SAĞLIK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ SAĞLIK VE HASTALIK SAĞLIK PSİKOLOJİSİNİN TANIMI,KONUSU SAĞLIK PSİKOLOJİSİNİN GELİŞİMİNİ HIZLANDIRAN NEDENLER. SAĞLIK PSİKOLOJİSİNİN ALANLARI SAĞLIK PSİKOLOJİSİNİN GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNAN KURAMLAR. Birsen Gültekin Giderer. Resimden detay. Tüm hakları saklıdır. Sanatçının izniyle.
Öğrenme Hedefleri: Bu bölümü çalıştıktan sonra; Sağlık Psikolojisinin tanımını ve konusunu açıklayabilecek, Sağlık ve hastalık kavramlarını açıklayabilecek, Sağlık psikolojisinin gelişimini hızlandıran nedenleri açıklayabilecek, Sağlık psikolojisinin alanlarını kavrayabilecek, Sağlık psikolojisinin gelişimine katkıda bulunan temel kuramları kavrayabileceksiniz.
Sağlık Psikolojisinin tanımı İçindekiler: Sağlık Psikolojisinin tanımı Sağlık Psikolojisinin konusu Sağlık ve hastalık Sağlık Psikolojisinin tarihi gelişimi Sağlık Psikolojisinin alanları Sağlık Psikolojisinin gelişimine katkıda bulunan alanlar Özet Tartışma Soruları
Sağlık, bireylerin günlük yaşantıdaki rollerini yerine getirirken kazandıkları deneyimler, bilgi birikimleri, değer yargıları ve beklentileri ile şekillenen “iyi olma”halidir. Sağlık; sosyal, kültürel, ekonomik, fiziksel ve biyolojik faktörlerden etkilenir. .
Son yıllarda,sağlıklı olmak ve bir hastalığı olmamanın,eş anlamlı olmadıkları ve hastalıkla başa çıkmanın bireysel farklılıklar gösterdiği de tartışılmaktadır. İyi olmanın hastalıklı biçimleri olabileceği gibi,hasta olmanın sağlıklı yolları olduğu üzerinde durulmaktadır.
Biyolojik bilimler açısından sağlık; bedenin her hücresinin normal kapasitede işlev gördüğü ve hücreler arası dengenin var olduğu durumdur. Davranış bilimleri açısından sağlık; bireyin çevresiyle uyumu ve beklenmedik bir durum karşısındaki tepkisidir. Sosyal bilimler açısından sağlık; bireyin sosyal rollerini yerine getirmedeki başarısıdır.
Hastalık: Hastalık kavramını üç farklı açıdan ele almak mümkündür. Tıp bilimi açısından hastalık, vücuttaki çeşitli organlara ilişkin ölçülebilen, objektif bazı belirti ve bulgularla tanımlanabilen bozukluklar anlamına gelir.
Kişi açısından hastalık, subjektif bir durumdur, bedende ya da ruhsal durumdaki rahatsızlıkları ifade eder. Son olarak hastalık, kendisini hasta hisseden, ya da hekim tarafından hastalık tanısı konulmuş olan kişiden beklenen davranış biçimi, bir tür sosyal roldür.
Sosyolog Parsons,”Birey kendisini hasta hissettiği zaman ve bununla ilgili ilaç almaya başladığında,kendisini iyi hissetmeyip, istirahat etme isteği duyduğunda,bireyin hastalık davranışı gösterdiğinden söz edilebilir. Gösterdikleri bu belirtiler ile bireyler hasta rolüne girebilirler.Bu durum, hekim tarafından da onaylandığında birey artık hastadır. (Hasta birey )
Hasta, kendine özgü özellikleri olan,bir insandır Hasta, kendine özgü özellikleri olan,bir insandır. Yaşadığı toplulukta belirli rolleri vardır. Örneğin, annedir, babadır, eş dir, yöneticidir, bir kurumun elemanıdır, öğrencidir vb. Bireyin sağlıkla ilgili bir sorunu yardıma gereksinimi, olduğunda, mevcut rollerine, bir de “hasta” rolü de eklenmiştir.
Son yıllarda hasta yerine danışan kelimesi de kullanılmaktadır Son yıllarda hasta yerine danışan kelimesi de kullanılmaktadır. Hasta kavramı daha çok: bir patoloji yaşamakta olan bireyi, danışan ise, patoloji olsun veya olmasın sağlık bakımına gereksinimi olan bireyi nitelemektedir. Danışan sözcüğü, hastanede veya toplumda sağlık hizmeti alan bireyi tanımladığı için daha geniş kapsamlıdır. Hasta sözcüğü aynı zamanda bir genellemeyi (stereotipi) çağrıştırdığından, hem bundan uzak durmak, hem de bireyselliği vurgulamak için zaman zaman “hasta birey” şeklinde niteleme yapılmaktadır.
Sağlık ve hastalık pek çok değişkenin bir arada değerlendirilerek açıklanması gereken gereken kavramlar olduğundan bu konuda, biyo-psiko-sosyal bir modelle çalışmak gereklidir. Bütün bu gelişmeler,sağlık psikolojisinin gelişimini hızlandırmıştır.
Sağlık psikolojisi,psikoloji biliminin; -Sağlıklı olabilmek için bireylerin nasıl yaşamaları gerektiğini, -Niçin hasta olduklarını,hastalığa nasıl tepki verdiklerini araştıran, -Stresin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini belirterek,sağlıklı olmada, stres ve zaman yönetiminin, önemini vurgulayan uygulamalı bir alanıdır.
Sağlık psikolojisi,insanların bazı yanlış alışkanlıklarını inceleyerek,bu konularda neler yapılması gerektiği sorularına yanıt verir. Sağlığın geliştirilmesi ve sürdürülmesi amacıyla,eğitim amaçlı çalışmalar yapar. Hastalıktan korunma kadar,hastalığın tedavisinin psikolojik yönlerini de inceler.
Sağlık psikologları hastalığın çıkış kaynakları ve nedenlerine yönelik çalışırlar.Örneğin sigara alışkanlığının psikolojik ve sosyal nedenleri üzerinde dururlar. Ayrıca,sağlık hizmetleri sisteminin geliştirilmesinde bir ekip üyesi olarak görev yaparlar. Sağlık psikolojisi ile,sosyal ve biyolojik bilimler arasında işbirliği vardır.
Günümüzde yaşam sürelerinin uzaması ile,kronik hastalıklar ve yaşlılığa bağlı hastalıklar giderek artmaktadır.Ortaya çıkan bu durumda psikolojik ve sosyal faktörlerin payı olduğu düşünülmektedir. Diyabet,kalp,böbrek,kanser gibi hastalıkların tedavisinde,hasta ile tedavi ekibinin iş birliği önemlidir. Kanser,hücrelerde,DNA’nın,çeşitli nedenlerle bozulması sonucunda,hücrelerin kontrolsüz olarak,büyüyerek,çoğalmasıdır.
Bu durum,sadece hasta bireyin değil,ailesinin de psikolojik ve sosyal yönlerden incelenmesini gerektiren çağdaş sağlık hizmetlerini zorunlu kılar. Fiziksel hastalıkları olan bireylerin de ruhsal durumları takip edilmelidir.
Günümüzde diyaliz,onkoloji,ağrı merkezleri,nöroloji,çocuk sağlığı ve çocuk cerrahisi kliniklerinde çalışan sağlık personeli,hasta ve yakınlarına psikolojik destek verilmelidir.
Sağlık Psikolojisi ilk kez 1970li yıllarda psikoloji kuramları ve uygulamalarının fiziksel sağlık sorunlarına uygulanması düşüncesiyle gündeme gelmiştir.
1980 yılında da Amerikan Psikoloji Derneği (APA) nın benimsediği tanım: Sağlık Psikolojisi,psikoloji disiplininin eğitim,bilim ve profesyonel alanlarda,özgül katkılarının bir araya gelmesidir.
Bu alan,sağlığın geliştirilmesi ve sürdürülmesinin yanı sıra,hastalıklardan korunmayı, hizmetlerinin geliştirilmesini ve sağlık politikalarının biçimlendirilmesini kapsar.
Sağlık Psikolojisi,sağlık personeli ile hasta etkileşimlerini,onların stres kişilik ve çalışma durumlarını bireylerin akut ve kronik hastalıklarla başa çıkma,korunma yöntemlerini ele alan ve sağlıklı yaşam bilincini oluşturan bilim dalıdır.
Sağlık psikolojisi psikolojinin en hızlı gelişen alt alanlarından birisidir.1900’lü yıllardan önce gelişmiş ülkelerde enfeksiyon hastalıkları en tanınan hastalıklar olup, ölümün başlıca nedenlerini teşkil ediyordu. Günümüzde ilaçlarla, bu rahatsızlıklar iyileşebilmektedir.
Günümüzde kronik hastalıkların giderek artmasında, psikolojik ve sosyal faktörler etkili olmaktadır. Böyle bir durum,tıbbi hizmetlerin yanı sıra Sağlık psikolojisi bilgilerini de kaçınılmaz kılmaktadır.
Sağlık hizmetlerinin giderek yaygın hale gelmesi ve bu alanda geniş bir hizmet endüstrisinin oluşması, sağlık psikolojisinin gelişimine katkı yapan önemli faktörlerden birisidir.
İnsanların değişen sağlık alışkanlıklarının ve giderek tedavide psikologların katkılarına gereksinim duyulması sağlık psikolojisinin gelişimine katkıda bulunmaktadır.
Örneğin sigara içmeme gibi davranış değişimleri programlarının oluşturulması,cerrahi müdahaleler gibi tıbbi süreçlere hazırlanma tıbbi ve cerrahi müdahaleler sonucunda ortaya çıkan durumlara uyum yapılması için sağlık psikologlarına gereksinim duyulmaktadır.
Batılı ülkelerde birçok sağlık kuruluşunda sağlık politikalarının oluşturulmasında; multidisipliner bir ekip çalışması halinde psikologlar, sağlık sosyologları,antropologlar,hekimler vb. diğer meslek mensupları birlikte çalışmaktadırlar.
Sağlık Psikolojisinin Alanları: Tıbbi Psikoloji Davranışsal Tıp Tıbbi Sosyoloji Tıbbi Antropoloji
Tıbbi Psikoloji, öncelikli olarak,tıbbi sorunlar üzerinde durur,ancak hastalıktaki psikolojik olan öğeleri vurgular. Davranışsal Tıp,öğrenme kuramını esas alarak,sağlık ve hastalık kavramlarına etki eden koşulları inceler.
Tıbbi Sosyoloji,davranışsal yaklaşımdan farklı olarak,hasta olmak ve tedavi olmayı toplumsal düzenin sürmesinin bir parçası olarak görmektedir. Tıbbi Antropoloji,sağlık,hastalık ve hastalıkların tedavisini kültürlerarası farklılıklar çerçevesinde ele almaktadırlar.
Kuramlar açısından Sağlık Davranışları: Fiziksel sağlığın bozulması psikolojik nedenlerle olabilmektedir.Davranışsal alışkanlıklar,fiziksel rahatsızlıkları arttırabilmektedir.
İnsan bir toplum içinde yaşar ve diğer kişilerle sürekli etkileşim içindedir. Kişilerin başkaları üzerindeki etkileri,iletişim becerisine göre,yorumlanır.
Kuramlar üçe ayrılır: YÜKLEME KURAMI: Bu kuramı ilk ortaya koyan Fritz Heider’e göre tüm insanlarda iki temel güdü vardır: 1- Yaşadığımız çevreye ilişkin tutarlı parçaları birbirine uyan bir görüş oluşturma güdüleri,
2-Çevremizi kontrol etme güdüleri 2-Çevremizi kontrol etme güdüleri. İnsanlar nasıl davranacaklarını bilemezlerse çevremize ilişkin görüşümüz tutarsız,düzensiz olur.
Neden arama çabası,psikoloji literatüründe yükleme kapsamında ele alınmaktadır.Heider’in sağduyu psikolojisine göre,bireyler başkalarını kendileri gibi düşünen varlıklar olarak algılamaktadırlar. Birey eyleminin ahlaki yönden yanlışlığını kabul ediyorsa,bireye davranışının sorumluluğu da yüklenmektedir.
UYUŞAN VARDAMALAR KURAMI: Jones ve Davis’in geliştirdiği bu kurama göre,davranış ile niyet arasında bağ kurulmasına yol açan temel kavram uyuşmadır.Uyuşma,niyetin belirginliğidir.Uyuşmanın yüksek olduğu durumlarda,niyete yapılan yükleme kolay olmaktadır.
KÜP KURAMI: Kelley,kuramını iki temel ilke ile açıklar: 1-Davranış hakkında pek çok bilgi mevcutken yapılan yüklemelerle ilgili birlikte değişme ilkesine göre,bir davranış zaman içinde kendisiyle birlikte değişme gösteren etkene yüklenir.Örneğin,A etmeninde davranış gözlenirse,davranış nedeni olarak A etmenine yükleme yapılır.
2-Azaltma İlkesine göre, davranış olduğunda,nedenler incelenir ve davranışa yol açma olasılığının en yüksek olduğu etmene yüklemede bulunulur. Davranış yapıldığında belirgin bir çevresel neden yoksa,kişisel özelliklere yükleme yapılmaktadır.
BENLİK ALGISI KURAMI: Bem tarafından geliştirilen bu kurama göre,birey kendi tutum,duygu gibi içsel durumlarını kendisinin açık davranışlarını ve içinde bulunduğu ortamı dikkate alarak yorumlar yani bireyler davranış olduktan sonra,geriye dönerek,eylemle birlikte olan koşulları gözden geçirerek,mantık yürütme yolu ile içsel durumları hakkında karar verirler.
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK KURAMI: Davranış ile sonucu arasında bağlantı olmadığının öğrenilmesi güdüsel,bilişsel ve duygusal alanlarda bozukluklar ortaya çıkarır. Güdüsel alandaki bozukluk,istemli davranışlarda azalma ile kendini gösterir.
Birey davranışıyla ortaya çıkan olumlu ve olumsuz sonuçları değerlendirmekte zorluklar yaşar. Sonuç için olası seçenekleri değerlendiremez.
Düşünsel süreçte tıkanıklık yaşayan bireyde belirgin bir çökkünlük,çaresizlik duygusu başlar. Bu durumun uzun sürmesi depresyona yol açar.
ÖĞRENİLMİŞ İYİMSERLİK KURAMI: Öğrenilmiş iyimserlik,bizlere kendimizi suçlamayı nasıl bırakacağımızı,en kötü sonucu görme alışkanlığından nasıl kurtulacağımızı nasıl iyimser olacağımızı öğretir. Martin Seligman tarafından ortaya konan bu kuram, iyimserliğin yaşam üzerine etkilerini araştırmıştır.
Seligman’a göre iyimserliğin yaşamı uzatmasını sağlayan en az 4 etken vardır: İyimserler, -Karşılaştıkları durumlarda kontrollü davranırlar. -Sağlıklarına daha çok dikkat ederler.
-Kötümserlere göre daha az depresyon problemi yaşarlar -Kötümserlere göre daha az depresyon problemi yaşarlar. -İyimserlerin bağışıklık sistemleri daha iyi çalışır.
Seligman,çalışmaları sonucunda iyimserlerin daha mutlu ve stres yönetiminde daha başarılı olduklarını göstermiştir. (Bilişsel terapinin temeli)
Geleneksel tıp yaklaşımından farklı olarak,çağdaş literatürde hastalık,bireyin yaşamına,öz-saygıya ve kişilerarası ilişkilerine müdahale olarak yorumlanmaktadır.Bu duruma göre hastalık,yeni uyum süreçlerini gerektiren bir durumdur.Hastalık hakkındaki bilgi,inanç ve beklentiler de bireylerin hastalığa uyumunu etkiler.
Hastalık ve nedenlerine ilişkin yükleme süreci kadar,yüklemeler ile uyum arasındaki bağlantılar da karmaşıktır. Bazı bireyler,yaptıkları bazı hatalardan dolayı,gelecekteki davranışları için,güç ve kontrol sağlama yoluna giderken,bazıları da suçluluk duyup çaresizlik davranışları gösterebilirler.
Birey belli bir davranışından dolayı kendini suçlayabileceği gibi,belirli bir özelliğe sahip olması nedeniyle kendini suçlama davranışında bulunabilir.
Araştırmalarda,kendini suçlamanın birey için ne anlama geldiği de incelenmelidir.Böylece,uyum ile suçlu bulma arasında daha güçlü bağlantılar bulunabilir. Sağlıklı olmada,bedensel sağlığa özen gösterme kadar,olumlu düşünme gücüne sahip olarak,ruh sağlığını koruma da çok önemlidir.
Özet: Sağlık psikolojisi,sağlıklı olabilmek için bireylerin nasıl yaşamaları gerektiğini,niçin hasta olduklarını,hastalığa nasıl tepki verdiklerini araştıran,psikolojinin uygulamalı bir alt alanıdır. Hastalıktan korunma kadar,hastalığın tedavisinin psikolojik yönlerini de inceler. Sağlık psikolojisi ile,sosyal,biyolojik ve sosyal bilimler arasında işbirliği vardır. Günümüzde yaşam sürelerinin uzaması ile,kronik hastalıklar ve yaşlılığa bağlı hastalıklar giderek artmaktadır.bu durum psikolojik ve sosyal faktörlerin incelenmesini sadece hasta bireyin değil,ailesinin de incelenmesini gerektiren sağlık hizmetlerini gerektirmektedir. .
Özet: . Sağlık Psikolojisi ilk kez 1970li yıllarda Psikoloji kuram ve uygulamalarının fiziksel sağlık sorunlarına uygulanması düşüncesiyle gündeme gelmiştir. Sağlığın geliştirilmesi ve sürdürülmesinin yanı sıra,hastalıklardan korunmayı, hizmetlerinin geliştirilmesini ve sağlık politikalarının biçimlendirilmesini kapsar. Sağlıklı yaşam bilincinin oluşması için, stres yönetiminin önemini vurgular.Değişen yaşam koşulları, kronik hastalıklar, stres yönetimindeki başarısızlık, sağlık psikolojisine gereksinimi arttırmaktadır. Sağlık psikolojisinin alanları,Tıbbi Psikoloji, Davranışsal Tıp, Tıbbi Sosyoloji ve Tıbbi Antropolojidir. Sağlık ve psikolojik nedenler arasındaki ilişki,farklı kuramlar ile incelenmiştir. Heider’in “yükleme” kuramına göre, birey eyleminin ahlaki yönden yanlışlığını kabul ediyorsa, davranışının sorumluluğu da yüklenmektedir.Jones ve Davis’in geliştirdiği “uyuşan vardamalar” kuramında davranış ile niyet arasında bağ kurulmasına yol açan temel kavram uyuşmadır.
Kelley’in, “küp” kuramında birlikte değişim ilkesi bir davranışı zaman içinde kendisiyle birlikte değişme gösteren etkenle açıklar. Azaltma İlkesine göre, davranış olduğunda,nedenler incelenir ve davranışa yol açma olasılığının en yüksek olduğu etmene yüklemede bulunulur.Bem’in geliştirdiği “benlik algısı” kuramı, bireylerin davranış olduktan sonra,geriye yürütme yolu ile içsel durumları hakkında karar verdiklerini açıklar. Davranış ile sonucu arasında bağlantı olmadığının öğrenilmesi güdüsel,bilişsel ve duygusal alanlarda bozuklukları ortaya çıkardığı “öğrenilmiş çaresizlik” kuramı ile açıklanır. “Öğrenilmiş iyimserlik” kuramı kendimizi suçlamayı nasıl bırakacağımızı,en kötü sonucu görme alışkanlığından nasıl kurtulacağımızı nasıl iyimser olacağımızı öğretir.İyimserlik sağlık ve mutluluk demektir. Seligman,çalışmaları sonucunda iyimserlerin daha mutlu ve stres yönetiminde daha başarılı olduklarını göstermiştir.
Tartışma Soruları: 1-Sağlık ve hastalık kavramlarını tartışınız. 2-Sağlık Psikolojisinin gelişimini hızlandıran nedenleri tartışınız. 3-Sağlık Psikolojisinin alanlarını farklılık ve benzerliklere göre tartışınız. 4-Sağlık Psikolojine ilişkin kuramların bu alana katkılarını tartışınız.