Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
İKTİSATTA 2000 YILLIK DEĞİŞİMİ ANLAMAK VE YÖNETMEK
Ramazan TAŞ Turgut Özal Üniversitesi Üniversite Seminerleri Ankara * 2011
2
İKTİSAT ve EKONOMİ NEDİR?
Ekonomi: Etimolojik olarak Eski Latince de «ev idaresi» anlamına gelen «oikonomia»dan gelmektedir. İktisat: Etimolojik olarak «maksat» tan gelmektedir. Maksat: Kaynakları ( Sadece para değil, zaman, doğal kaynaklar vs. bütün kaynaklar) israf etmeden, en etkin şekilde kullanarak faydayı, üretimi artırmak, tasarruf ve yatırım ile büyümek ve zenginleşmektir. Ramazan TAŞ *2011*
3
Ramazan TAŞ *2011* rtas@turgutozal.edu.tr
NEREDEN NEREYE? Bu çalışmanın amacı, dünya ekonomisinin yaşadığı 2 bin yıllık (0-2030) değişim trendini ana hatlarıyla kronolojik olarak takip edip inceleyerek, gelecekte iktisadi hayatımızın nasıl bir değişim yaşayabileceğini tahmin etmektir. Bugünkünden daha adil, daha temiz, daha güçlü bir dünya ekonomisi vizyonuna ulaşabilmek için, dünya eknomisinin yaşadığı iki bin yıllık değişim sürecini doğru anlamak, değişimin yönünü doğru belirlemek ve pozitif değişime öncülük etmek gerekmektedir. Ramazan TAŞ *2011*
4
DEĞİŞİMİ ANLAMAK VE YÖNETMEK
M.Ö. ( ) döneminde yaşayan ve dinamik felsefe sisteminin temelini atan Efes’li Heraklietos, “Bir nehirde iki kere yıkanılmaz” ve “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” sözleriyle antik çağdan günümüze değişimin kaçınılmaz olduğunu çarpıcı biçimde anlatan filozof olmuştur. Yine Peygamberimiz Hz. Muhammed “İki günü eşit olan ziyandadır” diyerek pozitif değişimin ve sürekli gelişimin önemini veciz biçimde anlatmıştır. Mevlana Celaleddin Rumi “Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyerek mevcut bilginin bir günde eskiyebileceğini, daima yeni bilgiler peşinde koşmamız gerektiğini vurgulamıştır. Ramazan TAŞ *2011*
5
Ramazan TAŞ *2011* rtas@turgutozal.edu.tr
DEĞİŞİM FONKSİYONU Değişimi anlamak için değişim fonksiyonunu ve değişimi etkileyen temel faktörleri bilmek gerekir. Değişimi etkin yönetebilmek için değişim fonksiyonunun opmizasyonunu sağlamak gerekir. Değişim Fonksiyonu bir bağımlı, dört bağımsız değişkenden oluşacak şekilde aşağıdaki gibi yazılabilir: Değişim = F ( Liderlik, süreç yönetimi, süreç kontrolü, gelişim ) Ramazan TAŞ *2011*
6
LİDERLİK: DEĞİŞİMİ BAŞLATMAKTIR
Liderlik yeteneği olan kişi ve kurumlar her zaman ve her yerde değişime öncülük ederler. Değişimi başlatan şey, ya toplumsal liderlerin sosyal tercihleri değiştirmesi ya da bilim ve teknoloji liderlerinin yeni bilgi ve teknoloji üretmesi ve böylece toplumda ve ekonomide güçlü bir değişim talebi doğurmasıdır. Değişime öncülük eden liderler toplumsal tavandaki yöneticiler olabileceği gibi toplumsal tabandaki köylüler, işçiler, öğrenciler, girişimciler vb. halk kitleleri de olabilir. Ramazan TAŞ *2011*
7
SÜREÇ YÖNETİMİ, SÜREÇ KONTROLÜ VE GELİŞİM
SÜREÇ YÖNETİMİ: DEĞİŞİM FİKRİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTİR Değişim süreci yönetimi ile değişim fikri, arzusu ve isteği fiiliyata geçirilir ve değişiklik fikri gerçekleştirilmiş olur. SÜREÇ KONTROLÜ: NEGATİF DEĞİŞİMİ YANİ ÇÜRÜMEYİ ÖNLEMEKTİR Değişim süreci kontrolü ile arzulanmayan, negatif değişim eğilimleri tespit edilir, önleyici davranışlar ve negatif değişime yol açan faktörlerin sürekli eliminasyonu ile negatif değişim riski ortadan kaldırılır. Negatif değişim süreci önlenemezse çürüme başlar. GELİŞİM: POZİTİF DEĞİŞİM SÜRECİNİN SÜREKLİLİK KAZANMASIDIR Pozitif değişim sürecinin süreklilik kazanması sonucu değişim gelişime dönüşür, sürekli gelişim gerçekleşmiş olur. Değişim arzusu sosyolojik bir gerçekliktir. Peki insanlar değişimi ne zaman arzular? İnsanlar ancak mevcut durumdan fiilen hissettiği acı, sıkıntı veya ödediği maliyet, değişimin yol açabileceği algılanan acı, sıkıntıyı veya ödenecek maliyeti geçtiği durumda değişimi arzulamaya başlamaktadır. Ramazan TAŞ *2011*
8
Ramazan TAŞ *2011* rtas@turgutozal.edu.tr
DEĞİŞİM TÜRLERİ Yapısal Değişim (Transformasyon) Tersine çevrilemeyen, kalıcı değişim veya dönüşümdür, iktisadi kalkınma gibi. Kalkınmış bir ülke öngörülebilir bir gelecekte artık geri kalmış bir ülkeye geri döndürülemez. Yapısal değişim, eskimiş sistemi ve elemanlarını yenileri ile değiştirir. Kalkınmış bir ülkede tarım sektörünün liderliğini sanayi ve hizmet sektörleri alır, ekonomik güç toprak sahiplerinden iş adamlarına ve tüccarlara geçer. Konjonktürel (Devrevi) Değişim Sadece devrevi, durumsal veya seviyesel bir değişimdir, yapısal, kalıcı değişim değildir. İktisadi büyüme, iktisadi istikrar gibi. Bir ülke bir iki çeyrek veya bir iki yıl büyürken bir sonrakinde küçülebilir, bir dönemde fiyat istikrarını ve tam istihdamı sağlarken, bir sonraki dönemde enflasyona ve işsizliğe düşebilir. Ramazan TAŞ *2011*
9
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Dünya nüfusundaki değişim Dünyanın nüfusu birinci milenyumda (0-1000) sadece yüzde 16 oranında artmışken, ikinci milenyumda ( ) 22 kat artmıştır. Yani birinci milenyumla ikinci milenyum arasında dünya nüfusunda baş döndrücü bir değişim ortaya çıkmıştır. Ramazan TAŞ *2011*
10
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Dünya hasılasındaki ve fert başına gelirdeki değişim Birinci milenyumda dünya genelinde fert başına gelir düzeyi sabit kalarak hiçbir artış sağlanamamıştır. İkinci milenyumda dünya hasılası yaklaşık 300 kat büyümüş, fert başına gelir 13 kat artmıştır. İkinci milenyumun devresi iktisadi olarak çok pasif geçmiş, fert başına gelir 820 yılda sadece yüzde 50 artabilmiştir. İkinci milenyumun devresi iktisadi olarak çok dinamik geçmiş, fert başına gelir düzeyi 8 kattan daha fazla, nüfus ise 5 kattan daha fazla artmıştır. Ramazan TAŞ *2011*
11
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Dünyanın iktisadi coğrafyasındaki değişim Dünyanın iktisadi coğrafyası iki bin yıl içinde hem kıtasal düzeyde, hem de ülkesel düzeyde büyük bir değişim yaşamıştır. Kıtasal Düzeyde Değişim Miladi 1 Yılında Dünya hasılasının yaklaşık yüzde 73’ünü Asya, yüzde 17’sini Avrupa, binde 8’ini Afrika, binde 2’sini Latin Amerika, on binde 3’ünü ABD üretiyordu. Dünya üretiminin yaklaşık dörtte üçü Asya’da gerçekleştirildiği için dünya ekonomisinin merkezi Asya idi. Avrupa yüzde 17 pay ile küçük ortaktı. Afrika, Latin Amerika ve ABD o kadar küçüklerdi ki neredeyse dünya ekonomisine katılmıyorlardı. Ramazan TAŞ *2011*
12
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Miladi 1 Yılında Kaynak: Maddison:2003 Ramazan TAŞ *2011*
13
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Miladi 1000 yılına gelindiğinde Dünya hasılasının yaklaşık yüzde 70’ini Asya, yüzde 14’ünü Avrupa, yüzde 11’ini Afrika, binde 4’ünü Latin Amerika, on binde 4’ünü ABD üretiyordu. Birinci milenyumun sonuna gelindiğinde dünya üretimimin yüzde 70’ini hala Asya yapıyordu. Avrupa’nın dünya ekonomisine katkısı azalarak yüzde 14’e düşerken Afrika’nın katkısı hızla artarak yüzde 11’e çıkmıştı. Asya ekonomik gücünü korurken Avrupa’nın gücü gerilemiş, Afrika ’nın gücü artmıştı. Avrupa iniş yaşarken Afrika yükseliş yaşamıştı. Ramazan TAŞ *2011*
14
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Miladi 1000: Kaynak: Maddison:2003 Ramazan TAŞ *2011*
15
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Miladi 2003 yılına gelindiğinde Dünya hasılasının yaklaşık yüzde 40’ını Asya, yüzde 28’ini Avrupa, binde 3’ünü Afrika, binde 8’ini Latin Amerika, yüzde 21’ini ABD üretmeye başlamıştır(Tablo:2 ve Grafik:3). Üçüncü milenyumun başına gelindiğinde Asya büyük güç kaybetmesine rağmen hala dünya üretiminin yüzde 40’ını karşılayarak dünya üretiminin motoru olmaya devam etmektedir. Avrupa dünya üretimindeki payını ikiye katlayarak yüzde 28’e çıkarmıştır. ABD büyük sıçrama yaparak dünya üretiminin yüzde 21’ini karşılar hale gelmiştir. Ramazan TAŞ *2011*
16
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Miladi 2003: Kaynak: Maddison:2003 Ramazan TAŞ *2011*
17
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Ülkesel düzeyde değişim Miladi 1 yılında Dünyanın iktisadi açıdan süper güçleri sırasıyla Hindistan, Çin, İtalya, Fransa, İspanya, Rusya, Almanya ve Japonya idi. Dünyanın en büyük ekonomisi Hindistan ve ardından Çin idi. Hindistan ekonomisi tek başına Avrupa ve ABD ekonomilerinin toplamının 2 katından daha büyüktü, Çin ise 2 katına yakındı. Dolayısıyla dünya ekonomisinin merkezi Asya idi. İngiltere ve ABD henüz sahnede yoktu Ramazan TAŞ *2011*
18
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Ülkesel düzeyde değişim Miladi 1000 yılında Dünyanın süper güçleri sırasıyla Hindistan, Çin, Japonya, Rusya, Fransa, İtalya, İspanya ve Almanya idi. Hindistan bu sefer tek başına Avrupa ve ABD ekonomilerinin toplamının 3 katından daha büyük, Çin ise 2 katından daha büyük bir büyüklüğe ulaşmıştır. Avrupa ekonomisi yaklaşık %25 küçülürken, Asya ekonomisi yaklaşık Yüzde 10 büyümüştür. Asya dünya ekonomisinin merkezi olma misyonunu güçlendirmiştir. Hindistan, Çin ve Japonya sırasıyla dünyanın en büyük üç ekonomisi olmuştur. Avrupa’da güç dengeleri değişmiş, Rusya Avrupa’nın en büyük ekonomisi haline gelmiş, Fransa İtalya’yı geçmiştir. İngiltere ve ABD hala dünya sahnesine çıkamamıştır. Ramazan TAŞ *2011*
19
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
Ülkesel düzeyde değişim Miladi 2003 yılında Dünyanın ekonomik devleri sırasıyla ABD, Çin, Japonya, Hindistan, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’dır. En büyük sıçramayı ABD ekonomisi yapmıştır. ABD ekonomisi Çin ve Hindistan’ın toplamını aşmış, tek başına Batı Avrupa’dan daha büyük bir ekonomiye dönüşerek dünyanın birinci ekonomisi olmuştur. Hindistan’ı geçerek ikinci büyük sıçramayı Asya’da Çin ve Japonya yapmıştır. Üçüncü önemli sıçramayı Avrupa’da Fransa ve İtalya’yı geçen Almanya yapmıştır. Dördüncü sıçramayı ise Avrupa’da İtalya’yı geçen İngiltere yapmıştır. Ramazan TAŞ *2011*
20
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
MİLADİ ARASINDAKİ DEĞİŞİM: 2000 Yılında gelişmiş 29 OECD ülkesi, satınalma gücü paritesine göre, dünya hasılasının yüzde 60’nı üretirken 2010 yılında yüzde 51’ini, 2030 yılında ise sadese yüzde 43’ünü üretebilecektir . 2010 yılı itibarıyla gelişmiş ülkelerin dünya hasılasındaki payı (%51) ile gelişmekte olan ülkelerin dünya hasılasındaki payı (%49) neredeyse birbirine eşitlenmiş, gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkeleri bir bütün olarak yakalamayı başarmıştır. Ancak yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde dünya hasılasının yüzde 57’sini üretmeye başlayacaklar ve böylece üretim gücünde gelişmiş ülkeleri geçeceklerdir. OECD tarafından yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde gelişmekte olan ülkelerin üretim gücü gelişmiş ülkelerin üretim gücünü aşacaktır. Böylece yaşamakta olduğumuz üçüncü milenyumun ilk yüzyılı olan 21. Yüzyıl boyunca mevcut ekonomik coğrafya değişerek yeni bir ekonomik coğrafya şekillenecektir. Ağırlık merkezi Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya olmak üzere gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, batıdan doğuya doğru kalıcı bir zenginlik, servet, güç kayması olacaktır. Ramazan TAŞ *2011*
21
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
MİLADİ ARASINDAKİ DEĞİŞİM: OECD tarafından yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde gelişmekte olan ülkelerin üretim gücü gelişmiş ülkelerin üretim gücünü aşacaktır. Böylece yaşamakta olduğumuz üçüncü milenyumun ilk yüzyılı olan 21. Yüzyıl boyunca mevcut ekonomik coğrafya değişerek yeni bir ekonomik coğrafya şekillenecektir. Ağırlık merkezi Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya olmak üzere gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, batıdan doğuya doğru kalıcı bir zenginlik, servet, güç kayması olacaktır. Ramazan TAŞ *2011*
22
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ
MİLADİ ARASINDAKİ DEĞİŞİM: Kaynak: OECD:2010 Ramazan TAŞ *2011*
23
DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİMİN ÖNCÜLLERİ
(M.Ö. 27-M.S. 180): Muson Rüzgarlarının Keşfi ve Pax Romana M.S. ( 8.YY-13.YY) : Çin’de Pirinç Devrimi M.S. (1492) : Avrupa’nın Amerika’yı Keşfi Buharlı makinenin icadı ve İngiltere’de sanayi devriminin başlaması Telgraf ve Telefonun İcadı ve iletişim devriminin başlaması Tarım teknolojisinin gelişmesi Maden tasfiye teknolojisinin gelişmesi İnternet ve bilişim teknolojisi devrimi Nano teknolojisi devrimi Ramazan TAŞ *2011*
24
SABIRLA DİNLEDİĞİNİZ VE KATKILARINIZ İÇİN
TEŞEKKÜRLER… Ramazan TAŞ *2011*Turgut Özal Üniversitesi
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.