GORDON WILLARD ALLPORT ( AYIRICI ÖZELLİK KURAMI )

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Mesleki Gelişim Kuramı (Donald E. Super)
Advertisements

KENDİNİ TANIMAK NEDİR ACABA?
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
MESLEKİ REHBERLİK PDR SERVİSİ «Büyüyünce Ne Olacaksın»
ÖZGÜVEN NE DEMEKTİR? Kendine güvenmenin ne anlama geldiği konusunda birçok yanlış görüş vardır ve bunlar özgüven kazanmada insanın önünde engel oluştururlar.Kendi.
Hazırlayan: Öğr.Gör. Funda YORULMAZ
A-BİLİŞSEL GELİŞİM İlk İki Yılda Görülen Bilişsel Gelişim : Bebek doğumunun ilk gününden itibaren çevresini keşfetme çabasına başlar. Keşif çabasında.
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ EGIT215
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
5. BÖLÜM KİŞİLİK GELİŞİMİ
TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
HÜMANİSTİK ÖĞRENME Hümanistik yaklaşımlar bireyin öznel algıları üzerinde yoğunlaşırlar. Buna göre bireyin kendine dünyayı ve olayları yorumlama biçimi.
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK HİZMET ÇEŞİTLERİ
REHBERLİK.
MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER
YETİŞKİNLERİN PSİKOLOJİK DAVRANIŞ BİÇİMLERİ
Öğrenme Öğretim sürecinde kullanılan stratejiler genel olarak üç grupta toplanabilir: Pasif öğretim (öğretmen merkezli) Etkileşimli öğretim Aktif öğrenme.
YANSITICI DÜŞÜNME.
IX.BÖLÜM YAŞAM TARZI.
ÇANKAYA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE ARKADAŞ ETKİSİ
0-6 YAŞ GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
KENDİMİ TANIYORUM Kazanım: Kendini tanımanın ders seçimindeki önemini fark eder. 9. Sınıf 74 nolu kazanım etkinliği.
Kişilik Gelişimi.
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
PSİKOLOJİ EĞİTİM.
ERGENLİK DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE SORUNLARI
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ VE OKULA UYUM
OKULÖNCESİNİN ÖNEMİ.
GELECEĞİ PLANLAMAK MESLEK SEÇİMİ.
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ : Sosyal Kolaylaştırma: Başkalarının Varlığından Nasıl Etkileniriz? Sosyal Kaytarma: Bireyler Grup İçinde Daha Mı.
Eğitimin ve Toplum.
BÖLÜM 5 CİNSİYET. BÖLÜM 5 CİNSİYET CİNSİYET Cinsiyet Üzerindeki Biyolojik, Sosyal ve Bilişsel Etkiler Cinsiyet Kalıp Yargıları, Benzerlikler ve Farklılıklar.
Kişilik Kuramları Giriş ve kavramlar.
BAŞARI ÇALIŞMA ve KARİYERLER
KENDİNİ TANIMA Ses tonumuzun ve davranışlarımızın, yani iletişimde mesajlarımızın % 90'ının kontrolünü elimizde tutabilmemiz ancak kendimizi tanımamızla.
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ :
KİŞİLİK,SOSYAL, DUYGUSAL VE AHLAKSAL DEĞİŞİM
DİĞER TUTUMLAR.
AYIRICI ÖZELLİK YAKLAŞIMI
BÖLÜM 7 AHLAKİ GELİŞİM, DEĞERLER ve DİN. BÖLÜM 7 AHLAKİ GELİŞİM, DEĞERLER ve DİN.
BÖLÜM 5 Birey, Toplum ve Başkaları: Sosyal Beceriler.
ÇOCUK VE SUÇ.
TÖREL- AHLAK GELİŞİMİ AHLAK; Bir toplumda bireylerin tümü için geçerli ve uyulması gereken davranışlar, kurallar bütünlüğüdür. AHLAKLI OLMA; Toplumun gelenek,
BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler. BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler.
KİŞİLİK GELİŞİMİ.
GELİŞİMİN KRİTİK DÖNEMLERİ ve
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE GELİŞİM
OYUN KURAMLARI Doç. Dr. Ender DURUALP.
Erken Çocukluk Dönemi Fen ve Matematik Eğitimine Kuramsal Bakış
ÖĞRENME VE ÖĞRETMENİN KURAMSAL TEMELLERİ
ÇOKLU ZEKA Hazırlayan Figen BERBER.
IX.BÖLÜM YAŞAM TARZI.
Alıştırma Hocası: Mr.Muhittin KAHVECİ.  Aile psikolojisi; birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Ve.
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
KALIPLAŞMIŞ TUTUMLAR (Kalıpyargılar)
ŞİDDET.
ÖĞRENME.
KİŞİLİK GELİŞİMİ. KİŞİLİK Kişilik, bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlı olarak sergilenen, bireye özgü özellikler bütünüdür. Kişilik= Huy + Karakter.
TRAVMATİK OLAYLARDA PSİKOLOJİK DESTEK
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR. Kazanımlar Bu üniteyi tamamladığınızda aşağıdaki hedeflere ulaşmanız beklenmektedir: Gelişimle ilişkili olan.
KİŞİLİK GELİŞİMİ PSİKOANALİTİK KURAM.
Güdülenme ve Bireysel Farklılıklar
AİLEDE İLETİŞİM.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ (3-6)
Sunum transkripti:

GORDON WILLARD ALLPORT ( AYIRICI ÖZELLİK KURAMI ) Allport,1897 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin İndiana eyaletine bağlı Montezuma kasabasında dünyaya geldi.Doktor olan babası Allport’un doğumundan kısa bir süre sonra Ohio’ya taşındı.Ailenin dört erkek çocuğunun en küçüğü olan Allport ilk eğitimini Cleveland da aldı.Allport mutlu, güven ve sevgiyle dolu bir aile yaşantısına sahipti.Ancak arkadaşları arasında kendini yalnız ve diğer çocuklar tarafından reddedilmiş hissediyordu.Allport kendisini ‘sözcüklerle arası çok iyi olan ama oyunlarda başarısız bir çocuk’ olarak tanımlamıştır.Diğer birçok kişilik kuramcısından farklı olarak Allport’un çocukluğunda daha sonra geliştireceği kişilik kuramını doğrudan etkileyecek pek fazla deneyim olmadığı için onun kuramı kişisel yaşantılarının izlerini barındırmaktan ziyade zihinsel ve akademik bir perspektife sahiptir.

Allport döneminde başarılı bir sosyal psikolog olan ağabeyi Floyd ‘un yönlendirmesiyle Harvard Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi almış ve hem lisans hem de yüksek lisans eğitiminde ağabeyinin izinden gitmiştir.Lisans eğitimini tamamladıktan sonra mesleki geleceği konusunda pek emin olmayan Allport, Avrupa ya gelerek bir yıl süreyle Türkiye de Robert Koleji’nde İngilizce ve sosyoloji dersleri vermiştir.Türkiye de olduğu sıralarda Harvard dan lisans üstü eğitim için burs hakkı kazanan Allport daha sonra tekrar Amerika ya dönerek lisans üstü eğitimini tamamlamıştır.Allport un kuramını etkileyen en önemli olay Freud la tanışması olmuştur denilebilir. Henüz 22 yaşındayken Freud la tanışmak üzere Viyana ya giden Allport onunla ne konuşacağı üzerinde çok fazla kafa yormuş ancak bir türlü karar verememişti.

Freud la karşılaştıklarında ona ne söyleyeceğini tam olarak kararlaştırmamış olan Allport birden sabah tramvayda karşılaştığı ve kirlenmekten çok korkan bir erkek çocuğuyla ilgili bir olayı anlatmayı tercih etmişti.Ancak Allport hikayesini bitirdiğinde Freud,kısa bir sessizlikten sonra ona ‘o küçük çocuk siz miydiniz ‘diye sormuştu.Freud,onun böyle bir olayı anlatarak kendi korku ve çatışmalarını dışa vurduğunu düşünmüştü.Freud un bu sorgusuyla Allport psikanalizin bilinç altı güdüler üzerinde çok fazla yoğunlaştığını ve bu nedenle de davranışın altında yatan bilinçli güdüleri gözden kaçırdığını düşünmeye başladı.

AYIRICI ÖZELLİK KURAMI TEMEL KAVRAMLAR VE İLKELER Allport,kişiliğin gelişiminde diğerleri üzerinde bıraktığımız etkinin ve diğerlerinin bize verdiği tepkilerin önemli faktörler olduğunu kabul etmekle birlikte,yapayalnız bir kimsenin kişilikten yoksun olduğunun söylenemeyeceğini öne sürmüştür.Allport bu yalnız kişilerin de en az topluluk içinde yaşayan insanlar kadar çekici kişilik özelliklerine sahip olacaklarını öne sürmüş ve derimizin altında kendi gerçek doğamızı oluşturan bir şeylere sahip olduğumuzu belirtmiştir.

İnsan Doğası Allport kişiliğin;bireyin içinde var olan ve sergilediği davranışların arkasında yatan güç olduğunu belirtmiş ve kişiliği;’Bireyin kendine özgü düşünce ve davranışını belirleyen psikofiziksel sistemlerinin dinamik örgütlenmesi’ olarak tanımlamıştır.İnsan davranışı sürekli gelişerek değişime uğramaktadır.Kişiliğin çeşitli bileşenlerini örgütleyen ve bütünleştiren bir yapısı olmasına karşın kişilik,durağan bir organizasyon değildir.Kişilik bir takım belirleyici eğilimlerden oluşmaktadır.Bu eğilimler uygun uyarıcılar tarafından uyarıldığında kişinin gerçek doğasını dışa vuran davranışlar ortaya çıkmaktadır.Allport kişiliğin;yalnızca kişinin taktığı maske yada sergilediği davranışlar olmadığını,görünen yüzün ve sergilenen davranışın gerisindeki kişi olduğunu belirtmektedir. 

Karakter ve Mizaç Karakter,kişinin davranışlarının değerlendirilmesinde göz önüne alınan törel standartlar veya değerler sistemidir.Örneğin bir kimsenin ‘iyi karakterli’ olduğu söyleniyorsa bu onun kişisel özelliklerinin sosyal veya ahlaki açıdan istendik özelliklere sahip olduğunu ifade etmektedir.Bu nedenle karakterin etik bir kavram olduğu söylenebilir. Buna karşın mizaç,genel yetenek ve fiziksel özelliklerle birlikte daha çok işlenmemiş materyali oluşturur.Mizaç bir bakıma kişinin duygusal yapısının kalıtsal yönlerine yönelik bir kavramdır.

  İçgüdüsel Dürtüler Allport psikanalize tamamen karşı değildir;insanoğlunun doğuştan getirdiği açlık,susuzluk, cinsellik, uyku ihtiyacı gibi dürtülerin gerilimini azaltmak için çaba gösterdiğini kabul etmektedir.Herkes bu dürtülere sahiptir ve eğer bir kimse çok açsa ya da susamışsa bu dürtü doyuruluncaya dek diğer tüm güdüler önemini kaybedecektir.Allport bir kişilik kuramının ,çözümlemelerini güdülenmenin doğasına dayandırması gerektiğini belirtmiştir

Allport iyi bir güdülenme kuramının dört temel koşulu taşıması gerektiğini belirtmiştir.Allport’ a göre yeterli bir güdülenme kuramı: 1)Güdülerin güncelliğini kabul etmelidir. Allport’ un deyişiyle ‘geçmişteki güdüler,aynı zamanda şimdiki güdüler olmadıkça hiçbir şey açıklamazlar’.Bu iddiasıyla Allport Freud’ un yetişkin kişiliğinin çocukluk yıllarında biçimlendiği fikrine karşı çıkmaktadır. 2)Güdülerin çeşitlilik gösterdiğini kabul etmelidir.Güdülerin çok fazla çeşitlilik gösterdiğini bu yüzden ortak bir güdüleme belirlemenin zor olduğunu ifade etmiştir.İnsanların güdülerinin karmaşık doğasını anlayabilmesi için pek çok kavramın kullanılması gerektiğini belirmiştir. 3)Bilişsel süreçlerin dinamik gücünü kabul etmesi gerekir.Allport’ a göre yeterli bir güdülenme kuramı bireyin uzun vadedeki amaçlarını, değerlerini ve niyetlerini göz önüne almalıdır.Bireyin o anki davranışını anlayabilmek için ‘beş yıl sonra ne yapıyor olmayı isterdin’,’yaşamındaki hedefin nedir’ gibi sorular sormak gerekir. 4)Güdülerin somutluğunu ve kişiye özgülüğünü kabul etmesi gerekir.Allport bireylerin yaşamında güdülerin nasıl kendine özgü işlevlere sahip olduğuna odaklanılması gerektiğini ifade etmiştir.Ayrıca bireylerin güdüleri soyut değil somut bir şekilde tanımlanmalıdır.(Örneğin; Somut:Ahmet boksör olmak istiyor. Soyut:Ahmet saldırganlık dürtülerini yüceltiyor.)  

  İşlevsel Otonomi İşlevsel otonomi Allport un en çok tartışılan kavramlarından biridir.Allport a göre yukarıda belirtilen dört kriteri karşılayan bir güdülenme kuramının temelini işlevsel otonomi kavramı oluşturmaktadır.Ayrıca işlevsel otonomi kavramı ayırıcı özellik kuramının da özünü oluşturmaktadır.Allport a göre yetişkinlerin güdüleri geçmiş güdülerle ilişkili değildir;geçmiş geçmişte kalmıştır;diğer bir deyişle yetişkinin o anda sergilediği bazı davranışlar geçmişte o davranışa neden olan etkenlerden bağımsız olarak sergilenmektedir.Yani kişilik geçmişten kendini bağımsız kılmaktır.Böyle bir görüş psikanalitik ve davranışçı bakış açılarına karşı bir görüş olarak oluşmuştur.Allport bu görüşünü desteklemek için pek çok örnek vermiştir. Bir genç ailesi istediği için hukuk fakültesine kayıt olur,ancak zaman geçtikçe eğitim aldığı konu ona,kendi isteyerek seçtiği bir konu gibi gelmeye başlar.Başlangıçtaki güdüler tamamen kaybolmuş ve araç,sonuçta amaç olmuştur.

İşlevsel Otonomi Allport kuramında iki tür otonomiden söz etmiştir.Birincisi sinir sisteminde bulunan ve basit nörolojik ilkelerle yönetilen geri bildirim mekanizmaları olan ısrarlı işlevsel otonomidir.Bu mekanizmalar zamanla nörolojik olarak kendi kendilerini devam ettirici bir nitelik kazanırlar ve organizmanın işlevini sürdürmesini sağlarlar.Örneğin;her gün aynı saatte yeme ve yatağa gitme bu tür işlevsel otonomiye örnektir. Diğer otonomi türü ise kazanılmış işlevsel otonomidir.Güdülenmenin;kişiliğe öznelliğini kazandıran temel sistemi bu tür işlevsel otonomidir.Kazanılmış işlevsel otonomi, kişinin benliği ile ilgili kendi kendini sürdüren güdülerdir ve kişinin kazanılmış ilgilerini,değerlerini,tutumlarını ve niyetlerini içerir.

Kazanılmış otonominin üç psikolojik ilke tarafından yönetildiğini belirtmiştir 1)Enerji seviyesini düzenleme ilkesi;kişinin sahip olduğu enerji düzeyi,temel biyolojik ihtiyaçları ve anlık uyumu sağlamak için gereken miktardan daha fazladır.Örneğin; emekli olmuş bir kişi enerjisini yeni ilgi ve aktivitelere yöneltir. 2)Uzmanlaşma ve yeterli olma ilkesi;Allport’a göre ‘olgun’ kimseler çevreden anlam çıkarmak ,uzmanlaşmak ve gelecekle ilgili amaçların peşinden gitmek yönünde içsel bir motivasyona sahiptirler.

Dolayısıyla,yeterliliklerini artıracak tüm davranışlar benlik arayışının temsilcisi olan kazanılmış işlevsel otonomi içine dahil edilecektir. 3)Benliğin uygunluk örüntüsü ilkesi;kişiliğe kendine özgülüğünü kazandıran tüm kazanılmış işlevsel otonom güdülerin kökleri,kişinin benlik yapısının içindedir.Bunun bir sonucu olarak kişi yaşamını benliği etrafında yapılandırır.Benliği güçlendiren yaşantılar benlik yapısına dahil edilirken diğerleri dışta bırakılır.

Kişiliğin Yapısı Allport’ a göre kişiliğin yapısını oluşturan en önemli temel birimler,kişisel yatkınlıklar adını verdiği,kişiyi bireysel özellikleri açısından tanımlamamıza izin veren kişiye özgü özelliklerdir.

AYIRICI ÖZELLİK (TRAİT) KAVRAMI Allport ayırıcı özellik kavramıyla ,çeşitli durumlar içinde aynı tarz davranma eğilimini ifade etmektedir.Örneğin kişi temelde utangaç bir mizaca sahipse çeşitli durumlarda sınıfta, kafeteryada,kütüphanede sessiz ve sakin olacaktır.

Ayırıcı özellikleri tanımlamak için sekiz temel kriter önermiştir. 1)Ayırıcı özellik sözde var olan bir kavram değildir.Kişilik özellikleri kurgu değil,her bireyin varoluşunun gerçek ve yaşamsal bir bölümüdür.Her insan kişiliği içinde genellenmiş davranış yatkınlıklarına sahiptir. 2)Ayırıcı özellik, alışkanlıktan fazla genellenmiş bir yapıdır.Ayırıcı özellikler davranışlarımızın nispeten kalıcı ve genel özelliklerini yansıtırlar.Alışkanlıklar ise daha özel eğilimleri ifade ederler ve bu nedenle de daha az genellenmiş yapılardır.Örneğin çocuk ebeveynleri tarafından yönlendirildiği için dişlerini her gün iki kez fırçalayabilir.Bu bir alışkanlıktır.Ancak yıllar geçtikçe çocuk saçını fırçalamayı, giysilerini yıkayıp ütülemeyi ve odasını temizlemeyi öğrenir.Tüm bu alışkanlıklar birleşerek kişinin kişisel bakım ve temizlik özelliğini oluştururlar

3. ayırıcı özellik dinamik bir yapıdır 3. ayırıcı özellik dinamik bir yapıdır. Daha öncede belirtildiği gibi ayırıcı özellikler dışsal bir uyarıcı tarafından harekete geçirilmeyi bekleyen yapılar değildirler. Aksine ayırıcı özellikler insanları özelliklerini ortaya çıkarabilecek davranışlar sergilemeye güdülerler. 4. ayırıcı özelliklerin varlığı ampirik olarak kanıtlanabilir. Ayırıcı özellikler doğrudan gözlenemese de zaman içinde bireyin davranışları gözlenerek , vaka incelemeleriyle ve biyografiler aracılığıyla varlıkları dolaylı olarak saptanabilir. 5. ayırıcı özellikler birbirinden önce bağımsızdırlar. Bu özellikleri birbirinden ayıran katı bir sınır yoktur. 6. ayırıcı özellik ahlaki yada sosyal yargıyla eş anlamlı değildir. Samimiyet ,sadakat,açgözlülük v.b pek çok kişilik özelliği geleneksel sosyal yargılara bağlı olsa da kişiliğin gerçek özelliklerini temsil eder.

7. ayırıcı özellik onu içeren kişilik bağlamında veya genel olarak popülasyondaki görülme sıklığı ile incelenebilir. 8. ayırıcı özellikle tutarlı olmayan bazı alışkanlık veya davranışların varlığı o ayırıcı özelliğin var olmayışının kanıtı sayılamaz. Örneğin ; dış görünüşü konusunda çok özenli olan bir kimse kuşkusuz düzenlilik özelliğine sahip olacaktır. Ancak aynı kimsenin evi yada çalışma ortamı incelendiğinde bu özelliğin görülmeme olasılığı vardır. Ancak aynı kişinin odası yada ofisi dağınık olabilir. Bu durumla ilgili olarak allport üç olası açıklama getirmiştir. Birincisi ; belirli bir ayırıcı özellikle ilgili olarak herkesin aynı derece de bütünlük sergilemeyebileceğidir. Bu kişi için düzenlilik yalnızca kendisiyle ve görünüşüyle sınırlı olabilir. İkincisi ; aynı kişinin karşıt özelliklere sahip olabileceğidir. Üçüncüsü ; bazı durumlarda sosyal koşulların davranışı kişilik özelliklerinden daha çok yönlendirebilmesidir. Kişinin acelesi varsa ya da yoğun bir dönemden geçiyorsa odası ve işyeri bu yüzden dağınık olabilir.

ORTAK AYIRICI ÖZELLİKLER VE BİREYSEL AYIRICI ÖZELLİKLLER Allport’a göre kişilik araştırmalarında, kişiliğin ölçümünde ve tanımlamasında kullanabilecek iki strateji vardır. Bunlardan birincisi ; bütün insanların tek bir boyut üzerinden tanımlanabileceğini varsayan, bireyi grup normlara göre inceleme yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre bireyin belli bir özellikten aldığı sayısal değer, diğerlerinin aldığı değerlerle karşılaştırılır. Aynı kültürün üyeleri aynı evrimsel ve sosyal etkilere maruz kaldıkları için birbirleri ile kabaca kıyaslanabilecek uyum tarzları geliştirmektedirler. Herkese uygulanabileceği kabul edilen bu özelliklere Allport ortak ayırıcı özellikler adını vermiştir

İkinci strateji ise ; bireyi kendi içinde inceleme yaklaşımıdır İkinci strateji ise ; bireyi kendi içinde inceleme yaklaşımıdır. Bu yaklaşımla bireyler arasında tek bir özellik açısından karşılaştırma yapmak yerine tek bir bireyin kişiliğini oluşturan özelliklerin belirlenmesi hedeflenmektedir

Bireyin kişiliğini en iyi tanımlayan kişiliğin eğilimlerin sayısı kişiden kişiye farklılık gösterse de Allport insanların genellikle 5-10 arası kişisel eğilime sahip olduklarını ve belirtilmiş ve kişisel eğilimleri 3 başlık altında sınıflamıştır. Kardinal eğilimler; kişinin yaşamının her alanında kendini gösteren başat özelliklerdir. Bunların izine kişinin tüm davranışlarında rastlanabilir. Çoğu kimse bu eğilimlere sahip değildirler, ancak kişinin böylesine baskın bir özelliğe sahip olması durumunda kişiyi bu özellikle tanımlamak mümkündür. Merkezi eğilimler; daha az ısrarcı olan ancak oldukça genellenmiş özelliklerdir. Çok az insan bu eğilimlere sahip değildir ancak her insanda merkezi eğilimler bulunur. Bunlar kişinin diğerleri tarafından kolaylıkla ayırt edilen 5-10 temel özelliğini ve eğilimini temsil ederler. İkincil eğilimler; daha az belirgin olan, daha az genellenmiş, daha az tutarlı ve dolayısıyla kişiliğin tanımıyla daha az ilgili olan özelliklerdir. Örneğin yemek yemek ve giyim tarzı, özel tutumlar ve kişinin durumlara bağlı olarak sergilediği davranışlar bu gruba girmektedir.

KİŞİLİĞİN GELİŞİMİ Allport yetişkin güdülerinin işlevsel olarak özerk olduğuna inandığı için kişilik gelişiminde çocukluk ve ergenlik tarihçesinin incelenmesini çok gerekli görmemiştir. Freud’un yetişkin kişiliğinin ilk çocukluk yıllarında biçimlendiği görüşüne ise karşı çıkmıştır. Ancak Allport kendilik kavramından (proprium ) ve kendilik kavramının yaşamın farklı dönemlerinde gelişen bileşenlerinden söz etmiştir.

Proprium: Kendilik Kavramının Gelişimi Allport kişiliğin merkezinde yer alan ve insanlar tarafından yaşamlarında önemli kabul edilen bu olumlu davranış ve özelliklere proprium adını verir. Proprium kişiliğin bütününü temsil etmez çünkü bir çok davranış ve özellik olumlu değildir, kişi tarafından önemli olduğu düşünülmez ve kişiliğin merkezinde yer almaz.proprium bir deyişle benlitir. Allporta göre proprium, kişilğin içsel bütünlük duygusuna katkıda bulunan tüm yönleri olarak ifade edilebilir.

Allport, prorium’un çocukluktan yetişkinliğe kadar farklı dönemlerde gelişen 7 farklı yönü olduğunu belirtmiştir; 1.Bedensel kendilik duygusu: Yaşamın ilk yıllarında bebekler kendileri ve dış dünya arasında ayrım yapamazlar ve kas, tendon, eklem ve iç organlarından kaynaklanan pek çok duyunun farkına vararak yavaş yavaş bu ayrımı yapmayı öğrenirler. Tekrarlayan bu duyumlar bedensel kendilik duygusunu oluştururlar. Allport bedensel duyumların tüm yaşamı boyunca kişinin öz farkındalığı açısından bir güvenlik dayanağı olduğunu belirtmektedir.

2.Öz-kimlik duygusu: Öz kimlik duygusu çocuğun dil aracılığıyla kendini aynı ve sabit bir referans noktası olarak belirlemesinde önemli bir rol oynamaktadır. Çocuğun adı benlik sürekliliğini kavraması açısından önemli bir işleve sahiptir. Kendi adını öğrenmesi, çocuğun kendisinde olan değişikliklere rağmen aynı kişi olduğunu fark etmesinde önemli rol oynar. 3.Öz saygı duygusu: Yaşamın 3. yılında propriumun öz saygı boyutu ortaya çıkarmaya başlar. Allport’a göre bu duygu çocuğun bir şeyleri kendi başına yapabildiğinde hissettiği gurur duygusudur. Çocuğun içinde yaşadığı çevrede bazı görevleri kendi başına yerine getirmekte gösterdiği başarı onun öz saygısı geliştirir. Bu yaşta çocuk çok fazla olumsuzluk sergiler anne babasının isteklerini özerklik ve bütünlüğüne tehdit olarak değerlendirdiği için bunlara karşı çıkar.çocuğun çevreyi keşfetme ve yönlendirme yönündeki çabaları anne babası tarafından engellenirse çocukta utanç ve öfke duyguları oluşacaktır.Çocuğun yaşı ilerledikçe öz-saygı duygusu yarışmacı bir içerik kazanır ve çocukluk dönemi boyunca arkadaşlarının onayı özsaygının desteklenmesinde önemli bir kaynak özelliği taşır.

4. Öz uzanım duygusu: Yaklaşık 4-6 yaşlar arasında proprium benlik alanının genişlemesiyle ayrıntılı hale gelmeye başlar. Çocuklar insanları, nesneleri ve soyutlamaları kendi öz-kavramlarına katarak yalnız fiziksel varlıklarının değil aynı zamanda çevrelerinin bir bölümünün de kendilerine ait olduğunu farkderler. ‘Benim’ sözcüğünün anlamı kavramış olur. Başkalarının onun sahip olduğunu şeye sahip olmasına karşı bir koruma duru sergilerler. “bu ev benim “ bu benim topum “ “ bu benim annem “ gibi davranışları sergilerler. 5. Kendilik imajı: 5-6 yaşlar arasında ortaya çıkar. Çocuk bu dönemde anne babasının, yakınlarının, öğretmenlerinin ve diğerlerinin kendisinden ne beklediğini öğrenmeye başlar. Propriumun bu yönü kişinin güçlü ve zayıf yönleri içinde sağlam bir rehber niteliği taşır. Ancak bu algı abartılmış ve gerçekçi olmayan bir algı da olabilir. Aynı zamanda ‘iyi ben’ ve ‘kötü ben’ kavramları arasında ayrımları da yapmaya başlar. Ancak vicdan tam gelişmemiştir

6. Rasyonel baş edici benlik duygusu: Yaklaşık 6-12 yaşlar arasında çocuk artık gerçeklerin talepleriyle etkili bir biçimde baş etmek ve yaşamdaki problemlere çözümler üretmek için yeterli rasyonel kapasiteye sahip olduğunun farkına varır. Zihinsel gelişimine paralel olarak düşünceler üzerinde düşünme yetisine sahip olur. Ancak ahlaki değerlendirmeler konusunda henüz kendine, özerk ve bağımsız bir şekilde güven duymamaktadır. Daha çok ailesinin ,dininin ve arkadaş grubunun doğru olduğuna inanmaktadır.   7.Benlik arayışı: Ergenlik dönemde görülen aşamadır. Bu dönemin en belirgin problemi meslek seçimi ve diğer yaşam amaçlarının belirlenmesidir. Ergen gelecekle ilgili plan yapmak zorunda olduğunun bilincine varır. Ancak ergenlik döneminde benlik arayışı sona ermez. Allport , Ericson’un ego kimliği kavramında olduğu gibi bu çabaların bütünleşmiş benlik duygusuna gerek duyduğunu belirtmektedir. Benlik duygusu ancak yetişkinlikte benliğin tüm yönleri pekiştiğinde ortaya çıkmaktadır.

OLGUN KİŞİLİK Allport’a göre kişisel olgunlaşma yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve olgun kişiliğe sahip olmuş kimselerle olgunlaşmamış ya da nevrotik kişiliğe sahip olanlar arasında bazı niteliksel farklılıklar vardır. Olgun kişiliğe sahip kimselerin davranışları işlevsel olarak özerktir ve bilinçli olarak güdülenmektedir. Olgunlaşmamış kişiliğe sahip kimselerin davranışları ise çocukluk yaşantılarından kaynaklanan bilinçdışı güdülerce yönetilmektedir.

Allport olgun kişiliğin altı temel boyutu vardır. 1.Olgun kişilerin benlik duygusu çok geniş alanda kendini belli eder. “kendilerin dışına çıkarlar” diyebiliriz. İş, aile ve sosyal ilişkilerde katılım gösterirler. Allport’a göre kişinin kendini sevmesi önemli bir özelliktir. Ancak bu duygunun kişinin egemenliği altına almaması gerekir. 2.Olgun kişiler sıcak sosyal ilişkilere girme ve yürütme kapasitesine sahiptirler. Bu başlık altında iki özellikten söz etmek mümkündür.bunlardan ilki yakınlıktır. Yakınlık kişinin kıskançlık ve sahiplenme duygusu olmaksızın ailesine ve yakın arkadaşlarına derin sevgi besleyebilmesini ifade eder. Diğer özellik ise sevecenliktir. Bu da kişinin benliği ve diğerleri arasındaki farklılıkları hoşgörüyle kabul edebilmesidir. Bu şekilde birey tüm insanlara ve farklılıklara gerçek saygı ve kabul duyguları geliştirmiş olacaktır.

3.Olgun kişilerin kendilerini kabul düzeyleri yüksektir ve güven duyguları gelişmiştir. Bu kişiler kendileri ile ilgili olumlu bir imaja sahiptir. Üzüntü,öfke ve suçluluk gibi duygu durumlarıyla başa çıkarken de diğer insanların iyiliğine karşı bir tutum içine girmezler. Örneğin ; kötü gün geçiriyorsa bunun acısını ilk karşılarına çıkan kişiden çıkarmazlar. 4.Olgun kişiler gerçekçi algılara, becerilere ve hedeflere sahiptirler. Sağlıklı kişiler olayları görmek istedikleri gibi değil gerçekçi bir biçimde olduğu gibi görürler. Ayrıca olgun kişiler diğer insanları , nesneleri ve durumları da oldukları görürler gerçekle baş etmek için gereken becerilere sahiptirler. Seçtikleri hedeflerde gerçekçi hedeflerdir.

5. Olgun kimseler keskin bir iç görüye ve mizaha sahiptirler 5.Olgun kimseler keskin bir iç görüye ve mizaha sahiptirler. Bu kişilerin kendi güçlü ve zayıf yönleri ile ilgili gerçekçi bir değerlendirmeleri vardır. Mizah duygusu kişinin kendisine ilişkin iç görüsünün önemli bir bileşenidir. Çünkü kişinin kendisini abartılı biçimde ciddiye almasını ve üstün görmelerini engeller. 6.Olgun kişiler bütünsel bir dünya görünüşüne sahiptirler. Her insanın farklı değerler sitemi bulunmaktadır. Bazı insanlar gerçeği arama işine girişirken bazıları sosyal refah ve dinle ilgili değerle sistemi geliştirir. Allporta göre tek ve üstün bir dünya görüşü yoktur.

ELEŞTİRİLER VE DEĞERLENDİRME Allportun kuramı bilimsel inceleme sonuçlarına değil felsefi düşüncelere ve sağduyuya dayalı bir kuram olmakla eleştirilmekteyse de kişilik çalışmalarını psikolojinin saygın bir bölümü yapmak konusundaki çabaları dikkate değerdir. Allport sayesinde kişilik araştırmaları kişilik ortamın dışına çıkmıştır. Allportun ortaya koyduğu fikirlerin ampirik olarak sınamış almasıyla eleştirilse de Allportun kuramından yola çıkarak yapılan araştırmalar dikkate alındığında üretken bir kuram olduğu düşünülebilir. Kişilik özelliklerinin tanımlanması ve değerlendirilmesi ve kişiliği ölçen psikolojik testlerin geliştirilmesi çalışmaları Allportun psikolojiye yaptığı temel katkılar arasında yer alır. Eleştirilmiş olan kimi yönlerine rağmen ayırıcı özelliklere ilişkin ilk çalışmayı gerçekleştiren, kişiliği tanımlamak konusunda ciddi bir çaba harcayan ayırıcı özellik kavramını geliştiren Allportun psikoloji tarihinde çok önemli bir yeri vardır.