Sunuyu indir
1
B TİPİ KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
2
ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Anti-sosyal kişilik bozukluğu 15 yaşından önce başlayan yaygın bir anti- sosyal davranış ve başka insanların haklarını çiğneme ile belirli bir bozukluktur. Ciddi sosyal sorunlara yol açtığından tüm kişilik bozuklukları içinde en önemlilerinden biridir. Anti-sosyal kişilik bozukluğu devamlılık gösteren anti-sosyal veya suç türünde hareketlerle özellik gösterir, ancak suç işleme ile eş anlama gelmez. Genel popülasyonda %2-3 oranında görülürken erkeklerde 3-4 kat daha fazla görülmektedir.
3
DSM-IV’de Antisosyal kişilik bozukluğu için daha özgül hale getirilen tanı ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden en az üçünün olması ile belirli, 15 yaşından beri süregelen, başkalarının haklarını saymama, başkalarının haklarına saldırma örüntüsü. 1. Tutuklanması için zemin hazırlayan tekrarlayıcı eylemlerde bulunma, yasalara ve toplumsal kurallara ayak uyduramama. 2. Sürekli yalan söyleme, takma isim kullanma, kişisel çıkar ve zevki için başkalarını atlatma. 3. Dürtüsellik ve gelecek için tasarılar yapamama. 4. Yineleyen kavgalar veya saldırılarla belirli sinirlilik ve saldırganlık. 5. Kendi ve başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık 6. Bir işi sürekli götürememe, mali yükümlülüklerini yerine getirememe ile belirli sürekli sorumsuzluk. 7. Başkalarına zarar verme, kötü davranma veya bir şey çalma durumuna karşı ilgisizlik veya bunlara kendine göre mantıklı açıklamalar getirme, vicdan azabı çekmeme. B. Kişi en az 18 yaşındadır. C. 15 yaşından önce başlayan davranım bozukluğunun kanıtları vardır. D. Antisosyal davranış sadece şizofreni veya manik epizodun gidişi sırasında ortaya çıkmayabilir.
4
Özellikleri Diğerlerini ya sömürücü, bu yüzden sömürülmeyi hak eden, ya da zayıf ve incinebilir, bu yüzden de kullanılmayı hakeden insanları olarak görürler. Bir kısmı da kendilerini toplum tarafından kötü muameleye maruz kalmış görürler. Bu yüzden diğerlerini mahkum etmeyi kendilerine hak görürler. Bir kısmı da kurallara karşı koymayı, saldırganlığı bir statü gibi görürler. "Kendimi korumalıyım." "Ya saldırırlar ya da saldırırım." "Diğer insanlar sömürgendir, sömürülmeyi hak ederler." "Kurallar gelişigüzel konduğu için yıkılabilir." "Kurallar başka insanlar içindir." "Sadece enayiler tüm kurallara uyarlar." "Benim mutluluğum önce gelir.“ "Eğer benim davranışlarım başka insanları rahatsız ediyorsa bu onların sorunudur.“ gibi şemalara sahiptirler. "Eğer diğerlerini manipüle etmezsem, sömürmezsem, saldırmazsam, hakkım olan şeylere asla ulaşamam.“ gibi inançları vardır. "Diğerleri sana saldırmadan sen onlara saldır." "İstediğin şeyleri elde etmek senin hakkın, onun için hiç durma." gibi stratejilerle hareket ederler. Açık olarak anti-sosyal olan kişi açıkça saldırır, çalar, taciz eder. Gizil olarak anti-sosyal olan kişi bunları gizli olarak yapar. Bir duygu gözlenirse o da kızgınlıktır. Kendilerinin hak ettikleri şeylere sahip olamadıkları ve kendilerine haksızlık yapıldığı için diğerlerine kızarlar.
5
Sebepleri Anne-babasız büyümüş çocuklarda, örneğin sokakta ya da yetiştirme yurdunda büyümüş ya da tutarlı bir ebeveyn eğitimi görmemiş çocuklarda ileride bu bozukluğun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Babada alkolizm olması çocukken cinsel ya da fiziksel olarak sömürülmüş olma da saptanmış yatkınlaştırıcı etkenlerdir. Ailesel yüklülük de belirgindir. Hastaların birinci derece akrabaları arasında anti-sosyal kişilik bozukluğu genel nüfustan daha sık görülür. Hasta kadınsa bu olasılık daha da artar.
6
Ayırıcı Tanı Antisosyal kişilik bozukluğunun madde kötüye kullanımından ayır edilmesi oldukça güçtür. Hem madde kullanımı hem de antisosyal davranış çocuklukta başlayıp erişkinlikte devam ettiğinden her iki bozukluk tanısı birlikte konulabilir. Borderline en basit anlatımla kadının antisosyalidir. Çünkü kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülür. Bu iki kişilik bozukluğu birbirlerine çok benzer ayırt etmek zordur. Antisosyal Kişilik Bozukluğu ise erkeklerde 3 kat daha fazla görülür.
7
Tedavi Anti-sosyal kişilik bozukluğunun tedavi umudu azdır. Tedavi amacıyla hastaneye yatırılmaları faydadan çok zarar verir. Batı’da cezaevi koşullarında uygulanan bazı düzeltme programlarının yararlı olduğu ileri sürülmektedir. Tedaviye genelde kendilerinden gelmezler. Tanı genelde ruhsal gözleme göre değil, öyküye göre konulur. Tedaviye başlamadan önce kesin sınırlar esastır. Terapist hastanın kendine zarar verici davranışı için bazı anlaşma yolları bulmalıdır. Ayrıca kişilik bozukluğuyla birlikte anksiyete ve depresyon gibi durumlarda ilaç tedavisi de kullanılabilir.
8
HİSTRİONİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Histrionik kişilik bozukluğu çok değişik koşullar altında ortaya çıkan aşırı bir duygusallık ve dikkati çekme isteği ile belirli bir bozukluktur. Aşırı derecede süslü sunumlarının eşlik ettiği ancak uzun süren bağlılık ve derinliği sürdürme yetersizliği vardır. DSM-IV’ e göre sınırlı sayıda genel popülaston çalışmaları histrionik kişilik bozukluğunun yoğunluğunun %2–3 kadar olduğu göstermektedir. Kadınlarda erkeklerden daha sık tanı konmaktadır
9
DSM-IV’de Histrionik kişilik bozukluğu için daha özgül hale getirilen tanı ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden en az beşinin olması ile belirli, genç erişkinlik dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı duygusallık ve ilgilenilme arayışı gösteren sürekli bir örüntü. 1. İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur. 2. Başkalarıyla iletişimi çoğu zaman uygunsuz bir şekilde cinsel yönden ayartıcı davranışlarla belirlidir. 3. Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler. 4. İlgiyi çekmek için fiziksel görümünü kullanır. 5.Aşırı düzeyde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi vardır. 6. Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartı ile gösterir. 7. Telkine yatkındır, kolay etkilenir. 8. İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür.
10
Özellikleri Kendilerinin büyüleyici, etkileyici, ilgi ve dikkati hak eden kişiler olduklarını düşünürler. Eğer istedikleri şefkati, ilgiyi, hoş tutulmayı elde ederlerse, diğer insanları olumlu görürler. İçinde bulundukları grubun yıldızı olmak koşuluyla güçlü kişilerarası bağlar kurabilirler. Benlik saygıları sürekli onaylanmalarına ve takdir edilmelerine bağlıdır. Diğerlerini (narsisistlerden farklı olarak) nasıl etkilediklerini sürekli kontrol ederler. "Aslında hiç de çekici biri değilim." "Mutlu olabilmem için diğer insanların bana hayran olmaları gerekir." Bunun yanında "Ben çok hoş biriyim.", "Hayran olunacak biriyim." gibi ödünleyici şemaları vardır. Diğer şemaları: "Dış görünüş önemlidir. İnsanlara dış görünüşlerine göre değer veririm." "Hayatta hiçbir zaman engellenmemeliyim. İstediğim herşeyi elde etmeliyim.“ "Duygularımı hemen ve doğrudan ifade etmeliyim." "Güzellik insanları değerlendirirken dikkate alınması gereken en önemli şeydir." "Sevilmeliyim." "Hiç kimseye, hiçbir zaman aptalca görünmemeliyim.“ gibi şemalara sahiptirler. "Eğer insanları büyülemezsem hiç bir işe yaramam." "Eğer insanları eğlendirmezsem beni terkederler." "Eğer insanlar bu yaptıklarıma cevap vermezlerse kötüdürler." Düşüncelerinde global ve izlenimcidirler. Derin düşünmezler. gibi inançları vardır
11
Histerionik kişilikleri yönlendiren duygulardır
Histerionik kişilikleri yönlendiren duygulardır. Kızgınlık yaşayan bir histerionik bu duygusunu temel alarak karşısındakini cezalandırabilir. Eğer, "şefkat" yaşıyorlarsa, bu duygularına dayanarak "şefkat" saçarlar (ama bir kaç dakika içinde bir başka duyguya dönebilirler). Engellenme ve çaresizlik duygularını histerionik intihar girişimleriyle ifade ederler. Temel duyguları; neşe, mutluluk, hafifliktir. Temeldeki diğer duygu ise, anksiyetedir (reddedilme korkusuna bağlı). Reddedilirlerse, bu duygu, çok çabuk kızgınlık ve depresyona dönüşebilir. İnsanları kendilerine bağlamak için dramatize edici ifade tarzları kullanırlar. Renkli bir iletişim içindedirler. İstediklerini elde edemezlerse, kendilerine haksızlık yapıldığına inanırlar. İkna etmek ya da intikam almak için sinir krizlerine girerler. Engellenmeye toleransları çok düşüktür ve ağlama, saldırma krizlerine girip intihar girişimlerinde bulunurlar (ya amaçlarına ulaşmak ya da cezalandırmak için). Bazen intihar girişimleri çok ciddi olabilir, hatta ölümle sonuçlanabilir. "Duygularım beni yönlendirir." "İnsanları hoş tut." "Duygularını yansıt." "Seni incittiklerini onlara göster.“ gibi stratejilerle hareket ederler.
12
Sebepleri Histriyonik kişilik bozukluğunun kesin sebebi bilinmemekle birlikte, bir çok ruh sağlığı uzmanı,rahatsızlığın oluşumunda hem öğrenilmiş hem de kalıtımsal faktörlerin rol oynadığına inanmaktadır. Hastanın birinci derece akrabaları arasında aynı bozukluğu taşıyanların sıklığı, genel popülasyondan daha fazladır. çevresel faktörler ise, çocuklukta az eleştiri ve cezalandırmaya maruz kalma, sadece taktir gören davranış ya da görevlerden sonra olumlu pekiştireç almış olma ya da ebeveynler tarafından önceden tahmin edilemeyen bir tutumla yetiştirilme gibi, hangi davranışların ebeveynler tarafından onaylanacağının bilinmemesi sonucu oluşan karmaşıklıklar olarak belirtilmektedir.
13
Ayırıcı Tanı Narsistik kişilik bozukluğu olan hastalar da ilgi ve dikkat çekmek isterler. Fakat bu ilgiyi elde etmek için histriyonikler gibi bin bir oyun oynamazlar, bunu hak ettiklerine inanırlar. Ayrıca HYKB’ndan farklı olarak başka insanlara üstünlüklerini kabul ettirmeye çalışırlar. Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar da yoğun ilişkiler yaşarlar ve hızla değişen affektif tepkiler gösterirler. Ancak HYKB’dan farklı olarak kimlik bozukluğu ve kronik boşluk duygusu vardır. Bu üç kişilik bozukluğunun bir arada bulunduğu durumlarda ayırıcı tanı daha zor olabilir.
14
Tedavi Sıklıkla ve değişik nedenlerle hekime başvurur ve tedavi olmak isterler. Bazen de hasta kendi kişilik özelliklerinden memnun değildir. Motive ve telkine yatkın oldukları için diğer A ve B kümesi kişilik bozukluklarının aksine psikoterapi için uygun vakalardır. Hekim hasta ilişkisinin bağımlı ve çocuksu niteliği üzerinde baştan durmak koşuluyla dinamik yönelimli bireysel terapiden yararlanılabilir.
15
NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Narsistik kişilik bozukluğu yaygın bir üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamama ile belirli bir bozukluktur. DSM-IV’ e göre, narsistik kişilik bozukluğunun beklenen yaygınlığı, klinik popülâsyonda %2–16 arasında olup, genel popülâsyonda %1’ den daha azdır.
16
DSM-IV’de Narsistik kişilik bozukluğu için daha özgül hale getirilen tanı ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden en az beşinin olması ile belirli, genç erişkinlik dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir örüntüdür. 1. Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır. 2. Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik veya kusursuz sevgi düşlemleri üzerine kafa yorar. 3. Özel ve eşi bulunmaz birisi olduğuna ve ancak başka özel veya toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine ya da ancak onlarla arkadaşlık edebileceğine inanır. 4. Çok beğenilmek ister. 5. Hak kazandığı duygusu vardır. 6. Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır, amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf taraflarını kullanır. 7. Empati yapamaz. 8. Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığını sanır küstah, kendini beğenmiş davranış ve tutumlar sergiler.
17
Özellikleri Kendilerini eleştirilerin üstünde, prens ya da prenses gibi tek ve özel görürler. Özel bir statüleri olduğuna inanırlar. Farklı muameleyi hak ettiklerini düşünürler: Diğer insanları kendilerinden daha çirkin, daha az zeki, daha başarısız, yeteneksiz görürler. Onların kendilerine hizmet etme durumunda olduklarını düşünürler. Kendilerini normal insanlara yönelik kuralların üzerinde gördükleri için onların yaptığı her şey doğrudur. Anti-sosyal kişilik gibi kurallardan kuşku duymazlar, ancak kendilerini bunlardan muaf tutarlar. Kendilerini toplumun bir parçası görmekle beraber bu parça en üsttedir. Devamlı olarak bir şeyde ne kadar iyi oldukları, oradakilerin kendilerini nasıl el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler. Çevrelerinden sürekli övgü, alkış beklerler. Bekledikleri ilgi, övgü, hayranlık ifadeleri ile karsılaşmadıklarında hayrete düşüp, hayal kırıklığı ve mutsuzluk dönemleri yasayabilirler. "Herkesten çok farklıyım. Herkes bana hayran olmalı ve hizmet etmeli. Bunu sırf, ben olduğum için hak ediyorum." “Bu önemli farklılık bir üstünlük ya da bir yoksunlukla ilişkili olabilir.” gibi şemaları vardır. Daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, mudur, komutan, işveren vs.) ile iletişime geçip, diğerlerinin fikirlerine aldırmazlar
18
Halk arasında "Büyük dağları ben yarattım" denen tavırlar içindedirler, gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler. Sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların sözlüğünde olmayan kavramlardır. Çünkü kendilerine göre her şeye hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içindedirler. Başkalarından bu konularda destek ve yardim göremediklerinde öfkelenirler. Başkalarını kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilir, yakin çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçerler. Kendileriyle eşit statüde ısrar eden biriyle rekabet ederler. Amaçlarına ulaşmak için manipülatif stratejilere başvururlar. Temel duyguları, diğer insanlardan bekledikleri hayranlığı ve saygıyı görmezlerse kızgınlıktır. Eğer stratejileri işe yaramazsa depresyona girebilirler. "Diğerleri benim özel statümün farkına varmazlarsa, cezalandırılmalılar." "Eğer üstün statümü sürdüreceksem, diğerlerinin bana itaat etmelerini beklemeliyim.“ gibi inançlara sahiptirler. Temel stratejileri kendi kişisel etkinlik alanlarını genişletmek ve üstün statülerini sürdürmek üzere oluşmuştur. Ün, para, güç, mal, mülk ve prestij peşindedirler. Her zaman üstünlüklerini göstermek ve kabullendirmek için uğraşırlar.
19
Sebepleri En önemli görüş psikodinamik görüştür. Psikodinamik görüşe göre çocukluk çağında yaşanan, korku, başarısızlık ya da bağımlılık gereksinimlerinin ebeveynin yokluğu ya da patalojisi sonucu ihmal, eleştiri ya da alayla karşılık görmesi, patalojik narsisizmin gelişmesine yol açabilir.
20
Ayırıcı Tanı En önemlisi histriyonik ve borderline kişilik bozukluklarından ayırmaktır. Bu üç bozukluğun ortan özellikleri göstermesi tanı koymada güçlük çıkarmaktadır. Hasta iki ya da üç kişilik bozukluğunun ölçütlerini karşılıyorsa tüm tanılar konmalıdır. Narsisizm kişilik bozukluğunun diğerlerinden en önemli farkı önemli olma ve büyüklük duygusudur.
21
Tedavi Bu bozukluk nispeten nadir gibidir. Yararları olduğu ileri sürülen tek tedavi bireysel psikoterapilerdir. Ne var ki bu terapi hastanın kendi narsisizmden vazgeçmesini istediğinden oldukça zordur. Sonuçları da tartışmalıdır. Tedavide kişiliğe ait abartılı beklentiler, düşünceler ve davranışların uygun ve gerçekçi olanlarla değişimi, kişilerarası yaklaşımların düzeltilmesi ve kırılgan yapı üzerinde çalışılır.
22
BORDERLİNE (SINIRDA) KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Bu kişiler, belirgin biçimde dengesizdirler ve aşağı yukarı her yaşantılarını iki kutuplu görme eğilimindedirler. Örneğin, terapist, bir yandan, yaşayan en iyi terapist gibi görülürken, birkaç dakika içinde en duyarsız, düşüncesiz, aşağılık, ahlaksız bir kişi olarak algılanabilir. Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar hemen hemen daima kriz durumunda görülür. Duygulanım dalgalanmaları yaygın olarak görülür. Genel popülasyonda %2, ayaktan hasta izleme birimlerinde %10, yatan hastalarda %20 oranında görülürler. Kişilik bozukluğu olan klinik popülasyonun %30 ile %60’ını BKB oluşturur
23
DSM-IV’de Borderline kişilik bozukluğu için daha özgül hale getirilen tanı ölçütleri şunlardır:
A. Aşağıdakilerden beşinin olması ile belirli, genç erişkinlik dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, kişiler arası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüselliğin olduğu sürekli bir örüntüdür. 1. Gerçek veya hayali bir terkedilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar gösterme. 2. Gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelme, gergin ve tutarsız kişilerarası ilişkilerin olması. 3. Kimlik karmaşası: belirgin olarak ve sürekli bir biçimde tutarsız benlik algısı veya kimlik duyumu. 4. Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik. 5. Yineleyen özkıyımla ilgili davranışlar, girişimler, göz korkutmalar. 6. Duygudurumda belirgin tepkiselliğe bağlı instabilite. 7. Kendini sürekli boşlukta hissetme. 8. Uygunsuz, yoğun öfke ya da öfkesini kontrol edememe. 9. Stresle ilişkili geçici paranoid düşünce veya ağır dissosiyatif semptomlar.
24
Özellikleri Kim olduklarını, amaçlarını, değerlerini, cinsel kimliklerini bilememektedirler. Diğer insanlar aynı anda hem çok değerli ve güvenilir, hem de değersiz ve güvenilmez olarak görülür. "Kim olduğumdan emin değilim." "Eninde sonunda terk edileceğim." "Acım öylesine yoğunki dayanamıyorum." "Öfkem beni kontrol eder." "Davranışlarımı kendim yönlendiremiyorum.“ gibi şemaları vardır. "İnsanlar beni gerçekten tanırlarsa, sevmezler." "Beni terk etmemeleri, bana zarar vermemeleri için insanlara boyun eğmeliyim." "Duygularımı kontrol etmezsem korkunç şeyler olabilir.“ gibi fonksiyonel olmayan inançları vardır. Kendisini sevip sevmediklerini anlamak için insanların sınırlarını zorlarlar. Bir yandan yakın arkadaşlıklar kurmak isterken, diğer yandan yakınlıktan kaçınırlar. Terk edilmeye aşırı duyarlıdırlar ve bundan rahatsızlık duyarlar Kimlik karmaşası yaşarlar sonuçta tutarsız kendilik durumu ortaya çıkar
25
Öfke nöbetleri, kızgınlık gösterileri, kavgalar tipik davranışları arasındadır. Başkalarına kronik öfke duyma ve bazen bunu kendine çevirme ve kendine kıyma davranışı gösterirler. Duygularda, aşırılık ve dengesizlik gözlenir. Normal duygulanımdan, depresyona, anksiyeteye, sinirliliğe ve yine normal duygu durumuna geçerler. Zaman zaman da yoğun bir boşluk duygusu içine girerler. Dürtüsellik Cinsel yaşamda kaos Diğerleri tarafından terk edilmeye aşırı duyarlılık ve bundan rahatsızlık duyma
26
Sebepleri Genel popülasyona göre BKB olan popülasyonun biyolojik akrabalarında BKB 5 kat daha fazla görülür. Madde kullanım bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu ve duygudurum bozuklukları da BKB ailelerinde daha sıklıkla görülür. Kimlik sorunu olan ergenler ve genç erişkinler özellikle birlikte madde kullanımı varsa BKB izlenimi uyandıran davranışlar sergileyebilirler. Bu tablonun ortaya çıkmasına yardımcı olan durumlara örnek olarak emosyonel dengesizlik, varoluşsal çelişkiler, belirsizlik, anksiyete uyandıran seçim yapma durumları, cinsel yönelim konusundaki çelişkiler, kariyer konusunda karar vermeyi zorlaştıran sosyal yarışmacılık ortamı sayılabilir.
27
Ayırıcı Tanı BKB tanısı sıklıkla duygudurum bozukluklarıyla birlikte bulunur. Her iki bozukluk kriterleri karşılandığında her iki tanı da konulabilir. Bir duygudurum bozukluğu atağı Borderline kişilik bozukluğu’na kesitsel olarak benzeyebilir. Bu nedenle davranış paterninin erken başlangıç ve süre gibi özellikleri kesin olarak belirlenmeden ayrıca BKB tanısı konulmamalıdır. Histrionik kişilik bozukluğunda da ilgi çekme, manüpülatif davranışlar ve emosyonel hızlı değişmeler bulunabilir. Ancak BKB kendine zarar verici davranışlar, yakın ilişkilerin öfke sonucu bozulması, süregen yanlızlık ve boşluk duygularıyla histrionik kişilik bozukluğundan ayrılır. Paranoid düşünceler ve illüzyonlar şizotipal kişilik bozukluğunda da bulunur. BKB’daki paranoid düşünceler geçici ve insanlararası ilişkilerle yakından ilişkili olup dış ortamdan çok etkilenir.
28
Paranoid ve narsisistik kişilik bozukluklarında küçük bir uyarana öfkeyle yanıt verme bulunabilir. Paranoid ve narsisistik kişilik bozuklukları kendine zarar verme, impulsivite, dışlanmayla ilgili düşüncelerin bulunmamasıyla BKB’dan ayrılır. Antisosyal kişiliğin manüpülatif davranışları ihtiyaç duyulan ilgiyi sağlamak için değil daha ziyade çıkar, güç gibi maddi bazı faydalar elde etmek içindir. Borderline kişilik terkedilmeye duygusal boşluk hissi, öfke ile yanıt verir. Bağımlı kişilik de dışlanmaktan korkar. Dışlanıldığı durumda tavrı boyun eğicidir. Eski ilişkinin yerini hemen doldurarak destek ve bakım ihtiyacını karşılamaya yönelir. BKB Bağımlı kişilik bozukluğundan yoğun ve dengesiz ilişkilerle de ayrılır.
29
Tedavi Psikanalitik yaklaşımda iki yöntem vardır.
İlk teknik hastayı şimdiki düzeyinde tutmayı amaçlar ve regresyonla uğraşmayı engeller. Açıklamalar, önermeler, yüzleştirmeler ve yorumlarla yeni ego yaşantılarının sağlanması hastaya karşıt kendilik, aynı zamanda da nesne tasarımlarını bütünleştirmede yardımcı olur. İkinci yaklaşımda borderline kişilik bozukluğu olan hastaların kendi içsel yaşantılarını modifiye etmeleri için terapötik regresyonu yaşamaları gerektiğini ifade etmektedir. Terapötik regresyone engel olmak için girişimde bulunulmaz. Borderline bir hastanın tedavisi daha çok anne-çocuk ilişkisinin yeniden yaşanmasına benzemektedir, bu durum nevrotik bireyin psikanalizinden farklıdır. Analist/hasta ilişkisi borderline hastanın ego oluşturmasını yani yeni ego yeteneklerinin gelişimini aktive etmektedir. Bu yeteneklere dayanarak borderline hasta kimlik ve nesne tasarımlarını bütünleştirebilir ve iyileşir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.