Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
Advertisements

KRAL ve EŞLERİ Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
İngilizce’den Çeviren Dr. M. Fatih Taşar
Küçük bir jest….
- Buraların yabancısıyım demiş.
BOŞANMA SEBEBİ.
KRAL ve EŞLERİ Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her.
(ses düğmesini açabilirsiniz) Birisi size derse ki:
Işığı Yanan Evler Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür…
ZAMİRLER.
KURBAĞA PRENS Bir zamanlar yedi güzel kızı olan bir kral varmış. Bu kızların en güzeli en küçük olanmış.Güzel günlerde sarayın yakınındaki serin gölün.
Vaktiyle bir Keloğlan varmış… Bütün ailece çiftlikle meşgul olurlarmış
KÜLKEDİSİ.
ZIT ANLAMLI SÖZCÜKLER.
(BELİRTEÇ) ZARF.
Yavrum ve ben.
ÖYKÜ Lütfen SESLİ izleyiniz....
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
ÇOCUK MASALLARI HAZIRLAYAN: SİBEL KIRMACI
Türkiyenin en büyük mail grubu
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş

Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti
Kadın erkeğe karşı....
BAYKUŞ KARDEŞİN PARTİSİ.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
ÜÇ İHTİYAR MİSAFİR ÖYKÜSÜ
İP HİKAYESİ.
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için sadece “mouse”u tıklayınız.
ZARF (BELİRTEÇ).
Zarflar fiilleri, sıfatları, fiilimsileri veya kendi türünden sözcükleri (zarfları) etkileyen sözcüklerdir. Zarfların diğer ismi de tir. Zarfları beş.
AŞKLaRıM.
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
KELOĞLAN ESİN TEKİN.
NASREDDİN HOCA ‘ DAN FIKRALAR
Sen hangisini seçerdin?
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
CÜMLEDE ANLAM.
ZARF (BELİRTEÇ).
KÜÇÜK KAPLUMBAĞA.
TIRTILIN DEĞİŞİMİ.
NOKTALAMA İŞARETLERİ ... ? . ‘’ , !.
1. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi soyut değildir
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
HAYATIN ANLAMI.
İBRETLİK BİR HİKAYE.
EDATLAR.
PENGU İLE KARTOPU BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ EVVEL ZAMAN İÇİNDE KALBUR SAMAN İÇİNDE ÇOK UZAK VE SOĞUK BİR ÜLKEDE PENGU İLE KARTOPU YAŞARMIŞ.BİRBİRLERİNİ ÇOK.
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
"Mendelssohn" By space.
Nasrettin Hoca henüz çocukmuş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış:
GÖZÜNÜ TOPRAK DOYURSUN.
BOŞANMA SEBEBİ.
NASRETTİN HOCA SÖYLER BAKALIM NELER SÖYLER.
DÜZENLİ OLMAK.
DEĞERLERİMİZ.
1. 2 Üstüne yazılmayan satır hangisidir? Kasap satırı.
ZAMİRLER HAZIRLAYAN UMUT ÖZBEY TÜRKÇE ÖĞRETMENİ. 1- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir kullanılmamıştır? A) Onları geçen gün gördüm. B) Bu soruyu kim.
Düzgün ve Doğru Yapacağız, Adam Gibi Adam Olacağız.
KRAL ve EŞLERİ Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez,
Helal ve Haram.
ÜÇ ÖĞÜT M.Fatih Derleyen ve slayt tasarım:.
Işığı Yanan Evler Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür…
Kurbağa Prens Bir zamanlar yedi güzel kızı olan bir kral varmış. Bu kızların en güzeli en küçük olanmış. Güzel günlerde sarayın yakınındaki serin gölün.
KRAL ve EŞLERİ Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her.
Işığı Yanan Evler Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür…
Sunum transkripti:

Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın ninesi onun bunun çamaşırını yıkar, bu işten aldığı para ile zar zor geçinirlermiş.

Keloğlan ne kadar iş aradıysa da bir türlü iş bulup çalışamamış Keloğlan ne kadar iş aradıysa da bir türlü iş bulup çalışamamış. Ne var ki, bir gün çarşıda dolaşırken, yüz altın liraya, ağır bir işin üstesinden gelecek birinin arandığını duymuş. Hiç durur mu, zaten iş arayıp duruyor. Hemen koşarak:

- Elbette katlanırım, demiş. - Ben yaparım, demiş. Duyuruyu yapan kişi: -Uzak bir ülkeden mal getirmeye gidilecek. Yolculuk katır sırtında olacak. Bu yorgunluğa katlanabilecek misin? diye sorunca, Keloğlan: - Elbette katlanırım, demiş.

Ninesinin ne kadar zorlukla para kazandığını çok iyi bilen Keloğlan: -Paranı şimdi mi istersin, yoksa dönüşte mi? diye sormuş. Ninesinin ne kadar zorlukla para kazandığını çok iyi bilen Keloğlan: -Şimdi verin, nineme harçlık bırakayım. Belki yolculuğumuz çok uzun sürer, demiş.

Katırlara binilmiş, yola çıkılmış Katırlara binilmiş, yola çıkılmış. Bir hayli yol alındıktan sonra, Keloğlan’ı katırdan indirmişler, bir kuyunun kenarına getirmişler: - Şu kuyuya ineceksin, demişler. Keloğlan, kuyunun bir sağına bakmış, bir soluna bakmış: - Ne var bunda korkulacak, inerim, demiş.

Keloğlan’ın beline bir ip bağlamışlar, kuyuya sallamışlar Keloğlan’ın beline bir ip bağlamışlar, kuyuya sallamışlar. Kuyunun yarısına gelince, bir kapı açılmış, adamın biri Keloğlan’ı kucaklayıp içeri çekmiş. Keloğlan gözlerini açıp bakmış ki ne görsün, bir saray. Sarayın içinde bir tavus kuşu, bir Arap, bir de dünya güzeli bir kız. Derken bir dev gelmiş, gür bir sesle:

-Ey insanoğlu, şu gördüklerinden hangisi daha güzel, diye sormuş -Ey insanoğlu, şu gördüklerinden hangisi daha güzel, diye sormuş. Keloğlan korkudan tir tir titremiş ama, az sonra kendisine gelmiş. Biraz düşünmüş ve: - Gönül neyi severse, güzel odur, demiş.

-Şu güzel kız, şu tavus kuşu gerçekten güzel ama, şu Arap çok çirkin ve kötü, demiş dev. Sen öyle düşünmüyor musun? Keloğlan yine: - Gönül neyi severse güzel odur, diye karşılık vermiş.

Bunun üzerine dev, Keloğlan’a üç tane nar sunmuş: Sen bunları dönüşte ninenle birlikte yersin, demiş. Keloğlan devin bu hareketine pek şaşmış; ama bir şey diyememiş. Meğer dev kuyuya inen herkese bu soruyu sorar, bir türlü akıllıca cevap alamazmış. Kimi kız, kimi tavus kuşu güzeldir diye karşılık verirmiş.

Verdikleri cevaplar da hiç akıllıca olmazmış Verdikleri cevaplar da hiç akıllıca olmazmış. Bu yüzden dev onların kellesini uçurur, sonra da onları yer, kafataslarını sarayın duvarlarına asarmış. Bu yüzden bu güne kadar da bu kuyudan sağ çıkan görülmemiş.

Üç tane narı devden alan Keloğlan, yeniden kuyunun çıkış kapısına gelmiş. Katırcıların su almak için saldıkları kovalardan birine atlamış ve yukarı çıkmış. Keloğlan’ı sağ salim karşılarında gören katırcıların ağzı bir karış açık kalmış. Zira hayvanlarının sulanmasına karşılık, deve bir kurban vermek töreleriymiş.

-Nasıl çıktıysam çıktım... Çıktım ya siz ona bakın, demiş. Aslında Keloğlan’ı da kurban olsun diye getiren katırcılar: -Şimdiye kadar kuyuya saldığımız adamlardan hiçbiri geri dönmedi. Sen nasıl oldu da çıkabildin Keloğlan, diye şaşkın sormuşlar. Keloğlan: -Nasıl çıktıysam çıktım... Çıktım ya siz ona bakın, demiş. Yeniden günlerce yol aldıktan sonra, uzak ülkeye varmışlar.

Katırlara malları yükleyip, memleketlerine dönmüşler Katırlara malları yükleyip, memleketlerine dönmüşler. Keloğlan, her zamanki gibi, ninesini onun bunun çamaşırını yıkarken bulmuş. Akşam olmuş, yemek yenmiş. Keloğlan, devin kendisine verdiği narlardan birini çıkarıp, ikiye bölünce, birden bire küçücük ve karanlık odaları gün gibi ışımış.

HAZIRLAYAN:FÜSUN FEYİFAR Meğer narın her bir tanesi ışık saçan altındanmış. Zaman zaman bunları azar azar satan Keloğlan, öylesine zengin, öylesine yardımsever bir insan olmuş ki, bütün ülke insanları onun iyiliğinden söz eder olmuş. Bu arada ne kendisinin kelliği, ne de ninesinin çamaşırcılığı kalmış. Bundan sonraki hayatları iyilik ve güzelliklerle geçip gitmiş. HAZIRLAYAN:FÜSUN FEYİFAR