OSMANİYE ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ

... konulu sunumlar: "OSMANİYE ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ"— Sunum transkripti:

1 OSMANİYE ORTAOKULU 2014-2015 DEĞERLER EĞİTİMİ
CÖMERTLİK OSMANİYE ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ

2 Cömertlik, dostluğun özüdür. Oscar WILDE

3 Cömert Padişah Sultan Süleyman ve sadrazamları avdan hiçbir av avlayamadan geriye dönerken yolda çok acıkırlar. Dağ başında bir evin kapısını çalarlar. “Karnımız çok aç, tanrı misafiri kabul eder misiniz?” diyerek eve girerler. Evin sahibi fakir, garip köylü Recep, karısı, kızı, oğlu hemen seferber olurlar. Misafirleri ağırlamak için avluda bir koyun kesip, ateşte pişen etleri Sultana ve sadrazamlarına ikram ederler. Sultan Süleyman pişen etleri büyük bir iştahla yerken "E bende koyunun böbreğini çok severim" der. Hem etleri yer, hem de garip Recep'e ne iş yaptığını, kaç çocuğu, kaç koyunu olduğunu sorar. Recep'te iki çocuğu, 7 koyunu olduğunu söyler. Aradan yarım saat geçer, sofraya sürekli böbrek ızgara gelmeye başlar. Bunları afiyetle yiyen Sultan Süleyman gitmek üzere avluya çıktığında bir de ne görsün 7 tane kesilmiş koyun… 

4 Yerde kesilmiş koyunları gören Sultan Süleyman garip Recep'in bütün koyunlarını kendisine böbrek ikram etmek için kestiğini anlar. Bu duruma çok duygulanan, üzülen ve kendi kendine kızıp, derin derin düşünen Sultan Süleyman üzülerek saraya gelir. O gece sabaha kadar uyuyamaz. Sabahleyin hemen garip Recep'i saraya çağırttırır. Sadrazama Recep' e 7 sürü koyun verilmesini emreder. Sadrazam bu emir karşısında Sultan' a; "Sultanım çok cömert davrandınız, her bir koyununa karşılık bir sürü verdiniz" dediğinde Sultan, "Ben bu garip çoban kadar gönlü zengin ve cömert değilim. O bana bütün servetini verdi. Bense ona servetimin binde birini bile vermedim. O benden çok daha fazla cömert, çok daha fazla gönlü zengindir" der.

5 Cömertlik; göz kamaştırıcı hediyeler vermek değil, zamanında vermektir
Cömertlik; göz kamaştırıcı hediyeler vermek değil, zamanında vermektir. Jean De La BRUYERE

6 Cömertlik; adaletin çiçeğidir.
Nathaniel HAWTHORNE Cömert; verdiğini hatırlamayandır. Büzür Cümhür Cömertliğin afeti; başa kakmadır. Hz. Muhammed Cömert, nasihat vermekle yetinmeyip yardım eder. VAUVENARGUES Cömert insan, almaktan çok vermeyi sever. Chevalier de MERE

7

8 Milyarder Milton Petrie işine gitmek için her sabah New York'taki apartmanından ayrılır ve köşedeki gazeteciden gazetesini alırdı. Her sabah orada dilenmekte olan dilenciye mutlaka bir miktar yardımda bulunurdu. Bir sabah dilencinin orada olmadığını görünce, köşedeki gazeteciden hastaneye kaldırıldığını öğrenmiş, hemen hastaneye gitmiş, onun bütün masraflarını karşılamış, her şeye rağmen adam ölünce de onun cenaze masraflarını üstlenmişti. Ne zaman gazetelerde felakete uğramış insanlarla ilgili bir şeyler okusa, Petrie hemen onların yardımına koşardı. Özellikle polis ve itfaiyeci ailelerine karşı çok şefkatli davranırdı. Bir defasında bir yangında beş çocuğunu kaybeden bir kadına büyük bir bağışta bulunmuştu. Saldırı sonucu yüzü bıçakla kesilen bir fotomodelin estetik ameliyatı için, çok büyük masraflar yapmıştır. 

9 O daima şöyle derdi: "İş sahibi olup benden daha az talihli olan insanlara yardım edebildiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. En güzel şey, daha fazla çalışarak daha fazla para kazanmak ve bu sayede daha fazla insana yardım edebilmektir." Milton Petrie 1994 yılında öldüğü zaman doksan iki yaşındaydı. Vasiyeti 120 sayfa tuttu. O 150 milyon dolarlık bir serveti 383 kişiye bıraktı. Eşi onun cömertliğinin çocukluk çağında yaşadığı fakirlik yıllarına dayandığını söylüyordu. Babası çok iyi kalpli bir polisti. Aile Rusya'dan Amerika'ya göç etmiş bir aileydi. Babası polis olmuş; ama mesleği boyunca kimseye bir park cezası bile kesmemişti.

10 Cömertlik sadece verdiklerinizle değil; hareketlerinizle de ölçülür.
George Mc DONALD

11 Cömertlik, hiçbir karşılık beklemeden vermek demektir
Cömertlik, hiçbir karşılık beklemeden vermek demektir. Teşekkür edilmeyi, övülmeyi istemek; cömertliğe yakışmaz. CÖMERT OLUN. PAYLAŞIMCI OLUN. KARŞILIK BEKLEMEDEN VERİCİ OLUN. SEVGİ VERİN. MUTLU VE HUZURLU OLUN.