. 362
Please show them the report. Lütfen onlara raporu gösterin. 362
Would you like to show me the report? Bana raporu göstermek ister misiniz? 362
Whene will you show us the report? Bize raporu ne zaman göstereceksiniz? 362
Whene will you show us the report? Bize raporu ne zaman göstereceksiniz? 362
I’d like to invite you to my birthday party. Seni doğum günü partime davet etmek istiyorum(isterim). 363
I invite you to my birthday party. Seni doğum günü partime davet edebilirim. 363
I invited you to my birthday party. Seni doğum günü partime davet ettim. 363
He didn’t invite me to his birthday party. O beni doğum günü partisine davet etmedi. 363
Who(m) do you want to invite to your birthday party? Doğum günü partine kimleri davet etmek istiyorsun? 363
I am going to invite all of my friends to my birthday party. Tüm arkadaşlarımı doğum günü partime davet edeceğim. 363
Did you invite your friends to the birthday party? Arkadaşlarını doğum günü partisine davet ettin mi? 363
Evet, onları davet ettim. Yes, I invited them. Evet, onları davet ettim. 363
It is going to be a big birthday. Büyük bir parti olacak. 364
Is it going to be a big party? Will it be a big party? Büyük bir parti mi olacak? 364
Everything is going to be (just) fine. Her şey çok iyi olacak. 364
Was it big party? Büyük bir parti miydi? 364
Büyük bir parti olabilir. It can be a big party. Büyük bir parti olabilir. 364
It was a big party Büyük bir partiydi 364
It is not going to be a big party. Büyük bir parti olmayacak 364
I wish it will be a big party. Büyük bir parti olmasını diliyorum. 364
What would you like to have as a present? Hediye olarak ne istersin? 365
What don’t you want to have as a present? Hediye olarak ne iste miyorsun? 365
My friends works there as a teacher. Arkadaşım orada öğretmen olarak çalışıyor. 365
My father bought to me a car as a birthday present. Babam bana doğum günü hediyesi olarak bir araba aldı. 365
He bot me a car as present. O bana hediye olarak bir araba aldı. 365
It is very difficult to find a good job in Istanbul. İstanbul’da iyi bir iş bulmak çok zor. 366
Is it difficult to find a good job in Ankara? Ankara’da iyi bir iş bulmak zor mu? 366
It was very difficult to find a good job in Istanbul last year. Geçen yıl İstanbul’da iyi bir iş bulmak çok zordu. 366
It was very difficult to find a good job in Istanbul. İstanbul’da iyi bir iş bulmak çok zordu. 366
It is going to be more difficult to find a good job in Istanbul. Gelecek yıl İstanbul’da iş bulmak daha zor olacak. 366
İstanbul’da iş bulmanın gelecekte daha zor olacağını düşünüyorum. I think,it will be more diffucult to find a good job in Istanbul next year. İstanbul’da iş bulmanın gelecekte daha zor olacağını düşünüyorum. 366
It is going to be more difficult to find a good job in Germany in next 5 years. Gelecek beş yıl içerisinde Almanya’da iyi bir iş bulmak daha da zor olacak. 366
I’m sorry.What did you say? Afedersiniz.Ne dediniz? 367
I didn’t understand. What did you say? Anlamadım. Ne dediniz? 367
I’m sorry.What did you ask? Afedersiniz.Ne sordunuz? 367
What do you do in your spare time? Boş vakitlerinde ne yaparsın? 368
What do they do in their spare time? Onlar boş zamanlarında ne yaparlar? 368
What does she do in her spare time? O(kadın) boş zamanlarında ne yapar? 368
What does he do in his spare time? O(erkek) boş zamanlarında ne yapar? 368
What do we do in our spare time? Biz boş zamanlarımızda ne yaparız? 368
I read books in my spare time. Boş vakitlerimde kitap okuyorum. 368
I don’t have any spare time. Hiç boş vaktim yok. 368
I have always wanted to be a football player. Hep bir fulbolcu olmak istedim. 369
Have you always wanted to be a teacher? Hep bir öğretmen mi olmak istediniz? 369
No, I have never wanted to be a teacher. Hayır, ben hiçbir zaman bir öğretmen olmak istemedim. 369
He has always wanted to be a football player. O hep bir futbolcu olmak istedi. 369
She hes always wanted to be a teacher. O(kadın) hep bir öğretmen olmak istedi. 369
We have always wanted to be doctors. Biz hep doktor olmak istedik. 369
Have you always wanted to be a football player? Hep bir futbolcumu olmak istedin? 369
I can give you his telephone number. Sana onun telefon numarasını verebilirim. 370
Can you give me his (her) address? Bana onun adresini verebilir misiniz? 370
Can you give me his(her) telephone number? Onun telefon numarasını bana verebilir misin? 370
He gave me your telephone number. O bana senin telefon numaranı verdi. 370
Can you give them mt telephone number please. Benim telefon numaramı onlara verebilir misin lütfen. 370
If you like you can park yourself or you can leave your car to the valet. İsterseniz arabanızı kendiniz park edebilirsiniz ya da arabanızı valeye bırakabilirsiniz. 371
Do you want to leave your car to the valet? Arabanı valeye mi bırakmak istiyorsun? 371
You have to leave your car to the valet. Arabanı valeye bırakmak zorundasın(bırakman gerekir). 371
I am going to leave my car to the valet. Arabamı valeye bırakacağım. 371
Ben kendim park etmek istiyorum(isterim). I’d like to park myself. Ben kendim park etmek istiyorum(isterim). 372
(Arabamı) kendim park etmek istiyorum. I want to park myself. (Arabamı) kendim park etmek istiyorum. 372
I am going to park myself. (Arabamı) kendim park edeceğim. 372
(Arabamı) kendim park ettim. I parked myself. (Arabamı) kendim park ettim. 372
Park yourself (your car) please! Arabanızı kendiniz park edin lütfen! Arabanı kendin park et lütfen! 372
(Arabamı) kendim park edebilirim. I can park myself. (Arabamı) kendim park edebilirim. 372
Where can I open a checking account? Nerede bir çek hesabı açtırabilirim? 373
Did you open a bank account? Bir banka hesabı açtırdın mı? 373
Where can I open a bank account? Nerede bir banka hesabı açtırabilirim? 373
You have to open a bank account. Bir banka hesabı açtırmalısınız (açtırmanız lazım). 373
Please open a bank account! Bir banka hesabı açtır lütfen! 373
You need some identification. (Bir)Kimlik kartı lazım. 374
You should take your passport with you. Pasaportunu yanına almalısın. 375
Please take your passport with you! Lütfen pasaportunu yanına al! 375
Should I take my passport. Pasaportumu yanıma almalıyım. 375
I want to take my passport with me. Pasaportumu yanıma almak istiyorum. 375
Should I take my passport with me? Pasaportumu yanıma almam gerekiyor mu?(gerekir mi) 375
Did anyone vall? Kimse aradı mı? 376
Noone called? Kimse aramadı. 376
A man called about an hour ago. Bir saat önce bir adam aradı. 377
Did a man call me about an hour ago? Beni yaklaşık bir saat önce bir adam aradı mı? 377
A man didn’t call you about an hour ago but a woman called you. Bir saat önce bir adam aramadı ama bir kadın aradı. 377
Did he leave a massage? Mesaj bıraktı mı? 378
No, he didn’t leave a message. Hayır o bir mesaj bırakmadı. 378
Would you like to leave a message? Bir mesaj bırakmak ister misiniz? 378
He didn’t want to leave message? Mesaj bırakmak istemedin. 378
I invited him to our place for dinner. Onu akşam yemeğine evimize davet ettim. 379
Why don’t you invite him to our place for dinner? Neden onu akşam yemeğine davet etmiyorsun? 379
They invited us to their place for dinner. Onlar bizi akşam yemeğine evlerine davet ettiler. 379
He wants to invite you to his place for dinner. O seni akşam yemeğine evine davet etmek istiyor. 379
What can I buy for her? Do you have any idea? Onun için ne alabilirim? Hiç bir fikrin var mı? 380
What did you buy for her? Onun için ne aladın? 380
I have a very good idea. Çok iyi bir fikrim var. 380
Is your niece studying at UCLA? Yeğenin UCLA’de mi okuyor? 381
Yes, she is stuyding at the University of Ankara. Evet o Ankara Üniversitesinde okuyor. 381
The Project in France is finished. Fransa’daki proje bitti. 382
The project here is finished. Buradaki proje bitti. 382
Have a nice day. İyi günler. 383
Have a nice evening. İyi akşamlar. 383
Aradığın için teşekkürler. Thanks for calling. Aradığın için teşekkürler. 384
Geldiğin için teşekkürler. Thanks for coming. Geldiğin için teşekkürler. 384
Ziyaretin için teşekkürler. Thanks for visiting. Ziyaretin için teşekkürler. 384
O beni ne zaman arayabilir? When can he call me? O beni ne zaman arayabilir? 385
O ne zaman bana gelebilir? When can he come to me? O ne zaman bana gelebilir? 385
He is not in his office at the moment. O şu anda ofisinde değil. 386
He wasn’t in the Office yesterday? O dün ofiste değildi? 386
I think, I will be in the office today. Sanırım o bugün ofisde olacak. 386
Could I take your name and number please? Adınızı ve numaranızı alabilir miyim? 387
Could you please ask him to call me ? Lütfen ona beni aramasını söyleyebilir misiniz? 388
Could you please ask him to come here? Lütfen ona buraya gelmesini söyleyebilir misin? 388
I need to talk to him. Onunla konuşmam lazım. 389
Onun seninle konuşması lazım. He needs to talk to you. Onun seninle konuşması lazım. 389
Do you need to talk to them? Onlarla konuşman gerekiyor mu? 389
-Can I speak with Mr Jackson? -He is not available at the moment. -Bay Jackson ile konuşabilir miyim? -Şu anda müsait değil. 390
He wasn’t available yesterday. O dün müsait değildi. 390
Will he be available at the evening? O bugün akşam müsait olur mu? 390
Leave your luggage here. Bagajınızı buraya bırakın. 391
You can leave your luggage here. Bagajınızı buraya bırakabilirsiniz. 391
Would you like to leave your luggage here. Bagajınızı buraya bırakmak ister misiniz? 391
I reserved a room for two nights. İki geceliğine bir oda ayırttım. 392
For how long did you reserve a room? Ne kadar zaman için bir oda ayırttın? 392
İşte odanızın anahtarı. Here is your room key. İşte odanızın anahtarı. 393
Odanızın anahtarı nerede? Where is your room key? Odanızın anahtarı nerede? 393
Aracımı nereye park edebilirim? Where can I park my car? Aracımı nereye park edebilirim? 394
Arabamı park etmem gerekiyor mu(gerek mi)? Should I park my car? Arabamı park etmem gerekiyor mu(gerek mi)? 394
I parked my car in front of the hospital yesterday. Dün arabamı hastanenin önüne park ettim. 394
A colleague of mine also plays tennis. Bir meslektaşım da tenis oynuyor. 395
A friend of mine also Works as a teacher. Arkadaşlarımdan biri de öğretmen olarak çalışıyor. 395
I am not very good at sports. Sporda pek iyi değilim. 396
I used to be not very good at sprots. Eskiden(önceden) sporda iyi değildim. 396
They are very good at sports. Onlar sporda çok iyiler. 396
Do you play any sports? Hiç spor yapar mısın? 397
I don’t play any sports. Hiç bir spor yapıyorum. 397
I’m looking for a job. Bir iş arıyorum. 398
Are you looking for a job? Bir iş mi arıyorsun? 398
Why don’t you look for a job? Neden bir iş ara mıyorsun? 398
Who is looking for a job? Kim bir iş arıyor? 398
But I have always wanted to be a doctor. Ama ben hep bir doktor olmak istemiştim. 399
But he has always wanted to be a doctor. Ama o hep bir doktor olmak istedi 399
Ben bunu kabul etmiyorum. I don’t accept this. Ben bunu kabul etmiyorum. 400
I can not accept this. Ben bunu kabul edemem. 400
Accept this please. Bunu kabul et lütfen. 400
I didn’t accept this. Bunu kabul etmedim. 400
I accepted this. Bunu kabul ettim. 400
You should accept this. Bunu kabul etmelisin. 400
Bunu kabul etmek zorundasın. You have to accept this. Bunu kabul etmek zorundasın. 400