Sunuyu indir
1
Tıbbi Bitkiler Sistematiği
Öğr. Gör. Tuğba KAMAN
3
Taksonomi ve Sistematik
4
Taksonomi İnsan, çevresinde gördüğü cansız ve canlı varlıkları, her zaman bir sınıflandırma eğilimi içindedir. Kural olarak insan, sınıflandırarak algılayabilen bir türdür. Farkında olmasak bile, çevremizdeki canlıları bitkiler ve hayvanlar ya da suda ve karada yaşayanlar, tehlikeli-tehlikesizler gibi ayırımlarla sınıflandırırız.
5
Taksonomi Taksonomi sözcüğü Yunanca kökenli olup, sıralama anlamına gelen “taxis” ve isim anlamına gelen “nomos” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur (nomos sözcüğünün anlamı, bazı kaynaklarda “kanun” olarak da geçer). Canlı türlerini belirli bir düzene sokmaya çalışır ve bu amaca yönelik ilkeler geliştirir. Taksonomi, canlıları tanımlayan, anlatan ve adlandıran bilim dalıdır. Takson: Belli bir kategoride yer alan canlı grubu takson olarak adlandırılır.
6
Sistematik ise, taksonomiden farklı ve çok daha kapsamlı olarak, canlıların birbirleriyle evrimsel akrabalık ilişkilerini, benzerlik ve farklılıklarını inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Bir diğer deyişle sistematik, taksonomisi yapılmış grupları birbirleriyle ilişkilendirir. Bitki sistematiği doğadaki tüm bitkileri tanıyıp bunları akrabalık ilişkilerine göre sınıflandırmayı amaçlar.
8
BİTKİ SİSTEMATİĞİ TARİHÇESİ
İyi bir taksonomik çalışma yapılabilmesi için biyolojinin morfoloji, anatomi, paleontoloji ve bitki coğrafyası gibi kollarının da iyi bilinmesi gerekir. Bitkilerin sınıflandırılmasındaki tasnifler çok eskidir. Eski Yunanlılar ilk olarak bu konu üzerinde çalışmışlardır. O zamandan beri yapılan çalışmalar üç büyük grup altında toplanabilir.
9
Yapay (Suni) Sınıflama: Bitkiler benzerlik derecelerine göre sınıflandırılır.
Doğal (Tabi) Sınıflama: Bitkilerin zaman ve mekân içinde az değişen özellikleri ele alınarak sınıflandırılır. 3) Filogenetik Sınıflama: Bitkiler akrabalık derecelerine göre sınıflandırılır.
10
ARİSTO ve PLATO zamanında bitkiler şekil ve yapılarına göre ağaçlar, çalılar, otlar ve aynı zamanda tek yıllık ve çok yıllık bitkiler diye sınıflandırılmıştır. Fakat asıl bitki sistematiğinin kuruluşu THEOPHRASTUS (M.Ö. 370–285) zamanında başlar.
13
Andrea CAESALPINA (M. S. 1524–1603): İtalyan botanikçi ve fizikçidir
Andrea CAESALPINA (M.S. 1524–1603): İtalyan botanikçi ve fizikçidir bitki türünü önce habituslarına (morfoloji) sonra da meyve oluşumlarına göre sınıflandırmıştır. Jean BAUHIN (M.S. 1511–1582): Sistematik tarihinde ilk defa bitki türünü botaniğe sokmuştur tür üzerinde çalışma yapmıştır. Cruciferaea ve Labiatae gibi doğal grupları tanımış olması önemlidir. John RAY (M.S. 1627–1705): İngiliz doğa bilimci “Methodus Plantarum” (1703) adlı eserinde 1800 türü sınıflandırmış, bu türleri önce odunsu ve otsu oluşlarına göre, sonra da çenek durumlarına göre (monokotil ve dikotil) ve daha sonra da meyve durumlarına göre sınıflandırmıştır.
14
I.Yapay (Suni) Sınıflandırma Peryodu:
Yapay (Suni) Sınıflandırmanın kurucusu LINNAEUS, sisteminin bazılarını John Ray’den almıştır. Kurucusu Carl von LINNAEUS (1707–1778). İsveçli botankçi ve zoologdur. Modern sistematiğin gerçek kurucusudur. Linnaeus (Sayısal Sınıflandırma Üzerine Kurulan Suni Sistemler) Bu dönemin özelliği, bitkilerin şekil özellikleri ve doğal akrabalıkları dikkate alınmaksızın tanımlamada kolaylık sağlayacak özelliklerine göre sınıflandırılmasıdır.
15
Carl von LINNAEUS
16
Linne’nin sistematiğe katkısı iki yoldan olmuştur.
Birincisi; seçtiği karakterleri bitkinin diğer kısımlarına oranla ortam şartlarından daha az etkilenen üreme organlarına dayandırması ve böylece de eşeysel bir sınıflandırma anlayışını gelişmesidir. İkinci önemli katkısı ise Gaspard Bauhin’in önerdiği binominal isimlendirmeyi (nomenklatür), (ikili adlandırma) geliştirmesidir.
17
II. Doğal (Doğal) Sınıflandırma Peryodu:
Bu dönemde botanikçiler bütün dünyayı gezip geniş koleksiyonlar yapmışlardır. Bitkilerin gözle görülen özelliklerini sınıflandırmada kullanmışlardır. Bu peryot, DARWIN’e kadar devam eder. “Thearie Elemanta” kitabında morfolojiyi taksonomiye sokmuştur . Taksonomik çalışmalarını ilk defa “Prodromus Systematic Naturalis Regni Vegetabilis” (Bitkiler Aleminin Doğal Sınıflandırmasına Giriş) adlı 7 ciltlik eserinde yayınlamıştır.
18
III. Filogenetik Sınıflandırma Peryodu:
DARWİN’in evolusyon teorisinin bu sınıflandırma periyodunda önemli rolü olmuştur. Bu dönem Darwin’in “Türlerin Kökeni” isimli eserini yayınlamasıyla başlamıştır. Bu eserin yayınından sonra (1859) sistematikçiler büyük oranda evrim kuramının etkisinde kalmışlar ve artık türler arasındaki akrabalık derecelerine dayanan sınıflandırmalar yapma yoluna girmişlerdir
19
August W. EICHLER (M.S. 1839–1887): İlk filogenetik sistemi ortaya koyandır. Alman botanikçi, bitkiler arasındaki akrabalığı göz önüne alarak yapılan sistematiği, ilk defa teklif etmiş ve bitkileri ayrıca Cryptogames (Tohumsuz bitkiler) ve Phanerogames (Tohumlu bitkiler) diye iki gruba ayırmıştır. Tohumlular, Gymnospermae (Açık tohumlular) ve Angiospermae (Kapalı tohumlular) olmak üzere ve yine Angiospermae’leri de Monokotil ve Dikotil diye tekrar iki gruba ayırmıştır.
20
Adolf ENGLER (M.S.1844–1930): Alman botanikçi sistemini 1890’da yayınlamıştır. Eichler’in sistemini benimsemiştir. Dikotiledonları Archylamidae (ayrı petalli veya petalsizler) ve Metacylamidae (bileşik petalliler) diye ikiye ayırmıştır.
22
Filogenetik sınıflandırmada iki büyük kategori vardır:
Büyük Kategori: Divisio’dan Cins (Genus)’e kadar gelir. Buna büyük kategori adı verilir. Küçük Kategori: Cins (Genus) ve daha aşağıdaki taksonları içeren kategoridir. Sistematikte en küçük birim türdür. Türden daha küçük olan birimlerin kabülü hala tartışılmaktadır.
24
BİTKİLERİN İSİMLENDİRİLMESİ
İki şekilde yapılır: 1) Flora kitaplarındaki teşhis anahtarları vasıtasıyla 2) Herbaryum denen bitki koleksiyonlarının saklandığı ve muhafaza edildiği yerde bulunan bitkilerle karşılaştırarak hangisine benzerse ona göre isimlendirilir.
25
Her bitki daima iki adla tanınır.
Cins ve Tür Örn: Ulva lactuca L. (Deniz marulu) Ulva: Cins; lactuca: Tür; L.: Bitkiyi ilk tanımlayan kişi olan otörün yani Linne’nin başharfidir. Örn: Abies cilicica (Ant. Et Kotschy) Carr. (Göknar) Abies: cins; cilicica: tür
26
Bugün sistematik botanikte bitkilerin sınıflandırılmasında kullanılan bazı terimler vardır. En büyükten itibaren:
27
Tür (Species): Esaslı karakterleri (morfolojik ve biyolojik) bakımından birbirine çok benzerlik gösteren ve kendi aralarında çiftleşerek verimli döller meydana getirebilen fertlerin toplamına tür denir. Cins (Genus): Morfolojileri çiçek ve meyvelerı ile birbirlerine benzeyen ve aralarında akrabalık ve orjin birliği gösteren türler topluluğuna cins (genus) denir. Örn: Rosa (Gül) Rosa sulphurea (Yaban gülü) Rosa moschota (Mis gülü)
28
Familya: Çiçek, meyve ve diğer karakterleri birbirine benzeyen cinslerin meydana getirdiği topluluğa familya (aile) denir. Örn: Rosa (Gül), Fragaria (Çilek) ve Rubus (Böğürtlen) gibi Bu üç cins birçok özellikleri bakımından Rosaceae familyası altında toplanır. Familyalar genellikle -ceae eki alır. Ordo: Müşterek, benzer familyaların meydana getirdiği gruba ordo denir. Çoğunluk ordolar -ales eki ile gösterilir. Örn: Rosales (Güller)
29
Classis: Ortak özellikli ordolar da Sınıfları (classis) meydana getirir. Sınıflar çoğunlukla -phyceae eki alır, ancak bazen değişik ek de alabilir. Örn: Angiospermae, Rodophyceae gibi. Divisio: Ortak özellikli sınıfların meydana getirdiği topluluğa da Bölüm (Divisio) adı verilir. Örn: Spermatophyta Regnum: Bölümlerin hepsi birden Alem (Regnum)’i oluştururlar. Örn: Plantae
31
TAKSONOMİK KATEGORİLER
3.2. Türaltı kategoriler: Alttür (subspecies) ve Variyete (varietas) olarak ikiye ayrılır. Taksonomide her kategoride yer alan ve tanımlanarak isimlendirilimiş gruplara ‘’takson’’ denir. Tür temel birim olarak kabul edilir.
32
3.2. Türaltı kategoriler: Tür altı kategorilerin tanımı daha çok coğrafi yayılışa göre yapılmaktadır. Yani yayılış alanı farklı olan tür altı kategoriye ‘’subspecies’’, aynı olana ise ‘’varyete’’ denir. Gerek alttürler gerekse varyetelerin arasında hem genetik hem de morfolojik farklılıklar vardır.
33
Forma ise morfolojik bakımdan en az farklılık gösteren bireyler kullanılan bir sistematik birimdir.
Forma alttür ve varyete ye oranla genetik yönden daha az stabildir.
34
Alttür Bir türün fenotipik bakımdan benzer populasyonlarının toplamına alttür denir. Bir alttür türün yayılma sahasının alt bölümlerinde bulunur ve taksonomik olarak türün diğer populasyonlarından farklı karakterlere sahiptir. Aynı coğrafik bölgede iki alttür bulunmaz.
37
Bir bitkinin bilimsel ismi iki latince kelimeden oluşur.
Birinci kelime türün ait olduğu cins ismidir, ikinci kelime ise tür için özel olan türü belirten kelimedir. Bu ikinci kelimeye epitet denir.
38
İkili isimlendirme ya da binominal nomenklatur adlandırılan bu yöntemde Epitet adı verilen bu kelime sıfat veya isim olabilir. Bu duruma epitetin, sıfat, isim veya bileşik kelime olmasına göre değişik kurallar uygulanır. Aşağıdaki örnekleri inceleyim.
39
Tür Epitetlerinin Oluşması
Herbir bitkinin sadece doğru bir bilimsel ismi vardır. Bu isim sadece o türe özeldir. Örneğin: Pinus nigra. Karaçam için binominal bir isimdir. Pinus cins ismi nigra tür epitetidir. Böylece, bir tür epiteti binominalin ikinci kısmı olarak tanımlanabilir. Sadece tür epiteti tek başına hiçbir zaman bir şey ifade etmez, Örneğin: nigra hiçbir zaman Karaçamı belirlemez, Nigra, siyah demektir. Pinus ile birleştirildiği zaman Karaçamı (Pinus nigra), Juglans ile birleştirildiğinde Karacevizi (Juglans nigra), adlandırmaktadır.
40
Tür epitetleri isim ve sıfatlardan oluşur
Tür epitetleri isim ve sıfatlardan oluşur. Kelimenin başına veya sonuna takılar da konabilir. Latince’de, Türkçe’de görülmeyen bir cinsiyet durumu vardır. Bir isim ya dişi, ya erkek yada nötr olur. Her cinsiyet çoğunlukla farklı bir bitişle belirtilir. Örneğin: -us ile bitenlerin çoğunluğu erkek, -a i l e bitenlerin hemen hepsi dişi , -um ile bitenler ise nötr kelimelerdir. ;Lathyrus hirsutus (Tüylü mürdümük) , Lactuca hirsuta, Vaccinium hirsutum.
41
Bitkilere isim verirken bazı kurallar da göz önüne alınır.
Verilen isim bitkinin kokusunu, rengini, şeklini ifade edebilir.
44
SİSTEMATİK BİRLİKLER VE BİTKİLERİN ADLANDIRILMASI (Nomenklatür
Tayin (=Teşhis) taksonominin temelidir. Bir bitkinin (canlının) hangi taksonomik gruba sonuç olarak da hangi türe ait olduğunu saptamaktır. Monografi: Bir takson (örneğin ordo, familya, genus) üzerine yapılan ve o taksonun yeryüzündeki tüm türlerini içine alan ve geniş kapsamlı bir taksonomik araştırmadır.
45
Flora: Bir kıta, bir ülke yada bir bölgenin bütün bitkileri inceleyen taksonomik bir araştırmadır.
Revizyon: Bir ülke yada bölgenin belirli bitki grupları (familya, genus) üzerinde yapılan taksonomik araştırmalardır.
46
Bitki Kısımlarının İsimleri
Bir bitkinin en belirgin kısımları kök, gövde, tomurcuk, yaprak, çiçek, meyva ve tohumdur. Bu kısımların Latince ve Yunanca karşılıkları şunlardır: Kök radix (L.); rhiza (Y.) Gövde caulis (L.). Tomurcuk gemma (L.); blastos (Y.), Yaprak folium (L.); phyllon (Y.), Çiçek flos (L.); anthos (Y.). Meyva fructus (L.); carpos (Y.) Tohum semen (L.); sperm (Y.).
47
Kaynaklar Tohumlu Bitkiler Sistematiği; Prof. Dr. Özcan SEÇMEN
Tohumlu Bitkiler Sistematiği Ders Notları Prof. Dr. Memduh SERİN İstanbul, 2012 internetten son gelişmeler
48
TEŞEKKÜRLER…
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.