Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanTülay Kobal Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
HUKUK BAŞLANGICI 2 DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
2
Hukukun Amacı ve Fonksiyonları 1. Sosyal Düzeni Sağlama
Toplum hayatının sağlıklı bir düzen içinde yürümesi, toplum üyelerinin uyulması zorunlu ortak kurallara uymaları ile mümkün olabilir Hukuk kuralları, toplumun (kamunun) menfaatlerini esas alarak şahsi (kişisel) hürriyetleri sınırlar ve kamu menfaatleri ile dengeler. Böylece toplum düzeni sağlanır.
3
2. Toplum İhtiyaçlarını Karşılama
Toplumda sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik değişik ihtiyaç ve talepler bulunabilir. İşte hukuk bütün bu ihtiyaçlara cevap vermek durumundadır. Toplum hayatındaki her türlü hukuki olay ve ilişki hukuk kuralları ile düzenlenmek zorundadır.
4
3. Eşitliği Sağlama İnsanların akıl, zenginlik, ehliyet ve bilgi bakımından farklı olduğu bir gerçektir. Eşitlik ilkesi ile, herkesin her konuda hemen aynı hak, yetki ve imkana sahip olacağı anlaşılmamıştır. Önemli olan "eşit konumda olanlara eşit davranmak"tır. Kanun önünde eşitlik esastır. AY m. 10.
5
4. Adaleti Gerçekleştirme
Romalılara göre, "dürüst yaşamak, başkasına zarar vermemek, herkese hakkını tanımak", hukukun temel ilkelerindendir Eflatun'un adaleti “herkese hakkını vermek” olarak tanımlar. Denkleştirici adalet-dağıtıcı adalet-sosyal adalet kısımlarına ayrılır.
6
a. Denkleştirici adalet
Sosyal ilişkiler içinde bulunan toplum üyelerinin aralarındaki farklar dikkate alınmadan herkese eşit olanın verilmesidir. , Örnek: Kırmızı ışıkta durmayan veya yanlış yere park eden bir genel müdür ile bir temizlik işçisine aynı para cezasının kesilmesi denkleştirici adalet örneğidir. Denkleştirici adalet anlayışına dayalı uygulamalar, her zaman "hakkaniyet" ve "adalet" değerine uygun sonuçlar doğurmayabilir. Örnek olarak, fakir ve yaşlı bir akıl hastası ile zengin ve şımarık (reşit) bir delikanlının komşunun camını kırması şeklinde gerçekleşen haksız fillerine uygulanacak tazminatın aynı olması gibi.
7
b. Dağıtıcı adalet Dağıtıcı (paylaştırıcı) adalet , herkesin aritmetik yönden eşit paylaşması değil, eşit konumda olanlara eşit davranılarak herkese hak ettiğinin verilmesidir. Örnek:Büyük çocuğa küçüğüne oranla daha çok ve daha çeşitli yiyecekler veren annenin adaleti. Üst gelir gruplarından düşük gelir sahiplerine göre, daha yüksek oranda gelir vergisi alınması, bir dağıtıcı adalet örneğidir.
8
c. Sosyal adalet Sosyal adalet ise, toplam refahın üretilmesine katkı yapma gücü ve imkanı sınırlı zayıf durumdaki kitlelerin, sosyal refahın paylaşılmasında (bütünün bir parçası olarak) gözetilmeleridir Tüketicilerin korunması, adil bir ücret politikasının belirlenmesi, özürlülere ve engellilere yönelik sosyal hizmet yatırımları, şehit ailelerine yardım yapılması gibi.
9
D. Hukukun Kaynağı Problemi
Doğal hukuk: İnsanlar doğuştan kutsal, vazgeçilmez ve dokunulmaz bazı temel hak ve özgürlüklere sahip Doğal hukuka göre, hukukun kaynağı olarak ilk çağda “insan tabiatı”, orta çağda “tanrısal irade” ve yeni çağda “insan aklı” kabul edilmiştir
10
Tarihçi Hukuk Okulu:Tarihçi hukuk okulu kurucusu Savigny’e göre, hukuk yaratılmış veya konulmuş bir şey değildir, tarihi süreç içinde kendiliğinden oluşmuş bir düzendir. Ona göre, toplumun karakterinden etkilenen hukukun kaynağı “halk ruhu” olarak isimlendirilebilir. Bu nedenle hukukun evrensel olması mümkün değildir. Bundan dolayı bir ülkenin bir başka ülkenin kanununu aynen iktibas etmesi (resepsiyon) doğru değildir.
11
İlahi hukuk teorisi: Hukukun İlahi iradeye ve dine (vahye) dayandığını ileri sürer
Bu teoriye göre, evrendeki varlıklar gibi hukuk da Tanrı tarafından yaratılmıştır. O halde yegane kanun koyucu olan Tanrı, hukuk kuralının konulması ve değiştirilmesine de tek karar vericidir
12
Pozitivizm Teorisi: Avusturyalı hukukçu Hans Kelsen’in öncülük ettiği normcu pozitivizm teorisine göre, hukuk konulmuş normlardan oluşan bir düzendir (hukuki pozitivizm). Normların nihai kaynağı anayasadır, anayasanın kaynağı ise, “temel norm”dur. Temel normun yaratıcısı ise yoktur. Hukukun sosyal bir gerçeklik olduğu görüşünden yola çıkarak, yürürlükte olan kurallardan çok, onları oluşturan sosyal ilişkilere ve olaylara bakmak gerektiği görüşünü ileri sürerler (sosyolojik pozitivizm).
13
Bu ikinci görüş, hukuk normunun kaynağında insan aklından çok, toplumsal olayları görmek eğilimindedir. Marks'ın ortaya attığı tarihsel maddecilik görüşü de sosyolojik pozitivizmin bir türü olarak kabul edilebilir.
14
Sosyal Sözleşme Teorisi: Hobbes, J. Locke, J. J. Rousseau ve E
Sosyal Sözleşme Teorisi: Hobbes, J. Locke, J.J. Rousseau ve E. Kant’ın öncülük ettiği bu teoriye göre, hukukun kaynağı, insanların bir arada yaşama konusunda uzlaşma iradesi ortaya koymuş oldukları varsayımıdır. Locke’un bu özgürlükçü yorumuna göre, sosyal sözleşme iki taraflı olup devlet için de bağlayıcıdır. Rousseau’ya göre, sosyal sözleşme ile oluşan genel irade, aynı zamanda hukukun da temel kaynağıdır.
15
E. Başlıca Hukuk Sistemleri
Dünyada belli başlı dört hukuk sistemi vardır: 1.Kıta Avrupası hukuku 2.Anglo-Sakson hukuku 3.İslam hukuku Sosyalist hukuk
16
1. Kara Avrupası hukuk sistemi
Roma hukukuna dayanır Roma hukukunun Avrupa ülkelerindeki yerel hukuklarla karışımından doğmuştur. Başlangıçta Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya ve İspanya gibi Kara Avrupası ülkelerinde uygulanmıştır. Avrupa ülkelerine ait kanunların iktibas edilmesi ile Türkiye de bu hukuk sistemi içinde yer almıştır
17
Özellikleri Tedvin düzeyinde geniş çaplı kanunlaştırmalara dayanmaktadır. Fransa, Alman, İsviçre Medeni kanunları Anglo-Amerikan hukuk sisteminin aksine burada içtihat asli kaynak değil, sadece yardımcı bir kaynaktır. Hukuk sistemi yazılı kurallar üzerine oturmaktadır ve gelenek hukukunun tamamlayıcı bir değeri vardır. Bu sistem, Roma hukukuna dayanan kamu hukuku özel hukuk ayırımını benimsemektedir. Bu sistemde yargı ayrılığı ilkesi kabul edilmekte, adli yargı ve idari yargı olmak üzere en az iki ayrı yargı düzeni bulunmaktadır.
18
2. Anglo-Amerikan hukuk sistemi
Köken olarak gelenek hukukuna dayanan, katı ve şekilci “common law” (ortak hukuk) sistemidir İngiltere'de özellikle XI. yüzyılda (Norman istilası sonrasında) gezici İngiliz hakimlerin (kraliyet mahkemeleri) öncülüğünde geliştirilmiştir Kamu hukuku-özel hukuk ayırımına yer vermez İngiltere ve Amerika başta olmak üzere, Kanada, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Hindistan, Avustralya ve eski İngiliz sömürgesi olan birçok ülkede uygulanmaktadır
19
Kara Avrupası hukuk sisteminde hukukun yapıcısı kanun koyucu iken; Anglo-Amerikan hukuk sisteminde hukukun yapıcısı, aynı zamanda onu yorumlamak ve uygulamakla görevli olan hakimlerdir. Hakimler, hukuk normunu üretirken yalnız geleneklere dayanmamış, aynı zamanda geleneklerin sertliklerini hakkaniyet ilkesi (equity law) ile yumuşatmayı başarmışlardır. Bu hukuk sisteminde mahkeme kararları (içtihatları/jurisprudence) hukukun kaynağıdır ve bağlayıcıdır
20
Hâkimler, ilk önce, benzer uyuşmazlıklar için verilmiş (emsal) içtihatlara göre uyuşmazlıkları çözüme bağlar İngiliz hukuku 18. yüzyıldaki kanunlaştırma faaliyetlerinden etkilenmemiş, örnek olay hukuku (case law) olarak devam etmiştir 1832’de İngiliz hukukunda yazılı hukuk (statute law) dönemi başlar. Bu dönemde kanun ve tüzük gibi yazılı kurallar daha önemli hale gelmiştir
21
3. İslam hukuku sistemi İslam hukuku, İslam dininin temel ilkelerine dayanan bir hukuk sistemidir İslam hukukunun kaynakları Kuran’ın buyrukları yanı sıra, İslam Peygamberinin sözleri (hadis) ve davranışları (sünnet) da bu hukuk sisteminin bir başka kaynağıdır. Ayrıca İslam hukukçularının ve bilginlerinin üzerinde birleştikleri kurallar ile “kıyas” veya “içtihat” da İslam hukuku kaynakları arasında yer almaktadır.
22
4. Sosyalist hukuk sistemi
Sosyalist hukuk,sosyalizme dayanır 1917 Bolşevik devriminden sonra Rusya'da uygulama alanı bulmuştur. Bu sistemde, üretim araçları üzerindeki mülkiyet hakkı topluma ait sayılmaktadır Hukuk sosyal düzeni ve barışı sağlamak üzere yöneticilerin emrinde bir araç, konjonktürel bir ihtiyaçtır. Komünist düzene geçtiğinde yaptırıma dayalı bir hukuka da gerek kalmayacağı varsayılmaktadır Teşebbüs özgürlüğü temeline dayalı özel hukuk ilişkileri bu hukuk sisteminde geri plana itilmiş; toplumun çıkarları ön plana alınmıştır
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.