Sunuyu indir
1
ETKİLİ ANNE-BABA OLMAK
2
ETKİLİ ANNE-BABA OLMAK
Anne –babalık mesleği; günün 24 saati aralıksız icra edilen bir meslektir... Diğer meslekler deneme- yanılmayı kaldırabilirler. Ancak anne- babalık mesleğinde deneme- yanılmaların sonucu çok ciddi olabilir…
3
ETKİLİ ANNE-BABA OLMAK
Anne-baba tutumları Aile içi iletişim
4
A)ANNE-BABA TUTUMLARI
5
Şimdi anne-baba olarak kendimden ne kadar memnunum
Şimdi anne-baba olarak kendimden ne kadar memnunum? Neleri iyi yapıyorum? (Öğin; çocuğumla oynamaya vakit ayırıyorum, söylediklerini iyi dinliyorum, aramızda iyi bir iletişim var gibi) Şimdi de anne-baba olarak kendimde beğenmediğim, değiştirmek istediğim neler var? Neleri iyi yapmıyorum veya daha iyi yapabilirim? (Örneğin;çabuk sinirlenip bağırıyorum, tutarlı değilim, bazen çok sert bazen aşırı kabul ediciyim, kızdığım zaman dövüyorum gibi) Elimizdeki kağıtlara 5 dk içerisinde yazalım…
6
Anne-Baba Tutumları 1)Otoriter, Eleştirici Anne-Babalar
Çocuğun ilgi ve istekleri dikkate alınmaz. Anne babalar çocukları kendi kalıplarına göre yetiştirirler. Çocuğa nedenleri açıklanmayan kurallar konur, bu kurallara uymadığı takdirde ağır cezalar” verilir. Anne babanın gözü sürekli çocuğun üzerindedir. “Çocuğumu eğitiyorum, terbiye ediyorum” mantığıyla şiddet uygulanır. Çocuk ne yaparsa yapsın hep eleştirilir, suçlanır.
7
BİR ÖYKÜ: Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki oğlunu; kapının önünde beklerken bulmuş. Çocuk babasına: -”Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun?”diye sormuş. Zaten yorgun gelen adam-”Bu senin işin değil”diye yanıtlamış. Bunun üzerine çocuk:-”Babacığım lütfen bilmek istiyorum”diye yanıt vermiş.Adam:-“ İllaki bilmek istiyorsan 5 YTL “diye yanıt vermiş. Bunun üzerine çocuk:-“Peki bana 2 YTL borç verir misin?”diye sormuş.Adam iyice sinirlenip: -“Benim ,senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok,hadi derhal odana git ve kapını kapat”demiş. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapısını kapatmış adam sinirli sinirli “Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder?”diye söylenmiş.Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşmiş ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşünmüş.Yukarıya çocuğun odasına çıkmış.Yatağında olan çocuğa: -“Uyuyor musun?”diye sormuş.Çocuk sorusunu cevaplayınca, -“Al bakalım istediğin 2 YTL...Uzun ve yorucu bir gün geçirdim”demiş. Çocuk sevinçle haykırmış”Teşekkürler babacığım”. Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkarmış,babasının suratına bakmış ve yavaşça paraları saymış.Bunu gören adam iyice sinirlenerek -“Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun,benim senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok “demiş.Çocuk: -“Ama yeterince yoktu”demiş ve paraları babasına uzatarak -“İşte 5 YTL ,bir saatini alabilir miyim?”
8
Anne-Baba Tutumları 2)GEVŞEK ANNE-BABA TUTUMU
Çocuğa hiçbir zaman kesin kurallar konmaz. Konulan kurallar da uygulama ve denetimden uzaktır. Bu tutum ev içerisinde geçerli olduğu gibi ev dışında da geçerlidir. Çocukların her istediği sorgulanmadan yerine getirilir. Anne baba çocuğun davranışına karışmaz, sadece büyük problem olduğunda varlığını hissettirir. Çocuğun aşırı hareket serbestliği vardır.Kendisine ve çevresine zarar verecek davranışlarda bile müdahale edilmez
9
Bir hikaye 1990’lı yılların başında ülkemizde geniş kapsamlı bir aşı kampanyası başlatılmış ve aileleri özendirmek ve çocuklarını aşılatmalarını sağlamak için farklı reklam kampanyaları uygulanmıştı.Bunlardan bir tanesi Metin Akpınar’ın rol aldığı kısa reklam filmi idi. Bu filmde M. Akpınar oğlu hastalanan ateşler içinde yatakta yatan bir baba rolündedir.Baba çocuğunun başucunda dizini döverek yakınmaktadır: -“Allahım bu çocuk niye hasta oldu ki? Oysa ben O’nun için neler yapmadım. O kötü alışkanlıklar kazanmasın diye,onun yerine kötü arkadaşları ile ben oynadım...O öğretmeninden azar işitmesin diye,onun yerine ödevlerini ben yaptım,o acı çekmesin diye onun yerine ben aşı oldum... Bu çocuk neden hastalandı anlamıyorum...
10
Anne-Baba Tutumları 3)Aşırı Koruyucu Anne-Babalar
Çocuklarının büyüdüğünü fark etmeyip bebekmiş gibi davranırlar. Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar. Anne baba çocuğa yaptırmak istedikleri bir davranış için duygu “sömürüsü metodu” ve “şefkat” yöntemi kullanır. Bu tür ailelerde doğal yaşam hakkı verilmez.Onu ilgilendiren kararlarda yaşı kaç olursa olsun fikri sorulmaz.
11
Eğer anne iseniz, aşağıdakine benzer durumlarda aşırıya kaçıyor olabilirsiniz
Çocuğunuzun tabağındaki her şeyi yemesi konusunda ısrarcısınız. Çocuğunuzun hareketlerini başına gelebilecek fiziksel zararlardan korumak için engelliyorsunuz. Gecede dört-beş kez okul öncesi çağındaki çocuğunun üstünü örtmek için kalkıyorsunuz. Ayrı bir yatağı olmasına karşın, çocuğunuzun sizin yatağınızda sizinle birlikte uyumasına izin veriyorsunuz. Çocuğunuza başkası tarafından bakılmasına izin vermiyorsunuz. Çocuğunuza hiçbir ev işi sorumluluğu vermiyorsunuz. Düzenli olarak çocuğunuzun ev ödevini yapıyorsunuz.
12
Anne-Baba Tutumları 4) TUTARSIZ ANNE BABA TUTUMU
Anne ile baba arasındaki görüş ayrılığından, Annenin kendi içindeki kararsızlığından, Babanın kendi içindeki kararsızlığından, ileri gelebilir.
13
ANNE-BABA TUTUMLARI 5)Mükemmelliyetçi Anne-Baba Tutumu
Bu anne – babaları memnun etmek çocuklar için oldukça zordur. Çocuk çırpınıp çabaladıkça anne – baba daha fazlasını (en mükemmelini) ister. Zamanla çocuk aşırı kaygı, stres, tedirginlik, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamaya başlar. “Tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, yalan, çalma, ...gibi” davranış sorunlarıyla kendini ifade eder. Anne – babadaki mükemmeliyetçilik sadece çocuğa yönelik değil tüm aile yaşantısında kendini gösterir (düzenli, titiz, katı, kuralcı vb.).
14
Anne-Baba Tutumları Çocuklarına güvenirler.
6) DEMOKRATİK ANNE BABA TUTUMU Çocuklarına güvenirler. Onları takdir eder ve överler. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verirler. Yeni deneyimler yaşamaları için cesaretlendirirler.
15
TEST SONUCU Puanlama Her A cevabınıza 0 Her B cevabınıza 2
Her C cevabınıza 4 Her D cevabınıza 6 puan verin…. Değerlendirme 0-18 puan: Gevşek , ilgisiz ,dengesiz Ebeveyn tutumu 18-54 puan: Demokratik Ebeveyn tutumu 54-72 puan: Baskıcı /Otoriter Ebeveyn tutumu
16
B)Aile İçi İletişim Çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurabilmenin ilk adımı; Çocuğumuzu, yaşının ona getirdiği sınırlamalar ve yetersizlikleriyle kabul etmek; ileride olmasını düşlediğimiz yetişkinin veya kendimizin küçük bir kopyası olmadığından dolayı ona kızmamaktır!
17
Yapılan araştırmalara göre sonuç şu:
B)Aile İçi İletişim Çocuğunuzla ilgili herhangi bir konuşma anında sizin yaptığınız genellikle nedir? Yapılan araştırmalara göre sonuç şu: KONUŞMAK!
18
B)Aile İçi İletişim Anne-baba olmak size ne kadar zor geliyorsa, çocuk olmak da çocuğunuza o kadar zor geliyor… Yemeğini yemezsen kötü olur, sana bir daha oyuncak almam! O aynaya bir daha parmak izi yaparsan, odandan çıkamazsın! Ona sakın dokunma kırarsın, baban sonra sana çok kızar. Oyuncağını paylaşmazsan, kimse seni sevmez. Sus artık başım ağrıyor! Ne yaramazsın, bıktım ya!
19
B)Aile İçi İletişim SONUÇ: Çocuk kendini daha doğru dürüst ifade edemeden suçlanmış ve aşağılanmıştır…
20
O HALDE NE YAPMALIYIZ?
21
ETKİLİ İLETİŞİM UNSURLARI
1)Dinlemek; Etkili iletişim, çocuğu dinlemekle başlar…
22
2)Sen dili-Ben dili Ben Dili:Bireyin karşılaştığı davranış ve durum karşısında bireysel tepkisini, kendi duygu ve düşüncelerini açıklayan ifade şeklindir. Kendimizi “ben”li cümlelerle anlattığımız zaman karşımızdakini incitmemiş, fakat kendi mesajlarımızı da vermiş oluruz. Sen dili: Suçlama içerir ve karşımızdaki kişi doğal bir savunmaya geçer. Dolayısıyla sonuç anlaşılamama, tartışma, kavgaya kadar gidebilir.
23
İletişimi Engelleyen Faktörler
1. Suçlama: “Sen zaten her zaman ağlarsın” Bu yaklaşım çocuğun kendine olan özgüvenini zedeler ve her yaptığından suçluluk duyar.
24
İletişimi Engelleyen Faktörler
2. Emir verme ve yönetme: “Hemen git ve yatağına yat” Bu yaklaşım çocuğunuzda direnç oluşturur, söylediğinizin tersini yapabilir ve isyankar davranışlar geliştirebilir.
25
İletişimi Engelleyen Faktörler
3. Tehdit etme: “Eğer bir daha böyle davranırsan, sana bahçede oyun oynamak yasak” Bu yaklaşım çocuğunuzu yalan söylemeye teşvik eder. Çocuk tehdit edilmemek için ya yaptıklarını inkar eder ya da başka yalanlar uydurur. Korkabilir.
26
İletişimi Engelleyen Faktörler
4. Eleştirme: “Arkadaşlarınla oyuncaklarını paylaşmayı bir türlü öğrenemedin.” Bu yaklaşım çocuğunuzu pasifleştirebilir. Özgüvenini yitirir. Kendini şöyle hisseder “Ben kötüyüm” Size karşılık verebilir: “Sen de iyi bir anne/baba değilsin.”
27
İletişimi Engelleyen Faktörler
5. Uyarı, gözdağı verme: “Sana bir daha bunu yapmamanı, yaparsan neler olacağını söylemiştim.” Bu yaklaşım çocuğunuzu korkutabilir.Onun zamanla her şeye boyun eğmesine sebep olabilir.
28
İletişimi Engelleyen Faktörler
6. Güven verme-fikir verme: “Sen bunu başarırsın...” “Bence şöyle yapsan...” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendi sorunlarına çözümler geliştirmesini engeller. Sizin fikirlerinize bağımlılık duyabilir. Her zaman sizden destek bekleyebilir, sizin desteğiniz olmadan hiçbir şey yapamaz.
29
İletişimi Engelleyen Faktörler
7. Utandırma: “Ne kadar arsızsın!”, “Ne kadar çok hata yapıyorsun!” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendini yetersiz ve değersiz etmesine neden olabilir.Çocuğunuz yaşıtlarının yanında bile mahcup olma korkusunu yoğun bir şekilde yaşayabilir. 8. Öğüt verme: “Arkadaşlarına vurmak iyi bir davranış değildir.” Bu yaklaşım çocuğunuzun gözünde sizi “katı ve değersiz” kılar.
30
İletişimi Engelleyen Faktörler
9. Yargılama: “Yemek yemezsen büyüyemezsin,sen zaten iştahsızsın.” Bu yaklaşım çocuğunuzda “yanlı anlaşılmışlık” duygusu oluşturur. Sevilmeme, takdir edilmeme, kaygılarından dolayı, kendini kırılmış ve üzgün hisseder.
31
İletişimi Engelleyen Faktörler
10. Aşağılama: “Böyle yaparak komik olduğunu mu sanıyorsun?” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendini mahcup ve önemsiz hissetmesine yol açabilir.
32
İletişimi Engelleyen Faktörler
11. Alay etme: “Bana bak bayan bilmiş” “Ne var küçük ukala” Bu yaklaşım çocuğunuzda “karşılık verme” ve “tersleme” davranışlarını artırabilir. Özbenliğini zedeleyebilir.
33
İletişimi Engelleyen Faktörler
12. İnceleme, Araştırma ve soruşturma: ”Neden, kim, sen ne yaptın, kiminle...” Bu yaklaşım çocuğunuzun kendi sorununu gözden kaçırmasına sebep olur. Çünkü çocuk sizin sorduğunuz sorularla meşguldür. Çok fazla üstüne gidildiğinde yalanı seçebilir. Korku ve kaygıya kapılabilir.
34
İletişimi Engelleyen Faktörler
13. Konu değiştirme: “Başka şeyler konuşalım” Bu yaklaşım çocuğunuz şöyle bir düşünce tarzı geliştirir: Yaşamın zorluklarını yenmek yerine onlardan kaçılmalı. Çocuğunuz size sorduğu soruların saçma ve anlamsız olduğu sonucunu çıkarabilir. Herhangi bir zorlukla karşılaştığında kaçmayı seçebilir.
35
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
1. Sessiz kalın. 2. Empati kurun. 3. Duygu ve düşüncelerini kabul edin. 4. Ona karşı dürüst olun. 5. Katılarak dinleyin.
36
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
Sessiz kalın! Diyelim ki çocuğunuz size herhangi bir sorununu anlatıyor. Duygularına bakalım; heyecanlı, biraz ürkek... (kızarsanız diye) Anne yarın okula gitmesem... Okula gitmemek diye bir şey olmaz! Okula gitmezsen canın sıkılır. İlk günden beri böyle yapıyorsun!
37
Bunların yerine… Anne yarın okula gitmesem... (Sessizlik… Mimiklerinizle onu dinlediğinizi onaylıyorsunuz) Çünkü çok sıkıldım. (Sessizlik… Bu arada onu kucağınıza alıyorsunuz) Her gün aynı şeyleri yapıyoruz... (Sessizlik) Hem bir arkadaşım var sürekli bana vuruyor. (Şimdi ona sarılın, sonra onun bu sorununu çözmesi için yardım edin…)
38
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
2. Empati kurun! EMPATİ; insanın kendisini bir başkasının yerine koyup onun hissettiklerini hissetmeye, gördüklerini görmeye çalışmaktır. Olaylara onun dünyasından, onun gözüyle bakmaya çaba sarf etmektir. Empati kurmak bir yetenektir ve bu yetenek için de “DENEYİM” çok önemlidir. Empati kura kura bu yeteneğiniz gelişecektir.
39
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
Farz edin ki çocuğunuzun çok sevdiği balığı ölmüş. Empati kuramayan anne/baba neler söyleyebilir? Ne var bunda bu kadar üzülecek? Hayvanlarda insanlar gibi yaşar ve ölür; ne var bunda bu kadar ağlayacak? Sus artık babana söyleriz, yenisini alırız. Bir balık için bu kadar ağlanır mı? Çocuklarımıza vermiş olduğumuz bu ve benzeri tepkiler acaba onlarda nasıl bir ruh halinin oluşmasına neden oluyor?
40
Şimdi kısa bir alıştırma yapalım…
Düştünüz, diziniz çok acıyor. Ağlamaklısınız,ama yanınızdaki kişi, “Hadi canım, o kadar da ağrımamıştır” diye duygu ve algılarınızı inkar ediyor veya “Hadi sende sulu göz” diye sizinle alay ediyor… Ne hissederdiniz???
41
2. Basamak ise; o anki duygularını hissetmeye çalışmaktır.
Empati kurmanın ilk basamağı; diz çökerek onun bakış açısından dünyayı görmektir. Onunla aynı boya gelmeye özen gösterin. (Bulaşık yıkarken konuşursanız empati kuramazsınız) Diz çökmek kadar onu kucağına alarak konuşmak da empatiyi kolaylaştırır. 2. Basamak ise; o anki duygularını hissetmeye çalışmaktır. Bol egzersiz ve bol sabırla bu yeteneğinizi geliştirebilir ve çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurabilirsiniz.
42
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
3. Duygu ve düşüncelerini kabul etmek Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini kabul etmeniz, önyargılarınızı esnetmeniz demektir. Farz edelim ki çocuğunuz size gelip; “Yeni arkadaşlarımı sevmiyorum” dedi. “Yeni arkadaşlarını sevmediğini söylüyorsun, hadi başka neler hissettiklerini benimle paylaş...” (Bu konuşma sırasında çocuğunuzu kucağınıza alın ve daha yakın mesafeden konuşun)
43
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
4. Dürüst olun! Diyelim ki akşam eşinizle dışarı çıkacaksınız ve sizin ufaklık ağlamaklı bir ses tonuyla sormaya başladı… Doktora gidiyoruz… Babanın önemli bir iş toplantısı var, benim de gitmem gerek… Hiçbir yere gittiğimiz yok, nereden çıkarıyorsun? ...VE GİZLİCE EVDEN KAÇILIR…
44
İletişimi Kolaylaştıran Faktörler
5. Katılımlı Dinleme Katılımlı dinleme çocuğunuzun size söylediklerini duyduğumuzu belirten mesajlar vermenizdir. Çocuğunuzun size söylediklerinin sizin tarafınızdan basit bir tekrarıdır. Bu tekrarla, çocuğunuzun söylediklerini ona özetleyebilir, böylece doğru anlayıp anlamadığınızı görmüş olursunuz. Aynı empati kurma gibi yapıldıkça, tekrar edildikçe ve deneyim kazandıkça gelişir ve ilerler.
45
Farz edelim ki çocuğunuz size geldi ve;
- Anne, Ayşe’yi hiç sevmiyorum” dedi. - Ne ayıp, sevmemek de ne demek? - Neden ? Çok şirin bir kız. - Sana bir şey mi yaptı? Gördüğünüz gibi hep sizin duygu ve düşünceleriniz var…
46
- Ayşe’den hoşlanmıyorsun…
Bunun yerine… - Ayşe’den hoşlanmıyorsun… (Burada çocuğunuzun söylediğinin ufak bir tekrarı söz konusudur, yoksa sizin fikirlerinizin değil.) - Ayşe’den hoşlanmıyorum, çünkü çok yalan söylüyor…
47
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir,
Onlar kendini özleyen yaşamın oğulları ve kızlarıdır. Onlar sizin aracılığınızla gelirler ama sizden gelmezler. Sizinledirler ama size ait değildirler. Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla vermeyin; çünkü onların düşünceleri vardır. Onların bedenlerini eve koyun, ama ruhlarını hapsetmeyin; çünkü onların canları, rüyanızda dahi ziyaret edemeyeceğiniz yarının evinde oturmaktadır. Onlar gibi olmaya çalışabiliriz ama, onları kendiniz gibi yapmaya uğraşmayın.
48
TEŞEKKÜRLER…
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.