Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
ANNE BABA TUTUMLARI
2
DEMOKRATİK ANNE BABA Anne-babalar birtakım isteklerde bulunan ve belirli ölçüde kontrol edenlerdir. Çocuğun uyması gereken kurallar önceden bellidir. Çocuğun görüş ve düşüncelerine önem verilir. Uyulmayan kurallara karşı yaptırım vardır. Çocuğa karşı duyarlı, kararlı, tutarlı, hoşgörülü, güven verici ve destekleyici bir tutum içerisindedirler. Çocuklar için iyi model olurlar. Çocuğun gereksinimi anlar ve karşılamaya çalışırlar. Birey kendi kararını kendisi verilir. Duygu ve düşünceler paylaşılır. Sorunlara ortak çözüm aranır. Seçme özgürlüğü tanınır. Sevgilerini hissettirir ve iletişim kurarlar. Kural koyarlar ama kuralların mantığını açıklar ve eleştirileri dinlerler. Olumlu davranışları ödüllendirirler.
3
Demokratik Anne Baba Tutumunun Etkileri
Çocuklar kendilerinden memnun, kendine güvenen, atılgandır ve kendilerine saygıları yüksektir
4
TUTARSIZ ANNE BABA Anne baba çocuğa karşı davranışlarında görüş ayrılığı ve ikilik gösterirler. Anne-baba farklı zamanlarda farklı davranışlar gösterirler. Kurallar vardır; fakat ne zaman nasıl uygulanacağı belli değildir. Aşırı hoşgörülü ve otoriter tutum arasında gidip gelirler.
5
Tutarsız Anne Baba Tutumunun Etkileri
Buna bağlı olarak çocuk asi, hırçın, inatçı olabileceği gibi içine kapanıkta olabilir. Çocukta anne baba sevgisi azalır. Çocukta dikkatini toplayamama bir şeye odaklanamama problemleri ortaya çıkar. Çocuk anne ya da babasından birisine yakalaşırken diğerinden uzaklaşabilir.
6
İZİN VERMECİ (BOŞ VERMECİ) ANNE BABA
Boş vermecidirler. Hiçbir denetim koşulu yoktur. Kural koymazlar özgürlük sınırsızdır. Her türlü davranış anlayışla karşılanır. Çocuktan bir şey istemezler. Bireyin verdiği hiçbir karara karışmazlar. Uygunsuz davranışları cezalandırmazlar. Genellikle tutarsız ve güvensizdirler. Gevşek Anne Baba Tutumun Etkileri Toplum kuralları karşısında hayal kırıklığına uğrarlar kolay uyum sağlayamazlar.
7
OTORİTER ANNE BABA Çocuklar kontrol ederler ama onları dinlemezler.
Dışarıdan denetimli yalnızca anne-babanın düşüncesi ve tutumuna göre yönlendiricilik yaparlar. Çocuğun duyguları, istekleri, ve görüşleri dikkate alınmaz. Çocuklarıyla az ilgilenirler. Kara anne-babanındır. Soğuk ve katı olurlar, ceza ve emirleri fazladır. Ceza ön plandadır. Çocuklar çekingen, mutsuz, huzursuzdur. Çocuklar korku duyarlar ve bağımsızlaşamazlar. Başkalarına güvenmezler, başarıları düşüktür.
8
Otoriter Anne Baba Tutumun Etkileri
Çocuğun kendine olan güveni ortadan kalkar. Sessiz, uslu, nazik, dürüst olabilir ama küskün, silik, çekinden, kolay etki altında kalan bir yapıya bürünür. İsyankar, ısrarcı, inatçı bir yapıya bürünebilir. Bu tip aileler bu durumda genelde sorunu çözmek için baskıyı arttırma yoluna giderler. Çocuk kavgacı, kindar olabilir. Hata yapmasına izin verilmediği için ileri yaşlarda hayatın sıkıntıları karşısında dayanaksız olabilir.
9
KORUYUCU ANNE BABA Çocukta öz yeterliğin bulunmadığına inanırlar.
Çocuklar her zaman anne babaya bağımlıdır. Çocuk sürekli anne babanın gözetimindedir. Anne baba çocuk adına kendisi karar verir.
10
Koruyucu Anne Baba Tutumun Etkileri
Çocuk aşırı duygusaldır. İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak yaşar. Kendi ayakları üzerinde durması uzun yıllar alır. Çocuk toplum içinde kendi başına iş yapma cesareti gösteremez. Çocuk annen babasından ayrı kalamaz.
11
MÜKEMMELİYETÇİ ANNE BABA
Çocukta mükemmelliği ve kusursuzluğu ararlar. Çocuk ilk denemesinde en mükemmeli başarmalıdır. Hatalar hoş görülmez. Yapılan yanlışlara abartılı tepkiler verilir. Çocuk sürekli başkalarıyla kıyaslanır.
12
ÇOCUKLA İLETİŞİM
13
İnsanlar, birbirlerini anlamaları için iletişim gereksinim duymaktadırlar. Çocuklar, ana-babalarıyla, öğretmenleriyle, etkileşim ve iletişime girdikleri gibi, bu süreç karşılıklı bir alış veriş olduğuna göre, yetişkinlerde çocuklarla iletişim kurmak zorundadır. İşte bu iletişimi kurarken, iletişim kazalarının olmaması, iletişim kanallarının tıkanmaması, hepsinden önemlisi de, çocuğun anlaşıldığını, değerli olduğunu hissetmesi ve özsaygısının gelişmesi için yetişkinin çocukla iletişim konusunda bazı bilgi ve beceri sahibi olmasına gereksinim duyulmaktadır.
14
DİNLEME Edilgen Dinleme Mesaj veren yetişkin, çocuğa anlaşıldığını iletmek için sessiz kalabilir. Bu sözsüz iletiyi yetişkin başını sallayarak, kabul ettiğini gösteren tepkiler vererek daha da pekiştirebilir.eğer yetişkin hep sessizliği kullanırsa, çocuk anlaşılmadığını, kabul görmediğini hissedebilir.
15
Etkin Dinleme Etkin dinlemenin amacı, çocuğa derin anlayış ve kabul duygusunu iletmektir. Çocuğun bu saygı ve barış ortamında, sorununa ilişkin duygularını ve düşüncelerini ifade edebileceği ve çocuğun doyurulacağı bir eylem biçimini seçebileceği kabul edilir. Etkin dinleme dünyaya onun gözüyle bakmayı ve onun anlaşıldığını iletmeyi gerektirir. Çocuk: Ben sınıf önünde konuşamıyorum. Yetişkin: Kendini rahat hissetmediğin bir şeyi yapmak istemiyorsun. Çocuk: Evet çünkü sınıf önünde rezil olmaktan korkuyorum.
16
TEPKİ VERME Çocuğun yolladığı mesajlara tepki vermek gerekmektedir.
Kapı Aralayıcılar Bu tepki biçimi çocuğun daha ayrıntılı konuşmasını ve dolayısıyla kendini açmasını sağlayan tepkilerdir. Bu konuda düşüncelerini merak ediyorum. Bana örnek verir misin? Şu anda aklından neler geçiyor.
17
Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler
Dinlerken çocuğun dinlendiğini iletmek üzere sözlü ya da sözsüz tepkiler verilebilir. Baş sallamak, gülümsemek, gözle iletişim kurmak hı hı , evet, anlıyorum gibi kısa sözcükler kurmak ya da çocuğun söyledikleri içinden konuşmayı yönlendirecek anahtar sözcüklerle tepki vermek.
18
SEN DİLİ Sen dili çocuğu aşağılayarak, onu suçlayarak kişiliğine yönelik genel mesajlar yollamadır. Örneğin: “sen tembelsin, kötü bir çocuksun.” Bu tür sözler fiziksel cezadan çok daha kalıcı ve zedeleyicidir. Sen dili çocukta başkaldırı ve direnç duygusu uyandırır. Çocuk haksızlığa uğradığını, anlaşılmadığını hissettirebilir. ( sen kötü bir çocuksun.)
19
BEN DİLİ Kişinin bir başkasının davranışlarıyla ilgilin duygu, düşünce ve beklentilerini onu tehdit etmeden, suçlamadan, eleştirmeden ifade etmesidir. Ben diliyle mesaj yollayan yetişkin, çocuğa problemin yetişkinin problemi olduğunu ve bu probleme ilişkin duygularını iletir. Yetişkin bu şekilde duygularını paylaştığında çocuk davranışını değiştirmeyi ister. Ben dili direnç ve başkaldırıyı daha az ortaya çıkarır ve çocuğa sorumluluk duygusu verir ( Arkadaşına böyle davranman beni üzdü.)
20
Sen Dili Ben Dili Odanı toplamın beklerdim. Odanı toplamamışsın.
Neden ders çalışmıyorsun. Neden kardeşine vuruyorsun. Odanı toplasana. Yapma şunu. Ben Dili Odanı toplamın beklerdim. Son günlerde ders çalıştığını görmüyorum. Yaptıklarından rahatsız oluyorum. Odanı toplarsan bana yardım etmiş olursun. Kardeşine vurman onu da beni de üzüyor.
21
ÖZSAYGI GELİŞTİRİCİ DİL
Özsaygı geliştirici dil kullanarak yetişkin, çocuğu aşağılamamış olur. Kendisi hakkında olumsuz konuşulmadığını duyan hisseden çocukta özgüven gelişecektir. Öğrenci tembel……… öğrenci çalışmaktan hoşlanmıyor. O çocuk yaramaz……..o çocuk çok hareketli. Ali inatçıdır…………Ali düşündükleri konusunda ısrarcıdır.
22
İLETİŞİM ENGELLERİ Emretme, Hükmetme: “Yapmak zorundasın. Yapacaksın.”
Yargılama, Eleştirme, Şuçlama: “Sen zaten neyi doğru dürüst yapabiliyorsun ki.” Tehdit Etme:”Yapacaksın yoksa…..” Teselli Etme: “Aldırma, boşver, düzelir.” Ad Takma, Gülünç Duruma Düşürme: “ Hadi sende sulugöz.” İnceleme Soruşturma: “Neden, kim, sen ne yaptın.”
23
DERS ÇALIŞMA DAVRANIŞI KAZANDIRMA
24
Tutarlı ve istikrarlı kararlar önemli
Öncelikle çocuğun evde düzenli ve disiplinli bir yaşam tarzının oluşması sağlanmalıdır. Disiplinli ve düzenli bir yaşam tarzının evdeki herkes için geçerli olduğu unutulmamalı ve bu konuda çocuğa örnek olunmalıdır. Düzenli ve disiplinli yaşam tarzının oluşturulması nedeniyle konulan kurallar çocuğun yaşına ve kişilik özelliklerine uygun olmalıdır. Tutarlı olmayan ve kalıcılık göstermeyen bir kuralın kalıcı olmayacağı unutulmamalıdır.
25
Kuralların nedenleri çocuklara anlatılmalı ve çocuğa aktif rol ve sorumluluk verilmelidir.
Kendinden beklenen davranış açık bir şekilde belirtilmeli ve beklenen davranışı yapması için yardımcı olunmalıdır. Olumlu davranışlar hemen fark edilmeli ve pekiştirilmelidir. Beğeni ve takdirin ifade edilmesi, ödüllendirilmesi davranışın kalıcılığında önemli rol oynar.
26
Çocuğun evdeki çalışma ortamı nasıl olmalıdır?
Öncelikle ders çalışacağı bir ortam oluşturulmalı ve çocuk derslerini burada çalışmalıdır. Çalışma ortamının ses, ısı ve ışık özellikleri fiziksel olarak uygun olmalıdır. Çalışma ortamında dikkati dağıtacak uyaranlar olmamalıdır. Çalışmaya başlamadan önce gereksinim duyulan her türlü araç ve gereç masada hazır bulundurulmalıdır.
27
Çocuk bağımsız çalışmaya yüreklendirilmelidir
Çocuk bağımsız çalışmaya yüreklendirilmelidir. Çalışmanın başında yanında kalınsa bile daha sonra yanından ayrılarak çalışması kendi başına tamamlaması sağlanmalıdır. Çalışma bittikten sonra kontrol edilmeli olumlu yönler takdir edilmeli, olumsuz yönlere ise yapıcı yaklaşımlarda bulunulmalıdır.
28
Çocuğun zamanı verimli kullanması
Çocuğun düzeyine göre belirlenecek bir çalışma süresinden sonra kısa molalar verilmeli, ancak bu molalarda derse dönmeyi engelleyecek etkinliklerden kaçınılmalıdır.( televizyon, bilgisayar, oyun oynama vb.) Çocuğun günlük yaşamı birlikte planlanmalı ( yemek, uyku, ödev, oyun oynama vb) mümkün olduğunca aynı saatlerde ders çalışması sağlanmalıdır.
29
Derse başlamadan önce çocukla anne baba arasında hoşnut edici yaşantıların geçmesine dikkat edilmelidir( küçük bir oyun, şakalaşma, sohbet). Çalışmanın başında olduğu gibi çalışmanın sonundaki araç gereçleri toplama işlemini çocuğun kendisinin yapması sağlanmalıdır. Okula yeni başlayan çocuklar için istenilen davranışın sözel ifadesi davranışı yapma ve alışkanlık haline getirmede yararlı olacaktır. ( şimdi masamızı hazırlayalım, çalışman bittiğine göre eşyalarını toparlayabilirsin.
30
Anne babaların çocuklarının ödevlerine aşırı ilgi göstermesi-ilgisiz kalması ya da baskıcı ya da arkadaşlarıyla kıyaslayıcı tutumlar sergilemesi çocuğun ödevlerden hoşlanmamasına, ödev yapmama kaygısı duymasına neden olur. Bu nedenle anne babaların destekleyici tutumlar sergilemesi son derece önemlidir.
32
1-Olumsuz davranışın tanımı yapılmalıdır.
Can yaramaz bir çocuktur. YARAMAZLIK NEDİR?
33
2-Her bir basamağın eğitimine geçilmeden önce, çocuktan ne yapması istendiği açıkça KISA ve NET ifadelerle söylenmelidir. Çocuğa ne yapması istendiği model olunarak(bizzat yaparak) gösterilmelidir. Olumsuz davranışın oluşum zamanı ,sıklığı veya süresi saptanmalıdır. KARDEŞİNİ CİMCİKLEMESİ Davranış zamanı; misafirler geldiğinde Davranışın sıklığı; kaç kere yapılıyor? Davranışın süresi: Davranış ne kadar sürüyor?
34
3-Olumsuz davranışın öncesinde ne olduğuna bakılmalıdır. SEBEBİ NEDİR
3-Olumsuz davranışın öncesinde ne olduğuna bakılmalıdır. SEBEBİ NEDİR? (Kıskanma, ilgi çekme) 4-Olumsuz davranış sırasında ne olduğuna bakılmalıdır. Kim? Nasıl tepki veriyor? 5-Olumsuz davranış sonrasında ne olduğuna bakılmalıdır. Her zaman aynı tepkiyi mi veriyorsunuz? 6-istenen olumlu davranış gerçekleştiğinde çocuk ödüllendiriliyor mu?
35
ÖDÜLLENDİRİN Simgesel ödüller Sözel ödüller Etkinlik ödülleri
36
Çocuk istenen davranışı yapmaya başladığı zaman onun bu davranışa devam etmesi yönünde pekiştirici sözler söyleyin.
37
İyi Davranışları Övün Başlangıçta beklediğinize azıcık yakın olan davranışları bile övün. Ufak şeylerle başlayın; Verilen bir işi doğru yapma” Siz telefonda konuşurken sessiz kalabilme Uyarılmadan ödeve başlamak gibi. Davranış doğru olarak her tekrarlanışta övgünüzü belirtmekten çekinmeyin.
38
Rahatsız Edici ama Zararsız Davranışları Görmezden Gelin
Nelerin zararsız olduğuna karar verin ve onları görmezden gelin. Rahatsız edici davranışların aksini yaptığında övün
39
Çocuğunuzla Konuşurken Olumlu Kelimeler Kullanın
Son bulmasını istediğiniz davranışı tekrarlamayın. Örneğin: “Ona derhal sıraya geç!” yerine, “Lütfen sırana geç” demelisiniz.
40
İstenmeyen Davranışların Bir Bedeli Olsun ( tepkinin bedeli )
Sakın acımasız cezalar vermeyin. Odasına yollayın, kazanmış olduğu haklarında kısıntı yapın ya da anlaşma yoluna gidin. Ama asla kurallarınızdan ödün verip sözünüzden dönmeyin!
41
CEZA Cezanın etkili olabilmesi için;
Bir kez cezalandırılan davranış her zaman cezalandırılmalıdır. Ceza istenmeyen davranışın hemen ardından verilmelidir. Cezalandırılan davranış hiçbir zaman ödüllendirilmemelidir. Çok sık ve şiddetli cezalar verilmemelidir. Fiziksel cezaların, öğrenilebileceği ve şiddet olarak geri gelebileceği unutulmamalıdır. Unutmayın bu yöntem tehlikelidir. Şiddetin nasıl yapıldığını öğretiyor olmayasınız.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.