Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KÜRESEL ISINMA -1 (Doğa ve İnsan) Hüsnü Çeşmeci Hazırlayan

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KÜRESEL ISINMA -1 (Doğa ve İnsan) Hüsnü Çeşmeci Hazırlayan"— Sunum transkripti:

1 KÜRESEL ISINMA -1 (Doğa ve İnsan) Hüsnü Çeşmeci Hazırlayan
Haziran 2008

2 NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ? “Doğa ve İnsan” başlıklı bu bölümde
“Küresel Isınma ve Etkileri”, konunun birebir tarafı geniş halk kitlesine (onların anlayabileceği seviyede) sunulmaya çalışılmıştır. Konunun dini boyutu ise; ikinci bölüm olarak “İslâm ve İnsan” başlığıyla verilecektir… NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ?

3 DUYARLI OLMAK GEREKİR Teknolojideki gelişme, insanın “doğa üzerinde hâkimiyet kurmak isteği”ni artırmış ve enerji kaynaklarını yoğun olarak kullanmasının gerekçesi olmuştur. “Hava kirlenmez ki” anlayışı ile tüketilen “fosil yakıtlar”, “sprey gazları” vb. atmosferi kirletmiş, günümüzde “sera etkisi” ve “ozon tabakasının delinmesi” gibi iki temel sorunu ortaya çıkarmıştır. Dünyamız normalin dışında ısınmaktadır. “küresel ısınma” denilen bu olayın sonucu “iklim değişikliği” olmaktadır. İklim değişimi, insanoğlunun doğaya verdiği zararların bir sonucudur. Doğa, kendi doğal dengesine müdahale eden insandan intikam almaya başlamıştır. AYRINTILARINA GİRELİM Güneşten gelen ışınların bir kısmı dış atmosferce yansıtılırken, bir kısmı da atmosferi geçerek yer yüzeyine ulaşır. Güneş ışını, yer yüzeyine çarptığı an “ısı enerjisi”ne dönüşür. Isı enerjisinin çoğu yüzeyce emilirken, bir kısmı da yansıma yoluyla alttan yukarıya atmosfere yayılır. Atmosferdeki bu ısının bir bölümü atmosferin üst tabakalarına geçerken, bir kısmı da “su buharı, karbondioksit, metan ve diğer gazların” (sera gazları) etkisiyle yeniden yer yüzeyine döner (sera etkisi). Atmosfer, bu yolla yeryüzü sıcaklığını sabit tutarak yaşamın devam etmesini sağlar. GÜNEŞ DÜNYAYI NASIL ISITIR? Bunu grafik olarak gösterelim

4 MİLYONLARCA YILDIR DEVAM EDEN (Normal) DÖNGÜ ATMOSFER KATMANLARI
Atmosfer, gelen ışının bir kısmını yansıtır. (koruma) Yansıyan ısı enerjisinin bir kısmı uzaya gider. (soğuma) Isı enerjisinin bir kısmı sera gazlarınca geri yollanır. Alt atmosfer ısınır. (ısınma) Gelen ışının bir kısmı geçer. ATMOSFER KATMANLARI Gelen ışın ısı enerjisine dönüşür. (Yer ısınır)

5 Bu tabakanın kirlenmesi ile
BU DENGENİN BOZULMASI ATMOSFERDEKİ DENGE NASIL BOZULUR? İNSAN ORGANİZMASIYLA UYUMLU YARATILAN DÜNYANIN “DOĞAL DENGE”Sİ DIŞARDAN BOZULABİLİR Mİ? Evet. Şayet atmosfer içindeki “sera gazları” (bilhassa CO2) normalin üzerine çıkarsa, yerden gelen ısı enerjisinin çoğu muhafaza edilir. Sonuç: Alt atmosfer, dolayısıyla yer fazladan ısınır. Soğuma azalır Alt atmosfer ve yer fazladan ısınır. Yansıma artar. Bu tabakanın kirlenmesi ile

6 ATMOSFERDEKİ DENGEYİ NELER BOZUYOR?
Sanayinin Arıtılmayan Baca Gazları DÜNYAYI KİRLETEN ÜLKELER 2003 yılı itibariyle “fosil yakıt” Kullanımı ile atmosfere salınan CO2 Oranları AB (15 ülke) % 13 Rusya-Doğu Avrupa % 10 Çin % 16 Taşıtların Egzoz Gazları Konutların Baca Gazları Türkiye % 1 (artış hızı fazla) Ekolojik Dengeye Saygı Duymayan İnsan ABD % 23 Hindistan % 5 Avust.+ Kanada % 10 Sera gazlarının % 75’i ABD, AB, Kanada, Rusya, Japonya, Çin ve Hindistan tarafından salınmaktadır. Karbondioksit (CO2) en etkili “sera gazı” olup, küresel ısınmanın % 60’ından sorumludur Son 30 yılda “fosil yakıtların” (kömür, doğal gaz, akaryakıt) kullanımı yaklaşık 5 kat artmıştır. Gün geçtikçe de artmaya devam ediyor… CO2 miktarındaki bu artış, nüfustaki artışla ilgili olmakla beraber, daha ziyade “çılgın tüketim”le ilgilidir. Bugün fosil yakıtlardan ortaya çıkıp atmosfere yayılan (CO2) miktarı yaklaşık yılda altı milyar ton’dur… CO2 miktarı son 30 yılda 379 ppm’e yükseldi. Bazı bilim çevrelerine göre “eşiğin” (geri dönülemez sınırın) 400 ppm olduğu dikkate alınırsa ALARM ÇALMAYA başlamıştır…

7 bu yüzyılda ikiye katlanacaktır.
DOĞA UYARIYOR Normal Dengelerinin Dışına Çıkıldığından Doğa “ALARM” Vermektedir. Karbon emisyonları (karbon salınımı), doğanın karbon soğurma (okyanus ve ormanların doğal karbon döngüsü içinde CO2 kullanarak değiştirme / zararını yok etme) kapasitesinin çok üstündedir. Önlem alınmaz ise; yıllık CO2 deki artış, bu yüzyılda ikiye katlanacaktır. KRİTİK EŞİK (geri dönülemez sınır) UZAKTAN DA OLSA GÖRÜNMEYE BAŞLADI. KÜRESEL ISINMA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ALARM Normal şartlarda sera gazları, alt atmosferi ısıtıp dünya sıcaklığının ortalama 14 0C’de kalmasını sağlar Daha önce anlattığımız sebeplerle; sera gazlarının artması, alt atmosferin ısısını artırmaktadır. Geçtiğimiz yüzyılda yeryüzü sıcaklığı yaklaşık 0,5 0C artmıştır. Önümüzdeki yüzyılda ortalama sıcaklık artışı 4 0C ve kutuplardaki artışın ise 8 0C olacağı tahmin edilmektedir. “Küresel Isınma” ile doğa kendini yenileyebilme özelliğini yitirmeye başladı. Son 20 yılda “hava olayları”nın hızla değişmesi (sıcak gün sayısının artması, don yaşanan gün sayısındaki azalma, yağmurların düzensizleşmesi, artan kuraklık, kasırga / hortum gibi felaketlerdeki artış, deniz seviyesindeki yükselmeler vs.) küresel iklimin değiştiğinin göstergeleridir. BU DEĞİŞİKLİĞİN ELBETTE GÖRÜNÜR SONUÇLARI OLACAKTIR.

8 Bu ise kuraklık ve çölleşmedir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN GÖRÜNÜR SONUÇLARI YAĞIŞ BOZUKLUĞU Atmosferdeki su buharı miktarı, buharlaşma ile artar ve yağış ile de azalır. Su buharı “buharlaşma / yoğunlaşma” ile öyle dengelenir ki, su buharının atmosferdeki miktarı daima sabit kalır… Küresel ısınmayla birlikte nem dengesi bozuldu. Yağışlar ani, şiddetli ve mevzi olmaya başladı. Yağışın şiddetli ve mevzi olması “sel” demektir. Sel, çok yönlü zarar (kayıp, hasar) doğurur. Seller, bitki için çok önemli olan yüzey toprağını alıp götürür (erozyon), gıda üretiminde ciddi kayıplara sebep olur. Yağışın mevzi olarak yağması pek çok bölgedeki yağış miktarının azalması demektir. Bu ise kuraklık ve çölleşmedir. SEL BASKINLARI EROZYON KURAKLIK (Çölleşme) SU KAYNAKLARI Bölgesinin su rejimini düzenleyen su kaynakları, başta “yağış” ve “klima etkisi” olmak üzere iklime olumlu etki yapar. Maalesef, su kaynakları insan tarafından kirletilmenin yanında, iklim değişimi ile de kurumakla yüz yüzedir…Tarım alanları, kötü kullanımın verdiği zararlarla kirlenirken, buna iklim değişikliğinin zararları da ilâve oluyor. Her geçen gün baskı artıyor… Yüksek ısının orman yangınlarına olumsuz etkisi ve kirli havanın oluşturduğu asit yağmurlarının zararları, ormanları öldürmektedir… Hayvanların bazı türleri çoğalıyor, bazıları ise (saatte 3 tür) yok oluyor. TARIM ALANLARI 1 ORMAN ALANLARI HAYVAN TÜRLERİ

9 2 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN GÖRÜNÜR SONUÇLARI BUZULLARIN ERİMESİ
OKYANUSLARDAKİ DENGE Okyanuslarda kuzey-güney yönünde su akımı vardır. Bu akım, güneydeki sıcak suyu kutuplara, oradaki soğuk suyu da güneye taşır. Buzulların hızla erimesi okyanustaki tatlı su / tuzlu su dengesini bozmakta, bu akıntıyı yavaşlatmaktadır. Bu yüzyıl sonunda kuzey Avrupa’nın buzul dönemine girmesi beklenmektedir. Sıcaklık artışı dünya üzerine eşit oranda dağılmaz. Bazı bölgeler ısınırken, bazı bölgeler daha soğur. Ekvator çevresinde fazla bir değişiklik olmazken, yukarı enlemlerde ısı artışı iki kat olabilmektedir. Bu sıcaklık artışı kutuplardaki ve dağlardaki buzulları hızla eritmektedir. Örnek: Alp Buzulları % 50 oranında eridi. Kuzey Yarım Küre’deki kar örtüsü son 40 yılda % 10 oranında azaldı. BUZUL BAKTERİLERİ Buzulların içinde donmuş vaziyette bekleyen bakterilerin, buzulların erimesiyle ortaya çıkma riski vardır. Bu bakterilere, karşı ne yapılacağı henüz bilinmemektedir. 2 Binlerce yıllık buzul kütlesinin erimesi sonucu ortaya çıkan insan iskeleti 1991

10 3 DENİZ YÜKSELMESİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN GÖRÜNÜR SONUÇLARI KİTLESEL
BUZULLARIN ERİMESİ SONUCU DENİZ SEVİYESİ ORTALAMA CM YÜKSELMİŞTİR Yükselme, 2030 yılına kadar cm’ ye kadar çıkabilecektir. Denizdeki yükselme, kıyı bölgelerindeki verimli tarım alanlarının tuzlu su altında kalması demektir. Bu tuzlu su, kıyı şeritlerinde yeraltı / yerüstü su kaynaklarındaki tuzluluk oranını artıracak, tatlı su bulmada sıkıntı çekilecektir. Dünya nüfusunun yaklaşık 2/ 3 kısmının kıyı ve kıyılara yakın bölgelerde yaşadığı dikkate alınırsa, tehlikenin boyutları daha iyi anlaşılır. KİTLESEL GÖÇLER YAŞAM ŞARTLARININ BOZULMASI, İNSANI “GÖÇ”E ZORLAMAKTADIR İç Göç: Bugün dünya nüfusunun % 46’sı şehirlerde yaşamaktadır (2025’de % 65 olacak). Az gelişmiş ülkelerin şehirlerinde; işsizlik, barınma, ısınma, kötü beslenme vb. sorunlar göçmenleri beklemektedir.(1999’da Hindistan’da o güne kadar görülmemiş büyüklükte tayfun oldu.10 bin kişi öldü, 8 milyon kişi de evsiz kaldı. Binlerce kişi iç bölgelere göç etmek zorunda kaldı.) Dış Göç: Farklı sebeplerle ülkeden ülkeye göç edenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. İklim değişikliği sebebiyle göçenlerin sayısının bugün için 25 milyon olduğu tahmin edilmektedir. 3 YAKLAŞAN TEHLİKELERİ GÖREBİLMEK GEREKİR

11 NE EKERSEN ONU BİÇERSİN
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NE EKERSEN ONU BİÇERSİN Sorunlar, doğanın ilişkiler ve dengeler sisteminin insan tarafından zorlanması sonucu ortaya çıkmaktadır. Doğa, kendini yenileyerek insana hizmet ederken; insan, kendini doğa karşısında ‘efendi” ilan edip, uzun yıllar onu sömürdü, zarar verdi; hem de doğanın bir gün ‘vitesten atacağını’ düşünmeden. Bugün “çevre” olarak tanımlanan; atmosfer, ormanlar, tarım alanları, denizler, su kaynakları, vb. insan tarafından öyle yok ediliyor ki; “doğanın pozitif davranışı” (ekolojik denge) hızla bozuluyor. ÇEVREYE VERİLEN ZARAR “BUMERANG” GİBİ GERİ DÖNEREK, BUGÜN İNSANI VURMAKTADIR. ARTAN ISI SORUNU OZON TABAKASI ASİT YAĞMURLARI ● Aşırı sıcaklık insan sağlığı üzerinde olumsuz etki yapar. ● Vücut sıcaklığının fazla yükselmesi söz konusu olduğunda, terleme yoluyla ısı havaya verilerek vücut sıcaklığı dengelenir. ● Ancak nem aşırı yükselirse terleme yeterli düzeyde olmaz. Bu durumda ısı kaybı yetersiz kalacağından bazı sağlık problemleri başlar. ● Terleme insanın su ihtiyacını artırır. ● Atmosfere karışan kirleticiler, kimyasal reaksiyonlar oluşturur ve hava akımları ile yayılır. ● Atmosferdeki kimyasal reaksiyonların bazıları, güneşten gelen zararlı “ultraviole ışınları” na karşı yeryüzünü koruyan “ozon tabakası” nda tahribat yapar. ● Nitekim ozon tabakası, kutup bölgesinde delinmiş ve insanı koruma özelliği zayıflamıştır. ● Azot Oksitler, atmosferde kimyasal reaksiyona girerek asit oluşturur ve “asit yağmuru” olarak yere iner. ● Asit, toprakta ve göllerde başkaca reaksiyona girerek nitritasit’e dönüşürse etkisi 4 kat artar. ● Asit, toprağın verimini düşürür, ağaç köklerinin besin toplama yeteneğini azaltır. ● Asit, besin zinciri veya içme suyu yoluyla insana ulaşırsa “zehir etkisi” yapar.

12 HİÇBİR ŞEY YİYECEĞİN YERİNİ TUTAMAZ.
BURASI DÜNYA Yıl……. TEMİZ SU TEMİNİ GIDA GÜVENLİĞİ HASTALIKLAR ● Bir diğer sorun da su kaynaklarının hızla azalmaya başlamasıdır. ● Kuraklık (16 ülkede yağışlar son 25 yılda % 20 azalmıştır), “temiz su temini” problemini beraberinde getirmektedir. Çünkü son 50 yılda (nüfus artışı ve tüketime bağlı olarak) insanlığın su ihtiyacı 3 kat artmıştır. ● Az su; kişi / çevre temizliğin yapılamaması, üretimin düşmesi vb. demektir. SU HAYATIN TEMELİDİR. ● Erozyon, çölleşme, toprakların amaç dışı kullanımı, tarım alanlarını elden çıkarıyor. Küresel ısınma bunu daha da hızlandırıyor. Bu duruma su sıkıntısı da eklenince gıda üretiminde ciddi düşüşler meydana geliyor. ● Bugün dünyada 800 milyon insan yetersiz besleniyor. ● Bazı yerlerde (Afrika, Asya) AÇLIK TEHLİKESİ daha da artıyor. HİÇBİR ŞEY YİYECEĞİN YERİNİ TUTAMAZ. ● Sağlıklı ve rahat yaşam için teneffüs edilen havanın mutlaka temiz olması gerekir. ● Atmosferdeki yüksek miktardaki zararlı maddelerin solunması; akciğer kanseri, astım, burun ve boğaz hastalıkları, mide hastalıkları, vb. sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Sorun özellikle yaşlılarda daha da büyümektedir. HASTALIK YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜR. İNSAN OLMANIN GEREĞİ: Kişi kendi geleceğini dünyanın geleceğinden ayrı düşünmemeli. KABUL EDİLEN HATA, DOĞRUYA ATILAN İLK ADIMDIR.

13 Doğadan faydalanmaya EVET ... İsrafa HAYIR.
NELER YAPABİLİRİZ? OLAYIN SİYASİ YÖNÜ İnsanın yaşam kalitesini artırmak öncelikli görevleri olmasına rağmen, bugünkü şartlarda yöneticilerden radikal tedbirler beklenemez. Çünkü; yöneticiler, alacakları kararlarda seçmenin tercihlerini dikkate alır. Örnek olarak: Doğal gaz gelen şehirlerde her konutun bunu kullanma mecburiyeti uygulanmamaktadır. Çünkü; kömür ucuzdur, kötüsü daha da ucuzdur ve halk ekonomik gerekçeler arkasına sığınarak en kötüsünden kömür kullanmaktadır. Buna karşın aynı şahıslar, sigara dahil her türlü lüzumsuz harcamayı yapabilmektedir. Bize düşen; halkı (bihaber olduğu) “küresel ısınma” hakkında bilgilendirmek, örgütlemek ve sivil baskı unsuru yapabilmektir. OLAYIN EKONOMİK YÖNÜ Gelişmiş ülkeler, iklim değişiminden en fazla sorumlu olanlardır. Bu ülkeler, gelişmekte olan ülkelere baskı yaparak “üretimlerini kısmaları”nı istiyorlar. İstekleri kabul edilirse, zengin ve fakir ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği daha da artacaktır. Gelişmiş ülkeler zenginliklerini bizlerle paylaşmayacaklarına göre, kendi kalkınmamızdan taviz veremeyiz… Çünkü: Üretimsiz tüketim iflastır. OLAYIN YÖNETİM YÖNÜ Küresel ısınmayı hafifletmek için merkezi yönetimce alınması gereken (Isınmada kömürden doğalgaza geçilmesi, rüzgâra, jeotermal enerjiye, hidroelektrik santrallere öncelik verilmesi, nükleer enerji santrallerinin biran önce kurulması, toplu taşımada metro ve raylı sistemlerinin artırılması, deniz yolu taşımacılığının önemsenmesi gibi) kararlarda yönetimin desteklenmesi gerekir… Doğadan faydalanmaya EVET ... İsrafa HAYIR. Kalkınmaya EVET... Doğayı kirletmeye HAYIR.

14 “MİLYARLAR KİRLETİRKEN BEN NE YAPABİLİRİM” DEME
SEN DOĞRUSUNU YAP Kişi yılda ortalama litre suyu wc’de tüketir. Arabayı hortumla yıkamak, yaklaşık 550 litre su demektir. Örnekler çoğaltılabilir. Banyoda, wc’de, temizlikte, bahçe sulamasında, vs. işlerde istersek tahminin üstünde su tasarrufu yapabiliriz. Dişleri fırçalarken, bulaşık yıkarken ya da traş olurken açık bırakılan musluk, suyun boşa akmasına sebep olur. Bozuk musluk ve rezervuar kaçakları, su tüketiminin % 5'i kadardır. Suyu israf etmeyiniz. Türkiye’nin elektrik ihtiyacı hızla artmaktadır. Yerli enerji kaynakları artan talebi karşılamakta yetersiz kaldığından, büyük ölçüde ithal enerji (doğal gaz) alıyoruz. Bağımlılık 2004’de % 72’ye ulaşmıştır. (Bu konuda dünya birincisi olduk. Uyanma zamanı…) Her ortam için doğru büyüklükte ampul (tasarruf ampulü) kullanın. Gerekmediği zamanlarda ışığı kapatın. Kullanmadığınız zamanlarda tüm elektrikli cihazları anahtarından kapatın. Cihazlar bekleme konumunda da enerji tüketirler. Enerjiyi israf etmeyiniz. Herhangi bir gıdanın yemek masamıza gelmesine kadar geçen sürede “enerji / su” kullanıldığı, çevrenin kirletildiği unutulmamalı ve gıdanın kıymeti bilinmelidir. Gıdayı tüket!.. İsraf etme!.. Bitmedi...

15 ( Bir paket sigara parasına bir ağaç fidanı alabiliriz.)
BEN YAPABİLİRİM Bir ağaç ömrü boyunca bir ton CO2 emerek faydalı olurken, insan günlük ortalama 1,5 kg ağaç ürünü tüketerek zararlı olmaktadır. Ormanları korumak ve her fırsatta ağaç dikmek görevimiz olmalıdır. ( Bir paket sigara parasına bir ağaç fidanı alabiliriz.) Yazı kağıtları ve fotokopilerden yılda milyonlarca ton atık kağıt çıkıyor. Avrupa atık kağıdını geri kazanarak % 65'ini kullanabilmektedir. Biz ise; çöplüklerde çürütüyoruz veya yakıyoruz. Halbuki bir ton kağıt 17 ağacın yaşaması ve 27 m3 suyun tasarrufu demektir. Geri dönüştürülmüş kağıt, hava kirliliğini % 74, su kirliliğini % 35, enerji sarfiyatını % 28 oranında azaltacak demektir. Metal, cam, plastik, kağıt vb. atık maddelerinizi geri dönüşüm kutularına atınız. Olabildiğince toplu taşıma araçlarını tercih edin. Kısa mesafelere arabayla gitmek yerine, yürüyün. Satın alırken kurşunsuz benzinle çalışan araçları tercih edin. Günümüz araçlarında motorun ısınmasını beklemek gereksizdir. Motor bakımını ihmal etmeyin. Petrol hem pahalı, hem de ithal maddedir. Ekonomi ve çevre sağlığı için tasarruf edilmesi gerekir. Uzun duraklamalarda kontağı kapatın. Düzgün şişirilmiş lastikler, alınan yolu % 3 artırır. Sonuna kadar açık camlar, fazladan yükler, klima, yakıt tüketimini artırır. Bitmedi...

16 ● BİLGİNİZİ ÇEVRENİZLE PAYLAŞIN
BEN YAPABİLİRİM Isınmada kaliteli (kükürt’ü az ve temiz) kömür kullanılmalı. (Ucuz etin tadı yavan olur). Soba ve kazanların nasıl yakılacağı öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. Yanlışlıklar; daha az ısınma, daha pahalı ısınma ve daha çok kirlilik demektir. Konunun devamı için konular bölümünden KÜRESEL ISINMA – 2 (İslâm ve İnsan) dosyasını açınız. Evlerde en büyük enerji harcaması ısınma için yapılır. Ev içinde daha kalın giyinip oda sıcaklığını düşürmek gerekir. Binalarda basit önlemlerle (kapı / pencere bantları ile) ısı kaybı daha aza indirilebilir. Her önlem daha az harcama ve daha az kirlilik demektir. Tüketim alışkanlıkları gözden geçirilerek tasarruflu hayat tercih edilebilir.(İşten değil dişten artar). Modası geçti diye yepyeni eşyalar atılmamalı. Kullanılmayan eşyalara ihtiyacı olan birileri muhakkak vardır. Yardımlaşmanın zevkini alın. ● AYRINTILARI ÖĞRENİN ● BİLGİNİZİ ÇEVRENİZLE PAYLAŞIN BENİM GELECEĞİM İÇİN ÇALIŞANLARA TEŞEKKÜR EDERİM. Üretmeden tüketen yerine, üreten ve paylaşan olmak gerekir. HAYATINIZI PROGRAMLAYINIZ.

17 Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...
Her şeyin görevini doğru yaptığı dünyada İnsanın da görevini doğru yapması beklentisiyle Sağlık ve mutluluklar dilerim. Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Hüsnü Çeşmeci Haziran 2008


"KÜRESEL ISINMA -1 (Doğa ve İnsan) Hüsnü Çeşmeci Hazırlayan" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları