Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanCanan Sağlık Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
TOPLUMSAL CİNSİYET Int.Dr. Elif ERTEM Int.Dr. Volkan BAYINDIR
Int.Dr. Ufuk DİNÇER Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
2
Toplumun kadın ve erkeklere verdiği roller, görevler ve sorumluluklar
Toplumsal Cinsiyet Toplumun kadın ve erkeklere verdiği roller, görevler ve sorumluluklar
3
TOPLUMSAL CİNSİYET VE CİNSİYET KAVRAMLARI ARASINDA NE FARK VARDIR?
4
Biyolojik cinsiyet ; kişinin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özelliklerdir
5
“Toplumsal cinsiyet” ise, bu farklılıkların toplumsal ilişkilere taşınmasıdır
6
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kişinin cinsiyet temelli olarak ayrımcılığa uğramaması toplumsal yaşamın her alanında eşit olarak yer alması
7
“Eşitlik” “aynılık” değildir
8
CİNSİYET EŞİTLİĞİ NEDİR?
Kadın ve erkeklerin Karar almada, Seçimlerinde, Hizmetleri elde etmede, Fırsatlara erişimde ve kullanmada, Kaynaklara erişimde ve kullanmada, eşit konumda olmalarıdır.
9
Kadınlar ve erkekler aynı dünyaya geliriz
Kadınlar ve erkekler aynı dünyaya geliriz. Peki dünyada aynı biçimde mi yaşarız?
10
Doğduktan sonra… İsimler Nüfus cüzdanları Giysiler Oda dekorasyonları Oyuncaklar
11
Kız Oğlan Duygu Sevgi Nazlı Gönül Pınar Gül Çiçek Yaprak … Mert Yiğit
Hakan Yılmaz Şahin Hıncal Yaman Savaş … Eğiticiye not: Kız ve oğlan bebeklere verilen isimlere ilişkin listeyi göstererek nasıl bir farklılık olduğunu tartışabilirsiniz. Bilgi Notu: Bebeklere konulan isimler ve yansıttıkları cinsiyetçi özellikler de öğrenme sürecinin bir parçasıdır. İsimler, ailelerin çocuklarından beklentilerini ve onlarla ilgili umutlarını yansıtırlar. İnsanlar da bu beklenti ve umutları yaşam boyu taşırlar. Aşağıdaki listeden de görüleceği gibi, “çiçek” de “azmi” de çocuklara vermek istenen isimler arasındadır. Ana biri kız diğeri oğlan bebeğe uygun görülür. Ayrıca isimler, insanın içinde yaşadığı toplumda nelere değer verildiğini de gösterirler. Bu yanıyla isimler toplumdaki kadınlık ve erkeklikle ilgili değer yargılarıyla da bağlantılıdırlar.
12
ATASÖZLERİ Elinin hamuru ile erkek işine karışma.
Er kocarsa koç olur, kadın kocarsa hiç olur. Oğlan babadan öğrenir sohbet ile gezmeyi, kız anadan öğrenir sofra dizmeyi. Kızını dövmeyen dizini döver. Dişi yalanmazsa erkek dolanmaz. Adamı ar, avratı er zapt eder. Avrat attır, gemini boş tutma. Yuvayı dişi kuş yapar. Bilgi Notu: Kadınlık ve erkekliğin toplumda nasıl algılandığını, bunlara hangi anlamların yüklendiğini bize gösteren pek çok şey olabilir: Örneğin, deyimler, atasözleri, halk hikayeleri vs. Modern toplumlarda etkisini yitirmiş ve güçsüzleşmiş gibi görünseler de farklı biçimlerde varlıklarını sürdüren geleneksel ifadeler yalnızca insanın içinde yaşadığı toplumun özelliklerini anlamasını kolaylaştırmakla kalmamakta, aynı zamanda, kadınlar ve erkekleri belirli rol kalıplarına girmeye de zorlamaktadırlar.
13
İsimlendirmeler, beklentiler, onaylama ya da cezalandırmalar, çocukların çok küçük yaştan itibaren birtakım kalıplara uygun biçimlenmelerini sağlar. Bunlara cinsiyet kalıpları denir. Bilgi Notu: Bütün isimlendirmeler, beklentiler, onaylamalar ve cezalandırmalar, çocukların çok küçük yaştan itibaren bir takım kalıplara uygun olarak biçimlenmelerini sağlar. Bunlara “cinsiyet kalıpları” denir. Cinsiyet kalıplarına “kız kalıpları” ya da “erkek kalıpları” da denebilir. Aslında, bütün kızlar ya da bütün erkekler için tek bir kalıp yoktur: Yaşanan yere, ailenin durumuna, zengin ya da yoksul olmaya… pek çok şeye göre farklılaşan kalıplar vardır. Örneğin, Ankara’da küçük bir ilçede yaşayan bir ortaokul öğrencisi kızın içine sığması gereken kalıpla İstanbul’da büyük ve lüks imkanlara sahip bir ilçede yaşayan kızın uyması gereken kalıp aynı değildir. Bu kalıpların hem biçimleri, hem de genişlikleri farklıdır: Bazı kalıp çok geniştir, hatta bol gelebilir ve insanın yolunu kaybetmesine yol açabilir. Bazısı da o kadar dardır ki, içinde soluk bile alınamaz, okula gidebilmek bile büyük bir lüks haline gelebilir. Uyulacak kalıplar çeşit çeşit de olabilirler: İffetli genç kız kalıbı, uysal gelin kalıbı, fedakâr anne kalıbı, cadı kaynana kalıbı, vb. Yetenekler, hayaller, istekler bu kalıplara uymakta zorluk çıkarırlar: Örneğin, okumak isteyen kız okuldan alınmış, komşu kızı da üniversiteye girmeyi başarmış ise, evde çeyiz hazırlamak daha bir zor gelir. Bazen de şartlar kalıbın dışına çıkmaya zorlar: Örneğin, kadın fedakâr anne, iffetli eş kalıbına uymak için elinden geleni yapmaktayken, koca kadını ve çocukları terk ederse, bu kalıp dağılıverir. Ayrıca, sadece kadınlar için değil, erkekler için de kalıplar vardır. Kadınlara ilişkşn kalıplardan daha geniş olsalar bile, erkeklik kalıpları da içinde yaşanması güç kalıplardır: Örneğin, her zaman güçlü olmak, her zaman kararlar vermek, sorumluluk taşımak, namus bekçiliği yapmak kolay bir şey değildir.
14
TOPLUMDA KADIN VE ERKEK İÇİN UYGUN GÖRÜLEN BAZI ÖZELLİKLERE BAKALIM
15
“Erkekler güçlü, kadınlar narindir” “Aslında kadınlar zayıf görünür ama erkekleri ellerinde oynatırlar” “Kadınlar anne oldukları için sevecen ve vericidirler” “Kadınlar anlaşılmazdır” “kadınlar fitnecidir” “erkekler rasyoneldir” “erkekler saldırgandır” Erkek adam ağlamaz! Erkek gibi mert ol!
16
cinsiyet ve toplumsal cinsiyet
Bunlar gibi bazı yaygın inanışların ortadan kalkabilmesi için cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarını birbirinden ayırmak gerekmektedir.
17
Kadın ve erkeklerin biyolojik farklılıklarına dayanarak onların toplumda oynadıkları rolün “doğal ve kaçınılmaz” olduğunu ileri süren eğilimlerden kaçınmak önem arz etmektedir.
18
Bu ayrım kadınların ve erkeklerin onları kadın ya da erkek yapan özelliklerinden önemli bir kısmının toplumsal olarak belirlendiğini dolayısıyla değişebileceğini vurgulamaktadır.
19
YAŞAM EVRELERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYETE BAĞLI KADIN SAĞLIĞI SORUNLARI
BEBEKLİK VE ÇOCUKLUK Cinsiyet seçimli düşük Dişi genital mütilasyonu Beslenme sorunları YAŞLILIK Morbidite artışı/yaşam kalitesi sorunları ERGENLİK VE ERİŞKİNLİK İstenmeyen gebelikler, erken gebelikler, güvenli olmayan düşük, korunmasız cinsel ilişki, CYBH Cinsel taciz / istismar Paralı seks Sigara ve madde kullanımı
20
Şiddet ve kadın Dünya ölçeğinde
her 3 kadından biri bugün şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaktadır. Ergenlik dönemiyle beraber şiddet kadın sağlığında en önemli sorunlardan biri olmaktadır. Öyle ki, Dünya ölçeğinde her 3 kadından biri bugün şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaktadır. (Heise, Ellsberg, Gottemoeller, 1999).
21
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ŞİDDET ÖLDÜRÜR!
22
Tüm dünyadaki kadın ölümlerinin %7’si şiddet ile ilişkilidir.
DSÖ,1998 Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet günümüzde bir pandemidir. Dünyadaki her topluluk, toplum, ülke veya bölgede rastlanır. Sorun gerçekten çok büyüktür: yılları arasında çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalarda görüşme yapılan kadınların yüzde 16–41’i yakın ilişkide erkek eşleri tarafından fiziksel saldırıya uğradıklarını belirtmişlerdir. Maruz kalınan şiddet yaş grubu kadınların 10.sıradaki ölüm nedenidir. Tüm dünyadaki kadın ölümlerinin %7’si şiddet ile ilişkilidir.
23
Fiziksel Şiddet Psikolojik Şiddet Cinsel Şiddet Ekonomik Şiddet
Aile içinde Kadına Yönelik Şiddetin Farklı Görünümleri Cinsel Şiddet Ekonomik Şiddet
24
PSİKOLOJİK ŞİDDET Duygusal istismar yoluyla; Aşağılamak Suçlamak
Delirdiğini düşündürmek Lakap takmak Küçük düşürmek Çocukları kullanarak Çocuklarla ilgili olarak kendini suçlu hissettirmek Mesajları iletmek için çocukları kullanmak Çocuklara şiddet uygulamak 24
25
Dışarıyla ilişkisini sınırlandırmak
İzole ederek Yaptıklarını, görüştüğü ve konuştuğu kişileri, okuduklarını, gittiği yerleri denetlemek Dışarıyla ilişkisini sınırlandırmak Yaptıklarını haklı göstermek için kıskançlığı kullanmak Gözdağı vererek Mimiklerle veya eylemde bulunmak suretiyle gözdağı vermek Bir şeyleri kırmak, eşyaları parçalamak Hayvanlara işkence etmek Silah göstermek 25
26
İnkar ederek, suçlayarak, küçümseyerek Şiddeti hafife almak
Şiddet olmadığını söylemek Şiddet davranışının nedenini diğer insanlara veya olaylara yüklemek Kadına, şiddetin nedeninin kendisi olduğunu söylemek 26
27
“Erkeklik ayrıcalıklarını” kullanarak
Önemli kararları tek başına almak Evin efendisi gibi davranmak Kadınlık ve erkeklik rollerini sık sık hatırlatmak Kadına hizmetçi gibi davranmak 27
28
CİNSEL ŞİDDET Kadını istemediği yerde zamanda ve biçimde cinsel ilişkiye zorlamak Çocuk doğurmaya/doğurmamaya zorlamak Fuhuşa zorlamak Cinsel organlarına zarar vermek Cinsel yolla hastalık bulaştırmak 28
29
EKONOMİK ŞİDDET Para harcamasının kısıtlanması
Çalışmasına izin verilmemesi Zorla çalıştırılması Ekonomik konulardaki kararların erkek tarafından tek başına alınması Az para çok iş! Kadının parasının elinden alınması İş yerinde olay yaratmak suretiyle kadının işten atılmasına neden olunması Kadının iş bulmasını kolaylaştırıcı becerileri geliştirecek etkinliklerin engellenmesi 29
30
FİZİKSEL ŞİDDET İtip kakmak, tartaklamak, tokatlamak, tekmelemek,
Kesici ve vurucu aletlerle bedene zarar vermek Sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakmak Sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olmak suretiyle bedensel zarara uğratmak 30
31
Türkiye Aile içi şiddet %84 ‘ü tokatlanmakta %70 'i yumruklanmakta
Kadınların %84 ‘ü tokatlanmakta %70 'i yumruklanmakta %43 'ü hastanelik edilene dek dövülmekte %55 'i ölümle tehdit edilmekte Ev, şiddetin en çok yaşandığı mekandır. Saldırgan, çoğunlukla ya kocadır ya da kadınların yakın duygusal ilişkide olduğu erkeklerdir. Ülkemizde de başta aile içi şiddet olmak üzere şiddet yaygındır yılında yapılan bir araştırmada, boşanmış yoksul kadınlarca belirtilen geçimsizlik nedenlerinin başında %53.42 ile kocanın karısını dövmesi gelmektedir. Bu araştırmada, kadınların %84'ü kocalarınca tokatlanmakta, %70'i yumruklanmakta, %43'ü hastanelik edilene dek dövülmekte, %55'i ölümle tehdit edilmekte oldukları tespit edilmiştir. Ev, şiddetin en çok yaşandığı mekandır. Şiddet eylemlerinde saldırgan, çoğunlukla ya kocadır ya da kadınların yakın duygusal ilişkide olduğu erkeklerdir. Birleşmiş Milletler CEDAW komitesine sunulmak üzere hazırlanan ikinci ve üçüncü birleştirilmiş periyodik Türkiye raporu-1993
32
Türkiye Her 4 kadından 1’ i
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2008: Her 4 kadından 1’ i kadınların eşleri tarafından çeşitli nedenlerle dövülmelerini haklı bulmaktadır. kırsal bölgede her 3 kadından 1 ‘i düşük eğitim grubunda her 2 kadından 1’i Şiddet nedenleri: Kadının Yemeği yakması Kocasına karşılık vermesi Cinsel ilişkiyi reddetmesi Lüzumsuz para harcaması iddete maruz kalan kadınların buna bakışı da toplumsal rollerinde ona öğretilenden başka olamamaktadır. İran’da, çoğunluğu etnik Arap olan Kuzistan bölgesinde, 2003 yılında iki aylık bir süre içinde 20 yaşından küçük 45 kadın, yakın akrabaları tarafından “namus” cinayetine kurban gitmiştir (Middle East Times, 31 Ekim 2003).
33
2012’de işlenen kadın cinayetlerinin yarısı kocaları/partnerleri ya da aile üyelerinden biri tarafından gerçekleştirilmektedir. (UNODC, 2012)
34
Türkiye’de her beş kadından 2’si fiziksel şiddet görmektedir (KSGM, 2009).
35
Her 4 kadından 1’i fiziksel şiddet nedeniyle yaralanmaktadır (KSGM, 2009).
36
Her 10 gebe kadından 1’i fiziksel şiddet görmektedir (KSGM, 2009).
37
Her 2 kadından 1’i duygusal şiddet yaşamaktadır (KSGM, 2009).
38
Cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı %15,3’tür (KSGM, 2009).
39
Yaşadığı şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı %48,5’tir (KSGM, 2009).
40
ŞİDDETE İLİŞKİN YAYGIN İNANIŞLAR
Aile içinde kadına yönelik şiddet abartılan bir sorundur. Aile içinde kadına yönelik şiddet sadece aileyi ilgilendiren bir sorunudur. Aile içinde kadına yönelik şiddet zamanla kendiliğinden sona erer. Alkol ve madde bağımlılığı kadına yönelik şiddetin nedenidir. Kadına şiddet uygulayan erkekler şiddet davranışını kontrol edemez, buna engel olamaz. Aile içinde kadına yönelik şiddet çoğunlukla düşük gelirli ailelerde yaşanır. Şiddet uygulayan erkekleri de kadınlar yetiştirmektedir, bu sorun kadınlardan kaynaklanmaktadır. Çocuk olursa şiddet biter. Aile içinde şiddet gören kadın bunu ister, hak eder.
41
Toplumsal cinsiyetin kadınlara etkileri hakkında bildiklerimiz
42
ÜLKEMİZDE BU KONU ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
43
. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu ilk 10 yılda Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen reformlar, bir yandan kadının yurttaşlık hakları kazanmasını diğer yandan Türk toplumunun yeniden yapılanmasını sağlamış, böylece büyük bir toplumsal değişim gerçekleştirilmiştir
44
. Laik hukukun benimsenmesi ile kadınların; -eğitim, -çalışma yaşamı, -siyaset gibi kamu alanlarına açılması mümkün kılınmış ve eşitlikçi kamu politikaları ile devlet bu katılımı özendirmiş ve desteklemiştir.
45
Bu reformlardan Türk kadınını doğrudan etkileyenlerin
başında 1924 yılında kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu 1925 yılında kabul edilen Kıyafet Kanunu, 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunudur Türk kadınlarına 1930’da yerel, 1934‟de de genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı birçok batı ülkesinden önce tanınmıştır. 1980’li yıllarda ivme kazanan kadın hareketi, kadın bakış açısının gelişmesine ve yerleşmesine büyük katkı sağlamıştır.
46
Teşekkürler..
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.